Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/719 E. 2023/463 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/719
KARAR NO : 2023/463

DAVA : İİK 179 – Doğrudan Doğruya İflas Hallerinden “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin İflâsı”
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/662 Esas 2022/431 sayılı görevsizlik kararı verilen ve mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılan dosyada yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette miras yolu ile geçen paylar ile birlikte %20 paya sahip olduğu, davalı …’ın 26.01.2009 tarihinde şirkette müdür olarak seçildiği, bu seçimin kanuna ve hukuka aykırı olduğu, şirketin %20 ortağı durumunda olan müvekkilinin 26.01.2009 tarihi ortaklar kurulu kararında fiilen yer almadığı, felçli hasta baba …’nin aynı kararda fiilen bulunmadığı, davalının imzalarını taklit edilerek sahte imza atılmak suretiyle karar oluşturduğu, ortak davalı …’ın 20 yıl süre için şirket müdürü olarak yetkilendirilmiş olduğu, şirkete dair yükümlülüklerini de yerine getirmediği, davacı zararına sonuç doğuracak fiiler gerçekleştirdiği, şirket müdürünün ihmalleri sonucu şirket faaliyetlerinin 2018 yılı sonlarından itibaren durdurulduğu, şirket müdürü … tarafından SGK prim borçları ile ilgili olarak kurum ile borcun yapılandırılması yoluna gidildiği, anlaşma yapılmasına rağmen 100.000,00-TL’lik bir taahhüdün de yerine getirilemediği, davalının şirket çalışanların ücretlerini ve tazminatlarını ödemediğinden şirket aleyhine tazminat ve alacak davaları açıldığı, fakat davaların takipsiz bırakıldığı, müvekkilinin ekonomik yönden zarara uğratıldığı, borç tutarının 100.000,00- TL’yi aşmış olduğunun düşünüldüğü, … 13.icra müdürlüğünün …E. sayılı icra takibi ve … 23. İş mahkemesinin … E. , … K. sayılı ve … 7. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile yapılan takiplerin de bu durumlara örnek olduğu, bankalar ve üçüncü şahıslarla ilgili münasebetlerde şirket gayrimenkullerinin ipotek edildiği, borçların sağlıklı şekilde takibinin yapılmadığı, müşteri portföyü tamamıyla ihmal edilerek mevcut distribütörlüklerin kaybedildiği, şirket müdürünün yasal görevlerini yerine getirmediği ve şirketin zararıyla davacının zarar ve sorumluluğuna yol açtığı, davalı şirketin tasfiyesine ve feshinin gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Müdür …’nin, davacı ile …’nin müştereken malik bulundukları …, … ilçesi, … köyü, 1237 ada, 3 parselde tapuya kayıtlı gayrimenkuldeki hissesi ve …, …, 1049 ada, 7 parsel de tapuya kayıtlı diğer bir gayrimenkuldeki hissesine söz konusu malların elinden çıkarmak suretiyle müvekkili zarara uğratmasını önlemek bakımından söz konusu gayrimenkuller üzerine teminatsız olarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket adına kayıtlı bulunan … plakalı … marka binek araç ile … plakalı … marka otomobile ait trafik kayıtları üzerinde dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı … Ltd. Şti.’nin haklı nedenle feshi ile tasfiyesine karar verilmesini, davalı … Türenin müdürlük yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına ve bu davalı adına kayıtlı taşınmazlara tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Davanın tamamen ıslahından önce beyanları tespit edilen davacı tanığı … ” ben; davacı …’ nin şirketten kaynaklanan problemleri nedeniyle bir dönem avukatlığını yapmıştım, şu anda böyle bir görevim bulunmamaktır, kardeş olan tarafların henüz babaları sağ iken davalı … şirketin müdürü idi, davacının annesi babası ve kardeşi … bey olmak üzere 4 ortaklı bir şirket idi, o dönemde davacının şirket ile ilgili bilgi alma hakkının kullandırılmadığı ve şirkete fiilen dahi sokulmadığı iddası ile davacı ile vekalet ilişkimiz başlamıştı davacı geçmişte bu şirkette çalışmasına rağmen …’ nin 2017 yılı öncesinde davacıyı fiilen şirkette sokmadığı biliyorum 2017 yılına kadar cüzzü bir ödeme yapmasına rağmen 2017 yılı itibariyle bu ödemeleri de kesti, ve bu tarihten sonra davacı şirkette fiilen sokulmamaya, şirket ile ilgili mali bilgilerden mahrum bırakılmaya devam edildi, bu süreçte bende avukatı olarak davacı adına bilgi alma taleplerimi iletmeme rağmen bana da olumsuz yanıt verildi, bunun üzerine davacı şirketten hisselerini … devrederek ayrılmak istedi ancak davalı buna da yanaşmadı bu süre içerisinde ben taraflar arasında meselenin sulh ile çözülmesi için aracı oldum, en az 4 kez fiili olarak toplantı yapıldı, bu toplantılar şirkette gerçekleşti, ancak hiçbirinde olumlu sonuç alınamadığı gibi son toplantı da davalı … davacıya sinkaflı küfürler etti, davacı hiçbir bilgi alamadığı mali durumuna ilişkin malumat sahibi olmadığı ve fiilen dahi merkezine giremediği şirketten ayrılmak istiyordu, ancak kardeşine eğer şirketin mali durumu kötü ise bunla ilgili kendisine bilgi vermesini gerekirse şirketin tasfiyeye sokulmasını yahut iflasının talep edilmesini sağlamayı da teklif etti , ancak davalı hiçbirine yanaşmadı, en son toplantı da yanlış hatırlamıyorsam 2018 yıllı başlarında yapıldı, bu toplantı esnasında şirkette sadece bir çaycı olduğunu bunun dışında herhangi bir çalışanın olmadığını ben de gördüm, şu anda da duyduğum kadarıyla da şirket borca batık durumdadır, banka kredi, SGK, işçilik alacakları nedeniyle borç yükü altındadır, 2018 yılı yaz aylarından beri faaliyetlerini tamamen bitirmiş durumdadır, kapısı kilitlidir, davalı Nevzatın hali hazırda, kendisi doktordur, bir iş yerinde iş yeri hekimliği yaptığını duydum, o da şirket ile ilgilenmemektedir, şu anda kardeşlerin zaruri durumlar dışında konuşmadıklarını biliyorum zaten daha önce de davalı Nevzatın babalarının imzasını taklit ederek sahte ortaklar kurulu kararı aldığını duymuştum, ancak gerçekliğini bilmiyorum dedi, tanıklık ücreti talebim yoktur bilgi ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Davanın tamamen ıslah edilmesinden önce SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 07/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamına alınan, davalının bağlı olduğu vergi dairesinden gelen yazılar ile diğer vesaikler nazara alındığında davalı şirketin 2018 yılından itibaren faaliyetsiz olduğunun kabulünün gerektiği, şirketin aktiflerinde 2 adet araç haricinde rayiç değeri olabilecek herhangi bir varlığın dosya kapsamına göre tespit edilemediği, davalı şirketin kaydı verilere göre 813.654,39 TL borca batık olduğu, rapor içeriğinde detaylandırıldığı üzere aktiflerinde kayıtlı olan stoklar-alacaklar ve duran varlıkların (2 adet araç haricinde) değersiz (“0”) olduğu, yine dosya kapsamında ki verilere göre rayiç değerlere göre de borca batık olmasının muhtemel olduğu, TTK md 531 kapsamında haklı sebeplere dayalı olarak fesih ve tasfiye talebinin kabul edilebileceği yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Davalı şirketin TTK 636/3 maddesi kapsamında haklı fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin ikame edilen davanın 30/05/2022 havale tarihli dilekçe ile tamamen ıslahı ile İİK’nun 179. Maddesi kapsamında iflasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Uyuşmazlık, İİK. 179. maddesi uyarınca doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının mevcut olup olmadığı, dava ve taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmıştır.
Mahkememizin 28/10/2022 tarihli tensip zaptı kararı gereğince dosyanın bir YMM ve bir makine mühendisi bilirkişiye tevdii ile davacı şirketin güncel rayiç değerlere göre borca batık durumda olup olmadığı konusunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş ve bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 15.02.2023 havale tarihli raporda özetle, borçlu şirketin TTK m. 376 ve İİK m. 179 kapsamında borca batık durumda olup olmadığının tespitine ilişkin olarak Heyetimizce yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde; davalı şirketin mükellefiyetinin 31.12.2018 tarihi itibariyle re’sen terk edilmiş olduğu, 31.12.2018 sonrasına ait şirketin ticari defter ve mali verilerinin bulunmadığı, son mali verilerin dava dosyasında bulunan 01.01.2018- 31.12.2018 dönemine ait Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile 31.12.2018 tarihli mizan kayıtları olduğu, mükellefiyeti re’sen terkin edilen davalı şirketin gayri faal olduğu, herhangi bir çalışanının bulunmadığı, davalı şirket’in 31.12.2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre; Varlıklarının : 1.722.140,55 TL, Borçlarının 2.134,551,49 TL, Özkaynaklarının (-) 412.410,94 TL olarak hesaplandığı ve bu kapsamda davacı şirketin borca batık durumda olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflâsı” başlıklı 179. maddesi ”Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” hükmünü ihtiva etmekte olup anılan madde uyarınca davanın; şirketi idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler, tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından ikame edilebileceği açık olup davacının alacaklı sıfatının bulunmadığı, pay sahibi sıfatı ile davalılardan sermaye şirketinin iflasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı … davalı şirket sermayesinde pay sahibi olup İİK. 179. maddesi lafzı ve emsal Yargıtay 19.HD 11/12/2003 tarihli -E.8842/K.12510 sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere davacının, pay sahibi olduğu şirket hakkında borca batık durumda olduğu gerekçesi ile iflas davası açma konusunda yetkisinin bulunmadığı ayrıca iflası istenen şirketin müdürüne iflas istemli davada husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, kısa kararda yazım hatası sonucu HMK 114/1-h olarak geçilen kısım res’en düzeltilerek davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 maddesi gereği reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 maddesi gereği USULDEN REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İflas avansının kararın kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …