Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/391 E. 2022/899 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/391 Esas
KARAR NO : 2022/899 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/03/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya 12.750.TL borç vermiş olduğunu, davalıya ödenmesi hususunda kararlaştırılan süre geçmiş olmasına rağmen borcunu ödemediğini, davalı müvekkile borcun dayanağı olarak 31/12/2007 vade tarihli, 2.750.TL ve 15/05/2007 vade tarihli 10.000.TL bedelli iki adet senet verdiğini, bu nedenle verilen borcun tahsili için … 34. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası vasıtasıyla takip başlatıldığını, davalı/borçlu, alacağın tahsilini engellemek amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini bu sebeplerle davalının haksız ve kötü niyetli borca itirazının iptali ile takibin asıl alacak 12.750,00 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte devamını, davalının haksız itirazı üzerine takip durduğundan %20 ‘den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, takip konusu senedin alacağının zamanaşımına uğradığını, vade süreleri geçen bu senetlerin davacıdan alınan borç paraya istinaden düzenlenmiş olduğunu ve müvekkilinin davacıya olan borcunu defaten, elden ve nakden ödeyerek ifa ettiğini, bu zamana kadar bedelleri ödenmiş senetleri kötü niyetli olarak elinde bulunduran davacının müvekkil aleyhine vade tarihinden 10 sene sonra icra takibi başlatması davacının haksız ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini açıkça gösterdiğini, bu nedenlerle işin esasına girilmeksizin görevsiz mahkemede açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesini, zamanaşımı def’ilerin kabulü ile davanın reddini, işin esasına girilecekse her halükarda maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.67 kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin 21/03/2018 tarih 2017/309 Esas ve 2018/274 Karar sayılı kararı ile “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Hernekadar davalı taraf icra dosyasına yapmış olduğu itiraz ile asıl alacağa ve ferilerine itiraz etmiş, Mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesi ile Mahkememizin Davaya bakmaya görevli olmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, dava konusu senetlerin davalının şahsi borcuna karşılık verildiğini, senet bedellerinin davacıya elden defaten ve nakden ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; Dosya kapsamına ibraz edilen dilekçeler ile İcra takip talebine konu senetlerin her iki tarafın kabulünde olduğu üzere davalı tarafça davacı taraftan alınan borç para karşılığı düzenlendiği hususu mahkememizce sabit bulunmuştur. Davacı tarafın senet bedellerinin tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafın borcunun bulunmadığına yönelik itirazı ile takibin durduğu, davacı tarafın davasının İ.İ.K.’ nun 67.md de ifadesini bulan İtirazın İptali Davası olduğu ve hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı görülmüştür. Davalı taraf cevap dilekçesi ile Mahkememizin Görevli Mahkeme olmadığı ve alacağın zamanaşıma uğradığı iddiasında bulunmuş ise de; davalı tarafın bu itirazları düzenlenen ara karalarda ki gerekçelerle reddedilmiştir. Davada 6100 Sayılı Kanunun 190.md uyarınca ispat yükü borcu kabul eden ancak ödediği iddiasında bulunan davalı tarafa aittir. Davalı tarafın tanık dinletme talebi 6100 sayılı Kanunun 201.md uyarınca dava miktarı göz önünde bulundurularak mahkememizce kabul edilmemiştir. Davalı tarafın borcu ödediği yönünde ki iddiasını icra takibine konu senetlerle Aynı Kuvvetteki Yazılı Delille İspatlayamadığı anlaşılmakla davacı tarafın dava konusu senetlerden dolayı davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, Taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben Mali Müşavir Bilirkişi Vasıtası ile yapılan inceleme ile yapılan icra dosyasında ki talep edilen ferilere yönelik hesaplamalar yerinde görülmüş olmakla davacı tarafın davasının kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş,davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu anlaşılmakla davalı taraftan icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesi yönünde aşağıda ki şekilde karar tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulü ile davalı tarafın … 24.İcra Dairesinin …sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak ve takip tarihinden sonra asıl alacağa değişen oranlarda yasal faiz yürütülmesine yönelik itirazın iptaline karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesi’nin 14/04/2022 tarih 2020/985 Esas ve 2022/611 Karar sayılı kararı ile “Dava, zamanaşımına uğramış bonolar nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bono ve bononun zamanaşımına ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 4. maddesinde taraflardan biri tacir olmasa bile bu Kanunda düzenlenen hususlara ilişkin davaların ticari dava sayıldığı açıkça hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun 5. maddesi hükmünde yapılan değişiklik uyarınca, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi 01/07/2012 tarihinden itibaren görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olup, dava şartlarından bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmelidir (Yargıtay 19.HD’sinin 2014/12085-2015/9141 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir). Yukarıda verilen Yargıtay kararında da açıklandığı üzere bono TTK’da düzenlenmiş olup, bir senedin bono olup olmadığı, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, zamanaşımına uğramış ise bile bu hususun tespiti ile sonucuna göre karar verme bakımından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle davalının bu konudaki istinaf istemi yerinde değildir.
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine dayanak gösterilen senetlerin zamanaşımına uğradığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu durumda ispat yükünün hangi tarafa ait olduğu, temel ilişkinin ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, zamanaşımına uğramış bono, delil başlangıcı niteliğinde olup, temel ilişki yönünden on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından, ispat yükü davacıdadır. Davacı, dava dilekçesinde dava konusu takibe konu edilen bononun nakdi borcun teminatı olarak verildiğini ileri sürmüş, davalı da cevap dilekçesinde borç olarak parayı aldığını beyan etmiştir. Zamanaşımına uğramış bono, tek başına temel ilişkiyi ispata yeterli bir delil olmayıp, sadece delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda ispat yükü davalıda değil, davacıda ve ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından ispat külfeti davalının cevap dilekçesinde borcu ikrar etmesi nedeniyle yerine getirilmiştir. Davalı borç olarak aldığını ikrar etmiş olmakla, ödemeye ilişkin ispat yükünü üzerine almıştır. Dava konusu uyuşmazlığın miktarı tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğundan ödeme savunmasının tanıkla ispatı da mümkün değildir. Mahkemece, ispat yükünün davalıya düştüğü, davalıların cevap dilekçesinde yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak davalılara yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasından sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan sebeplerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlara uygun işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf kararı akabinde mahkememizin 2022/391 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada istinaf kararı doğrultusunda davalı vekiline yemin deliline dayanıp dayanmadığı ve dayanmakta ise yemin metninin sunmak üzere süre verilmiş ve davalı vekili 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile “Davalı …’a borç olarak verdiğim parayı elden ve nakden teslim almadığıma, senetleri yırtıp atmak suretiyle imha ettiğimi söylemediğime, icra takibine ve davaya konu ettiğim senetlerin hatır senedi olmadığına, … tarafından borç verdiğim paranın tarafıma geri ödenmediğine, Sayın Mahkemenizde görülmekte olan bu davayı haksız ve hukuka aykırı amaçlarla ikame etmediğime NAMUSUM, ŞEREFİM, ÇOCUKLARIM ve KUTSAL SAYDIĞIM BÜTÜN İNANÇ ve DEĞERLERİM üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin teklifinde bulunduğu, ancak mahkememizce 09/11/2022 tarihli duruşmada yemin metninin incelenmesinde metinde yer alan “Çocuklarım” ibaresinin yasada yer alan hükme aykırı olması nedeniyle bu ifade metinden çıkarılmak suretiyle yemin metnine “Davalı …’a borç olarak verdiğim parayı elden ve nakden teslim almadığıma, senetleri yırtıp atmak suretiyle imha ettiğimi söylemediğime, icra takibine ve davaya konu ettiğim senetlerin hatır senedi olmadığına, … tarafından borç verdiğim paranın tarafıma geri ödenmediğine, Sayın Mahkemenizde görülmekte olan bu davayı haksız ve hukuka aykırı amaçlarla ikame etmediğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde değiştirildikten sonra davacıya okunmuş ve davacı da bu şekilde yemin edeceğini beyan etmekle davacı asil söz alarak “Davalı …’a borç olarak verdiğim parayı elden ve nakden teslim almadığıma, senetleri yırtıp atmak suretiyle imha ettiğimi söylemediğime, icra takibine ve davaya konu ettiğim senetlerin hatır senedi olmadığına, … tarafından borç verdiğim paranın tarafıma geri ödenmediğine, Sayın Mahkemenizde görülmekte olan bu davayı haksız ve hukuka aykırı amaçlarla ikame etmediğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklindeki yemin etmekle istinaf kararı doğrultusunda yemin eda edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile önceki karar ve istinaf kararı doğrultusunda davalı taraf takip dayanağı senede konu borcu ödediğini yazılı delil ile ispat edemediği için davacı tarafa yemin teklifinde bulunmak ve davacı da teklif edildiği şekilde yemini eda ettiğinden takibe konu borcun davalı tarafından ödenmemiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile, taleple bağlılık ilkesi gereği davalının …. 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 12.750,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek kaydıyla devamına, İİK m.67/2 kapsamında 2.550,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davanın KABULÜ İLE,
Taleple bağlılık ilkesi gereği davalının … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 12.750,00 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin takip talepnamesindeki şartlarla asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek kaydıyla DEVAMINA,
İİK m.67/2 kapsamında 2.550,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 870,95 TL nispi karar harcından, 98,42 TL peşin harç ve 189,81 TL ıslah harcı toplamı 288,23 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 582,72 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 557,00 TL yargılama gideri ile 98,42 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı ve 189,81 TL ıslah harcı toplamı 876,63 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2022

Katip …

Hakim …

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 98,42 TL
Islah Harcı : 189,81 TL
Karar Harcı : 870,95 TL
Noksan Harç : 582,72 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 557,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 170,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 300,00 TL
Posta Giderleri : 264,60 TL