Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 E. 2022/997 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/475
KARAR NO : 2022/997
ASIL DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARŞI DAVA : Sözleşmenin Hükümsüzlüğü/ İptali
KARŞI DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında, davalıya ait olan “…” markalı peron ayırıcı kapı sistemlerine ve diğer ürünlerine dair … Belediyesine, … A.Ş.’ye ve ayrıca diğer belediye ve belediye iştiraklerine tanıtım, pazarlama hizmeti sunulmasına yönelik “1.Danışmanlık Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşmede yer alan (IV.2) maddesi ile de müvekkilinin belirtilen hususlarda hizmet sunduğunun ikrar edildiğini, akabinde davalı ile … A.Ş. arasında 13.11.2017 tarihli çözüm ortaklığı sözleşmesi akdedildiğini, davalının, müvekkilinin verdiği hizmetten memnun kalması sebebiyle taraflar arasında müvekkilin yetkisini daha da genişletecek mahiyette “2.Danışmanlık Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasında akdedilen 1. Danışmanlık Sözleşmesinin (III.6) ve (III.8) hükümleri ile 2. Danışmanlık Sözleşmesinin (IV.8) ve (IV.10) hükümleri gereği müvekkil, davalının üçüncü kişiler ile akdettiği satış sözleşmeleri kapsamında KDV hariç anlaşılan satış tutarı üzerinden % 10 hizmet bedeli kazandığını, davalının müvekkilinin verdiği danışmanlık hizmeti sayesinde … Metro Hattı, … Hattı, … işleri için satış sözleşmeleri imzaladığının öğrenildiğini, ilgili sözleşmeler kapsamında almaya hak kazandığı ancak halen kendisine ödenmeyen danışmanlık hizmet bedeli bulunduğunu, davalı, sözleşme gereği tüm satış sözleşmelerini, ürün teslimat ve tahsilat tarihi ile tutarlarını müvekkil ile paylaşmadığı için kesin ve net rakamlara erişilmesi mümkün olmadığını, davalı ile arasındaki sözleşmeler gereği ödemede geciktiği her ay (30 gün) için %2.5 oranında gecikme bedelini müvekkile ödemek zorunda olduğunu, davalının belirtilen hizmet bedelini müvekkiline ödememesi sebebi ile … Noterliğinin 11.08.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 3 (üç) gün içerisinde müvekkilince bilinen 6.495.499.00 TL ve 381.820,74 Euro tutarlı bakiye borcunu aylık %2.5 gecikme bedeli ile birlikte ödemesi gerektiği, aksi takdirde temerrüte düşeceğinin ihbar ve ihtar edildiğini, 13.08.2021 tarihinde işbu ihtarname davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının, … Noterliğinin 16.08.2021 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile itiraz edilmemiş ve ödemeleri yapılmış faturalara rağmen ilgili sözleşmeler kapsamında herhangi bir hizmet almadıklarını, bu sebeple herhangi bir borçları olmadığını iddia ettiğini, imzalı sözleşmeler, itiraz edilmeyen faturalar ile bugüne kadar yapılan kısmi ödemeler taraflar arasında ticari teamül oluştuğunu ortaya koyduğunu, davalının aksi yöndeki eylemleri TMK 2. ve 3.maddelerinde yer alan “düsürtlük ve iyi niyet karinesine” aykırı olduğunu, bu nedenlerle davalının, … Hattı projeleri ve yapılacak incelemeler ile tespit edilecek sair projeleri kapsamında müvekkilinin hak ettiği hizmet bedeli için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, davalının, … Hattı, … … Hattı ve tespit edilecek sair projeler kapsamındaki ödemelerin vadesinde ödenmemesi sebebiyle ödeme tarihinden itibaren 7.günden sonra temerrüde düştüğünden her ay (30 gün) için %2,5 oranı ile hesaplanacak gecikme bedeli alacağı için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, taraflar arasında akdedilen 2.Danışmanlık Sözleşmesinin (IV.12) hükmü gereği doğan müvekkilinin cezai şart alacağı için şimdilik 500.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, asıl alacak ve cezai şart tutarı için dava tarihinden itibaren her ay (30 gün) için %2.5 gecikme bedelinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri, avukatlık ücreti ve avukatlık ücreti KDV’sinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; HMK m. 107 gereği davacının talep ettiği alacak kalemleri belirlenebilir nitelikte olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde davacının hukuki yararı bulunmadığını, bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu sözleşmelerin, şirket adına hareket etme yetkisi olmayan dava dışı … tarafından imzalandığını, davacının bu işlemi onadığına dair de hiçbir bilgi/belge de bulunmadığını, müvekkilinin ise neyi imzaladığını bilmediğini, müvekkili firmanın hiçbir şekil ve şartta yetkisiz kişiler tarafından imzalanan bu sözleşmeleri kabul etmediğini, baskı ve korkutma suretiyle müvekkiline kesilen faturaların ödenmiş olması da akdedilen bu sözleşmelerin onandığı anlamına gelmeyeceğini, huzurdaki davanın hizmet sözleşmesi kapsamına girmediğini, zira danışmanlık sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmeyen atipik bir sözleşme olduğunu, hukuki niteliği konusunda öğretide tartışmalar olmakla birlikte somut durumun hal ve koşullarına göre kimi zaman eser sözleşmesi, kimi zaman da vekalet sözleşmesi olarak kabul gördüğünü, işbu nedenle davacı …’nın yanlış dava açması nedeniyle davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davaya konu danışmanlık sözleşmesinin hukuki niteliğinin Eser Sözleşmesi olduğunun kabulü gerektiğini, hukuki nitelik, vekalet sözleşmesi olarak öngörülse dahi TBK 502 ve 506 maddeleri şeklindeki amir hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, davacı …’nın sunduğu deliller dikkate alındığında davacı …’nın şirket kaşesi bulunmakla birlikte sözleşme, imza sürküsüne sahip sorumlu müdür ve/veya yetkili şirket ortağı tarafından imzalanmadığını, sözleşmenin imzalandığı tarih bulunmayıp düzenleme tarihi belli olmadığını, buna karşın sözleşme süresinin imzalandığı tarihten itibaren 5 yıl geçerli olduğuna dair hüküm konulduğunu, dolayısıyla uygulanmasının imkansız olduğunu, müvekkilinin ise korku ve baskı ile imza atması sağlandığını, işbu nedenlerle de sözleşme batıl olup hükümsüz olduğunu, gabin itirazında bulunduğunu, davacı …’nın delil listesi incelendiğinde ortada tanıtım ve pazarlamaya yönelik hiçbir eser bulunmadığını, davacı, müvekkili firmanın web sitesinden alakasız ve davacıdan bağımsız işlere ait fotoğrafları alıntılayarak mahkemeye sunulduğunu, yüklenicinin eseri teslim ettiği hususu, kural olarak her tür delille (tanık dahil) ispat edilebileceğini, müvekkile davacı … tarafından teslim edilen hiçbir ürün, belge, bilgi bulunmadığını, dava dilekçesinde karşı taraf “sözleşmenin IV.2 maddesi ile … Belediyesine, … AŞ’ne ve ayrıca diğer belediye ve belediye iştiraklerine tanıtım ve pazarlama hizmetini aldığını” ikrar ettiğini iddia ettiğini, ortada Mahkeme huzurunda bir kabul olmayıp hukuken geçerli ikrar bulunmadığı gibi davacı yanın 2. Sözleşme 2. Maddeye dayanarak sanki danışmanlık hizmeti verilmiş algısı yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini, davacı … tarafından haksız olarak para tahsil etmek üzere kesilen 1.475.000 TL faturanın müvekkili tarafından danışmanlık alınmadığı gerekçesiyle 03.04.2020’de iade edildiğini, ortada hukuken geçerli bir sözleşme yokken ve eser sözleşmesi bağlamında müvekkile teslim edilen bir ürün de bulunmadığı dikkate alındığında, faturaların karşılıksız kesilip ödendiğinin ispat edilemediğini, … Ltd. Şti.’nin reklam, tanıtım ve pazarlama konusunda danışmanlık verecek bir bilgi, birikim, yetkinlik ve niteliğe de sahip olmadığını, internet ortamında web sitesi olmadığı gibi hiçbir haber, bilgi, fotoğraf, video, telefon numarası, çalışanları vb. hakkında doküman da olmayıp adeta tabela şirketi olduğunu, … Ltd. Şti, hiçbir eser, ürün, bilgi, belgeyi müvekkili firmaya teslim etmediğini, bu konuda yazışması yapılmış tek bir e-mail bile bulunmadığını, işbu kapsamda, müvekkili … A.Ş.’nin … Noterliğinin 16.08.2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı, … Noterliğinin 07.04.2022 gün ve … yevmiye nolu ihtarı muhatabına gönderdiğini, … Noterliğinin 07.04.2022 gün ve … yevmiye nolu ihtarı, davalı …’nın sözleşmedeki “… Mah. … Cad. … No:…/İstanbul” adresine gönderildiğini, ancak muhatap adreste bulunmadığı için tebliğ olmadığını, sözleşme ile belirlenen adresin değişikliği neticesinde tebligat iade döndüğünü, ancak bu adresten “taşınma”nın sözleşme uyarınca karşı tarafa bildirilmemesi nedeniyle, eski adrese yapılmış tebligatlar de iade dönmüş olsalar dahi muhataplara tebliğ edildiğinin kabul edileceğini, muhatap tebligatı kasıtlı olarak almadığı veya adres değiştirdi ise de yazılı olarak adres değişikliğini bildirilmediği için müvekkili açısından 07.04.2022 tarihli noter ihtarı geçerli sayılmakta olup sözleşmeler hükümsüz kaldığını, müvekkilinin sözlü taleplerinin yanı sıra ihtarlar ile de “hiçbir danışmanlık hizmeti alınmadığını, sözleşmelerin hükümsüz olduğunu ve herhangi bir borcu bulunmadığını” bildirdiğini ve ayrıca 1.739.182 TL’nin geri ödenmesini istediğini, buna mukabil alacağın geri ödenmediğini, bu nedenlerle davacı/karşı davalı … Ltd.Şti’nin eksik olan harcının tamamlatılmasına, davasının usulden, aksi halde esastan reddine, taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin ve bilumum ek protokollerin hükümsüzlüğüne/ iptaline, davalı/karşı davacı müvekkil … AŞ.’nin taleplerinin kabulüyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.639.182 TL alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari kredilere uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte, … Ltd.Şti. tarafından müvekkile ödenmesine, dava ve karşı dava masraflar ve vekalet ücretinin, davacı/karşı davalı … Ltd. Şti. üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı/karşı davacıdan olan alacağı kesin ve net olarak belirlenemediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 107/1 gereğine uygun olarak belirsiz alacak olarak davanın açıldığını, zira davalı sözleşme gereği tüm satış sözleşmelerini, ürün teslimat ve tahsilat tarihi ile tutarlarını müvekkili ile paylaşmadığını, kesin ve net rakamlara erişilmesinin mümkün olmadığını, hiç bir tacirin memnun olmadığı bir sonuç elde ettiği için tehdit ve gabin ile sözleşmesi imzaladığını iddia ederek sözleşmeyi imzaladığını iddia ederek sorumluluklarından kurtulamayacağını, işbu eylemin kanuna karşı hile teşkil edeceğini ve hukukun bu davranışı korumayacağını, TBK 28. Maddesinde tanımlanan gabin için aranan hiçbir şartının somut olayda gerçekleşmediğini, davalı/karşı davacının gabin itirazının hem usul hem esas yönünden kabul edilemeyeceğini, taraflarca sunulan her iki sözleşme şirket yetkilisi … tarafından imzalandığını, işbu husus çıplak göz ile anlaşıldığını, davalı/karşı davacının imza itirazının süreci uzatmaya yönelik olduğunu, sözleşmede açıkça tarihin yer almamasının sözleşmenin geçersizliğine neden olmayacağını, davalı/karşı davacının sözleşmenin hukuki nitelemesini hatalı yorumladığını, söz konusu sözleşme reklam ve pazarlama hizmet sunumuna ilişkin bir sözleşme olduğunu, davalı/karşı davacının davranışının dürüstlük ve iyi niyet karinesine aykırı olduğunu, imzalı sözleşmelerin, itiraz edilmeyen faturalar ile bugüne kadar yapılan ödemeleri taraflar arasında ticari teamül olduğunu ortaya koyduğunu, bu zamana kadar yapılan ödemelerin kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin 1.739.182 TL borcu olduğuna dair herhangi bir gerekçe dahi sunulmadığını, bu nedenlerle asıl dava bakımından davalının… Hattı, … … projeleri ve yapılacak incelemeler ile tespit edilecek sair projeleri kapsamında müvekkilinin hak ettiği hizmet bedeli için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, davalının, … ve tespit edilecek sair projeler kapsamındaki ödemelerin vadesinde ödenmemesi sebebiyle ödeme tarihinden itibaren 7.günden sonra temerrüde düştüğünden her ay (30 gün) için %2,5 oranı ile hesaplanacak gecikme bedeli alacağı için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, taraflar arasında akdedilen 2.Danışmanlık Sözleşmesinin (IV.12) hükmü gereği doğan müvekkilinin cezai şart alacağı için şimdilik 500.000,00 TL’nin davalıdan talep ve tahsiline, asıl alacak ve cezai şart tutarı için dava tarihinden itibaren her ay (30 gün) için %2.5 gecikme bedelinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri, avukatlık ücreti ve avukatlık ücreti KDV’sinin davalıya tahmiline karar verilmesini, karşı dava bakımından davacının haksız ve kötü niyetle açtığı davasının tümüyle reddine, HMK 329. Madde uyarınca, kötü niyetli karşı davacının, müvekkili ile anlaşmış olduğu dava değerinin %20’si oranında vekalet ücretine hükmedilmesine, HMK 329/2. Maddesi gereğince en yüksek bedelli disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri, avukatlık ücreti ve avukatlık ücreti KDV’sinin karşı davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Davacı-karşı davalı vekili Av. … ve davalı-karşı davacı vekili Av. … UYAP’tan sundukları 08.12.2022 havale tarihli dilekçeleri ile davanın taraflarının davalarından ve taleplerinden feragat etmeleri nedeniyle karşılıklı olarak, vekalet ücreti, yargılama gideri vb. hak ve alacak talepleri olmadığını beyan ettikleri ettikleri, vekaletnamelerinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenleye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, taraf vekillerinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, feragat sebebiyle davacı tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu olduğu ancak davalıların bu konuda talebinin bulunmadığı hususu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve karşı davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 8.709,53 TL peşin harçtan 80,70 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 8.628,83 TL harcın karar kesinleştiğinde asıl dosya davacısına iadesine,
3-Karşı dava nedeniyle davalı karşı davacı tarafından yatırılan 28.653,49 TL peşin harçtan 80,70 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 28.572,79 TL harcın karar kesinleştiğinde davalı/karşı davacıya iadesine,
4-Yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, talep olmadığından asıl ve karşı davada davacılara vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Asıl davada arabuluculuk faaliyeti nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davacı … ve Tic. Ltd. Şti.’nden tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Karşı davada arabuluculuk faaliyeti nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davacı … Sanayi ve A.Ş.’nden tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/12/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …