Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/903 E. 2023/51 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/764
KARAR NO : 2022/1063

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili …’nun, davalı şirket … Şti.’de (“Şirket”) %10 oranında hissedarı olduğu, Şirketin 13.11.1998 tarihinde kurulduğu, 17.03.2011 tarihli ortaklar kurulu kararıyla onaylanan devir sonucunda müvekkilinin esas sermaye payı oranının %10’a yükseltildiği, Davalıların … ve … ise %30’ar oranla şirket ortağı oldukları, 01.06.2010 tarihli Ortaklar Kurulu kararı uyarınca aynı zamanda şirketi münferiden temsile yetkili şirket müdürleri olduğu, beş ortaklı Şirket’in diğer ortaklarının ise dava dışı … ve… olduğu, Şirket nezdinde ortakları dikkate almayan ve müdürlerin hesap vermeksizin ve hesap verme zorunluluğu hissetmeksizin şirket kaynaklarını kullanır hâle geldiklerini, Para çıkışlarının kontrol edilemez olduğunu, davalı müdürler tarafından istismar edildiği, bu sebeple kendilerinin Şirket’e verdiklerini zararın tazminini, davalı müdürlerin görevlerinden azlini talep etmek zarureti hâsıl olduğu, Şirketin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne gerçekleştirdiği son tescilinin, 2011 tarihli hisse devri olduğu geçen yedi yılda Türk Ticaret Kanunu’na uygun tek bir genel kurul toplanmadığı, müdürlerin yükümlülükleri yerine getirilmediği, rapor hazırladıklarına da rastlanılmadığı, beş ortağa otomobil tahsis edildiği, ayrıca müdürlerden …’in eşi …’e, kızları … ve …’e de Şirket tarafından satın alınan birer araç tahsis olunduğu, (… model,… … 2013 model …,… … model …), Şirket’te çalışmayan kişilerin çalışıyor gösteriliği, sigorta primlerinin Şirket kasasından ödendiğini, Şirket müdürü …’in eşi … ve oğlu… ile … ailesinin özel teknik servis elemanı … bu kişilerden olduğu, Şirket tarafından yapılan ödemeler sayesinde emekli edildiği, bu kişilerin şirket bünyesinde hiç çalışmadıklarını, Müdürlerin kişisel harcamalarının, mesai saatleri dışındaki lüks yemek vb. giderlerini, kişisel ulaşım giderlerini, Şirket’e fatura ettirdikleri ve ödemeleri Şirket kasasından gerçekleştirdikleri, Şirket tarafından tüm ortaklara aylık ödemelerin yapıldığını, davalı müdürlerin şirket defterlerine karşılığı olmayan faturalar tanzim ettirdiğini, Müvekkilinin, Şirket’in işleyişi ve mali durumu hakkında bilgi almak istediğini, davalılar tarafından reddedildiğini, İhtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, Davalıların, …Tic. Ltd. Şti’deki görevinden kaynaklanan yönetim ve temsil yetkilerinin yargılama sonuna kadar durdurulmasına ve şirkete idare kayyımı atanmasına, Davanın HMK 61. maddesi hükmünce …Ltd. Şti’ye ihbarına, Davanın kabulüne, Davalıalr …ve ve …’ın şirketteki müdürlük görevlerinden azline, … ve …’ın şirket’i uğratmış oldukları zararların, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte şimdilik 60.000 TL’lik kısmını farklılaştırılmış teselsül hükümleri çerçevesinde sorumlu oldukları oranda davalı Şirket müdürlerinden alınıp Şirket’e ödenmesine karar verilmesini, Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Ltd. Şti.’de Davalı müvekkili …’in şirketin %30 oranla şirket ortağı, 2010 yılından bu yana şirket müdürlerinden olduğu, Müvekkilinin kızı …’in şirkette fiilen çalışma yaptığını, diğer kızı …’in şirket bünyesinde herhangi bir çalışma yapmadığını, …’in ise davacı yanın ortaklığı bulunmadığı dönemde şirkette fiilen çalışmış olduğu, davacının ablası …’nun 01.10.2016- 31.12.2013 ile 08.10.2015-31.05.2016 tarihleri arasında şirkette sigortalı olarak görüldüğü halde, fiili bir çalışmasının olmadığı, Şirket tarafından satın alma ve ilgili mühendis kadrosunun her sene ihracatçı firmaya, Almanya’ ya teknik eğitimler amacı ile götürüldüğü, Ürün alıcısı ve kullanıcısı olan bu kişilere ürün çeşitleri ve uygulamaları hakkında teknik eğitimler verilerek bilgi sahibi olmaları, ayrıca şirket ile de ilişkilenmeleri sağlandığı, Şirket tarafından şirket ortaklarına her ay düzenli olarak kar payı ödendiği, bunun yanında şirkette bir fiil mesai yapan ortaklara ödenen maaş ödemeleri yapıldığı, Davacının da kar payından %10 olan hissesi oranında yararlandırıldığı, 2009 yılında hisselerini şirket ortaklarına kendi isteği ve Sgk / Bağkur ile olan problemlerini çözmek için devrettiği, şirket ortağı olmadığı dönem dahi, davacının Eşi (eski eşi) ….’nun hesabına 01.07.2009-02.05.2013 tarihleri arasında her ay düzenli olarak ATM’lerden para yatırıldığı, davacının kendi arzusu ile banka kartını şirkete teslim ettiğini, kendisine ödemelerin ATM’lerden banka kartına yatırılmasını talep ettiğini, 05.06.2013-09.10.2013 tarihleri arasında davalının kendi hesabına ATM’lerden para yatırıldığı, 09.10.2013 tarihinden sonra davacının kendi isteği ile banka kartını şirkete teslim ettiği ve her ay teslim edilen banka kartı ile davacının hesabına kar payı ve maaşına ilişkin para yatırılmaya devam edildiği, banka dekontlarının açıklamalarında şirket muhasebecisinin …’un adının yer aldığı, TTK’ya uygun olarak genel kurullar yapıldığı, TTK’nın ilanının zorunlu kıldığı hallerde ticaret sicil gazetesine ilanlar yapıldığı, Davacının…’da ikamet etmekte olduğu için haberdar edilmesine rağmen genel kurullara katılmadığı, Davacının ihtiyat-i tedbir taleplerinin reddine, Şirket müdürü olan müvekkili …’ın şirketteki müdürlük görevlerinin azli yönündeki taleplerin reddine, Şirket müdürü olan müvekkili …’in şirketi uğratmış olduğu iddia edilen zararların tazmi indeki taleplerin reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 13/12/2018 tarihli duruşma ara kararı ile, Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları birlikte incelenerek mahkememizce resen seçilecek 2 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla tüm delillerin tetkiki ile TTK hükümleri ve ana sözleşme çerçevesinde müdürün azli için ayrıca TTK. 644. Maddesi yollamasıyla TTK. 553. Maddesindeki yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, davalıların kusurlu eylemlerinin olup olmadığı ve varsa bu eylemleri sonucunda zararın oluşup oluşmadığı, varsa zarar miktarının ne olduğu konusunda inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verildiği ve SMMM Bilirkişi … ve Şirketler Hukukunda uzman bilirkişi … tarafından sunulan 09/05/2019 tarihli raporda özetle; Limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğunu doğurabilecek türden haller olarak nitelendirilebilecek olan, şirket kaynaklarının, araçlarının kişisel amaçlarla kullanıldığı, kişisel harcamaların şirket kasasından ödendiği, bu suretle şirketin zarara uğratıldığı iddialarının, genel nitelikte olmaları, iddia konusu olarak münferit işlemlerin ve tarihlerinin belirtilmemiş olması nedenleriyle, dosyada mevcut belge ve delillerden tespit edilemediği, …’in eşi, oğlu ile ailenin teknik Servis elemanının şirkette hiç çalışmadıkları halde, şirkette çalışıyor gösterilip sigorta primlerinin şirket kasasından ödendiği iddiasının, dosyada mevcut belge ve delillerden tespit edilemediği, İddia konusu olay ve olguların mevcudiyetine ilişkin belge ve deliller davacı vekili tarafından tamamlandığı ve iddia konusu olaylar, münferit işlemler olarak tarihleri ile gösterildiği takdirde, zararın mevcut olup olmadığı hususunun işlem bazında, şirketin ticari defterlerinden tespit edilebileceği, buna bağlı olarak müdürlerin sorumluluğunun söz konusu olabileceği yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 10/10/2019 tarihli duruşma ara kararı ile, dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi ile itirazların değerlendirilmesi için ek rapor tanzim edilmesine karar verildiği ve bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 26/11/2019 tarihli ek raporda özetle; Dava dosya İçeriğinde sunulan, Vergi Matrah artırımı beyanlarının kanunla faydalandırılan bir hak olduğu, bu haktan yararlanan herkesin şirketi kötü yöneteceği anlamı çıkmayacağını, Gcnel kurulların üst üste toplanmamasının müdürlerin sorumluluğunu gerektirmesi için, genel kurullarım yapılmamasına bağlı olarak zarar meydana geldiğinin dava dilekçesinde ortaya konulmadığı, dava dosyası içerisinde bulunmayan ve açılış kapanış tasdikleri de bulunmayan Kasa defteri üzerinden, Şirket defter incelemesine delil olamayacağı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 12/12/2019 tarihli duruşma ara kararı ile resen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla tarafların iddia ve savunması özellikle davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği kasa açığı olduğunu iddia ettiği işlemleri gösteren dilekçesi değerlendirilip bunun dışında dava dışı tarafların ortağı olduğu … Ltd. Şti’nin ticari defter ve kayıtları ve kasa defteri birlikte incelenerek limited şirket müdürlerinin azli müessesine ilişkin TTK. Hükümleri ve şirket ana sözleşmesi birlikte değerlendirilerek davalıların azlini gerektirici herhangi bir eylem ve işlemlerinin olup olmadığı ve zararlandırıcı işlemlerinin bulunup bulunmadığı, varsa zarar miktarlarının da tespiti konularında rapor alınmasına karar verildiği ve Finans Uzmanı/Bankacı …, Finans Uzmanı/Bankacı… ve Ticaret Hukuku Uzmanı … tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; Şirkette gerçekte çalışmadıkları halde bazı kişilerin çalışılıyor gösterilip sigorta primlerinin şirketçe ödenmesi kaynaklı iddiaları Adı geçenlerin Şirket kadrosunda SGK’lı olarak kayıtlı olup olmadıklarının, Şirketin bağlı bulunduğu SGK’dan ilgili personellerin SGK hizmet döküm belgelerinin celbi ile mümkün olacağı, işbu hususun Mahkemeniz takdirlerinde olduğu, Ancak, Adı geçen personelin …ŞTİ’de SGK’lı olarak kayıtlı olması halinde dahi işbu adı geçenlerin FİİLEN ŞİRKETTE çalışıp çalışmadıklarının ve ayrıca şirket kaynaklarından olan arabaların şirket çalışanları dışında kişiler tarafından/ kişisel amaçlarla kullanıldığına dair tespitinin mevcut deliller ve dava konusu dönemler de nazara alındığında olanaklı olmadığı, Şirket ortak ve yetkili müdürü …’in şirketten 553.749.25 TL daha kaynak kullanımı yaptığı işbu tutarın 2017 yılında geri ödenmediği ve 2018 yılına devrettiği, 2018 yılında Şirket varlıklarından 1.480.000.00 TL daha yeni kullanım yapıldığı ve 2018 yılı içinde Şirketten kullanılan varlığın 2.033.749.25 TL’sına ulaştığı, 2017 yılından devreden 553.749.25 TL’lık kısmın iade edildiği ve 31.12.2018 tarihi itibariyle Davalı …’in Şirkete halen 1.480.000.00 TL borçlu olduğu şirket kayıtlarından tespit edildiği, bu kısım bakımından TTK 395 uyarınca sorumluluğunun doğmayacağı, TTK m. 358 bakımından da konunun incelenmesi gerektiği; somut olayda ortağın şirkete borçlanması için kanunun lafzında yer alan şartların sağlandığı, ancak bu borçlanmanın piyasa koşullarına uygun olması gerektiği aksi durumun eşit işlem ilkesine aykırılıktan müdürün sorumluluğumu doğurabileceği, diğer taraftan konuya ilişkin müdürler kurulu kararı alınıp alınmadığı, alındıysa kendisine borç verilmesine ilişkin kararda oydan yoksun müdürün oy kullanıp kullanmadığının, dosya içerisinde sunuları bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı, Azil talebi bakımından müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanundan ve ortaklık sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya ortaklığın iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi hususunun ispat edilemediği yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 29/04/2021 tarihli duruşma ara kararı ile, Müzekkere cevapları geldiğinde ve talep halinde dosyanın önceki ikinci bilirkişi heyetine tevdi edilerek … Tic. Ltd. Şti’ kayıtları incelenerek davacı iddiasına konu kişilerin maaş ödemelerinin şirket kayıtlarında görünüp görünmediği, maaş ödemelerinin hangi banka aracılığı ile yapıldığı, bu kişilere maaş ödemelerinin yapılmadığının tespit edilmesi halinde sigortalı olarak çalıştığı süreler için şirket tarafından ödenen toplam prim tutarının zarar olarak hesaplanmasının ve ayrıca davacının diğer itirazlarının değerlendirilmesi suretiyle rapor tanzim edilmesine karar verildiği ve bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 12/10/2021 tarihli ikinci ek raporda özetle; Sayın Mahkemenizi Ek İnceleme Kararı gereğince Dava dışı Kipa Ltd. Şti’ne ait Ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde, ara karara uygun olarak yeniden yerinde yapılan inceleme ile Davacı tarafından, dava dışı şirkette fiilen çalışmayan ancak ücret ödemesi yapılan …,…, …, … ve …’in 2014-2018 yılları arasında şirkette çalışıp, çalışmadığı, çalıştı ise işbu çalışanlara yapılan maaş ödemeleri, prim vb ödemeleri ile şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığına ilişkin tespitlere aşağıda yer verilmiştir. Dava dışı …Şti ile ilgili Ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan ve Kök Raporun Mali İnceleme ile ilgili Kök Raporun 13.cü sayfasına “Mali Yönden yapılan Değerlendirme Sonucunda” başlığı altındaki tespit ve değerlendirmelerde ve Kök Raporun Sonuç kısmındaki görüş ve kanaatte de her hangi bir isabetsizlik olmadığı hususu Mahkemeniz takdirlerindedir. Davacı tarafından, Dava dışı şirket bünyesinde fiilen çalışmadıkları halde maaş ödemesi yapıldığı iddia edilen ve yukarıdaki tabloda belirtilen gerçek kişilerin tabloda tespit edilen tarihlerde işe girişlerinin yapıldığı ve bir kısmının halen dava dışı şirkette Sigortalı olarak çalışmaya devam ettiği ve belirlenen ücretlerin kendilerine ödendiği, İlgili kişilerden …’in dava dışı şirkete ilk giriş kaydının 1977 yılı olduğu ve 2009 yılma kadar SGK’lı olarak göründüğü, 2014/2018 yıllarında ise …’in SGK’lı olarak Kaydının bulunmadığı Dosyaya gönderilen Hizmet Belgelerinden Tespit edilmiştir. Tabloda da tespit ve hesaplandığı üzere, Dava Dışı …Şti’ne ilgili personele yapılan Brüt ücret ve işbu brüt ücret üzerinden Takriben İşveren ve İşçi SGK Prim ilavesi ile Toplamda (2014- 2018 yılları arasında) 386.659.47 TL gibi bir Maliyet yüklediği hesaplanmıştır. Adı geçenlerin dava dışı … Ltd Şti’de filen çalışıp çalışmadığı, ilgili kişilerin şirket olanaklarından faydalanıp faydalanmadığı hususunda keşin tespitin bu aşamada mümkün olmadığı, Tarafların diğer Talepleri Mahkemeniz takdirlerinde olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememiz 10/12/2021 tarihli ara karar ile, Davacı itirazları dikkate alınarak davalıların azli için haklı sebep mevcut olup olmadığı, dava dilekçesine konu somutlaştırılmış iddialar yönünden davacının her bir davalıdan şirkete ödenmek üzere isteyebileceği tazminat miktarının hesaplanması için öncekilerden farklı yeminli mali müşavir …, mali müşavir …ve şirketler hukukunda uzman …vasıtasıyla inceleme yapılarak tanzim edilmesine karar verildiği ve bilirkişi heyeti tarafından sunulan 24/06/2022 tarihli raporda özetle;
“…Davacı şirket ortağı huzurdaki davayı şirketin müdürünün azli talebiyle açmıştır. görevimiz; “Davacı itirazları dikkate alınarak davalıların azli için haklı sebep mevcut olup olmadığı, dava dilekçesine konu somutlaştırılmış iddialar yönünden davacının her bir davalıdan şirkete ödemek üzere isteyebileceği tazminat miktarının hesaplanması” konusundadır.
…2. DEFTER İNCELEMESİ (USUL):
2.a. DAVA DIŞI …ŞTİ.’nin DEFTER İNCELEMESİ
(Usul): Dava dışı …Ltd. Şti.’nin ihtilafın yaşandığı 2014-2015-2016-18 yılları defterleri aşağıdaki şekilde incelenmiştir.
Huzurda görülen davada, dava dışı …TİC. LTD. ŞTİ.’nin yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2014-2015-2016-2017-2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu görülmüştür.
3.DAVA DIŞI ŞİRKETİN MALİ VERİLERİ : Dava dışı Şirketin 2014/2017 yılları arasındaki Gelir Tablolarının ile yapılan karlılık analizi aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.
Brüt Karlılık Hesaplaması : Brüt kâr marjı; Brüt satış kârı satışlardan satışların maliyeti arasındaki farktır. Brüt satış kârı bu tutarın net satışlara bölünmesiyle elde edilir. Firmanın ürettiği ürünlerden pazarlama, genel yönetim, finansman gibi giderler düşülmeden firmanın kâr edip etmediğini gösterdiği için önemli bir rakamdır. Dava dışı Şirketin yıllara göre brüt karı; %26,28, 2015 yılı %29,87, 2016 yılı %32,79, 2017 yılı %30,11şeklinde gerçekleştiği görülmüştür.
Faaliyet Karı Oranı : İşletmenin faaliyet kârlılığını gösteren bir orandır. Faaliyet kârının net satışlara bölünmesiyle bulunur ve net satışlardan yüzde kaçının faaliyet kârına gittiğini gösteren bir orandır. Dava dışı Şirketin faaliyet karının 2014 yılı %9,41, 2015 yılı %10,77, 2016 yılı %21,36, 2017 yılı %13,28 olduğu hesaplanmıştır.
Net Karlılık Oranı : Net kârın net satışlara bölünmesiyle elde edilen bu oran, işletme faaliyetlerinin kârlılığı hakkında bilgi verir. Bu oranda işletmenin faaliyet kârı ve faaliyet dışı gelir ve kârlar ile faaliyet dışı gider ve zararlar da dikkate alınmıştır. Dava Dışı Şirketin Net Karlılığının 2014 Yılı %7,35, 2015 yılı %7,72, 2016 yılı %1,77, 2017 yılı %8,05 olduğu görülmüştür.
DAVADIŞI ŞİRKETİN ÖZKAYNAK HESAPLAMASI: Özkaynak, işletmeye ait tüm yükümlülüklerin işletme varlıklarından indirilmesi durumunda geriye kalan varlıklar üzerindeki haklardır. Özkaynak, ortaklar tarafından yapılan yatırımlara, faaliyetlerden elde edilen ve dağıtılmayarak işletmede bırakılan kârların ve kazançların eklenmesi ve faaliyetlerden ortaya çıkan zararlar ile işletme sahiplerine yapılan dağıtımların çıkarılması suretiyle hesaplanan tutarlardan oluşmaktadır.
Özkaynak Karlılığı Oranı : Bu oran işletmeye ayrılan özkaynağın sağladığı kârı ve yönetimin bu kaynağı nasıl verimli duruma getirdiğini gösteren ve firmanın işlevini ortaya koyan önemli bir ölçüdür. Dava dışı Şirketin Özkaynak karlılığının 2014 Yılında %21, 2015 Yılında %16, 2016 Yılında %3,2017 Yılında %12,36 olduğu hesaplanmış olup Özkaynaklarının güçlü olduğu görülmüştür.
4. HESAP İNCELEMİ
4.d.1. Davadışı …Ltd. Şti.’nin Vergisel Mevzuata Göre Uyumlu Olup Olmadığı Yönünden İnceleme: Davacı vekili; Dava dışı şirketin “vergisel anlamda mevzuata uyumlu olarak yönetilmediğini, vergi barışı vergi affi vb. kapsamlarda yapmış olduğu başvurularının ilgili vergi dairesinin celbi ile şirketin ne ölçüde zarara uğratıldığının tespitini” talep etmiştir. Davadışı Şirketin 18.10.2016 tarihinde 6736 Saylı Kanun Kapsamında Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında, Yıl İçinde Tüm Dönemlere Ait Beyanname Veren Mükellefler İçin KDV Artırımı ve
Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Bulunmayan Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar’dan faydalandığı görülmüştür.
Kurumlar Vergisi Matrah Artırımı: Kurumlar vergisi matrah artırımı, tüm yıllar (2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015) için yapılabileceği gibi istenilen yıl ya da yıllar için de yapılabilecektir.
İlgili yıla ilişkin olarak verilen beyannamede matrah beyan edilmemişse, matrah oluşmamışsa ya da hiç beyanname verilmemişse yine Asgari Artırım Tutarları dikkate alınacaktır.
Dava dışı Kurumun 2013, 2014, 2015 Yılları için Kurumlar Vergisi Matrah Artırımında bulunduğu 398.594,13 TL. Matrah Arttırdığı buna istinaden de 59.789,12 TL. Vergisi ödediği görülmüştür.
Katma Değer Matrah Artırımı : Katma değer vergisi mükelleflerinin her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden aşağıda belirtilen oranlarda katma değer vergisini artırmaları halinde ilgili dönemlere ilişkin katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.
İlgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı, istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.
Davadışı Kurumun 2012, 2013, 2014 ve 2015 Yılları için 5.522.347,45 TL. Matrah ile KDV Artırımında bulunduğu, 119.848,22 TL. Vergi hesaplandığı görülmüştür.
Kasa Ve Ortaklardan Alacaklar Hesaplarının 6736 Sayılı Kanun Kapsamında Düzeltilmesi :
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 19.08.2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış ve yayın tarihinde yürürlüğe girmiştir. 23.08.2016 tarih ve Mükerrer 29810 sayılı Resmi Gazete’de ise “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No:1)” yayınlanmıştır.
6736 sayılı Kanunu geçmiş benzer kanunlardan ayıran en önemli özelliği, bu düzeltme işlemini sadece kasa hesabı ile ortaklardan alacaklar hesabı sınırlamıyor olup, bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerin de düzeltilmesine imkân sağlamış olmasıdır.
Davadışı Şirketin 6736 Sayılı Kanun ile 121.04.001- Teminat Senetleri hesabı 379.260 TL., 136.01.007- Diğer Çeşitli Alacaklar-Kaya Göçmen hesabı 485.000 TL. toplamda 864.260 TL. kapsamda değerlendirdiği, bu tutar üzerinden 963 oranın 25.927,80 TL. vergi ödeyerek mali af kapsamına alındığı görülmüştür.
6736 Sayılı yasa kapsamından yararlanma durumunda, Şirketin 1.010.067,52 TL.’lik tutarı 18.10.2016 tarih 2715 yevmiye kaydı ile 689-Diğer Olağandışı Gider ve zararlar hesabı üzerinden Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak işleme alındığı tespit edilmiştir.
4.d.2. Sigortalı Çalışan İncelemesi: Davacı; …, …, …, …, … ve …’in çalışıyor gösterilmiş olduğunu iddia etmiştir.
.. Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih… sayılı yazısında …, …, …, … ve …’in Dava dışı …Ltd. Şti.’de çalışmaları olduğu …”ın söz konuşu işyerinde aylık prim ve hizmet belgelerine rastlanılmadığı yazıldığı görülmüştür.
Bu yazıya göre …, …, …, … ve …’in çalışma süreleri, brüt ücretleri aşağıdaki şekilde olup işverene maliyetleri 430.001,28 TL. olduğu hesaplanmıştır.
4.d.3. Kasa Defteri ve Kasa Hesabı İncelemesi : Davacı tarafından Mahkemeye sunulan 2014 yılına ait VUK ve ilgili mevzuatlara uymayan Kasa Defterleri tarafımızdan incelenmiş olup içeriğinin Bankalar nezdinde veya döviz mevduat hesaplarına yapılan tahsilat ve ödemelerden, Maaş, ikramiye ve bir takım harcamalardan olduğu görülmüştür. Defter içerisinde; KDV …, …, … Taksit, … Emlak Vergisi, … Aidat ödemelerinin aşağıdaki şekilde olduğu görülmüştür.
4.d.4. Ortaklar Hesabı İncelemesi : Davadışı Şirketin 131 ve 331 Ortaklar hesaplarının bakiyesiz olarak devrettiği, 136-Diğer Çeşitli Alacaklar hesabı altında Ortak … hesabının 2015 yılında 485.000 TL. borç bakiyesi ile devrettiği, 2016 yılında ise bu tutarın 6736 Sayılı Kanun düzeltmesi ile Kanunen Kabul Edilmeyen Gider hesabına aktarılmak suretiyle kapatıldığı, yine aynı hesabın 2017 Yılında 553.749 TL. borç bakiyesi olup bu tutarı 25.07.2018 tarihinde 7143 Sayılı Kanun düzeltmesi ile Kanunen Kabul Edilmeyen Gider hesabına aktarılmak suretiyle kapatıldığı, 31.72.2018 işbu dava tarihinden sonra 1.480.000 TL borç bakiyesi olduğu tespit edilmiştir.
5.GENEL DEĞERLENDİRME
Huzurdaki dava şirketin müdürünün azli talebiyle açılmış olup, davalıların azli için haklı sebep mevcut olup olmadığı, dava dilekçesine konu somutlaştırılmış iddialar yönünden davacının her bir davalıdan şirkete ödemek üzere isteyebileceği tazminat miktarının hesaplanması konusundadır.
Vergisel Mevzuatına Göre Uyumlu Olup Olmadığı Yönünden değerlendirme:
Dava dışı Kurumun 2013, 2014, 2015 Yılları için hem Kurumlar Vergisi hem de Katma Değer Matrah Artırımında bulunduğu, Yine aynı kanun kapsamın da Kasa Ve Ortaklardan Alacaklar Hesaplarının 6736 Sayılı Kanun Kapsamında Düzeltilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür. Bu yasa kapsamından yararlanma neticesinde, Şirketin 1.010.067,52 TL.’lik tutarı 18.10.2016 tarih 2715 yevmiye kaydı ile 689-Diğer Olağandışı Gider ve zararlar hesabı üzerinden Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak dönem karından düşüldüğü tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere matrah ve vergi artırımı, Kanunen belirlenen dönemler için ilgili vergi türleri itibariyle matrahın veya vergilerin Kanunda belirlenen nispette artırılarak ödenmesi, buna karşılık bu dönemlere yönelik ileride bir vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamamasını sağlayan bir vergi barışı Müessesesidir. Yapılan Matrah Artırımında hangi nedenden dolayı beyan edildiği yazılmaz,
Şirketin 6736 Sayılı yasa kapsamında dönem faaliyetinin 1.010.067,52 TL. daha az gerçekleşmesine neden olduğu değerlendirilmiştir.
Ortaklar Hesabı değerlendirmesi: Davadışı Şirketin 136-Diğer Çeşitli Alacaklar hesabı altında Ortak … hesabının 2015 yılında 485.000 TL. borç bakiyesi ile devrettiği, 2016 yılında ise bu tutarın 6736 Sayılı Kanun düzeltmesi ile Kanunen Kabul Edilmeyen Gider hesabına aktarılmak suretiyle kapatıldığı, yine hesabın 2017 Yılında 553.749 TL. borç bakiyesi olarak Şirket ortağının şirkete borçlu durumda bulunması, şirketin fonlarının daha başka bir anlatımla şirket sermayesinin ortak tarafından kullanılmış olması anlamını taşır.
Aşağıdaki hesaplamada Ortak …’in kullandığı nakitlere istinaden sene sonları baz alınarak işbu dava tarihine kadar 181.049,25 TL. avans faizi hesaplanmıştır.
Sigorta Çalışanı Değerlendirmesi : SGK Şişli Sosyal Güvenlik Merkezinin 31/05/2021 tarih… sayılı yazısında …, …, …, …ve …’in Dava dışı …Ltd. Şti.’de çalışmaları olduğu …”ın söz konuşu işyerinde aylık prim ve hizmet belgelerine rastlanılmadığı yazıldığı görülmüştür.
Bu yazıya göre …, …, …, … ve …’in çalışma süreleri, brüt ücretleri işverene maliyetleri 430.001,28 TL. (maaş*stopaj*sgk primleri) olduğu hesaplanmıştır.
Davadışı Şirketin 2014-2015 ve 2016 yılının 6ncı ayına kadar maaş ödemelerinin nakit yapıldığı, sonrasında ücret ödemelerinin bankadan yapıldığı görülmüşse de adı geçen personellerin Davadışı Şirkette fiilen çalışıp çalışmadığının mevcut deliller ile tespitinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Kasa Defteri ve Kasa Hesabı Değerlendirmesi :
Davacı tarafından Mahkemeye sunulan 2014 yılına ait VUK ve ilgili mevzuatlara uymayan Kasa Defterleri tarafımızdan incelenmiş olup KDV avanta 68.880 TL., … 12.848 TL., … Taksit 10.814 TL., … emlak ver; 762 TL., … aidat 1.851 TL. olup toplam 95.155 TL.çıkış yazıldığı görülmüş olup Şirketin defteri Kebir 100-Kasa hesabında bu tutarlara rastlanmamıştır.
Davacı, Şirket arabalarının şirket çalışanları dışında kişiler/kişisel amaçlarla kullanıldığını iddia ettiği görülmüştür.
Tüm bu değerlendirmeler neticesi;
1.Toplam sütunundaki değerlendirme: Vergi Barışından Kaynaklanan sadece Ortaklar Hesabının 485.000 TL. olduğu, 525.067,52 TL.’nin Kurumlar ve KDV Matrah artırımından kaynaklandığı, 181.049,25 TL. Ortak hesabına uygulanan Adatlama ile birlikte toplam 1.191.116,77 TL. Şirketin Mali Yapısında azalma olduğu,
2.Toplamda sütununda ise, Sigorta Çalışanlarından Kaynaklanan Giderler eklenmiş olup 1.621.118,05 TL. Şirketin Mali Yapısında azalma tespit edilmiştir. (Ortakların yakınlarının Şirkette fiilen çalışıp çalışmadığının mevcut deliller ile tespitinin mümkün olmadığı değerlendirilerek Sayın Mahkemenin aksine hüküm vermesi durumunda eklenmiştir.)
… V.SONUÇ:
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle, tarafların defter & belgelerinin incelenmesi, Sayın Mahkemece bilirkişi heyetimize verilen görev ile sınırlı olarak mezkür surette tahakkuk eden değerlendirme neticesinde;
A- — Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Davadışı Şirketin 2014-2015- 2016-2017-2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu görülmüştür.
B- Vergisel Mevzuatına Göre Uyumlu Olup Olmadığı Yönünden; Davadışı Şirketin, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun ve Matrah Artırımından yararlandığı, ortağın borcunun silinmesi ve bu borca faiz işletilmemesi nedeniyle 1.010.067,52 TL tutarında şirket malvarlığında azalmaya yol açıldığı tespit edilmiştir.
Ortaklar Hesabı değerlendirmesi: Davadışı Şirketin Ortaklarından … hesabının 2015 yılında 485.000 TL. borç bakiyesi ile devrettiği, 2016 yılında ise bu tutarın 6736 Sayılı Kanun düzeltmesi ile Kanunen Kabul Edilmeyen Gider hesabına aktarılmak suretiyle kapatıldığı, yine aynı hesabın 2017 Yılında 553.749 TL. borç bakiyesi olarak devredip bu tutarın 2018 yılında 1.480.000 TL’ye çıktığı tespit edilmiştir. Ortak …’in kullandığı nakitlere istinaden sene sonları baz alınarak işbu dava tarihine kadar 181.049,25 TL. avans faizi hesaplanmıştır. Sigorta Çalışanı Değerlendirmesi : …, …,…, …ve …’in çalışma süreleri, brüf ücretleri işverene maliyetleri 430.001,28 TL. (maaştstopajtsek primleri) olduğu, 2014-2015 ve 2016 yılının 6ncı ayına kadar maaş ödemelerinin nakit yapıldığı, sonrasında ücret ödemelerinin bankadan yapıldığı görülmüşse de adı geçen personellerin Davadışı Şirkette fiilen çalışıp çalışmadığının mevcut deliller ile tespitinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.
Kasa Defteri ve Kasa Hesabı Değerlendirmesi : Davacı tarafından Mahkemeye sunulan 2014 yılına ait VUK ve ilgili mevzuatlara uymayan Kasa Defterlerinin sahibi lehinde delil olma takdiri Sayın Mahkemeye olmakla; KDV …, …, … Taksit, … emlak vergisi, … aidat toplam 95.155 TL.çıkış yazıldığı görülmüş olup Şirketin defteri Kebir 100-Kasa hesabında bu tutarlara rastlanmadığı, 2014 Yılındaki akaryakıt tutarının diğer yıllara göre fazla olmasının ve diğer yıllarda daha düşük olma sebebine ait delile rastlanmamış olup izaha muhtaç olduğu,
Tüm bu değerlendirmeler neticesinde; Ortakların yakınlarının Şirkette fiilen çalışıp çalışmadığının mevcut deliller ile tespitinin mümkün olmadığı, bahsi geçen diğer zarar kalemleri bakımından davalıların sorumluluğuna gidilebilmesi için dosyada yeterli veri bulunmadığı, bu hususun ispatlanamadığı,
Davalıların Sorumlulukları Yönünden Davalılara yöneltilen şirket yetkililerinin özel harcamalarının şirket tarafından ödendiği ve sigortalı çalışan olarak gösterilen kimselerin şirkette fiilen çalışmadıkları iddiaları bakımından davalıların sorumluluğunu gerektirecek somut verilere rastlanmadığı, Davalı …’in şirkete borçlanması bakımından ise bu işlemin TTK md. 395 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı … münferit yetkisi çerçevesinde ortaklara borç verilmesi işlemini gerçekleştirmesi ihtimalinde işlem yasağını ihlal ederek ve söz konusu borca faiz işletmeyerek şirketin menfaatlerine aykırı davranması nedeniyle verdiği zarardan sorumlu tutulabileceğini, bu işlemlere göz yuman diğer davalı …’ın da TTK md. 553 vd. düzenlenen farklılaştırılmış teselsül prensibi doğrultusunda sorumluluğuna gidilebileceği,
Buna karşın davalı …’e borç olarak yerine ve sonradan silinen tutarların diğer davalı müdürün onayı ile verilmiş olması halinde işlem yasağına aykırılığın söz konusu olmayacağı ancak yine bu defa borç verme ve buna faiz işletilmememe işleminin şirketin menfaatlerine aykırılığı nedeniyle davalı müdür …’ın da TTK md. 553 vd. hükümlerince farklılaştırılmış teselsül ilkeleri doğrultusunda sorumluluğuna gidilebileceği,
Davalı müdüre borç verilmesi işlemlerinin kimin talimatı ile yaptırıldığı hususunun dosyadan açıkça anlaşılamadığı bu durumda her iki davalı müdürün müteselsilen sorumluluğuna gidilebileceği,
Davalı müdürlerin Azli Yönünden
Davalı müdürlerden …’in gerek özen gerekse şirketin menfaatlerini gözetme yükümlülüğünün ihlali dolayısıyla TTK md. 630 (3) de anılan haklı sebeplerin gerçekleştiği ve mahkemece müdürlük görevinden azledilebileceği…” yönünde tespitlerde bulunmuştur.
Davacı vekili 06/11/2022 tarihli dilekçesinde şirketin mali yapısında 1.621.118,05 TL’lik azalma olduğunu belirtmekle birlikte dilekçede şirkete ödenmesi istenilen zarar miktarının belirtilmediği ve eksik harcın ikmal edilmediği anlaşılmakla davacı vekiline 10/11/2022 tarihli duruşmada; HMK 107/2 maddesi uyarınca şirkete ödenmesi istenilen zarar miktarını belirtmek ve belirtilen miktar üzerinden eksik kalan harcı tamamlamak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş , belirsiz alacak davası olarak açılan dava yönünden 26.900,00 TL harcın 22/11/2022 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, şirket ortağı olan davacının yine şirketin ortağı ve şirketi münferiden temsile yetkili davalıların müdürlük görevini gereği gibi yerine getirmemeleri nedeniyle azilleri ve şirket yöneticisi olarak şirketi zararlandırıcı eylemde bulunmaları sebebiyle bu zararın şirkete ödenmesi istemine ilişkindir.
300.000 TL sermayeli … Ltd. Şti’nde davacının %10, davalıların % 30 ar, dava dışı …’in %15, dava dışı …’un %15 pay sahibi olduğu, 01/06/2010 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile davalılar … ve …’ın 10 yıl süre ile şirketi münferiden temsil ve ilzam etmek üzere müdür olarak seçildikleri, yargılama sırasında davalılardan …’ın müdür sıfatının sona erdiği , diğer davalı …’in 02.06.2025 tarihine kadar şirketi münferiden temsile yetkili müdür olarak seçildiği 11/06/2020 Tarih 10095 Sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden anlaşılmıştır.
Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu, 6762 sayılı TTK da olduğu gibi, 6102 sayılı TTK’nda da anonim şirket sorumluluk hükümlerine atıf yapılarak düzenlenmiştir. TTK m. 644 fıkra 1 bent a hükmü açıkça anonim şirketlere ilişkin sorumluluk hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağını hüküm altına almıştır.
Atıf yapılan anonim şirketlere ilişkin hukuki sorumluluk hükümleri, TTK’nın ikinci kitabının dördüncü kısmının sonunda, onbirinci bölümde m. 549 ilâ 561 arasında toplu olarak düzenlenmiş ve m. 549-555 de sorumluluk halleri altı başlık altında toplanmış bulunmaktadır. Sorumluluk hallerinin özel olarak sayıldığı başlıklarda, sorumluluğun konusu, sorumlular ve sorumluluk şartları ile sorumluluğun hukuki sonucu gösterilmiştir. Böylece, TTK m. 555 ilâ 561 de düzenlenen ve ortak hüküm niteliği taşıyan, şirketin zararına, müteselsil sorumluluğa, ibraya, zamanaşımına ve yetkili mahkemeye ilişkin hükümlerin de limited şirkette uygulanmasına imkan verilmiştir.
Müdürlerin hukuki sorumluluğu esas itibariyle TTK’nun 553 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde organa özgü sorumluluğu, müdürlerin, yöneticilerin, tasfiye memurlarının sorumluluğu yanında, kurucuların sorumluluğunu da içerecek şekilde hüküm altına almıştır.
Bilindiği gibi; Yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa ait olup, böyle bir davanın açılabilmesi genel kurulun bu yönde bir karar alması koşuluna bağlıdır. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Ortak tarafından açılacak dava, ortaklığın dava açabilmesi için alınması gerekli genel kurul kararına bağlı da değildir.
Limited şirketlerde TTK nun 630/2 -3 madde hükmü şu şekilde kaleme alınmıştır. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
TTK 555/1.maddesinde, ” şirketin uğradığı zararın tazmini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatı ancak şirkete ödenmesini isteyebilir” düzenlenmiştir. Asıl davada, şirket müdürünün verdiği zararların belirlenerek şirkete ödenmesi talep edildiğinden davada TTK 555. maddesine aykırılık bulunmamaktadır.
TTK 553. maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı olarak kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda şirketin doğrudan uğradığı zarar sebebiyle, hem şirkete hem de pay sahiplerine karşı zarardan sorumludurlar. Bu madde de sayılan kişiler dışında bir başka kişi tarafından şirketin doğrudan zarara uğratılması halinde ise, bu kişilere karşı yalnızca şirketin kendisi haksız fiil veya sözleşme ilişkisi çerçevesinde dava açabilecektir. Bu durum taraf sıfatı ile ilgilidir. Bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak hak sahibine aittir. Bu durumda, şirket ortağının yönetim yetkisine sahip müdür tarafından şirkete verildiği ileri sürülen zararlar nedeniyle, şirkete ödenmek üzere dava açmasında, aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda davacı, davalıların yakınlarının şirkette fiilen çalışmamasına rağmen sigortalı çalışan olarak gösterilmesi, davalı yakınlarının kişisel işleri için araç tahsis edilmesi, davalıların özel harcamalarının şirket hesabından karşılanması , şirket kasasının hesap verilmeksizin kullanılması ve boşaltılması suretiyle şirketin zarara uğratıldığını iddia etmiş, dosya içine celp edilen sigorta hizmet döküm cetvelleri ile dosyaya sunulan beyan ve belgeler ile şirket merkezinde yaptırılan bilirkişi incelemesinden fiilen çalışılmamasına rağmen şirkette sigortalı olarak gösterilen işçilerin bulunduğu ve şirkete ait araçların davalının yakınlarının kişisel ihtiyaçları için tahsis edildiği iddiasının ispat edilemediği yine davalıların hangi özel harcamalarının şirkete fatura edildiği hususlarının somutlaştırılıp ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Şirket kaynaklarının kontrolsüzce kullanılıp muhtelif işlemlerle şirketin kasasının boşaltıldığı iddiası yönünden şirket defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamından; davalı …’in şirkete borçlandığı ancak davalının şirkete borçlandığı tutarları gider göstermek suretiyle sildiği ayrıca söz konusu borçlara faiz işletmeyerek özen ve bağlılık yükümlülüğüne ,şirketin menfaatlerine aykırı davranmak suretiyle şirketi 1.010.067,52 TL zarara uğrattığı, diğer davalı …’ın münferiden yetkili müdür olmasına ve istifa etmemesine rağmen şirkete karşı özen yükümlülüğünü ihlal ederek diğer davalının menfaat elde etmesine pasif hareketlerle neden olduğu , meydana gelen zararın tamamından davalının da sorumlu olduğu anlaşılmakla 1.010.067,52 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile …’ne ödenmesine, ispat edilemeyen hususlarla ilgili fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalıların münferiden yetkili müdür sıfatı ile görev yaptıkları dönemde özen ve bağlılık yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal ettikleri sabit olup TTK nun 630/2 -3 madde kapsamında davalıların yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılması için gereken koşulların oluştuğu dikkate alınarak Davalı …’in …’nin müdürlük görevinden azledilmesine, karar kesinleşinceye kadar dava dışı şirkete yönetim ve temsil kayyımı atanmasına, davalılardan …’ın dava tarihinden sonra müdürlük görevi sona erdiğinden konusuz kalan azil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
1.010.067,52 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile …’ne ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalı …’in …’nin müdürlük görevinden azledilmesine, karar kesinleşinceye kadar dava dışı şirkete yönetim ve temsil kayyımı olarak SMMM …’un tayin edilmesine, kayyım için aylık 4.000,00 TL ücret takdirine, masrafın dava dışı şirketten tahsil edilmek üzere davacı tarafından karşılanmasına,
Kararın tescil ve ilanına, masrafların dava dışı şirketten tahsil edilmek üzere davacı tarafından karşılanmasına,
Davalılardan …’ın dava tarihinden sonra müdürlük görevi sona erdiğinden konusuz kalan azil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 68.997,71-TL olduğundan peşin alınan 1.024,65-TL ve tamamlama harcı olarak alınan 26.900,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 41.073,06-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 27.924,65‬-TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 707,90-TL bilirkişi masrafı 19.555,10-TL olmak üzere toplam 20.263,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 12.625,23-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 128.805,40-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 85.215,56 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davacı asılın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …