Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/787 E. 2023/83 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/571
KARAR NO : 2022/1065

DAVA : İtirazın İptali (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hisse Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili … ile davalı/borçlular arasında 28.03.2014 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesi kapsamında davalıların sahibi olduğu….’da mukim … unvanlı şirketin sözleşmenin 3.2.8. maddesine istinaden ünvanından … ibaresinin çıkarılması ve davalılara ait hisselerin müvekkiline ve dava dışı … ile …’a devri konusunda anlaşma sağlandığını, devralınan şirket unvanından … ibaresi anlaşmada öngörüldüğü şekilde çıkarılarak devir alınan şirketin unvanı … olarak tescil ettirildiğini, devir sözleşmesinin 3.1.3. maddesi gereğince … Maliye Bakanlığı, … Kurumu, … İş Kazaları Kurumunda gelebilecek taleplerin muhatabının devredenler olacağını, borç ve ödemelerden devredenlerin devralanlara ve …’ye karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, hisse devir sözleşmesinde devralan olarak gözüken … ve …’ın devraldıkları şirket hisselerini müvekkili …’a devrettiklerini, davalıların hisse devir sözleşmesi gereği taahhütlerini yerine getirmediklerini, devir alınan şirket adına … kamu otoritesi tarafından tahakkuk ettirilerek tebliğ edilen kamu borçları davalılardan talep edilmişse de davalılarca ifa edilmediğini, davalılara … 15. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameden netice alınamayınca fazlaya dair haklar saklı tutularak 68.798,43Euro asıl alacak 2.101.65 Euro temerrüd faizi toplam 70.900,08 EURO cinsi alacak … dilindeki ceza ve vergi borcu evraklarının Türkçe diline tercüme masraf gideri olarak 4.130,00 TL. ayrıca tercüme edilen evrakların noter tasdiki için yapılan 9.546,69 TL’lik masraflar için toplam 13.770,04 TL. cinsi alacağın tahsili için …. 3. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili hisse devir sözleşmesi nedeniyle üzerine düşen bütün borçları ifa etmesine rağmen davalıların sözleşmenin 3.1.3 maddesi gereğince geçmiş döneme ait borçlarını ifadan kaçındıklarını, davalıların hukuka aykırı itirazlarının iptalini, takibin devamına karar verilmesini, fazlaya ilişkin dava, faiz ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile davamızın kabulünü, haksız ve mesnetsiz itirazların iptalini, … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin takip talebindeki gibi euro cinsi alacak için takip tarihinden itibaren 3095Sk. 4/a maddesine göre işletilecek yıllık %5 ve değişen oranlarda faizi ile TL cinsi alacak için ise yıllık %13,75 avans ve değişen oranlarda faizi ile birlikte devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; noter onaylı tercümeleri mevcut ise de dava konusu belgelerin içeriği, neden kaynaklandığı, ne kadar olması gerektiği ve protokolde belirtilen sorumluluk kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği belli olmadığından işbu belgelerin hiçbirini kabul etmediklerini, bu hususta … hukuku ve vergi mevzuatına hakim bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, bahsi geçen belgelerin tahakkuk belgeleri olduğunu, bunların ödenip ödenmediğinin belli olmadığını, ödenmiş ise ödeme belgelerinin ibrazı zorunlu olup aksi takdirde müvekkillerinden talebinin mümkün olmadığını, söz konusu tahakkuk belgelerinin var ise ödeme belgelerinin İtalya ilgili makamlarından celbi gerektiğini, protokolün imza tarihinden sonra müvekilleri tarafından 6.897,78 Euro ve 9.510,66 Euro olmak üzere toplam 16.408,44 Euro ödeme yapıldığını, bu bedelin dava konusu edilen alacaklardan mahsup edilip edilmediğinin belli olmadığını, Protokolün 3.1.5 maddesinin 1. Ve 3. paragrafı uyarınca talep edilen bedellerin KDV mahsup alacağı kapsamındaki 21.000 Euroluk miktardan mahsup edilip edilmediğinin belli olmadığını, aradan geçen uzun zaman nedeniyle bu alacakların gerek Türkiye gerekse İtalya’da zamanaşımına uğradığı açık olup zamanaşımına itiraz ettiklerini, huzurdaki davanın reddini ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği görüldü.
… 3. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası mahkememiz dosyasına celp edilmiştir.
Davacılar vekili 29.09.2022 tarihli dilekçe ile .”.. Bilirkişi tarafından dava konusu alacak talebi hakkında; dava tarihinden önce … Vergi İdaresine ödeme yapıldığına dair bir belge olmadığı, belgelerinin olmaması nedeniyle bu aşamada davacıların davalılardan herhangi bir talepte bulunamayacağı görüşü belirtilmiştir. Davalılardan talep edilen alacak devir tarihi öncesine ait olan ve devir alınan müvekkil firma adına … makamlarınca tahakkuk ettirilmiş olan ve ödenmesi talep edilen kamu borçlarıdır. Şirket devir sözleşmesine göre belirtilen kamu borçlarının tamamının devredenlerin sorumluluğunda olduğu muhakkaktır.
Devir öncesinden kalan kamu borçlarının talep edilebilmesi için müvekkil tarafından … Hazinesi ödenmiş olması şart değildir. Davalılar hisse devir sözleşmesi gereği taahhütlerini yerine getirmemişlerdir. Sözleşmenin 3.1.3. Maddesi aşağıdaki şekildedir;
“Hisse devrinden önceki dönemlere ait … Maliye Bakanlığından (Agenzi delle Entrate) gelebilecek ve halihazırda belirlenemeyen, tespit edilemeyen vergilere ilişkin talepler Sosyal Güvenlik Kurumu INPS’ten gelebilecek talepler, İş Kazaları Kurumu INAIL’den gelebilecek halen belirlenemeyen, tespit edilemeyen talepler olursa bu taleplerin Muhatabı Devredenler olacaktır. Ayrıca Hisse devrinden önceki döneme ait her türlü vergi, sigorta, resmi/özel kurum ve kuruluşlara olan her türlü borçları, işçi alacaklarından kaynaklanan alacaklardan dolayı … herhangi bir ödeme yaparsa Devredenler, önceki dönemlere ait olan tüm borç ve ödemelerden Devralanlar ve …’ye karşı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.”
Sözleşmeye göre devir tarihi öncesi borçların asıl sorumlularının davalar olacağı açıktır. Müvekkilin protokol gereği devir tarihi öncesine ait kamu borçlarından dolayı kendisine yöneltilen, tahakkuk edilen kamu borçlarını hisse senetlerini devreden davalılardan talep edebilmek için öncelikle … Kamu idaresine ödemiş olması zorunlu değildir. Sözleşmenin 3.1.3. , 3.2.1. , 3.2.4. maddelerinin birlikte bir bütün olarak irdelenmesi durumunda tarafların asıl iradesinin devredenlerin devir öncesi borçlardan tümüyle sorumlu olacakları anlaşılmaktadır. Yoksa sadece müvekkillerin … Maliyesine ödeme yapması halinde davalıların sorumluluğunun doğacağı, sorumluluklarını yerine getirmelerinin istenemeyeceğine dair bir ifade ve irade bulunmamaktadır.
Bu açıklamalarımız davalıların cevap dilekçeleri ve ticari defter kayıtları ile de teyit edilmektedir.
Şöyle ki; Davalılar hisse devrinden sonra, 6.897,78 Euro ve 9.510,66 Euro olmak üzere toplamda 16.408,44 Euro ödeme yaptıklarını belirtmişlerdir. Yapılan ödemeler müvekkil tarafından davalılardan … Ticaret A.Ş.’ye protokol gereği devralınan müvekkil şirketin devir tarihi öncesine ait vergi ve kamu borçları, trafik cezaları tahakkuklarının bir kısmı için düzenlenmiş olan 22.04.20216 t. 218 no’lu 6.897,78 Euro bedelli, 21.04.2016 tarihli 217 no’lu 9.510,66 Euro bedelli iki adet faturadır. Ancak 17.08.2018 tarihli … no’lu 10.601,61 Euro bedelli, 22.10.2019 tarihli … no’lu 74.369,69 Euro (cezalar + vergi) bedelli ve işlemlerin takibinde avukat, mali müşavirlik ve savunma giderleri için 22.10.2019 tarihli … no’lu 10.980 Euro bedelli faturalarda düzenlenmiş, ödenmemiştir. Kamu borçlarının yansıtılmasına dair ilk iki faturayı da kendi kabullerinde de olduğu üzere herhangi bir belge ibrazı talep etmeden ödemişlerdir. Belirtilen faturalar ve cari hesap ekstresi dava dosyasında mevcut olup dilekçemiz ekinde tekrar sunuyoruz.
… Maliye idaresi tarafından tahakkuk ettirilen borçlar davalıların bilgisi dahilinde olup 22.04.20216 t. … no’lu 6.897,78 Euro bedelli, 21.04.2016 tarihli … no’lu 9.510,66 Euro bedelli devir öncesi borçlara ait olan iki adet faturanın davalılar tarafından ödenmiş oluşu da müvekkilin talepte bulunabilmesi için önce … Maliyesine ödeme yapmasının zorunlu olmadığını, tarafların sözleşmenin ifasını bu yönlü bir kurala göre yapmadıkları, aksi kabul edilse dahi bunun daha sonradan taraflarca bertaraf edildiği kabul edilmelidir.
Dilekçemiz ekinde Bağımsız Denetçi …’nun hazırlamış olduğu … şirketinin 2015 dönemi öncesine ait kamu borçlarını tespit eder 20.09.2022 tarihli raporunu ve eki belgelerini sunuyoruz. Denetçi Raporuna göre devir tarihi öncesine ait 79.526,14 Euro borç bulunmaktadır. Dava dosyasına sunmuş olduğumuz belgeler dava konusu borçların … Maliye İdaresi nezdinde halen mer’i ve talep edilir olduğunu ispatlamaktadır. Açıkladığımız nedenlerle 23.08.2022 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ediyor, Borçlar Hukukunda akademik kariyeri olan bir bilirkişiden rapor alınmak üzere dava dosyasının tevdi edilmesine karar verilmesi…” talebinde bulunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, sözleşmede davalıya ait olacağı kararlaştırılan borçların tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacılar ile davalılar arasında akdedilen 28/03/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin 3.1.3 maddesi kapsamında hisse devrinden önceki döneme ilişkin vergi borçlarının davacı tarafından ödenip ödenmediği, vergi borcunun İtalya Vergi Dairelerine ödenmemiş olması halinde davacıların davalılardan talepte bulunup bulanamayacağı konularında toplanmıştır.
Davacılar tarafından davalılar aleyhine … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 68.798,43 Euro asıl alacak, 2.101,65 Euro temerrüt faizi toplam 70.900,08 Euro ve 4.130,00 TL tercüme masrafı ve 9.546,69 noter masrafı olmak üzere toplam 13.770,04 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, davalıların süresinde takibe itirazları neticesinde işbu davanın süresinde ikame edildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 24.02.2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın yeminli mali müşavir bir bilirkişiye tevdi ile davacılar ile davalılar arasında akdedilen 28/03/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin 3.1.3 maddesi kapsamında hisse devrinden önceki döneme ilişkin vergi borçlarının davacı tarafından ödenip ödenmediği, vergi borcunun … Vergi Dairelerine ödenmemiş olması halinde davacıların davalılardan talepte bulunup bulanamayacağı, davalıların varsa davacılar alacağından edebileceği alacağı bulunup bulunmadığı konularında rapor tanzim edilmesi istenilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan 24.08.2022 tarihli raporda özetle, Davalı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, elektronik olarak tutulan yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış onayları yerine geçen e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, bu kapsamda, davalı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca kendi lehlerine ve aleyhlerine delil teşkil eder nitelikte oldukları, Sayın Mahkemece 24.02.2022 tarihli kararında, davacılar vekilinden dava tarihinden önce … Vergi Dairesine ödeme yapıldığına dair banka kayıtları ve resmi makamlarca dava tarihinden önce ödeme yapıldığına dair belgenin apostil şerhinin aslı ile birlikte sunmasını istemesine rağmen, davacılar vekilinin dilekçesinde … Gelir İdaresinin belgelerin apostil şerhli asıllarının ve yeminli tercüme evraklarının asıllarının dilekçeleri ekinde dosyaya fiziken sunulacağı ifade edilmiş, ancak davacılar dilekçesinde dava tarihinden önce İtalya Vergi Dairesine ödeme yapıldığına dair banka kayıtları ve resmi makamlarca dava tarihinden önce ödeme yapıldığına dair belge konusunda herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, Dava dosyasına ilişkin … nolu kasada bulunan belge ve evraklar ile davacılardan temin edilen bilgi, belge ve evraklar dikkate alındığında, bunların dava tarihinden önce … Vergi Dairesine ödeme yapıldığına dair banka kayıtları ve resmi makamlarca dava tarihinden önce ödeme yapıldığına dair belge konumunda olduğuna ilişkin bir değerlendirme yapılamadığı, bu kapsamda; vergi borcunun … Vergi Dairelerine ödendiğini gösteren ödeme belge/dekontlarının dava dosyasında bulunmaması ve davacılardan temin edilen belgelerde de herhangi bir ödeme dekontu bulunmadığından, bu aşamada davacıların davalılardan herhangi bir talepte bulanamayacağı, Davalı nezdinde davacıya olan borç ve alacakların takip edildiği cari hesabın 2016 ve 2017 yılı ekstresi incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenmiş 2 adet fatura ile toplam 16.408,44 Euro tutarında tahakkuk kaydının yapıldığı, 16.03.2017 tarihinde yapılan muhasebe kaydı ile davacı şirkete olan toplam 16.408,44 Euro’luk borcun kapatıldığı ve dolayısıyla davalı şirketin ticari defterlerine göre davacılara herhangi bir borcun bulunmadığının görüldüğü, Davalıların İtalya’daki şirketlerinin satışlarından kaynaklı olan ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan 2 adet çeke ilişkin olarak dava dosyasında bu çek bedeli karşılığında davacılar alacağının mahsup edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu kapsamda; söz konusu 2 adet çeke karşılık yapıldığı ifade edilen mahsup işlemine bağlı olarak da davalıların davacılardan mahsup edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda çekişme bulunmayan 28.03.2014 tarihli protokolün 3.1.3 maddesinde “Hisse devrinden önceki döneme ait her türlü vergi, sigorta, resmi/özel kurum ve kuruluşlara olan her türlü borçları, işçi alacaklarından kaynaklanan alacaklardan dolayı … herhangi bir ödeme yaparsa Devredenler, önceki dönemlere ait olan tüm borç ve ödemelerden Devralanlar ve …’ye karşı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.” hususları kararlaştırılmıştır.
Dosya kapsamı ve bilirkişi raporundan davacılar tarafından tahsili istenilen kamu borçlarının dava tarihi itibari ile ödenmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK.nun 114. maddesinde dava şartları açıkça sayılmış ve anılan maddenin h bendinde ise davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği belirtilmiştir. Bir hususun dava şartı olup olmadığı onun niteliğinden anlaşılır. Bir hususun varlığı veya yokluğu, mahkemenin davayı esastan inceleyip karara bağlamasına engel oluyor ve hakim o hususu kendiliğinden gözetmekle yükümlü ise, o husus bir dava şartıdır.
Dava şartları, medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (mesela, görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (mesela, kesin hüküm gibi).
Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir.
Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden gözetilir.
Dava şartları mahkemeye, taraflara ve dava konusuna ilişkin olmak üzere, üçe ayrılarak incelenebilir. Buna göre;
Mahkemeye ilişkin dava şartları: “yargı hakkı, yargı yolu, görev, kamu düzenine ilişkin yetki halleri”;
Taraflara ilişkin dava şartları: “davada iki tarafın bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekalet ehliyeti ve geçerli vekaletname, davayı takip yetkisi”;
Dava konusuna ilişkin dava şartları ise: “kesin hüküm bulunmaması ve hukuki yarar bulunması” olarak sıralanmaktadır.
Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi, Devletin mahkemelerini gereksiz yere uğraştıramaz. Bu, hukuki korunma ihtiyacı olarak da adlandırılmaktadır. Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korumaya değer bir yararı olmalıdır.
Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır; ilerideki bir yarar yeterli değildir. Bu nedenle, muaccel olmayan alacak için dava açılamaz; açılırsa, dava hukuki yarar yokluğundan (usulden) reddedilir. Fakat bu durum, alacağın muaccel hale gelmesinden sonra yeniden dava edilmesine engel değildir.
Dava ile erişilmek istenen amaç, aynı güvenle ve fakat daha basit bir yol ile gerçekleşebilecekse, o konuda dava açılmasında hukuki yarar yoktur.
Dava açılmasında olduğu gibi, mahkemeye yapılan her talep için, talepte bulunanın hukuki yararının varlığı şarttır. Aksi halde mahkeme, böyle bir talebi inceleyip yerine getiremez.
Dava şartları, dava açılmasından hükmün verilmesine kadar var olmalıdır. Davanın açıldığı anda var olan bir dava şartı (mesela hukuki yarar) sonradan ortadan kalkarsa, o zaman dava esastan değil, dava şartı yokluğundan (usulden) reddedilecektir.
Somut olayda; davacıların protokol gereği pay sahibi oldukları şirkete … kamu kurumları tarafından düzenlenen yaptırımların, dava tarihi itibari ile İtalya kamu kurumlarına ödendiği hususu davacılar tarafından iddia edilmediğinden davacılar alacağının henüz muaccel olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın erken açılmış olması nedeniyle dava tarihi itibari ile görülmekte olan davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığından, dava şartlarındaki eksiklik nedeniyle 6100 Sayılı HMK 114/1-h maddesi gereğince davacıların davasının usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 7.749,46 TL harçtan tahsil edilmesi gereken 80,70 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 7.668,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Arabuluculuk faaliyeti nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL arabulucu ücretinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2019/5 Esas, 2022/1 Karar sayılı kararı gereği) davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2022

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP