Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/299
KARAR NO : 2023/460
DAVA : Menfi Tespit (Genel Haciz Yoluyla Takipten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Genel Haciz Yoluyla Takipten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı iddiası ; müvekkil hakkında davalı tarafça … 32. İcra Dairesi’nin … Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe konu edildiği şekilde müvekkilinin davalıya ödemesi gereken bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin yalnızca, davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile takibe konu edilen senet nedeniyle davalıya borçlu olduğunu, davalı tarafça dava konusu icra takibi ile ticaretten kaynaklı alacak olarak 150.000 USD talep edilmiş ise de müvekkilin davalıya böyle bir borcu olmasına neden olacak hiç bir ticareti alış verişi olmadığını, davalının, müvekkilden 150.000USD alacaklı olmasını gerektirir ne tür bir ticaret yaptığını, bu alacağın neyin karşılığı olduğunu bu para karşılığında ne verdiğini ispat etmesi gerektiğini, davalı tarafça başlatılan … 32. İcra Dairesi’nin… esas dosyasından müvekkiline gönderilen ve muhtara tebliğ edilen ödeme emrinden haberdar olmadığını ve takibin gıyabında kesinleştiğini, kesinleşme sonrası alacaklı tarafça dosyadan hiç bir haciz talebinde bulunulmadığını ve dosya 1 yıl süreyle işlemsiz bırakıldığını, müvekkilinin yabancı olması nedeniyle sonradan haberdar olduğunu ve edindiği e devlet şifresi ile e devlete girince hakkında açılan iş bu takiplerden haberdar olduğunu, müvekkilinin gerçekte borçlu olduğu … 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasını ödeme yaparak kapattığını, davalının yetkili vekilinin bizzat anlaşma yapıp bizzat imzaladığı ibraname ile müvekkili ibra ettikten sonra icra dosyasına haricen tahsil beyanında bulunacağını söyleyip haciz işlemlerine devam etmesi sebebiyle … 21. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile itfa nedeniyle takibin iptali için dava açıldığını, fakat bu davada davalı yanın kötü niyetli olarak 05.01.2022 tarihli ibranamedeki imzasını inkar etmesi ve icra mahkemesinin imzayı incelemeye yetkili(dar yetkili) olmaması sebebiyle davanın reddedildiğini ve istinaf aşamasında olduğunu, davalı vekilinin kendi imzaladığı ibranameleri inkar edip takip işlemlerine devam ettiğini, bu nedenlerle … 32. İcra Müdürlüğünün… esas dosyasından başlatılan takipte müvekkilinin borçlu olmadığı, aksi kanaat halinde ise itfa nedeniyle alacağın tamamı bakımından borçlu olmadığının tespiti ile iptaline, haricen tahsil ve ibranameye rağmen kötüniyetli olarak icra takibine devam eden davalının asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, genel haciz yoluyla başlatılan takip sebebi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, takip sebebinin “ticaretten kaynaklı alacak” olarak belirtilmesinin mahkememizin görevli olması için yeterli sayılıp sayılmayacağı, takip konusu alacağı her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı konularından ibarettir.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
6102 Sayılı TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Somut olayda, davalı gerçek kişi tarafından davacı gerçek kişi aleyhine … 32. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, takip talebinde hukuki sebep olarak “ticaretten kaynaklı alacak” alacak açıklamasına yer verildiği, davalıya tebligat yapılmasına rağmen davalının cevap dilekçesi ve takip sebebi ile ilgili başka bir açıklama sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı 08/05/2023 tarihli dilekçesinde ; davacı ve davalının tacir olmadığını ve aralarında ticari ilişki de bulunmadığını bildirmiştir.
Davalının tacir olduğu kabul edilse dahi taraflardan birinin tacir olması davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK 4. maddesine göre, nispi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir. Bu iki koşullardan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemeyecektir.
Uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. maddesinde; Mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı anlaşılmakla genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinden kaynaklanan işbu davanın mahkememiz görev alanında bulunmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı kanaatine varılarak davanın usul (görev) yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddesi gereği görev (usul) yönünden reddine,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Sair hususların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/06/2023
BAŞKAN …
ÜYE …
ÜYE …
KATİP …