Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/350 E. 2023/728 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/350 Esas
KARAR NO : 2023/728

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil şirketinin … ruhsat sicil numaralı maden sahasının sahibi olduğunu, müvekkil şirketi ile davalı şirket arasında … 6. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı rödevans sözleşmesi yaptıklarını,müvekkilinin madencilik sektöründe tanınan ve bilinen bir firma olduğunu, yıllardır Türk ekonomisine katkılar sunduğunu, yaptıkları tüm ve işlemlerde ülkesinin ve milletinin üstün çıkarlarını daima en üstte tutmuş olduğunu, bunda sonra da bu yolda hizmet vermeye devam edeceğini, tüm iyiniyetli çaba ve çalışmalarına karşılık faaliyetlerine son vermeyen davalı şirketin rödevans sınır koordinatları belirtilen 3 kısmın haricindeki toplam 30.000 m2’lik 4 tane alanı haksız ve hukuk aykırı bir şekilde rödevans sınırlarının dışına taşarak ürün stok alanı, yemehane, koğuş vb. Bina olarak izinsiz kullanıldığını, davalı şirketin rödevans alanı dışında kullanmış olduğu, müvekkil şirketinin ruhsat alanındaki 30.000 m2’lik alanın müvekkili pasa alanının hemen alt kısmında olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığı ve çeşitli binalar yaptığı rödevans sınırları dışındaki bu alanı müvekkilinin pasa döküm alanı ve sair amaçlarla kullanamadığını, bu nedenle ruhsat alanı içerisinde kalan ve uydu görüntüsünde gösterilen orman alanından toplam 53599 m2 pasa alanı kiralamak zorunda kalındığını, ruhsat sahası içerisinde olsa dahi ormanlık alan olarak görünen yereri kullanabilmek için resmi kurum ve kuruluşlarda ayrıca izin alınrak bedel ödenmesi gerektiğini, müvekkil şirketinin davalının haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığı bu alanında içerisinde bulunduğu 280.515,15 m2’lik yer için … hesabına 1.233.844,85 TL ödeme yaparak 48.868,89 TL’lik ayrıca saha teminat bedelinin yatırıldığını, iyi niyetli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, haksız ve hukuka aykırı kullanıma yönelik davalı şirketin müdahalesinin men’i ve tahliyesini sağlamak suretiyle zararlarının tazmini, davalı şirketin rödevans sınırları dışındaki kullanmış olduğu alandan tahliyelerini, fazlaya ilişkin haklarının mahfuz kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL ( onbintürklirası) zararının ödemenin yapıldığı 11/09/2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ile birlikte ücret-i vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; açılmış bulunan davanın tahliye ve ecrimisil talepli olduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı şirketin rödavans sözleşmesine konu edilmeyen 30.000 m2’lik bir sahanın müvekkili tarafından işgal edildiğini, görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkillerinin Rödovans sözleşmesi ile kiralamış oldukları maden sahasının dışında kalan 8,500 m2’lik kısım müvekkili tarafından 1989 yılından bu tarihe kadar davacının bilgisi ve açık sözlü muvafakati ile kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin yaklaşık 27 yıldır sözleşme dışı 8,500 m2 lik kısmı kullandığını, ve bu kullanımın davacı tarafından bilindiğini ve onaylandığını, dava tarihine kadar davacının hiç bir uyarıda bulunmadığını ihtar çekmediğini ve dava açmadığını, 8,500 m2 kısmın dışında kalan yaklaşık 9,500 m2’lik kısım da takriben 15/09/2016 tarihinden sonra müvekkili tarafından kullanılmaya başlandığını, müvekkilinin bu alanı kullanmasının nedeni ise davacının sözleşme ile müvekkiline kiralamış olduğu 8.000 m2’lik alanı işgal etmiş olduğundan müvekkiline depolama sahasi temin edemediğini ve sözleşme dışında kalan 9,500 m2 lik alanı kullanmak zorunda kaldığını, bu kullanımın davacı tarafından bilindiğini ve onaylandığını,dava tarihine kadar davacının hiçbir uyarıda bulunmadığını, ihtar çekmediğini ve dava açmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekili, müvekkil şirketinin 7744 ruhsat sicil numaralı maden sahasının sahibi olduğunu, müvekkil şirketi ile davalı şirket arasında … 6. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı rödevans sözleşmesi yaptıklarını,müvekkilinin madencilik sektöründe tanınan ve bilinen bir firma olduğunu, yıllardır Türk ekonomisine katkılar sunduğunu, yaptıkları tüm ve işlemlerde ülkesinin ve milletinin üstün çıkarlarını daima en üstte tutmuş olduğunu, bunda sonra da bu yolda hizmet vermeye devam edeceğini, tüm iyiniyetli çaba ve çalışmalarına karşılık faaliyetlerine son vermeyen davalı şirketin rödevans sınır koordinatları belirtilen 3 kısmın haricindeki toplam 30.000 m2’lik 4 tane alanı haksız ve hukuk aykırı bir şekilde rödevans sınırlarının dışına taşarak ürün stok alanı, yemehane, koğuş vb. Bina olarak izinsiz kullanıldığını, davalı şirketin rödevans alanı dışında kullanmış olduğu, müvekkil şirketinin ruhsat alanındaki 30.000 m2’lik alanın müvekkili pasa alanının hemen alt kısmında olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığı ve çeşitli binalar yaptığı rödevans sınırları dışındaki bu alanı müvekkilinin pasa döküm alanı ve sair amaçlarla kullanamadığını, bu nedenle ruhsat alanı içerisinde kalan ve uydu görüntüsünde gösterilen orman alanından toplam 53599 m2 pasa alanı kiralamak zorunda kalındığını, ruhsat sahası içerisinde olsa dahi ormanlık alan olarak görünen yereri kullanabilmek için resmi kurum ve kuruluşlarda ayrıca izin alınrak bedel ödenmesi gerektiğini, müvekkil şirketinin davalının haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığı bu alanında içerisinde bulunduğu 280.515,15 m2’lik yer için …hesabına 1.233.844,85 TL ödeme yaparak 48.868,89 TL’lik ayrıca saha teminat bedelinin yatırıldığını, iyi niyetli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, haksız ve hukuka aykırı kullanıma yönelik davalı şirketin müdahalesinin men’i ve tahliyesini sağlamak suretiyle zararlarının tazmini, davalı şirketin rödevans sınırları dışındaki kullanmış olduğu alandan tahliyelerini, fazlaya ilişkin haklarının mahfuz kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL ( onbintürklirası) zararının ödemenin yapıldığı 11/09/2017 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ile birlikte ücret-i vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi, maden ruhsat sahasına yapılan el atmanın önlenmesi ve zarar tazmini istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece res’en gözetilir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır.
Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Nitekim vurgulanan bu ilkeler, ecrimisil davalarının temyiz incelemesine bakan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 01.03.2016 gün ve E:2016/968, K:2016/2426 ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.09.2018 gün ve E:2018/9046, K:2018/15609 ve 05/03/2019 gün ve E:2018/3121, K:2019/2289 sayılı ilamlarında da istikrarlı olarak benimsenmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinde, davacı taraf rödavans sözleşmesine konu edilmeyen 30.000 m2’lik sahanın davalı tarafından işgal edildiğini iddia ettiği, davacının talebinin taraflar arasında akdedilen … 6. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı rödavans sözleşmesinde, belirlenen koordinatların dışındaki alandan davalının tahliyesi, ve uğranılan zarar sebebiyle tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, talebin esasen müdahelenin men’i ve ecrimisil talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın taraflar arasında akdedilen rödavans sözleşmesinden kaynaklanmadığı görülmektedir.Her ne kadar … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas,… Karar sayılı ilamında her iki tarafında ticari şirket olduğu, davacı yanın talebinin mülkiyet hakkına dayalı olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile alakalı olduğu belirtilmiş ise de, dava dilekçesinden de açıkça görüleceği üzere davacı tarafın, taraflar arasında akdedilen 23/10/2002 tarihli rödavans sözleşmesinin dışında kalan alan yönünden haksız işgalin tespiti ve tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1 Hukuk Dairesinin 2016/1741 Esas, 2016/2571 Karar sayılı ilamında, “Eldeki davanın 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) Eşya Hukuku başlıklı 4. kitabında düzenlenmiş gayrimenkul mülkiyetine ilişkin 683. maddesine dayalı mülkiyet hakkının korunmasına yönelik dava olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, Asliye Ticaret Mahkemelerinin uzmanlık gerektiren ticari davalara bakmakla görevli özel nitelikli mahkemeler olduğu, eldeki davada ise uyuşmazlığın TMK’nun 683. ve devamı maddeler uygulanmak suretiyle çözüme kavuşturulacağı…”
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 25.01.2016 Tarihli, 2015/23237 E.- 2016/9SIK. Sayılı İlamında “Talep ecrimisil istemine dair olup, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2.maddesine göre dava konusunun değerine ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına dair davalarla, kişi varlığına dair davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu sebeple uyuşmazlığın astiye hukuk müahkemesinde çözümlenmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulunarak uyuşmazlığın temelinin mülkiyet hakkına dayanması halinde görevli mahkemenin genel yetkili mahkeme olması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.
Dava 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. vd. Maddelerine dayalı taşınmaza yapılan meni müdahale, ecrimisil talebine ilişkindir Her ne kadar taraflar tacir olsalar dahi, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, esasen dava dilekçesinde de bu yönde bir iddiaya yer verilmediği, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, bu yönde … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas, …Karar sayılı görevsizlik kararında da belirtildiği gibi uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir. (Tarafları ticaret şirketi olan ve konusu yalnız ecrimisil davası olan mahkememiz başkaca bir kararı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 2018/1025 Esas, 2019/560 Karar sayılı kararı) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6100 sayılı yasanın 2. Maddesinde bu husus belirtilmiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmesi gerekir. Ayrıca davalı tarafça da görev itirazında bulunulduğu anlaşılmakla, Müdahalenin meni ve ecrimisil talepleri mahkememizin görev alanı dışında olduğundan 6100 sayılı yasanın 1. ve 2. Maddesi gözetilerek mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Dosyanın görevli yetkili … 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından merci tayini bakımından ihtilafın çözümü için İstanbul BAM ilgili Hukuk dairesine dosyanın gönderilmesine,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesi gereğince harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep üzerine harç, yargılama gideri vekalet ücreti ve gider avansı hususunda mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/11/2023

Katip
E-İMZA

Hakim
E-İMZA