Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/348 E. 2023/709 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/348
KARAR NO : 2023/709

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 23/05/2023
KARAR TARİHİ : 17/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı müvekkili aleyhine 26.12.2022 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, ancak davacı müvekkilinin takip alacaklısı şahsa böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilin söz konusu şirketi tanımadığını, müvekkili tarafından şirket avukatının arandığını, kendisine bilgi vermesini böyle bir şirketle hiçbir alışverişinin olmadığını, takip dayanağı bir belge varsa gönderilmesini söylemişse de söz konusu şirket tarafından sorularının cevapsız bırakıldığını, yapılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, mahkeme müvekkiline daha öncede bu şekilde paravan olduğunu düşünülen bir şirket tarafından icra takibi yapıldığını, müvekkilinden para alınmak istendiğini, ancak yapılan şikayet üzerine söz konusu takibin kaldırıldığını, yine burada da müvekkilnin ismini dahi yeni öğrendiği şirketle aralarında borç doğurabilecek herhangi bir işlem, bir sözleşme olmadığını, bundan dolayı taraflarınca dolandırıcı olabileceğini düşünülen şirket tarafından açılan icra takibinde belirtilen borcun olmadığı ve yapılan ödeme emri tebligatının muhtara yapılmasından dolayı itiraz sürelerinin kaçırılmış olmasından dolayı iş bu davanın açıldığını, davacı müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, … 2. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takibinin iptali ile kaldırılmasına, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin müvekkilinin kişiliğine dair kullanmış olduğun Avukatlık mesleğinin ve icrasının gerektirdiği özen ve etik yükümlülükleriyle uyuşmayan ve haksız fiil düzeyine varan “paravan” ve “dolandırıcı” ifadelerine karşı tüm şikayet ve diğer hakları saklı tuttuklarını, herhangi bir haksız fiil ya da konusu suç teşkil eden fiil gerçekleştirmeyen ya da gerçekleştirdiği mahkemelerce sübuta erdirilmeyen müvekkili hakkında söz konusu şekilde ağır ve itibar zedeleyici olan ve huzurdaki yargılamada davayı haklı göstermek adına açıklamalara dayanak edildiği ve müvekkiline kötü bir şekilde etiketleme kastını içerdiği açıkça görülebilen aşağılama ve karalama odaklı beyanlar; bir tüzel kişi olan müvekkilinin toplumsal ve ticari itibarına, diğer bir deyişle kişilik haklarından şerefi ve haysiyetine açıkça tecavüz teşkil ettiğini, söz konusu ifadelerin hiçbirinin davacının menfi tespit davasındaki maddi vakıaların ve hukuki hallerin açıklanması yahut tespitinde şart veya gerek olmadığı açık olduğunu, davanın karalama, itibar zedeleme veya şerefe zarar verme gibi haksız fiil teşkil eden eylemeler olmadan da sürdürülebileceğini, ancak davacı vekilinin eldeki yargılamada müvekkili üzerinde kötü bir etki bırakmak amacıyla söz konusu haysiyet ve itibar zedeleyici sözleri yazılı olarak beyan ettiğini, diğer bir deyişle, söz konusu fiilin “savunma” maksadından taşıp kötü niyetli haksız fiil kapsamına girdiğinin açık olduğunu, müvekkili tarafınca davacıya karşı başlatılmış olan mezkur icra takibi, esasen …’un davacıdan olan alacağına dayandığını, söz konusu alacağın hukuken temlik vasıtasıyla müvekkiline geçtiğini, dolayısıyla davacının müvekkiline borcu olmadığı iddiasının yanlış olduğunu, ‘temlik sözleşmesi’ icra dosyasında açıkça görülebilir vaziyette olduğunu, bu sebeple borçlunun, icra dosyasında açıkça görebileceği bir temlik sözleşmesinin ve işbu sözleşmede temlik eden ve temlik alanın bilgilerinin açıkça varlığına rağmen, alacaklısına karşı borcu olmadığını ileri sürmesi, dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacı vekilinin 19.06.2023 UYAP kayıt tarihli “Söz konusu dosya incelendiğinde dosyaya sunulan takip dayanağı belge …kozmetik ile alakalı olan müvekkilimle hiç alakası olmayan bir belgedir.” şeklindeki beyanına rağmen, icra dosyası içerisindeki diğer bilgilerin incelenmemesi, davacı tarafın dürüstlük kuralına aykırılığını gösteren ayrı bir emare olduğunu, müvekkili tarafından davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibi haklı olmasına karşın davacının davası ve davacı vekilinin tüm beyanları açıkça haksız olduğunu, dolayısıyla davacı tarafça dürüstlük kuralına aykırı olarak talep edilen kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının haksız ve dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde … 2. İcra Dairesi…E. Sayılı dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına, müvekkili nezdinde işbu haksız dava ile alacağın geç tahsiline ve neticeten müvekkilinin haksız bir dava ile karşı karşıya bırakılmasına doğrudan sebep olması nedeniyle, mezkur takip konusu bedelin %20’sinden az olmayan bir tazminata mahkum edilmesini talep ettiklerini, davanın tüm talepleriyle beraber esastan reddine, davacı tarafın haksız davası nedeniyle, davaya konu olan takip konusu bedelin %20’sinden az olmayan bir tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına; karar verilmesini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… 2. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası, ilamsız icra takibine karşı başlatılan menfi tespit davasıdır.
Dava konusu takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.Takip dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı aleyhine … 2. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili, takibe dayanak olarak davacı ile dava dışı temlik veren arasında imzalanan tali satıcılık sözleşmesine dayanmıştır.
Davacının bağlı olduğu vergi müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabına göre, davacının herhangi bir vergi mükellefiyetine rastlanmadığı bildirilmiştir.
TTK’ nun 4. Maddesi;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda; Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar TTK. Nun 16/2 maddesi uyarınca tacir olmadığı gibi uyuşmazlık mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(Yargıtay 20.HD 2016/3005 Esas 2016/5831 Karar)
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Kararın kesinleşmesi halinde 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi uyarınca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için süresinde başvurulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
5-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde görevli mahkemeye başvurulmadığı takdirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/11/2023

KATİP …
¸e-imzalıdır

HAKİM …
¸e-imzalıdır