Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/455 E. 2023/329 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/455 Esas
KARAR NO : 2023/329

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/12/2010
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan esas ve birleşen davada yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurumunun tebliği ve kararları doğrultusunda ön görülen zamandan önce … tarihi itibari ile… sayılı tebliği ile ön görülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığını bu nedenle davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere sağladıkları kazanımları faizleri ile birlikte müvekkili şirkete iade etme yükümlülüğünün olduğunu, geçerli bir sebep olmadan yada başta geçerli olupta sonradan geçersiz hale gelen bir sebebe dayanarak ifa edilmiş edimlerin karşılıklı ve eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayandığını, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunluluğu olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu, sebepsiz zenginleşen davalının temerrüt halinde bulunduğunu, intifa terkin işlemi terkin harcı ve ilgili masrafların davalı malikler nam ve hesabına müvekkili şirket tarafından ödendiğini belirterek 219.261,60 TL terkin harcı ile istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı gibi ödeme kalemlerinden geçersiz hale gelen bakiye süreye isabet eden 100.303,02 TL’nin iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı yana hiç bir borcu bulunmadığını davacı yandan alacağı olduğunu davacı tarafça terkin harcının ve intifa bedelinin ödenmediğini, müvekkili şirkete ait akaryakıt istasyonu için tüm yatırımın müvekkili tarafından yapılıp bedellerinin müvekkili tarafından ödendiğini, talep hakkının zaman aşımına uğradığını Rekabet Kurulunun kararının müvekkili şirketi değil davacı şirketi hedef aldığını, akaryakıt dağıtım şirketlerinin tekel kurmalarını ve sömürü yapmalarını engellemeyi amaçladığını, HK. gereğince terkin işleminin temelde davacı yan tarafından istenmesi ve onun lehine olması sebebiyle terkin harcının talep edilmesinin mümkün olmadığını, taleplerin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki Akaryakıt Bayiliğinden dolayı davalı şirketten 4 adet faturadan kaynaklı 46.115,59 TL alacaklarının bulunduğunu davalı şirkete … 4. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesi ile ödenmesinin bildirildiğini ancak ödeme yapılmadığını belirterek 46.115,59 TL alacağın ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile akdedilen bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihi itibari ile fesh edildiğini ve yeni sözleşme imzalanmadığını davacı tarafça daha sonra 24.09.2010 tarihinde keşide edilen ihtarname ile LPG Otogaz Bayilik Sözleşmesini de feshettiğini dava konusu edilen faturalardan kaynaklanan alacağın cari hesaba kaydedildiğini ve fesihten sonra davacıya kesilen faturalardan kaynaklanan alacağa mahsup edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
…ATM’ye talimat yazılarak daha önceki bilirkişiler dışındaki uzman kişiler eşliğinde keşfen inceleme yapılmak suretiyle rapor tanzim edilmesi istenmiş ve talimat mahkemesince yapılan keşfen inceleme sonucu 14/09/2018 tarihli raporda özetle; “dava konusu tesisin saha tanzimi için yapılan işlerin (beton sahasının hazırlanması, beton dökülmesi) serbest piyasaya rayiç değerinin KDV hariç 200.925,00 TL, beton alanının sökülmesi bedelinin 34.200,00 TL olduğu, taraflarca imzalanan 21/08/2008 tarihli istasyon iyileştirme işleri keşif listesinde bulunan işlerin bedelinin KVD hariç 93.639,25 TL miktarında bulunduğu, esas davada davalı …A.Ş. tarafından …A.Ş.’ye istasyon geliştirme ve iyileştirme bedeli olarak KDV hariç 90.000,00 TL, KDV’si ile birlikte 106.200,00 TL bedelli 27/10/2008 tarihli faturanın düzenlendiği, istasyon iyileştirme işleri adı altında yapılan bu imalatların tesisten sökülmesi halinde tekrar kullanılamayacağı, kalıcı yatırım kapsamında olup, davalı tarafından kullanıldığı ve dava konusu taşınmaza değer kattığı, davalı tarafından bu işlerin yaptırılarak davacıya fatura edildiği, elektrik işleriyle ilgili yapılan imalatların tespit edilemediği gibi 21/10/2008 tarihli keşif özeti içinde de elektrik imalatlarına yönelik bir kalemin bulunmadığı” açıklanmıştır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin Rekabet Kurulu kararı çerçevesinde süresinden önce geçersiz hale gelmesi nedeniyle, sabit yatırım bedelinin geçersiz kalan süreye tekabül eden kısımının güncellenmiş değerinin tespitine yönelik mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 06/03/2019 tarihli raporda ise; “istasyon iyileştirme ve geliştirme bedelinin, davalı tarafından istasyon iyileştirme ve geliştirme bedeli adı altında davacı adına düzenlenen KDV hariç 90.000,00 TL fatura bedeli olarak olduğu kabul edildiğinde, sözleşmenin geçersiz kalan 18/09/2010-09/10/2011 dönemine tekabül eden miktarının 19.025,19 TL olup, bu bedelin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 24.599,16 TL, istasyon iyileştirme, sabit yatırım bedelinin, taraflar arasında imzalanan iyileştirme işleri keşif listesinde belirtilen 93.639,25 TL olarak kabul edilmesi halinde ise, geçersiz kalan süreye tekabül eden kısmının 19.794,50 TL olup, bu bedelin dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin de 25.951,32 TL olarak hesaplandığı” açıklanmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Mahkememizce, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle davalı taşınmazına davacı lehine tesis edilmiş olan intifa hakkının davacı yanca terkin harcı ödenerek terkin edildiği, bu bedelden mülkiyet sahibi davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle 219.261,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, sözleşmenin süresinden önce Rekabet Kurulu’nun tebliğ ve kararları nedeniyle sona erdiği, sözleşmenin 31. maddesi gereği taraflarca feshin sözkonusu olmaması nedeniyle davacının sabit yatırım bedeli talep edemeyeceğinden bu isteminin reddine, birleşen davada, davacının taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereği davalıdan olan alacağını talep ettiği, sözleşmenin 24. maddesinde borç ve alacak miktarının belirlenmesi bakımından davacının defter ve kayıtlarının esas alınacağının kararlaştırıldığı, bilirkişi raporuyla 4 adet faturanın cari hesaptan düşüldüğünün anlaşıldığı, bu suretle de birleşen davada davacı alacağının bulunmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/15735 Esas, 2014/11831 Karar sayılı ilamı ve “…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen dosya davacısı … A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Asıl dava yönünden davacı …A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava konusu akaryakıt istasyonuna davacı tarafça bedeli ödenerek yapıldığı ileri sürülen satış hizmet binası inşaatı bedeli ve elektrik sistem bedeli yönünden bu yatırımların kalıcı yatırım kapsamında olup olmadığı, halen davalı tarafından kullanılıp, kullanılmadığı ve böylece davalı taşınmazına artı değer katıp katmamasına göre davalının sebepsiz zenginleşmesinin bulunup bulunmadığı hususlarında mahkemece mahallinde keşif yapılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmakla dosya yeniden yukarıda belirtilen sıraya kaydedilmiş ve usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere keşif listesi ile fatura bedeli gözetilerek davalıya ait taşınmazda yapılan sabit yatırımların imalat tarihlerine göre dava tarihi itibariyle amortisman bedelleri düşülmek suretiyle dava tarihindeki değerinin hesaplanması için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler Elektrik Y. Müh. İş Güv. Uzm. …, İnşaat Yüksek Mühendisi …, SMM … 03/01/2023 tarihli raporda “meydana gelen olayda davaya konu akaryakıt istasyonunda 21.10.2008 tarihli keşif ile ilgili olarak Petrol Ofisine kesilen 27.10.2008 tarihli 90.000 TL + KDV tutarlı faturadaki imalatın , kalıcı imalat olduğu ve davalı tarafından kullanılmaya devam edildiği, bu imalatın 30.12.2010 dava tarihindeki karşılığının 102.437,88 TL olduğu, bu değerden de amortisman bedeli olarak yıpranma payı olan %4 indirim yapılması ile 98.340,36 TL elde edildiği, elektrik tesisatı ile ilgili olarak 30.09.2007 ve 31.07.2009 tarihlerinde yapılan yatırım ile ilgili faturaların dosyaya ibraz edilmemesi nedeni ile bununla ilgili kanaat oluşturulamadığı” yönünde görüş ve kanaat bildirmişlerdir.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle davalı taşınmazında davacı lehine tesis edilmiş olan intifa hakkının davacı yanca terkin harcı ödenerek terkin edildiği, bu bedelden mülkiyet sahibi davalının sorumlu olduğu 219.261,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 03/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile kalıcı imalatlar yönünden davalının (sebepsiz) zenginleştiği bedelin 98.340,36 TL olduğu tespit edilmekle denetime elverişli 03/01/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda 98.340,36 TL sabit yatırım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ayrıca 219.261,00 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin mahkememiz kararı daha önce kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen dosya yönünden verilen red kararı kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-ESAS DAVA YÖNÜNDEN davanın kısmen kabulüne,
1)219.261,00 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin mahkememiz kararı daha önce kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
98.340,36 TL sabit yatırım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 21.695,34-TL olduğundan peşin alınan 4.745,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.949,79-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3)Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 8.151,00 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan posta ve tebligat ücreti 75,00-TL, bilirkişi masrafı 6.000,00-TL olmak üzere toplam 14.226‬,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 14.138,62-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4)Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 4.745,55-TL peşin harç ile 17,15 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 47.464,19-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 1.962,66-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7)Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
B-BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 47. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2011/423 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1)İş bu dosya yönünden verilen red kararı kesinleşmiş olduğundan bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, asıl dosyada davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin yüzüne karşı, asıl dosyada davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip