Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2022/836 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/375
KARAR NO : 2022/836

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine … 24. İcra Müdürlüğü nezdinde … esas numaralı dosyası ile İcra Takibi başlatılmış olup davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edilmiş olduğunu, Öncelikle bu davanın rücuan tazminat istemine ilişkin olması ve müvekkil şirketin sigortalısının halefi olarak açılmış olması sebebiyle dava konusu uyuşmazlık konusunda görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, İcra takibine karşı Davalı borçlu hem borç hem de yetki itirazında bulunduğunu ancak, İstanbul İcra Daireleri ve İstanbul Mahkemeleri uyuşmazlık konusunda yetkili olduğunu, Davalı tarafın bu tavrı ile yalnızca süre kazanmak maksadıyla takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini ve kötü niyetli bir yaklaşımda bulunduğu, Yetki itirazlarına ilişkin davanın konusu olan motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceğini, Bu bağlamda dava dilekçesinde belirtmiş olduğu müvekkil şirketin merkezinin … 24. İcra Müdürlüğü’nün yargı çevresi müvekkil şirketin merkez adresinin bulunduğu bölgeyi kapsadığından, Mahkemenin ve icra takibinin başlatılmış olduğu … 24. İcra Müdürlüğü işbu uyuşmazlık yönünden yetkili olduğunu, Bu bağlamda davalı borçlunun yetki itirazı haksız ve hukuka aykırı olup, işbu uyuşmazlık konusunda … 24. İcra Dairesi’nin yetkili olduğunun tespitini ve davalı borçlunun haksız yetki itirazının iptalini talep ettiklerini, Davalı …’ın sevk ve idaresinde olduğu ve müvekkil şirket nezdinde … sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi Kapsamında sigortalı olan … plakalı aracın 22.01.2015 tarihinde tek taraflı geçirmiş oldukları kaza neticesinde araçta yolcu konumunda olan …’ın vefat ettiğini, Müvekkil şirket nezdinde ZMMS sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karışmış olduğu kaza sonucunda hayatını kaybeden …’ın desteğinden yoksun kalan … ,… , … ve … tarafından …’na başvurulmuş olup, Komisyon tarafından destekten yoksun kalan kızı … için 17.996,40-TL, kızı … için 42.920,00-TL, annesi … için 9.316,00-TL ve babası … için 7.652,00-TL olmak üzere toplam 77.854,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 07.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Müvekkil şirketten alınarak başvuranlara ödenmesini, bilirkişi ücreti oalrak toplam 1.568,00-TL’nin Müvekkil şirketten alınarak başvuranlara ödenmesini, toplam 11.187,17-TL avukatlık ücretinin müvekkil şirketten tahsili ile başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiş olduğunu, Müvekkil şirket tarafından Komisyon tarafından verilen karara ilişkin olarak 109.643,08-TL 09.10.2017 tarihinde … 13. İcra Müdürlüğü’nden açılan takibe ilişkin olarak ödeme yapılmış olduğunu, Hasara sebebiyet veren trafik kazasında davalının %100 kusuru olduğunu, Bu sebeple müvekkil şirket tarafından ödenmiş olan 109.643,08-TL tazminat tutarının rücusu amacıyla icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde takibe itiraz edilmiş olduğunu, Bu itibarla asıl alacak olan 109.643,08-TL’yi müvekkil şirketin ödeme tarihi olan 09.10.2017 tarihi itibariyle yasal faizine hükmedilmesini, Davalının haksız olarak yaptığı yetki ve borç İtirazının iptali ile … 24. İcra Müdürlüğü … esas numaralı icra takibinin devamına, haksız yere borcunu inkâr eden davalı borçlunun inkar nedeni ile %20´den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatı hükmedilmesini, Ödeme tarihinden itibaren başlayacak takip öncesi ve takip sonrası faizin davalıdan tahsiline ve yargılama süresince alacağa yasal faiz işletilerek davalıdan tahsilini, Yargılama giderleri vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibinin alacaklı tarafından … 24. İcra Dairesi’nden yapılmış olmakla yetki itirazında bulunma zorunluluğun doğduğunu, İcra takibinin yetkisiz icra dairesinde açılmış olup İstanbul İcra Dairelerinin yetkisiz olduğunu, Borçlunun yerleşim yerinin icra dairelerinin yetkili olduğunu, Müvekkilin yerleşim yerinin Germencik olup kabul anlamına gelmemekle birlikte Germencik icra dairelerinde takip başlatılmasının gerektiğini, Bu kapsamda İcra Dairesi’nin yetkisine itirazlarının mevcut olmakla mahkemenin de yetkisiz olduğunu, Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olsa da davacı ve davalı sigorta poliçesinin tarafı olup, dava sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata yönelik itirazın iptali davasında uyuşmazlığın özel görevli Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini, İtirazın iptali davası için bir yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş olup huzurdaki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığın, Davacının dava konusu kaza esnasında müvekkilin sürücüsü olduğu araçta istiap haddinin aşılmış olduğunu ve bu sebeple kazanın meydana gelmesinde müvekkilin kusurlu olduğunu iddia edildiği hususunun kabulünün mümkün olmayacağını, Yargıtay uygulamalarında görüleceğiz üzere rizikonun münhasıran istiap haddinin aşılması nedeniyle meydana geldiğine ilişkin sigortacı iddiasının duraksamaya meydan vermeyecek şekilde ve kesin olarak ispatlanması gerekmekte oluğunu, Aksi takdirde sigorta ettiren aleyhine hüküm kurulamayacağı belirtilmiş olduğunu, Davaya konu kazada bu hususun hiçbir şekilde ispat edilemediğini bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddi ile, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının davalının aracını zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortaladığı, aracı kullanırken kaza yaptığı ve bu sebeple de karşı tarafın zararının davacı sigorta şirketi tarafından karşılandığı ileri sürülerek ödenen zararın davalıdan tahsili istemiyle … 24. İcra Müdürlüğü … E. İle icra takibi açıldığı, takibe haksız olarak itiraz edildiği belirtilerek itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı mahkemenin uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli olması HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup bu husus aynı kanunun 115/1. maddesi uyarınca resen gözetilir. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.”şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Sigorta şirketi 6502 sayılı TKHK uyarınca finansal hizmetin sağlayıcısı konumumda iken hiçbir ticari ve mesleki amaç gütmeksizin kendi kişisel ihtiyaçlarını güvence altına almak isteyen bir şahıs( sigorta ettiren) sigorta şirketi ile sözleşme akdettiğinde TTK kapsamında sigorta ettiren olarak kabul edilmekte ve aynı zamanda TKHK çerçevesinde de tüketici sıfatına sahip olmaktadır. Aynı anda yürürlükte bulunan iki ayrı kanun, aynı olayda birbirinden farklı düzenlemeler içerdiği takdirde, sonraki kanunda yer alan hükümler olaya uygulanmakta ve kanun koyucunun o mevzudaki iradesinin yeni getirilen düzenlemeler çerçevesinde değiştiği kabul edilmektedir. Her ne kadar 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK hükümlerinde sigortacılık sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemeleri görevli kılınmışsa da sonraki tarihli 6502 sayılı TKHK hükümlerinin kanun koyucunun iradesi de esas alınarak uygulanması gereklidir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83.maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesi bulunması, davanın 6502 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı hukuki işlemin bir tarafında ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden davalı tüketici yer aldığı, karşı tarafında ise tüketicilere ticari veya mesleki amaçlarla mal ya da hizmet sunan sağlayıcı sigorta şirketi olduğu, davalının hiçbir ticari ve mesleki amaç gütmediği, bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de tüketici işlemi olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre açılan davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. (Emsal: Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3520E. 2016/5331K. 10.05.2016T) Mahkememizin görevsizliği yönünde HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)… 20. Hukuk Dairesinin …Esas … Karar 10/05/2016 tarihli kararı gereği davalı tarafın tacir olmaması ve davacı tarafın kendi sigortalasına karşı talepte bulunmuş olması nedeniyle Tüketici işlemi olduğu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliği ile;6100 Sayılı Kanunun 114md/1-c ve 115.md/2f uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE;
2-)Görevsizlik kararının kesinleşmesini müteakiben 2 haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE TEVDİNE,
3-)Ön inceleme aşamasının tamamlanması hususunun görevli mahkemede değerlendirilmesine;
4-)HMK.nın 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
5-)Görevsizlik Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç,yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına;
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 18/10/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza