Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/541 E. 2023/662 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/541 Esas
KARAR NO : 2023/662

DAVA :Cismani Yaralanma Nedeniyle Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 01/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Cismani yaralanma nedeniyle tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/04/2017 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı kamyon ile sürücüsü … olan … plakalı kamyonun çift taraflı kaza yapması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve bu nedenle bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bedensel zararının tespiti şimdilik geçici iş göremezlikten dolayı 300,00 TL, sürekli iş göremezlikten dolayı 500,00 TL ve bakıcı gideri olan 200,00 TL’nin başvuru tarihinden sonraki 8. günden itibaren bankalarda mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından usulüne uygun başvuru yapılmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğun poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sınırlı olduğunu, …’nin %100 kusuru nedeniyle meydana geldiğini, vaki kazadaki kusur oranlarının ve davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının bakıcı gideri talebinin teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmemesi nedeniyle davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK m.54’de düzenlenen bedensel zararların tazmini davasıdır.
Davacı, 02/04/2017 tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı kamyon ile sürücüsü … olan … plakalı kamyonun çift taraflı kaza yapması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve bu nedenle bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından … KZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zararının tespiti şimdilik geçici iş göremezlikten dolayı 300,00 TL, sürekli iş göremezlikten dolayı 500,00 TL ve bakıcı gideri olan 200,00 TL’nin başvuru tarihinden sonraki 8. günden itibaren bankalarda mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
… SGK yazılan müzekkere cevabında davacıya ilişkin 02/04/2017, 14/04/2017, 29/05/2017,28/06/2017 , 28/07/2017 30/08/2017, 09/09/2017 tarihlerinde rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemelerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Sürücüsü … olan … plakalı kamyona ilişkin … KZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) incelendiğinde 13/03/2017- 13/03/2018 tarihleri arasında 330.000,00 TL bedelli şahıs başına sakatlık ve ölü teminatının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı asilin …poliçe nolu (Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi) incelendiğinde 06/12/2016 06/12/2017 tarihleri arasında vefat 100.00,00 TL; sürekli sakatlık 100.000,00 TL ve tedavi masrafı 3.000 TL bedelli teminatının bulunduğu anlaşılmıştır.
… CBS … soruşturma nolu dosyasında davacının mağdur sıfatıyla yer aldığı davaya konu yaralama nedeniyle davacının şikayetinin olmaması nedeniyle EK KYOK kararı verildiği anlaşılmıştır.
Trafik kazalarından kaynaklanan bedensel zararın tazmini davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup işleten sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
İhtilaf, davacının yaralanmasının ve iş gücü kaybına uğramasından dolayı davalı tarafın tazminat ödeme sorumluluğunun bulunup bulunmadığı sürekli ve geçici işgörmezlik oranın ne kadar olduğu, bakıcı gideri talebinin yerinde olup olmadığı, tazminat talep edilip edilemeyeceği ve miktarının ne kadar olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz 04/12/2019 tarih 2017/796 Esas ve 2019/983 Karar sayılı kararı ile ”ATK Başkanlığı Trafik İht. Dairesi’nden emekli kusur bilirkişisi İsmet Akıl’dan alınan 28/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; vaki kazada … plakalı araç sürücüsü …’nin %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’in ise kusursuz olduğu ve davacı yolcu …’ın müterafik kusurunun olmadığı tespit edilmiştir.
İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan … tarih – … sayılı rapor ile; davacı …’ın %6 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18 ay sürebileceği tespit edilmiştir.
… SGK İl Müd. tarafından gönderilen .. tarih – … sayılı cevabi yazısından, vaki kazadan dolayı davacıya bir kısım ödemeler yapıldığı belirtilmiş ise de bu ödemelerin geçici iş göremezlik dönemine ilişkin olduğu ve bu dönem zararları da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığından rücuya tabi olmadığı görülmektedir.
Aktüer bilirkişi …’den alınan 08/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; 02/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç sürücüsü …’nin %100 kusurlu olduğu nazara alınarak davacının %6 meslekte kazanma gücü kaybı ve 18 ay iyileşme süresi nazara alınmak suretiyle ve dosya kapsamıyla davacının başka bir kazanç sağladığı ispat edilmediğinden asgari ücret kazancı ve davaya neden olayın Trafik Sigortası Genel Şartları’nın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelmesi nedeniyle devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formülü ve 1.8 iskonto oranına göre davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararının 22.774,85 TL, daimi iş göremezlikten kaynaklanan zararının 29.736,13 TL olduğu ve bakıcı tazminatına ilişkin bir rapor olmadığından bu yönüyle herhangi bir değerlendirme yapılamadığı tespit edilmiştir.
Kök raporun 4. bölümünde maddi hata yapılması neticesinde aynı bilirkişiden alınan 22/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporu ile; davacının geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararının 22.774,85 TL, daimi iş göremezlikten kaynaklanan zararının 36.296,99 TL olduğu ve bakım süresine ilişkin rapor olmadığından bu yönüyle herhangi bir değerlendirme yapılamadığı tespit edilmiştir.
Dosya içerisinde örneği bulunan … nolu KZMMS poliçesi ile … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun … tarihleri arası sakatlık halinde kişi başı 330.000,00 TL limit ile sigorta güvencesine alındığı görülmektedir.
Davacı vekili 20/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan 22.774,85 TL’nin, daimi iş göremezlikten kaynaklanan 36.296,99 TL’nin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Davalı tarafından hatır taşıması def’inde bulunulmasına karşın davacı yolcu taşımanın ücret karşılığı yapıldığını, dolayısıyla taşımanın hatır taşıması olmadığını ve dosyadan taşımanın niteliği gereği kültürel bir yükümlülükten kaynaklandığı da anlaşılamadığından dava konusu olayda hatır taşıması olduğunun kabulü ile bilirkişinin saptadığı tazminattan Yargıtay uygulamaları doğrultusunda %20 oranında (Yargıtay 17. HD 05/04/2018 tarih, 2015/9991 E. – 2018/3880 K.) indirim yapılarak 36.296,99 TL X %20 = 29.037,59 TL’nin daimi iş göremezlik tazminatı olarak davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacı her ne kadar geçici iş göremezlik tazminatından kaynaklanan zararının tahsilini de istemiş ise de 14/05/2015 tarih – 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolulları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5-b maddesinin; “Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve … Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” şeklindeki hükmünün ikinci cümlesi ile geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminatlar sigorta güvencesi dışına çıkarıldığından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve bakıcı tazminatı nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olmadığı nedeniyle geçici iş göremezlik ve bakıcı tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişi tarafından daimi iş göremezlik tazminatı olarak hesaplanan miktardan hatır taşıması nedeniyle %20 indirim yapıldığında (36.296,99 TL X %20 = 29.037,59 TL) bakiye 29.037,59 TL olmasına rağmen kısa karar yazılırken maddi hata neticesinde bu rakam 27.037,59 TL olarak yazılmış bu nedenle oluşan maddi hatanın 6100 sayılı HMK m.304/1 kapsamında düzeltilerek 29.037,59 TL’nin 08/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Tarafların bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 24/05/2022 tarih 2020/1474 Esas ve 2022/985 Karar sayılı kararı ile ”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı …’ın, davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı dava dışı işleten ve sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı kamyonun önünde seyreden … plakalı araca, 2/4/2017 günü arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada, ATK 2’nci İhtisas Kurulunun rapor içeriğine göre Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alt ekstremitede %11, tüm vücutta ise %6 oranında engellilik oluşturacak biçimde yaralandığı, iyileşme süresinin kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 18 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dava dosyasına getirtilen hasar dosyası içeriğine göre davacı vekilinin 28/4/2017 tarihli dilekçesine ekli Kaza Tespit Tutanağı, poliçe, araç ruhsatları ve hastane kayıtları ile birlikte ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketine başvurduğunun anlaşılması karşısında KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru koşulunun yerine getirildiği anlaşılmış; davacının trafik kazası nedeniyle oluşan geçici ve sürekli sakatlık durumunun, ATK 2’nci İhtisas Kurulu tarafından olayın meydana geldiği tarih itibarıyla uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde belirlendiği anlaşılmış; dava dışı işletene ait, kazaya karışan davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın kamyon olması nedeniyle davacı lehine hükmolunan tazminata ticari faiz uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1507’nci maddesine göre ferdi kaza sigortası, belli bir prim karşılığında, sigortalının uğrayacağı kaza sonucu ölüm, geçici veya sürekli engellilik ya da işgöremezlik hâlleri için sigorta teminatı sağlar. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarında öngörülen koşullar içinde sigortalıyı, sigorta süresi içinde maruz kalacağı kazaların sonuçlarına karşı temin eden can sigortası türünden meblağ sigortası olan ferdi kaza sigortaları, meblağ sigortası olması itibarıyla, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Meblâğ sigortasında sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır. Zarar sigortası türlerinden olan ZMSS ise KTK’nin 91’inci maddesinin, 1’inci fıkrası uyarınca işletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yaptırmaları zorunlu olan mali sorumluluk sigortasıdır. Bu itibarla, ZMSS’nin işletene isabet eden sorumluluğu, ferdi kaza sigortasının ise sigortalının kaza sonucu ölümü veya yaralanmasını teminat altına alması, diğer bir anlatımla teminat altına alınan rizikoların farklı olduğunun anlaşılması karşısında, davacının sigortalısı olduğu dava dışı … AŞ tarafından düzenlenen ferdi kaza sigortası poliçesi nedeniyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, ağır vasıta şoförü olarak çalıştığını beyan ettiği davacının SRC belgesinin bulunduğunu ve aylık net kazancının da 3.200,00 TL olduğunu ileri sürmüş olmakla birlikte, davacının aylık kazancının asgari ücret üzerinde olduğunun kanıtlanamadığının anlaşılması karşısında, sürekli iş göremezlik tazminatının asgari ücret üzerinden hesaplanması yerindedir.
25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98’inci maddesi değiştirilmiş, buna göre 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; 6111 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabı’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nin 98’inci maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur.
Bununla birlikte söz konusu yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden belgesiz tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir. Bununla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen KTK’nin 98’inci maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, yalnızca söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.
Somut uyuşmazlık yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; dava dışı sürücü …’nin %100 oranında kusuruyla kazaya neden olan kamyonun ZMSS poliçesini düzenleyen davalı … AŞ’nin, belgesiz tedavi gideri niteliğindeki geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı yönünden sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin de hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi; ATK 2’nci İhtisas Kurulunun düzenlediği raporda iyileşme süreci 18 ay olarak belirlenen davacının iyileşme süresi içinde bakıcı yardımına gereksinim duyup duymayacağı konusunda ise ortopedi ve travmatoloji uzmanı hekimler arasından seçilecek bilirkişiden rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bakıcı gideri tazminatı ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nin 51’inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz.
Dava dosyasına eklenen soruşturma belgelerinin incelenmesinde ise; davacı …’ın, davalı … AŞ’ye ZMSS poliçesiyle sigortalı dava dışı işleten ve sürücü …’nin yönetimindeki … plakalı aracın önünde seyreden … plakalı araca 2/4/2017 günü arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla ilkeleri yukarıda açıklandığı biçimde hatır taşımasının varlığının kanıtlanmadığı gözetilmeden, hükmolunan sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında indirim yapılması isabetli değildir.
Diğer yandan, davalı … AŞ’nin tazminatı ödeme yükümlülüğünün KTK’nin 99’uncu maddesinin 1’inci fıkrası ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, tazminatın ve giderlerin ödenmesine ilişkin B.2’nci maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü olduğu gözetilerek, temerrüt tarihinin buna göre hesaplanması gerekirken davalı … AŞ’nin davacı vekiline gönderdiği yazıda yer alan “8/5/2017″ tarihi esas alınarak hükmolunan tazminata faiz işletilmesi yerinde olmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 10/10/2022 tarihli 14663 sayılı kararında davacının 18 ay olarak belirlenen iyileşme sürecinde sürekli veya geçici olarak bakıma muhtaç durumda olmadığı tespit edilmiştir.
Bozma sonrası mahkememizin 2022/541 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada istinaf kararı doğrultusunda aktüer bilirkişi …’den alınan 06/03/2023 tarihli rapor ile; dava dosyasına sunulmuş olan 28.04.2019 tarihli kusur raporunda davalı … Sigorta AŞ. ye sigortalı … plakalı araç sürücüsünün … oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan durum ile ilgili Yargıtay’ın yakın zamanda verdiği net kararlar doğrultusunda hesaplamada, TRH-2010 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönem için her yıl %10 arttırım ve %10 iskonto yapılmasını öngören “progressif rant” tekniğine göre hesaplama yapıldığı, tazminat hesabında yasal asgari ücretlerin esas alındığı, mezkür kazada yaralanan davacı …’ın (18) aylık geçici iş göremezlik BAKİYE zararının 22.774,85 TL %6 oranındaki sürekli iş göremezlik zararının 29.736,13 TL olduğu, dava dosyasına sunulmuş bulunan Adli Tıp Kurumu raporunda davacının süreli veya sürekli yardımcı bakıcı desteği ihtiyacına ilişkin belirleme olmadığından davacı lehine yardımcı bakıcı zararı hesaplamasının yapılmadığı, Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesine göre kaza tarihi olan 02.04.2017’de geçerli olan kişi başı sakatlanma ve ölüm ile tedavi gideri sigorta limitinin ayrı ayrı 330.000.00-TL olduğu, yukarıda detayları gösterilmek suretiyle hesaplanan tazminatın, teminat limiti dahilinde kaldığı, davacının yaralandığı trafik kazasına 90 100 kusuruyla kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı, KAMYON kullanım amaçlı aracın; davalı … Sigorta Şirketi’nin, 13.03.2017 -13.03.2018 tarihleri arasında geçerli … nolu Motorlu Kara Taşıtları ZMS Poliçesiyle sigortalısı olduğu, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 02.04.2017 tarihli trafik kazasının, poliçenin geçerlilik dönemi içinde kaldığı konuyla ilgili takdir ve değerlendirme yetkisi tamamen Sayın Mahkemede olmak kaydıyla; anılan durum karşısında davacının, ihbar tarihi, 28.04.2017 olarak kabul edildiğinde 8 İS GÜNÜ sonrası (1 Mayıs, resmi tatil olduğundan) 12.05.2017 tarihine karşılık geldiği, oysa davalı şirket 08.05.2017 tarihli yazıyla bir takım evrakların gönderilmesini istemiş olduğunu, bu durum karşısında davalının, 08.05.2017 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulünün mümkün olabileceği, davalı … Sigorta AŞ. ye sigortalı … plakalı araca ilişkin belgelerin incelenmesinde, mezkur aracı KAMYON vasfında olduğu ve aracın TİCARİ amaçla kullanıldığı tespit edilmiştir.
Taraf vekillerin itirazları üzerine alınan 15/09/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile; Dava dosyasına sunulmuş olan 28.04.2019 tarihli kusur raporunda davalı … Sigorta AŞ. ye sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan durum ile ilgili Yargıtay’ın yakın zamanda verdiği net kararlar doğrultusunda hesaplamada, TRH-2010 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönem için her yıl 9610 arttırım ve 9610 iskonto yapılmasını öngören “progressif rant” tekniğine göre hesaplama yapıldığı, tazminat hesabında EN GÜNCEL yasal asgari ücretlerin esas alındığı, mezkür kazada yaralanan davacı …’ın (18) aylık geçici iş göremezlik BAKİYE zararının 22.774,85 TL %6 oranındaki sürekli iş göremezlik zararının 258.088.87 TL olduğu, Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesine göre kaza tarihi olan 02.04.2017’de geçerli olan kişi başı sakatlanma ve ölüm ile tedavi gideri sigorta limitinin ayrı ayrı 330,000.00-TL olduğu, yukarıda detayları gösterilmek suretiyle hesaplanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının, teminat limiti DAHİLİNDE KALDIĞI, davacının yaralandığı trafik kazasına 96 100 kusuruyla kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı, KAMYON kullanım amaçlı aracın; davalı … Sigorta Şirketi’nin, 13.03.2017 — 13.03.2018 tarihleri arasında geçerli 39469382 nolu Motorlu Kara Taşıtları ZMS Poliçesiyle sigortalısı olduğu, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 02.04.2017 tarihli trafik kazasının poliçenin geçerlilik dönemi içinde kaldığı davacı …’ın (18) aylık geçici iş göremezlik bakiye zararının 22.774,85 TL %6 oranındaki sürekli iş göremezlik zararının 258.088,87 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin 27/09/2023 tarihli talep artırım dilekçesinde “talep artırımı dilekçemizin kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak; 258.088,87-TL İş Gücü Kaybı Tazminatı; 22.774,85 -TL Geçici İş Görmezlik Tazminatı olmak üzere toplam 280.863,72- TL’nin bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile, davalıdan tahsiline, Yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep ettiği HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak davasında HMK m.176 vd. uyarınca davacının bir kez alacağını artırabileceği bir kez de ıslah edebileceği anlaşılmakla davacı vekilinin 19/11/2019 tarihinde sunduğu bedel artırım dilekçesi bulunduğu görülmekle 27/09/2023 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi olduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporlarına karşı sunduğu itirazların duruşma ara kararları ile değerlendirildiği mevcut kusur ve maluliyet oranlarına ilişkin alınan raporların hatalı olduğunu beyan ettiği dosya kapsamında alınan raporlar arasında çelişki bulunmadığı, zamanaşımı itirazının 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinde düzenlenen ve taksirle yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi ve manevi tazminat davası için de geçerli olması; davanın 12/09/2017 tarihinde,( olay tarihi olan 02/04/2017’de) sekiz yıl geçmeden önce açıldığı; davacı vekili tarafından 27/09/2023 tarihinde ıslah edilmiş olması karşısında olayda zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmakla davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede bozma istinaf ilamı doğrultusunda alınmış olan bilirkişi raporları dikkate alındığında, davacının 02/04/2017 tarihinde içinde yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı kamyon ile sürücüsü … olan … plakalı kamyonun çift taraflı kaza yapması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve davacının müterafik kusurunun bulunmadığı; İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan … tarih – … sayılı rapor ile %6 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 18 ay sürebileceğinin tespit edildiği bozma sonrası alınan ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun … tarihli … sayılı kararında davacının 18 ay olarak belirlenen iyileşme sürecinde sürekli veya geçici olarak bakıma muhtaç durumda olmadığı tespit edilerek davacının dava dilekçesinde yer alan 200 TL bakıcı gider tazminatına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bozma ilamı kapsamında alınan ve hüküm kurmaya elverişi olan aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat kalemlerine hak kazandığı; dosya kapsamında hatır taşımasına ilişkin bilgi ve belgeler bulunmadığından ve müterafik kusuru da bulunmadığından indirim yapılmamıştır.15/09/2023 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 22.774,85 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 258.088,87 TL kalıcı iş görmezlik tazminatının 12/05/2017 tarihinden ( davacının, ihbar tarihi 28.04.2017 olduğundan 8 iş günü sonrası (1 Mayıs resmi tatil olduğundan) 12.05.2017 tarihine karşılık geldiği için) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
01/11/2023 tarihli celsede davacı vekilinin 19/11/2019 tarihinde sunduğu bedel artırım dilekçesi bulunduğu görülmekle 27/09/2023 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi olduğu tespit edilmiş ise de sehven kalıcı iş göremezlik tazminatı yönünden ıslah tarihi itibariyle faiz başlangıç hesabının kısa kararda belirtilmediği görülmekle kısa karar ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmaması adına bu hususun gerekçeli kararda açıklanmasına gerek görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
2- 22.774,85 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 258.088,87 TL kalıcı iş görmezlik tazminatının 12/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 19.185,80 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 31,40 TL harcı, 1200,00 TL tamamlama harcı ve 3.800,00 TL ıslah harcına mahsubu ile noksan kalan 14.154,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 44.129,56 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.552,30 TL yargılama giderinin, 31,40 TL harcının, 1.200,00 TL tamamlama harcının ve 3.800,00 TL ıslah harcının toplamı 7.583,70 TL’den yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanması sonucu 7.577,64 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır