Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/994 E. 2023/135 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/994 Esas
KARAR NO : 2023/135

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile … Tic. Ltd. Şti arasında … akdedilen kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcu temin için üçüncü kişi sıfatıyla davalı banka lehine “…, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 1 Nolu Bağımsız Bölüm” olarak kain taşınmaz üzerinde … tarih ve … yevmiye ile 150.000,00 TL miktarlı ve “…, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 2 Nolu Bağımsız Bölüm” olarak kain taşınmaz üzerinde … tarih ve … yevmiye ile 150.000,00 TL miktarlı ipotek tesis edildiğini, … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrakı üzerinden davalı bankaya yönelik olarak keşide ettiği ihtarname ile; yukarıda tesis edilen ipotekler nedeniyle kredi kullandırılıp kullandırılmadığı, kullandırılmış ise borç bakiyesinin ve ödeme planının bildirilmesi, ipoteklerin kaldırılması, anılan ipoteklerden dolayı yeni kredi kullandırılmaması, ayrıca kredi sözleşmesi nedeniyle şahsi kefil sıfatıyla imza atmış ise kefaletinin geçersiz olduğu ve şahsi kefaleti bakımından herhangi bir işlem yapılmaması hususlarını ihtar ettiğini ve ayrıca … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrakı üzerinden kredi borçlusu …Ltd. Şti’ye yönelik olarak keşide ettiği ihtarname ile ipotekleri kapsamında olan borcun bankaya ödenmesi, ipoteklerin kaldırılması hususlarının ihtar edildiğini, üçüncü kişi … Ltd. Şti’nin cevaben … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrakı üzerinden keşide ettiği ihtarname ile ödemelerin düzenli şekilde yapıldığını, yeni krediler kullanılmaya devam edileceğini, bu işlemler nedeniyle herhangi bir zararların olmayacağının kendilerine bildirildiğini, akdedilen ipoteklerin tesisinde 6098 sayılı TBK’nın 583 vd. Maddelerinde öngörülen şekil şartları ile eş rızasının olmaması nedeniyle ipotek sözleşmesinin şahsi kefaletinin geçerli olmadığını, tüm bu nedenlerden bankaya yönelik olarak keşide edilen … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı evrak üzerinden düzenlenen ihtarnamenin bankaya tebliğ edildiği 19/11/2015 tarihi itibariyle kredi borçlusu … Ltd. Şti tarafından yapılan ödemeler nazara alınmak suretiyle bankaya borçlarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti ile ihtarnamenin tebliğinden sonra kullandırılan krediler nedeniyle sorumluluklarının olup olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 28/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalarak davanın kabulü ile ayrıca …, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 1 Nolu Bağımsız Bölüm ve …, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 2 Nolu Bağımsız Bölüm numaralı taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Bankası … Şubesi ile dava dışı …Ltd. Şti arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden kaynaklanan borca … ve …’ın kefil olduğunu, ancak davacı …’in bu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borca yönelik olarak şahsi kefaleti olmadığını, ancak davacı …’in … tarih ve … yevmiye ve … tarih ve … yevmiye numaralı ipotek belgeleri ekindeki resmi senet ile ipotek limiti ile sorumlu olmak dışında senet akit tablolarının 5 maddesi ile tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla da ayrıca sorumlu olmayı kabul ettiğinden kendileri ile … Ltd. Şti arasında akdedilen kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan dolayı ipotek nedeniyle ve şahsi kefaleti nedeniyle 600,00 TL sorumlu bulunduğunu, üçüncü kişi …. Ltd. Şti’nin 24/10/2017 tarihi itibariyle teminatlı şirket kredi kartı kredisi, gayrinakdi çek kredisi, teminatlı BCH kredisi nedeniyle 560.562,85 TL riski/ borcu bulunduğunu, ancak bu miktar alacağın herhangi bir takibe konu edilmediğini, Yargıtay HGK 28/02/2001 tarih, 2001/19159 Esas ve 2001/197 Karar sayılı kararı ile ipotek resmi senedi ile ayrıca borçlunun şahsi kefaletinin öngörülmesinin geçerli olduğunun içtihat edildiğini, bu nedenle davacının borçtan sorumlu olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.72/2 gereği açılmış olan menfi tespit ve ipoteğin fekki davasıdır.
Mahkememizin 08/05/2019 tarih 2017/798 E. – 2019/442 K.sayılı kararı ile davacı borçlunun kefalet sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile … ili, … ilçesi, … Mah. 16627 ada, 11 parsel, 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde … tarih ve … yevmiye no ile tesis edilmiş ve … ili, … ilçesi, … Mah. 16627 ada, 11 parsel, 2 nolu bağımsız bölüm üzerine … tarih … yevmiye no ile tesis edilmiş olan ipoteklerin fekkine karar verilmiştir.
Davalı tarafın bu karar örneğine istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 20/10/2022 tarih 2020/1027 E. – 2022/1145 K.. sayılı kararı ile ”492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre; “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30. madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4’ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK.’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK.’nun 120-(1) maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir.
Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir. Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden gözetilmesini ve harcın yatırılmaması halinde ise ne gibi işlemler yapılacağını 30. ve 32. maddelerinde hükme bağlanmıştır.
Dava konusunun 300.000 TL bedelli kefalet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile birlikte ayrıca toplam 300.000 TL değerinde ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğu, bu durumda dava değerinin 600.000 TL’ye olduğu ancak ilk derece mahkemesince dava değeri 300.000 TLkabul edilerek yapılan hesaplamaya göre peşin karar ve ilam harcının tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Davaya konu toplam alacağa yönelik olan davada mahkemece işin esasına girilmeden önce 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemeyecek olup, davanın harçlandırılmamış kısmı yönünden usulen açılmış bir davanın varlığından söz edilemeyeceği ve harçlandırılmayan kısım yönünden kurulan hükmün; hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve fazlasına karar veremeyeceği düzenlemesini içeren HMK.’nun 26. maddesine aykırı olacağı; bu nedenle, öncelikle dava değeri üzerinden eksik peşin harcın tamamlatılması gerektiği hususu gözetilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verimesi doğru bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin esas yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin açıklanan gerekçe ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir” şeklinde kararı verilmiştir.
İstinaf kararı akabinde kayıt gören davada mahkememizin 2022/994 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada, davacı tarafın 16/01/2023 tarihinde eksik harcı ikmal etmiş olduğu görülmektedir.
İpoteğin fekkine ilişkin talebin gayrimenkul aynına ilişkin bir talep olması nedeniyle 6100 sayılı HMK.m.12 gereği gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğundan ve ipoteğin ilişkin bulunduğu taşınmazların tapuda ”… ili, … ilçesi, … Mah. 16627 ada, 11 parsel, 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde 16/08/2012 tarih ve 28050 yevmiye no ile tesis edilmiş ve … ili, … ilçesi, … Mah. 16627 ada, 11 parsel, 2 nolu bağımsız bölüm üzerine… tarih … yevmiye no” ile … ilinde tescilli bulunması nedeniyle Konya mahkemelerinin kesin yetkili olmaları nedeniyle mahkememizin 01/03/2023 tarihli duruşmasındaki ara kararı ile ipoteğin fekkine ilişkin davanın işbu davadan tefrik edilmesine karar verilmiş ve tefrik kararı neticesinde tefrik edilen dosya mahkememizin 2023/150 Esas sayılı dosyası üzerinde kayıt görmüştür.
İşbu Esas üzerinden görülmekte olan dava taraflar arasında akdedilmiş olan kefalet sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle İİK m.72 kapsamında açılmış olan menfi tespit davasıdır.
İhtilaf, davacının müteselsil kefalet nedeniyle davalı bankaya 19/11/2015 tarihi itibariyle borcu olup olmadığının tespiti ile sorumlulğun sonlandırılmasına yönelik ihtarnamenin 19/11/2015 tarihinde tebliğinden sonra bankaca kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcun şahsi kefaleti kapsamında kalıp kalmadığı, kalmakta ise sorumluğu bulunduğu borç miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Borç, davalı banka ile dava dışı …Ltd. Şti. arasındaki kredi ilişkisinden doğduğundan ve davacı bu ilişkide üçüncü kişi konumunda olduğundan, borcun mevcut olup olmadığı ve miktarını ispat yükü davalı tarafa düşmektedir. Ancak her iki taraf delil olarak Genel Kredi Sözleşmesi, ipotek resmi senedi, keşide edilen ihtarnameler ve cevabi ihtarnameler, banka kayıtları ve bilirkişi incelemesi deliline dayandığından ve de GKS ve banka kayıtlarının incelenmesi 6100 sayılı HMK m.266 gereği özel ve teknik bankacılık bilgisini gerektirdiğinden, dosya ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi Ahmet Varol’dan alınan 10/04/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; dosya kapsamı ve davalı banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, … tarih ve … yevmiye numaralı ve … tarih ve … yevmiye numaralı resmi senetler ile …, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 1 ve 2 Nolu Bağımsız Bölümler üzerinde her bir 150.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL üst sınır teminat ipoteği tesis edildiği ayrıca akit tablosunun 5. maddesi ile de davacının ipotek limiti ile paralel olmak suretiyle şahsi kefaletinin kabul edildiği, davacı tarafından bankaya yönelik olarak … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle davalı bankanın kredi kartı borç bakiyesi olarak 10.000,00 TL, … numaralı BCH kredisinden dolayı borç bakiyesinin 437.310,51 TL olduğu, dava tarihi olan 13/09/2017 tarihi itibariyle kullanılan kredilerden kaynaklanan borç bakiyesinin 508.801,43 TL olduğu, kefalet sözleşmesinde, kefaletin tarihi, müteselsil kefillik ibaresi ve kefil olunan azami miktarın el yazısı ile yazılı olmadığı, aynı zamanda eş muvafakatinin de alınmadığı tespit edilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları neticesinde bankacı bilirkişi …’dan alınan 02/07/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; … tarih ve … yevmiye numaralı ve … tarih ve … yevmiye numaralı ipotek resmi senetleri akit tablosunun 5. maddesi ile davacı …’in ipotek miktarı kadar ayrıca şahsi kefaletinin alındığı, bu şekilde alınan şahsi kefaletin geçerli olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu davacı tarafından bankaya yönelik olarak keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19/11/2015 tarihinde hesap bakiyesinin 437.310,51 TL olduğu, bu tarihten sonra davalı bankanın kredi kullandırmaya devam ettiği, ancak ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihteki bakiye kredi borcu ile bu arada kullandırılan kredilerden kaynaklanan borcun 31/12/2016 tarihinde sıfırlandığı (ek 10 hesap ekstresi) ancak daha sonra bankanın 16/01/2017 tarihinde tekrar 148.000,00 TL kredi kullandırıldığı tespit edilmiştir.
Dava dosyasına celp edilen … tarih ve … yevmiye numaralı ve … tarih ve … yevmiye numaralı ipotek işleminin dayanağı resmi senetler incelendiğinde; davacının üçüncü kişi … Ltd. Şti ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borç nedeniyle …, …, … Mah. 16627 Ada, 11 Parsel, 1 ve 2 Nolu Bağımsız Bölümler üzerinde her biri için 150.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL üst sınır teminat ipoteği tesis edildiği ayrıca akit tablosunun 5. maddesi ile de davacının ipotek limiti ile paralel olmak suretiyle şahsi kefalet verdiği görülmektedir.
16/08/2012 ve 17/08/2012 tarihlerinde akdedilen İpotek – Kefalet Sözleşmesi, kefalet ilişkisi yönü ile 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK hükümlerine tabii olup, şahsi kefalet ilişkisinin sıhhati kanunun 583. maddesinin “Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır” şeklindeki hükmüne tabi ise de somut olay itibariyle memur önünde resmi şekilde yapılan kefelat sözleşmesi bakımından bu şartların aranmasına gerek yoktur. Ancak aynı kanunun 584. maddesi ile borca kefalet sözleşmesinin geçerli olması için eşin rızası hem adi şekilde hemde resmi şekilde yapılan sözleşmelerde mevcut olması sözleşmenin geçerlilik şartıdır. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında akdedilen sözleşmede eş rızasının mevcut olmadığı anlaşıldığından şahsi kefaletin geçerli olmadığı görülmektedir.
Bir an için şahsi kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilecek olsa bile 6098 sayılı TBK’nın 599. maddesi ile borçlunun maddi durumunun kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra bozulması halinde kefilin alacaklıya yazılı bildirimde bulunarak doğmayan borçlar bakımından kefaletten dönebileceği açıkça öngörülmüş olduğundan ve somut olayımız itibariyle de davacının şahsi kefil olmak suretiyle sorumlu olmayı kabul ettiği borcun sorumluluğun sonlandırılmasına yönelik ihtarnamenin davalı bankaya 19/11/2015 tarihinde tebliğinden önce doğmuş olan borçların 31/12/2016 tarihinde sıfırlandığı ve mevcut borcun 19/11/2015 tarihinden sonra davacının bildirimine aykırı olarak kullanılan kredi ilişkisinden kaynaklandığı, bu nedenle davacının bildirimden sonra kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı görülmektedir.
Aynı şekilde davacının ipoteğin tesisinden sonra borçlu maddi durumunun bozulması nedeniyle ipotek sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğunun da sona erdirilmesi amacıyla davalı bankaya yönelik olarak keşide ettiği ihtarnamenin davalı bankaya 19/11/2015 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğden önce kullanılan krediler nedeniyle doğmuş olan borçların 31/12/2016 tarihinde sıfırlandığı ve mevcut borcun 19/11/2015 tarihinden sonra davacının bildirimine aykırı olarak kullanılan kredi ilişkisinden kaynaklandığı, bu nedenle davacının bildirimden sonra kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı görülmektedir.
Aksi düşünce ipotek sözleşmesinden üçüncü kişi lehine ipotek veren ipotek borçlusunun sözleşmeden dönme hakkının elinden alınması olur ki bu da Borçlar Hukuku’nda temel ilke olan sözleşme serbestisi ilkesine aykırı bir durum olur. Her sözleşmede olduğu gibi aksi kanun tarafından açıkça öngörülmediği sürece sözleşmenin tarafları sözleşme serbestisi çerçevesinde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Bu kapsamda üçüncü kişi lehine ipotek veren kişide ipotek sözleşmesinden geri dönme hakkını kullandığı andan sonra kullandırılan kredilerden sorumlu tutulamaz.
Dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve ek raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davanın kabulü ile davacının şahsi kefaleti nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davacının şahsi kefalet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 20.493,00 TL nispi karar harcının, 31,40 TL peşin harç ve 5.106,20 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 15.355,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 45.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 884,00 TL yargılama gideri ile 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı ve 5.106,20 TL ıslah harcı toplamı 6.053,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Islah Harcı : 5.106,20 TL
Karar Harcı : 20.493,00 TL
Noksan Harç :15.355,40 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 914,30 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 150,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 700,00 TL
Posta Giderleri : 218,30 TL