Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/811 E. 2023/227 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/995
KARAR NO : 2023/212

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/12/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, sicilden tasfiye neticesinde terkin edilen müvekkili şirket ile … arasında ticari alım- satım sözleşmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, mezkur anlaşmaya istinaden müvekkili şirket tarafından satın alınacak malların karşılığı olmak üzere toplam tutarları 1.000.000,00 TL’yi bulan ve ”…” Emrine çekler keşide edildiğini, ancak bu çeklerin Karşılığı olarak … tarafından Müvekkil Şirkete 350.000,00 TL tutarında mal teslim edilmiştir. Yani müvekkil Şirketin çek keşide edilmek suretiyle … Emrine keşide ederek ödemiş olduğu 650.000,00 TL’lik tutar karşılığında hiçbir mal teslim edilmediğini, …’nın sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle müvekkil şirkete gönderilmeyen mallara karşılık gelen tutar olan 650.000,00 TL’lik alacağı bulunduğunu, tasfiye işlemlerinin eksik olması halinde sicilden terkin edilen şirketin üye işyeri borçlarının tamamının ödenebilmesi için şirketin ihyası gerektiğini, bu nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, tasfiye neticesinde sicil kaydı silinerek sicilden terkin olunan müvekkili …Dış Ticaret Limited Şirketi’nin sınırlı ihyasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava, olağan tasfiye sonucu gerekli prosedürün yerine getirilmesi ve talep üzerine ticaret sicilinden terkin edilen …’nin ek tasfiyesine karar verilmesi kapsamında olduğunu, davacı, husumeti yalnızca yasal hasım olan müvekkili müdürlüğe yönelttiğini, oysa usule ve Yargıtay içtihatlarına göre, husumetin aynı zamanda tasfiye memuru …’a da yöneltilmesi gerektiğini bu itibarla, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kuralları ve davacının iddiaları değerlendirilirken anılan hususların göz önünde bulundurulmasının önem arz ettiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli odluğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, tasfiye nedeniyle ticaret sicilden terkin edilen şirketin ek tasfiyesi amacıyla ihyası talebine ilişkindir.
TTK’ nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
İhyası istenen …’nin sicil dosyası çıkarılıp dosyaya eklenmiş tetkikinden sicil kaydının kapalı olduğu ve ticaret sicil kaydının tasfiye nedeni ile terkin edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Tüzel kişiler gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanırlar (Türk Medeni Kanunu/TMK m. 49/1). Tüzel kişinin iradesi organı aracılığıyla açıklanır (TMK m. 50/1). Tüzel kişinin organı aracılığıyla hukuki işlemler yapabilmesi için kanuna uygun biçimde kurulmuş olması yanında hukuki varlığını da sürdürüyor olması gerekir. Varlığı sona eren tüzel kişinin organı bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi hukuki işlemlerin tarafı olarak adına işlemler yapılabileceğinden ve bu kapsamda bir davada taraf ehliyeti bulunduğundan da söz edilemez. Tıpkı ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmadığı gibi tüzel kişiliği sona eren ticaret şirketinin de taraf ehliyeti bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği, dava tarihi itibariyle tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 maddesi gereği usul yönünden REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yasal hasım olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.23/03/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …