Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/445 E. 2023/316 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/445
KARAR NO : 2023/316

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … nolu … Poliçesi ile sigortalı …’ün malik dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 25.02.2020 tarihinde … ili … ilçesi …ile … caddesi kesişiminde (… nolu ışıklar üzerinde) seyir halinde iken … caddesinde sağa …Bulvarı istikametine dönüş manevrası sırasında idaresindeki otobüsün sağ yan orta kapı kısımları ile taşıt yolu içerisinde ve kavşak içerisindeki dönüşleri etkileyecek şekilde park edilmiş olan davalı/borçlu … Belediyesi’nin maliki olduğu … numaralı asfalt silindir makinesine çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza ile ilgili olarak düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından ve müvekkili şirket tarafından tanzim ettirilen ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere meydana gelen kazada davalı/borçlu … Belediyesinin asli ve %50 oranında sorumlu olduğunu, söz konusu kazada dava konusu maddi hasarın … Belediyesinin aracının uygun bir yere park edilmemesi sebebiyle meydana geldiğini, iş bu rücuen tazminat alacakları olan 17.630,25 TL tutarındaki hasar bedelinin davalı/borçlu … Belediyesi’nin kusur oranına (%50) isabet eden 8.815,13 TL bakiyenin ödeme tarihi olan 14.04.2020 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili için davalı/borçlu aleyhine … 26. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının/borçlunun yasal süresi içinde borca faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve alacağı geciktirmeye yönelik olup iş bu itirazın iptali için dava sürecine geçilmek istenmiş ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü gereğince 18.03.2022 tarihinde … Arabuluculuk Bürosu’nun … Başvuru numarası ile arabuluculuğa başvurulduğunu, bu kapsamda 05.04.2022 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısı neticesinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla … 26. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haksız olarak yapılan itirazların iptali ile takibin devamını, arabuluculuk vekalet ücretinin davalı tarafa tahmilini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davayı davalı idare yönünden hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte söz konusu davada görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının söz konusu davayı davalı idareye yöneltmesinde hukuki yararı bulunmadığını, söz konusu davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, iş bu haksız ve hukuka aykırı davanın yasal dava açma süresi içinde açılıp açılmadığının mahkemece resen incelenmesini talep ettiklerini, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, dava konusu olayda davalı idarenin kusurlu/kusursuz sorumluluğu-müteselsil sorumluluğu-işleten sorumluğunun hiçbir şekilde bulunmadığını, talep edilen tazminatın da şartlarının müvekkili idare açısından gerçekleşmediğini, dava konusu olay ile ilgili olarak usulüne uygun trafik kaza tutanağı tutulmadığını, idareye atfedilen kusur oranına itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerden dolayı ve başkaca cevap verme ve delil ilk itirazları sunma hakları saklı kalmak kaydı ile; mahkemece resen görülerek sebeplere binaen haksız ve yasal dayanaktan yoksun açılan iş bu davaya ilişkin mahkemenin iş bu davada görevsiz olmasından İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olmasından kaynaklı davanın görev yönünden usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davacınnı davalı idareye dava açmasında hukuki yararının bulunmamasından kaynaklı hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaate ise davanın husumetten reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın tümden reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, İİK m.67 kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık, haksız fiil hukuki sebebine dayalı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazının iptali hususuna ilişkindir.
HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesi; TTK’nın 16/2. maddesinde “kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları” düzenlemesi benimsenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı sigorta şirketi, sigortalısı gerçek kişiye halef olarak açmış olduğu davada görevli mahkeme, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkiye göre belirlenecektir. Davacının halefi olduğu sigortalısı gerçek kişi ile davalı belediye arasındaki ilişki, haksız fiile dayandığından, uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekeceğinden davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, davacının sigortalısının gerçek kişi olması, sigortalısı ile davalı belediye arasındaki ilişkinin haksız fiile dayanması ve davalının da kamu tüzel kişisi olan belediye olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Mahkememizin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretlerinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
HMK 20. Maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmaması halinde kesinleşme tarihinden, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi için mahkememize başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/04/2023

Katip
e-imza

Hakim
e-imza