Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/467 E. 2022/616 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/467 Esas
KARAR NO : 2022/616

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 13 Nisan 2022 ticaret sicil gazetesinde unvan değişikliği yayınlanmış olup, … A.Ş. … A.Ş olarak değiştirildiği, müvekkili şirketin hissedarı olan … Belediyesi sahibi olduğu 238 adet billboard tipi, 43 adet … tipi, 15 adet … tipi, 81 adet raket tipi reklam panosunun 5 yıllık geliri oranında, sermaye artışında kullanılmak üzere şirkete ayni sermaye olarak koyacağı, TTK 459. Maddesinin 3. Fıkrası delaletiyle ayni sermaye konulmasına 342 ve 343 üncü maddeleri kıyas yolu ile uygulanmakta olduğu, reklam panoları yönünden … Belediyesince .. A.Şne ayni sermaye olarak sunmuş olup, ekte yer verdiğimiz 29 Mart 2019 tarihli ticaret sicil gazetesinden de anlaşılacağı üzere … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi ve … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018 yılında bilirkişi marifetiyle tespitler yaptırdığı, … Belediyesi, ekte adres/konum bilgilerine yer verdiğimiz sahibi olduğu 238 adet billboard tipi, 43 adet giantboard tipi, 15 adet megalight tipi, 81 adet raket tipi reklam panosunun 10 yıllık geliri oranında ayni sermaye olarak koymayı müvekkil şirkete taahhüt etmiş olup, ilgili yasal süreci yürütebilmemiz için sahibi olduğu 238 adet billboard tipi, 43 adet giantboard tipi, 15 adet megalight tipi, 81 adet raket tipi reklam panosunun 5 yıllık geliri oranının değer tespite karar verilmesi talep edilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Talep TTK 343.maddesi kapsamında ayni sermayenin değerinin tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK 127 maddesi ticari şirketlere sermaye olarak konabilecek malvarlğı unsurların neler olduğunu düzenlemiştir. Buna göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça maddede sayılan unsurlar dışında başkaca bir unsurun sermaye olarak kabulü mümkün değildir. Hemen belirtmekte yarar var ki aynı maddenin 2. fıkrası gereğince hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmeyen alacaklar ile üzerinde sınırlı aynı hak, haciz ve tedbir bulunan veya nakden değerlendirilemeyen veya devredilemeyen malvarlığı unsurlarının ticari şirketlere ayni sermeye alarak konması mümkün olmadığı gibi, komandit şirketlerde komanditer olan ortağın kişisel emeğini ve itibarını sermaye olarak koyması da mümkün değildir.
TTK 342. maddesi ise “Üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz veya tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları … malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olarak konamaz.” hükmünü getirmektedir.
Ticaret şirketlerine; taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları da sermaye olarak konulabilir (TTK. m. 127/1-d). Ancak anonim şirketlere, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli hakların bir kısmını teşkil eden ve dolayısıyla da gayrimenkul niteliği bulunan (TTK. m. 704), üst hakkı (TMK. m. 826 vd.), kaynak hakkı (TMK. m. 837) ve taşınmaz yükü (TMK. m. 839 vd.) dışında taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma haklarının sermaye olarak konulması mümkün değildir. Anonim şirketin sermaye olarak konulan bir malvarlığı değerinden tam olarak tasarruf edebilmesi için bu malvarlığı değerinin mülkiyetinin veya bu malvarlığı değeri üzerinde mülkiyet benzeri bir sınırlı hakkın ortaklığa geçmesi gerekmektedir (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Anonim şirkete, bir malvarlığı hakkının devri veya bir ayni hakkın tesisi borcunun üstlenilmesi söz konusu olmaksızın, bir nisbi yararlanma hakkının, ayni sermaye olarak taahhütte bulunulması durumunda; anonim şirketin bu nisbi yararlanma hakkını devretme veya rehnetme gibi bir hakkı olmayacağı gibi anonim şirket alacaklıların da anonim ortaklığın elindeki bu nisbi kullanma ve yararlanma hakkını haczetme yetkileri de olmayacaktır. Aynı şekilde, bu gibi kullandırma ve yararlandırma hakları nisbi bir sözleşme hükmüne dayandığından ve bu sözleşme hükmünün karşı tarafça, tek taraflı bir fesih bildirimiyle, her zaman sona erdirilmesi de mümkün olduğundan; konulacak sermayenin miktarının sağlıklı bir şekilde saptanması mümkün olamayacak, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi durumunda şirket sermaye kaybına da uğrayacaktır. Bu gibi sonuçların sermayenin belirliliği ve malvarlığının korunması ilkeleriyle bağdaşmayacağı açıktır (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Bu bakımdan örneğin, bir marka veya patent hakkının devri taahhüt edilmeksizin, sadece anılan malvarlıksal değerlere ilişkin lisans hakkının sermaye olarak taahhüt edilmesi sözkonusu olamaz. Yine, aynı şekilde, ortaklığa karşı bir yararlandırma yükümü üstlenmesinden kaynaklanan örneğin kiracılık hakkı gibi nispi yararlanma hakkının da sermaye olarak konulabilmesine olanak yoktur. Vadesi gelmemiş olan alacakların anonim ortaklıklara sermaye olarak konulabileceğine ilişkin TTK. m. 342 hükmü de buna engel oluşturmaktadır (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Somut talep açısından değerlendirildiğinde; ayni sermaye olarak konulacağı belirtilen ve konum bilgilerine yer verilen 238 adet billboard tipi, 43 adet giantboard tipi, 15 adet megalight tipi, 81 adet raket tipi reklam panosunun 10 yıllık ve 5 yıllık gelirinin vadesinin geldiğine dair herhangi bir sözleşme, belge ve bilgi sunulmamış olduğu, vadesi gelmeyen alacakların sermaye olarak konulamayacağı anlaşılmakla davacının değer tespiti isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/06/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Yazı İşleri Müdürü …
e-imza