Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/849 E. 2023/263 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/849 Esas
KARAR NO : 2023/263

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İptali
DAVA TARİHİ : 08/12/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizin 2016/1158 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek 2022/849 Esas sırasına kaydı yapılan Banka Teminat Mektubunun İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile …’nin devlet elektrik enerjisi kurumu olan … (…) arasında 22.09.2004 tarihli ekte yer alan sözleşme imzalandığını, sözleşmenin konusu …, …, … ve … kentlerinde dört adet … K.V. konvansiyonel dış trafo merkezi için gerekli ekipmanın tedarik edilmesi işi olduğunu, sözleşme konusu iş müvekkili … tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini ve malzemelerin davalı …’ye 2009 yılında sahada teslim edildiğini, yapılan iş karşılığında da faturalar düzenlendiğini ve bedelleri … tarafından ödendiğini, … tarafından …’e hitaben gönderilen yazılarda … tarafından üstlenilen işin yapılmış olduğu açıkça anlaşıldığını, bu durum bizzat davalı kurum tarafından da ikrar edildiğini, ancak, sözleşme kapsamında sunulan teminat mektuplarının iadesi için de gerekli olan kesin kabul işlemleri … tarafından yapılmadığını, bunun nedeni …’de 2011 yılında başlayan ve devam etmekte olan savaş hali ve davalı devlet kuruluşu ile iletişim kurulamaması olduğunu, …’in de taraf olduğu sözleşme konusu iş, … (…) , …, … diğer tarafların tamamının yer aldığı ve en şiddetli çatışmaların olduğu …, …, … ve … bölgelerinde bulunduğunu, bölgede bulunan savaş nedeniyle …arasında bulunan egemenlik alanları her geçen gün farklılık göstermeye devam ettiğini, banka teminat mektupları …’ye, diğer davalı … üzerinden sunulduğunu, iş tamamlanmış olması ve mektupların müvekkili şirkete iadesi edilmesi gerekmesine rağmen, süren savaş ve davalı …’nin bu sebeple yönetim fonksiyonlarını gereği gibi yerine getirememesi nedeniyle iade edilmediğini, ancak ilgili mektupların, müvekkili şirket tarafından her yıl süresi uzatılarak yenilenmeye devam ettiğini, kötü niyetli olarak mektupların paraya çevrilmesine engel olmak için bugüne kadar mektupların tarihlerinin uzatılarak yenilenmesinin devam ettiğini, müvekkilinin iyi niyetinin açık bir göstergesi olan ve muhatabı ile iletişimi olmamasına rağmen yıllarca sürdürdüğü bu durumun devamının artık kendisinden beklenmesi haksız ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilden kaynaklı olmayan yurt dışındaki söz konusu durum nedeniyle Müvekkili şirketin teminat mektuplarının yarattığı maliyete ve teminat mektuplarının nakde çevrilmesi riskine katlanmasının kendisinden beklenemeyeceğini, davalı … tarafından sözleşmenin imza tarihi olan 2009 yılından bu yana herhangi bir talepte bulunulmadığını, teslim edilen malzemelere herhangi bir itirazda bulunulmadığını, müvekkili tarafından sözleşmeden doğan tüm edimlerin yerine getirildiğini, haksız olarak iade edilmeyen 1.059.694,54-USD bedelli ve 750.691,13-EURO bedelli teminat mektuplarının iptali amacıyla iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle nakde çevrilmesi tedbiren önlenen ve tarafına iadesi gereken 1.059.694,54-USD tutarlı ve 750.691,13-EURO bedelli teminat mektuplarının iptaline, yargılama giderleri ve yasal vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka aleyhinde huzurda açılan davada, müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, husumet sadece dava konusu teminat mektuplarının lehtarına yöneltilebileceğini, Yargıtay içtihatları da bu yönde olduğunu, yasa ve Yargıtay içtihatlarının ışığında, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafından sunulan kontrgarantiler Müşteri İstek Formunda teminat akreditifiyle ilgili uyuşmazlıklarda Suriye Kanun ve Mahkemeleri’nin yetkili olduğu açık bir biçimde belirtildiğini, yetkisizlik nedeni ile davanın reddi gerektiğini, müvekkili bankanın iş bu davada taraf olmadığını, sadece verilecek olan hükmü uygulayacak 3.kişi olduğunu, mahkemece davacı talepleri uygun görülürse dava konusu teminat mektupları iptal edilecek, karar kesinleşince bankamıza ibraz edileceğini ve müvekkili banka iş bu ilama dayanarak teminat mektuplarını iptal ederek risk çıkışını sağlayacağını, yasal olarak tek rolünün bu olduğunu, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın öncelikle müvekkili açısından husumet yönünden reddine, esasa girilmesi halinde esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2016/1158 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından teminat mektubu lehtarı … (…) ile davalı … T.A.Ş aleyhine … (…) ile davacı arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirildiğinden buna rağmen ülkedeki siyasi karışıklıktan kaynaklanan sebeplerle teminat mektubunun iade edilmemiş olması nedeniyle teminat mektubunun iptalinin talep edildiği, mahkememizce teminat mektubunu düzenleyen banka hakkındaki davanın tefrikine karar verilerek dosya 2022/849 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, bedelsiz kaldığı belirtilen teminat mektubunun, lehtar tarafından iade edilmemesi nedeni ile teminat mektubunun iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ; davacı ile … (…) arasında akdedilen eser sözleşmesinin teminatı olmak üzere davalı bankaca verilen teminat mektubunun bedelsiz kaldığı, davacının … Kurumuna borcunun bulunmadığı, iade edilmesi gereken teminat mektubunun iade edilmediği belirtilerek garanti veren davalı banka ile lehtar aleyhine bedelsiz kalan teminat mektubunun iptali istemiyle dava açılmış , davalı banka yönünden tefrik edilen işbu davada davalının taraf sıfatı bulunup bulunmadığı hususunda ihtilaf oluşmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/1295 Esas, 2021/1111 K sayılı emsal kararında da belirtildiği üzere davacı, teminat mektubunun bedelsiz kaldığını, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve sözleşmenin sona erdiğini ileri sürmektedir. Davacı ile davalı banka arasında teminat mektubuna ilişkin garanti sözleşmesi dışında bir ilişki bulunmamaktadır. Bu tür bir davada banka ile diğer davalı arasında ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Davadaki taleplere göre bankadan talep edilen bir talep sonucu bulunmadığı gibi banka yönünden hüküm verilmesini gerektirecek bir husus da bulunmamaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 tarih ve 2016/15076 Esas- 2018/4865 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davalı bankanın teminat mektubunun lehdarı ve muhatabı arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığından davalı banka yönünden açılan davanın ayrılarak husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, davalının taraf sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 gereği usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 gereği usulden reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken 179,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip