Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/140 E. 2023/549 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/140
KARAR NO : 2023/549

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde 2016 yılı şubat ayından 13/12/2018 tarihine kadar, ticari vekil olarak çalıştığını, bu çalışmasının düzenli ve kesintisiz olduğunu, davalı şirket , müvekkilinin ilk işe başladığında bu ödemeleri düzenli olarak ödemekte olduğunu, ancak daha sonra şirketin ekonomik durumunun kötü olduğunu, ödemeleri yetiştiremediklerini söyleyerek geçici bir süre için eksik kalan ödemeleri , ticari vekil olarak davacının ödemesini talep ettiklerini, müvekkilinin de bu sürecin geçici olduğunu, bu yüzden ödemelerin kendisinin yaptığını, yaptığı ödemelerin excel de düzenlediği listeler halinde işverenine bildirdiğini, şirket adına yaptığı ve geri alamadığı ödemeler 50.000 TL yi aştığını, müvekkilinin kredi limitinin dolduğunu, şirket yetkililerine ödeme yapamayacağını, şirketin kendisine olan borcunu bir an önce ödemesini söylediğini, ancak davalı şirketin müvekkilinin haberi olmadan iş akdini fesh ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin icra takibi başlattığını, davalı şirketin ise borca itiraz ettiği için takibin durduğunu, yukarıda izah edilmek üzere; müvekkilinin davalı işyerinde, işveren vekili sıfatıyla hareket ederek, davalı şirket adına kendi hesabından yapmış olduğu ve davalı şirketten iadesini alamadığı tüm bu ödemelerin, davalı müvekkilinin iş akdinin sona erdirildiği 13/12/2018 itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL nin tazminine karar verilmesini, yargılama giderlerinin, harcın ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin görevsiz olduğunu, dosyanın görevli mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın müvekkili hakkında icra takibinde bulunduğunu ancak hiçbir hukuki sebep belirtmeden açtığını, taraflar arasında ticari bir işlem olmadığı için mahkememizin görevsiz olduğunu, müvekkilinin şirkette bir dönem işçi olarak çalıştığını, davacının müvekkilinden ticari işlere dayanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkilinin çeşitli illerde ihale alarak telekomünikasyon sektörü ile ilgili her türlü yer altı ve yerüstü elektrik elektronik telekomünikasyon tesisleri ve tesisatları çekmek kurmak ve işlettiğini, şirket, faaliyetini yürütürken kazı yapacağı yerleri belediyeye önceden bildirmek zorunda olduğunu, davacı yanında İstanbul dışında müvekkilinin almış olduğu bir ihale neticesinde müvekkilinin oradaki şanyitesinde kazım işleri için ilgili kurumlara bilgi vermek için işe alındığını, davacı yanın o sürede müvekkili adına ödemeler yapmak amacıyla … Bankasından kredi çektiğini, bu ödemeleri kendisinin yaptığını, yaptığı ödemeleri müvekkilinden alamadığını, bu aşamada davacının sunmuş olduğu mail ve yazışmaların müvekkiline tebliğ edilmediği için görmediklerini, bu yüzden yapılan hiçbir ödemeyi kabul etmediklerini, bunun dışında davacı ile müvekkili arasında müvekkili şirket adına yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeler ile ilgili hiçbir mutabakat metninin imzalanmadığını, davacı yanın yapmış olduğu iş ve işlemleri, ödemeleri müvekkiline bildirmesi gerektiğini, müvekkilinin şirket yetkilisi tarafından davacının … Bankası hesabına 15/11/2016 tarihinde 15.000,00 TL ödendiğini, bunun dışında … de bu bedeli direkt davacı hesabına ödediğini, … tarafından tarafından davacı yanın … bankası hesabına 12.07.2016 tarihinde 25.000,00 TL, 13.07.2016 tarihinde 25.000,00-TL 21.09.2016 tarihinde 10.000,00 TL 04.10.2016 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 75.000,00-TL ödeme yapıldığını, toplamda 90.000,00-TL olarak yapılan tüm bu ödemeleri hesabına alan davacı yanın aldığı bu ödemelerden hiç bahsetmediğini, bundan daha cüzi miktarlarda yapmış olduğu bir kısım harcamaların olduğunu iddia ederek müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, Öncelikle dosya hakkında görevsizlik kararı verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … asliye hukuk mahkemeleri veya istanbul asliye ticaret mahkemeleri’ne (mahkemenin görevli olduğunu kabul etmesi varsayımında) gönderilmesini, Usuli itirazlarının mahkemece kabul görmemesi halinde alacak kalemleri ile bu kalemlere işletilen faize ve tüm feriler bakımından davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… Vergi Dairesinden gelen …’e ait iş yerinin tarh dosyası, 2002 gelir vergisi beyannamesi,
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, davacının davalı şirketin ticari vekili olduğunu, davacının şantiyelerindeki işleri takip ettiğini, ön muhasebe, işçilerin maaşlarının dağıtılması, kurumlarla yazışma ve evrak takibi işlerini yaptığını, davalı şirket için kendi hesabında harcama yaptığını ileri sürerek, davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalı tarafından yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı asil, 23.06.2023 tarihli celsede davalı şirketi temsilen iş ve muamelelerde bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin tacir yardımcısı sıfatını haiz olduğunu ,ileri sürmüş ise de, dosyaya celp edilen … 31. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı şirket aleyhine işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası açıldığı, anılan Mahkemece davacının davalı şirketin işçisi olarak kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile bir kısım işçilik alacaklarının davalı şirketten tahsiline karar verildiği, verilen kararın tarafların istinaf talebinde bulunmaması sebebiyle kesinleştiği, davacının anılan İş Mahkemesi dosyasında mevcut dava dilekçesinde, davalı ile olan ilişkisinin iş sözleşmesinden kaynaklandığını iddia ve kabul ettiği görülmüştür. Bu nedenle her ne kadar davacı asil 23.06.2023 tarihli celsedeki duruşmada davalı şirketin temsilcisi ve ticari yardımcısı olduğunu ileri sürmüş ise de, dosyaya celp edilen … 31. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası nazara alınarak, davacının davalı yanındaki hukuki konumuna yönelik iddialarına Mahkememizce itibar edilşmemiştir.
6098 sayılı TBK’nun 379. Maddesinde “Ödünç sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmış , aynı yasanın 386. Maddesinde ise “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşme” olarak tanımlanmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi ve 29.06.1960 gün ve 1960/13-15 sayılı YİBK’da, iş mahkemelerinin, işçi sayılan kimselerle (Kanunun değiştirilen 2. maddesinin (C), (D) ve (E) fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukukî uyuşmazlıkların bu mahkemelerde çözümleneceği açıklanmıştır.
5521 sayılı Kanun uyarınca bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan bir hukukî uyuşmazlığın bulunması gerekir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin ve HMK 114-115 maddeleri uyarınca dava şartlarından olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2.maddesi; (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı tarafından davalı nam ve hesabına harcama yaptığını iddia ettiği ve yapılan harcamaların davalıdan tahsilini talep ettiği, her ne kadar davacı, davalının işvereni ise de, dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamına göre, taraflara arasındaki uyuşmazlığın TBK’nun 386. Maddesinde belirtilen tüketim ödüncü sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı, somut uyuşmazlığın TBK’nun 386. Maddesinde belirtilen tüketim ödüncü (Bir miktar paraya ilişkin olarak) sözleşmesinden kaynaklandığı sabit olduğuna göre görevli mahkemenin HMK’nın 2. Maddesine göre genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kabul edilmiştir.( Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/3014 Esas 2017/6373 Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/567 Esasa 2021/670 Karar)
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK m.331/2 uyarınca harç, masraf ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2023

KATİP
¸e-imzalıdır

HAKİM
¸e-imzalıdır