Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/493 E. 2023/27 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/493 Esas
KARAR NO : 2023/27

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkili şirket arasında sabit hat hizmetine ilişkin … hizmet numaralı taahhütlü abonelik sözleşmesi akdedildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme uyarınca davalı borçlu almış olduğu hizmet karşılığında her bir fatura dönemindeki kullanım bedelini son ödeme tarihinden önce ödeme edimi ile bağlattığını, davalının müvekkili şirkete olan asıl alacak borcunun toplam 287,63 TL olduğunu, davalıdan talep edilen tüm alacakların taahhütlü abonelik sözleşmesi kapsamında kendisinin de imzalamak suretiyle kabul ettiği şartlar altında talep edildiğini, aldığı hizmetin bedelini ödemeyen ve sonunda sözleşmesi feshedilen/fesheden davalının söz konusu fatura borçları nedeniyle temerrüde düşmesini müteakip 287,63 TL değerindeki asıl alacak ve geçmiş gün faiziyle toplam … MTS dosyası aracılığıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir dilekçe ile takibe itiraz ettiğini, yapılan itiraz sonucunda takibin durduğunu, takip konusu alacak likit bir alacak olduğunu, açıklanan nedenlerle borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle birlikte ödemesine, takip konusu alacağın %40’ından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında yapılan sözleşme ile “…” şirket adresi için telefon aboneliği hizmeti verildiğini, müvekkilinin bu sözleşme çerçevesinde ilgili adreste şirket faaliyet gösterdiği süre boyunca tüm ödemelerini eksiksiz yaptığını, sözleşmenin devamı sırasında müvekkilinin adresinin değiştiğini, artık sözleşmede yer alan adreste faaliyette bulunmayacağını, şirketin ilgili adreste artık yer almayacağını belirterek davacı kuruma başvurduğunu ve abonelik hizmetinin naklini talep ettiğini, başvuru sonucunda davacı şirketin teknik personeli tarafından adrese gelindiğini ancak ilgili adreste teknik nedenler ve altyapının bulunmaması nedeni ile nakil işleminin yapılmayacağının bildirildiğini, davacının kendisi tarafından bu tespitin yapıldığını ve hizmet verilmediğini, davacının vermediği bir hizmetin bedelini talep ettiğini, bu hususun yasaya açıkça aykırı olduğunu, veremediği hizmetin bedelini haksız şekilde tüketiciden talep etmesi nedeni ile takibe itiraz edildiğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı tarafından telefon fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkememiz dosyası … 8. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun’un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
TTK’nun 4.maddesinde ise ticari davalar tanımlanmıştır.Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/19026 Esas 2018/5510 Karar)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Her ne kadar … 8. Tüketici Mahkemesince davalının beyanı esas alınmak suretiyle dava konusu telefon hattına ait abonelik sözleşmesinin dava dışı şirketin faaliyeti için kurulduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen abonelik sözleşmesi, faturalar ve davacı şirketin 16.12.2022 tarihli yazı cevabı nazara alındığında, takibe dayanak abonelik sözleşmesinin “sade hat” olarak tanımlanan ve sadece bireysel ev telefonu müşterilerine tanımlanan bir kampanyayı içerdiği, bu nedenle aboneliğin ticari amaçla tesis edilmediği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, dosyaya sunulan abonelik sözleşmesi, faturalar, davacı şirketin sunduğu yazı cevabı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile yapılan abonelik sözleşmesi ile davalıya tahsis edilen telefon hattının ticari nitelikte olmadığı, sadece bireysel kullanıcılara tahsisinin mümkün olduğu, telefon hattının dava dışı şirketin kullanımına tahsis edildiğine dair davalının soyut beyanı dışında herhangi bir delil bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının Mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının görev yönünden reddine,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Mahkememiz kararına karşı istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşir ise; … 8. Tüketici Mahkemesi ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı ortaya çıkacağından görevli mahkemenin tayini – merci tayini yönünden dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
HMK m.331/2 uyarınca, harç, masraf ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır