Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/242 E. 2023/594 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1467
KARAR NO : 2023/548

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat -Sigorta Tazminatının Rücuan Tahsili)
DAVA TARİHİ : 10/10/2014
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … firmasının düzenlediği geziye katılanların gezi sırasında uğrayabilecekleri kaza ve zararlara karşı müvekkili ile … tarih ve … numaralı sigorta sözleşmesi akdettiğini, 28.10.2010 tarihinde Fransız vatandaşı turistler, bir rehber ve sürücüden oluşan toplam 27 kişinin bulunduğu davalı … ait … adına tescilli … plakalı otobüsün davalı …’ın trafik kurallarına aykırı kullanması sonucunda yoldan çıktığını ve ölümü-yaralanmalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, yaralanan turistlere ilk müdahalenin Türkiye’de yapıldığını, davalı … AŞ tarafından tedavi masraflarının üstlenildiğini ve bir kısım ödemelerin yapıldığını, turistlerin daha sonra kendi ülkelerinde bulunan hastanelere nakledildiklerini, tedavilerine orada devam edildiğini, mağdurların kalıcı-geçici uzuv kaybı ve iş gücü kaybına uğradıklarını, hayatlarını idame ettiremediklerini, … firması ile kurulan sigorta sözleşmesi, poliçeler ve seyahat acenteleri için mesuliyet sigortası belgesine, genel ve özel şartlara göre düzenlenecek turistik gezilere katılan yolcuların bu geziler sırasında bulundukları motorlu taşıtların karıştıkları kazalardan dolayı ölmeleri veya bedeni zarara uğramaları halinde 4.000.000 Avro sigorta limiti dahilinde tedavi giderlerini karşılamak için anlaştıklarını, davalı …A.Ş’nin 23.06.2010 tarihli Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza ve Mali Sorumluluk Sigortası poliçelerini, … Sigorta AŞ’nin ise 30.12.2009 tarihli KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesini düzenlediğini, taşıma işinin … San. Ltd. Şti. tarafından üstlenildiğini, …’in mesuliyet sigortası açısından … Kanunu hükümleri uyarınca müşterilerine karşı sorumlu olduğunu, müvekkilinin trafik kazası sonucunda oluşan zarara ilişkin geçici bir ilk ödeme yaptığını, mağdurların zararın tazmini için Fransız mahkemelerine başvurduklarını, … Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi’nin 25.06.2012 tarihli kararı gereğince … tarafından mahkeme kararını icraen mağdurlara ödeme yapıldığını, 13.05.2013, 07.10.2013 ve 28.03.2014 tarihlerinde verilen kararlar uyarınca müvekkili şirket tarafından 1.395.309,60 Avro tazminat ödemeye mahkum edildiğini, müvekkili aleyhine açılan davaların devam ettiğini, halefiyet ibranameleri ile delillendirilmiş ödemeler toplamının 357.083,60 Avro tutarında olduğunu, müvekkilinin kazaya uğrayanların halefi sıfatıyla sürücü …, taşıyıcı …, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı ve karayolu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı … Sigorta AŞ ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … Sigorta AŞ’ye rücu hakkını kazandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi oranında faizi ile birlikte, davalıların poliçe limitini aşmamak kaydı ile davacının bugüne kadar ödediği belirtilen toplam 357.083,60 Avro tazminatın dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru olan 1 Euro=2,90 TL kuru üzerinden karşılığı olarak 1.035.542,44 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı otobüsün müvekkiline 30.12.2009-30.12.2020 tarihleri arasında geçerli … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin 175.000 TL olduğunu, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Öncelikli Sigorta başlıklı düzenlemesine göre dava konusu Zararların öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’ndan karşılanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun ikinci derecede olduğunu, sigortalının kusuru oranında sigortacının tazminat ödemesi gerektiğinden öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin .. E. sayılı dosyası kapsamında sürücü …’ın seyir halinde iken karşı şeritten gelen aracın kendi şeridine geçtiğini gördüğünü belirttiğini, kusur incelemesinde delillerin ve ifadelerin tamamının değerlendirilmesi gerektiğini, 6111 sayılı Kanun gereğince trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin mağdurun SGK’lı olup olmadığı önemsenmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiğini, geçici 1. maddede Kanun’un yayımlanmasından önce meydana gelen trafik kazalarına ilişkin düzenleme getirildiğini, m. 59 ve geçici madde 1 uyarınca trafik kazalarına bağlı olarak tedavi masrafları tazminatı ile ilgili müvekkilinin yükümlülüğünün sona erdiğini, müvekkilinin taraf sıfatının da sona erdiğini, müvekkilinin taşıma sigortası limitlerinin tüketilmesi durumunda yalnızca geçici ve sürekli maluliyet tazminatı talepleri ile sorumlu olduğunu, tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafından yapılan ödemelerin niteliğinin belirlenmesi gerektiğini, kazazedelerin maluliyetlerinin olup olmadığının ve varsa oranlarının belirlenmesi gerektiğini, maluliyet ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunması gerektiğini, kalıcı maluliyet tazminatı ve maluliyet oranı belirlenirken bilinen ücretin, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin esas alınması gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın müvekkili nezdinde … nolu 23.06.2010-2011 vadeli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ve … nolu 23.056.2010-2011 vadeli Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limitleri ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın talep ettiği tazminatın kime ve hangi zarar için ödendiğinin belirtilmediğini, bu hususun netleşmesinin müvekkilinin sorumluluğu bakımından zorunlu olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun kişi başına sınırlandırıldığını, müvekkilinin 6111 sayılı Kanun uyarınca tedavi masraflarından sorumlu olmadığını, talep edilen tazminat içinde zarar görenlere ödenmiş maluliyet tazminatları varsa bunun zarar görenlerin gerçek zararına uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğunun doğabilmesi için sigortalı aracın kazada kusurlu olması gerektiğini, sorumlu olunacak miktarın kusur oranına göre değişeceğini, kusurun bulunup bulunmadığı ve var ise oranının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince belirleneceğini, mağdurların maluliyet durumlarının da Adli Tıp Kurumunca belirlenmesi gerektiğini, ödeme dayanağı olarak gösterilen yabancı mahkeme kararının kesin delil olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu zararın haksız fiil neticesinde meydana gelmesi sebebiyle avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı …Ltd. Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle, Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, trafik kazasına dayalı rücu davaları, diğer sigorta şirketi dahil diğer davalılara birden açılmış olduğundan, davanın ortak yetkili mahkemede açılmış olması gerektiğini, ortak yetkili mahkeme kumluca mahkemeleri olmakla, huzurdaki davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacı, kazazedeler için yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeleri belgeleyerek ispat etmek zorunda olduğunu, davacının ödendiğini iddia ettiği miktarları ayrı ayrı belgelenmediğinden davanın bu yönüyle de reddi gerektiğini, ayrıca haksız davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep ettiklerini, rücu hakkı, sigorta şirketinin zarar görene ödediği tazminata bağlı olarak sigortacıya tanınan bir hak olduğunu, bu hakkın doğabilmesi için de, sigortacının poliçe kapsamındaki zararı sigortalısına ödemiş olması gerektiğini, dolayısıyla, sigorta şirketi, henüz ödeme yapmadan rücu hakkını kazanamayacağını, davacı açmış olduğu dava ödemiş olduğu miktar dışında HMK 107. maddesine dayanarak daha sonra yapacak olduğu muhtemel ödemeleri de talep ettiğini, bu nedenle davacının henüz yapmamış olduğu ödemelere ilişkin talep hakkı bulunmadığından, davacının davasının öncelikle usul yönünden reddi gerektiğini, davacı, trafik sigortası genel şartlarının hiçbirine uygun olmayan nedenlerle müvekkiline rücu davası ikame ettiğini, kaza sonrası başlatılan kovuşturma dosyasının sonuçlanmadığını, müvekkiline atfı kabil bir sorumluluğun varlığı henüz netlik kazanmadığını, bu nedenle davacı açısından ilgili mevzuatlar çerçevesinde rücu şartları oluşmadığından davanın bu yönüyle de reddi gerektiğini, mahkemece yapılanacak olan incelemelerde ortaya çıkacak sair nedenlerle haksız davanın öncelikle usul yönünden reddine, neticede haksız davanın esas yönünden reddi ile yagılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Dava araç malikleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbar edilmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde
1)…’e 30.000 Avro ödendiği, 14/04/2011
2)…’e 1.500 Avro ödendiği, 13/04/2011
3)…’e 15.000 Avro ödendiği, 29/06/2011
4)…’e 10.000 Avro ödendiği, 29/06/2011
5)…’e 6.128 Avro ödendiği, 11/02/2011
6)…’e 755,60 Avro ödendiği, 11/02/2011
7)…’ye 10.000 Avro ödendiği, 16/03/2011
8)…’ye 10.000 Avro ödendiği, 16/03/2011
9)…’e 2.000 Avro ödendiği, 19/02/2011
10)…’ye 1.000 Avro ödendiği, 18/02/2011
11)…’a 10.000 Avro ödendiği, 18/03/2011
12)…’ye 10.000 Avro ödendiği, 11/03/2011
13)…’ye 15.000 Avro ödendiği, 11/03/2011
14)…’a 1.000 Avro ödendiği, 18/03/2011
15)…’a 25.000 Avro ödendiği, 18/03/2011
16)…’e 5.000 Avro ödendiği, 13/04/2011 tarihli ibranameler ile … Mahkemesinin 25/06/2012 tarihindeki önödemeye ilişkin kararına istinaden,
1)…’e 1.000 Avro ödendiği, 01/08/2012
2)…’ye 30.000 Avro ödendiği, 01/08/2012
3)…’e 1.000 Avro ödendiği, 01/08/2012
4)…’a 49.700 Avro ödendiği, 01/08/2012
5)…’e 51.000 Avro ödendiği, 01/08/2012
6)…’e 51.000 Avro ödendiği, 01/08/2012
7)…’e 10.000 Avro ödendiği 01/08/2012 tarihli içerikli ibranamelerin yeminli tercümesini sunmuştur.
Dava dilekçesinde açıkça 357.083,60 Euro’nun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığının talep edildiği anlaşılmakla seçimlik hakkın yabancı para cinsinden kullanıldığı yönündeki açıklamalara itibar edilmemiştir.
Davacı ıslah dilekçesi sunmuş ve dava tarihinden sonra yapılan ödemeler ve alınan ibranameler yönünden davayı kısmen ıslah ettiğini bildirmiştir ancak işbu davada, dava tarihi itibariyle yapmış olduğu ödemeler yönünden dava değeri tam olarak belirtilip harcın tam olarak yatırıldığı, dava tarihinden sonra yapılar ödemeler ancak farklı bir davanın konusu olup ıslahla dahi arttırılamayacağından (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2018/5277 E 2019/6510 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere ) yatırılan 54.889,12 TL ıslah harcının davacıya iadesine karar verilerek kısmi ıslah yapılmamış sayılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekilince 3 ayrı (Fransız Mahkemesi) kararının tercümesinin sunulmasından sonra mahkememizin 28/04/2016 tarihli ara kararı ile davacı vekilince her bir zarar gören kişiye hangi mahkeme kararına dayalı olarak hangi isim altında ne kadar ödeme yapıldığı, bu kişilerle ilgili ibra belgesinin olup olmadığı, var ise bunun açıklanması ve sunulan mahkeme kararlarında ödeme kalemleri içinde geçici işlev kaybı ve kalıcı işlev kaybı nedeniyle yapılan ödemelerin bulunduğu anlaşıldığından bu kişilerin geçici ve kalıcı işlev kaybına esas alınan hastaneden alınmış raporların, tedavi evraklarının, hasta dosyasının çekilen film ve grafilerin tedavi için yapılan giderlerin, belgeleriyle birlikte sunulması, ayrıca adı geçenlerin ne işle uğraştıkları, aylık gelirlerinin ne olduğu hususunun açıklanması ve buna ilişkin belgelerin de tercümeleriyle birlikte sunulması, yabancı mahkeme kararlarının kesinleşip kesinleşmediği hususunda beyanda bulunması, kesinleşmiş ise kesinleşme şerhini taşıyan örneğinin yine tercümeleriyle birlikte ibrazı ve davalı tarafa tebliğinin sağlanması için bir sonraki duruşmadan bir hafta öncesine kadar süre verilmiş , davacı vekili yabancı mahkeme kararlarının içeriklerini tekrar eder dilekçe ile …,…, …, …, …, …, …, …, …’e ait tedavi evraklarını ibraz etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan tedavi evraklarının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesi neticesinde düzenlenen raporlarda;
– …’nin sürekli işgöremezliğinin bulunmadığı, geçici işgöremezlik süresinin 1 ay olduğu,
– …’nin sürekli işgöremezlik oranının %17,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 2 ay olduğu,
– … yönünden gereken tedavi evraklarının süresinde sunulmaması sebebi ile rapor düzenlenemediği,
– …’un sürekli işgöremezlik oranının %4 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 2 ay olduğu,
– … yönünden gereken tedavi evraklarının süresinde sunulmaması sebebi ile rapor düzenlenemediği,
– …’e sürekli işgöremezliğinin bulunmadığı, geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu,
– …’in sürekli işgöremezlik oranının %41,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 9 ay olduğu,
– …’in sürekli işgöremezlik oranının %11,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu,
– …’nin sürekli işgöremezlik oranının %7 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğu,
– …’in sürekli işgöremezlik oranının %20 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğu,
– … yönünden gereken tedavi evraklarının süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle rapor düzenlenemediği,
– …’un sürekli işgöremezlik oranının %7 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 6 ay olduğu,
– …’nin sürekli işgöremezliğinin bulunmadığı, geçici işgöremezlik süresinin 1 ay olduğu,
– …’in sürekli işgöremezlik oranının %25 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu,
– …, …, …, … yönünden süresinde tedavi evrakları sunulmadığından rapor düzenlenemediği belirtilmiştir.
Mahkememizin 20.09.2018 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile davacı vekilince geçen celse ara kararının yerine getirilmediği görülmekle, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek öncelikle davacının ve ödeme yapılan dava dışı kişilerin Fransız uyruklu olduğu dikkate alınarak MÖHUK. Çerçevesinde uygulanacak hukukun belirlenmesi ve bu doğrultuda davacının iddiaları ve davalıların savunması dikkate alınarak davacıların davalılardan istenebilir tazminat alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti konusunda mahkememizce resen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler …, …ve… tarafından sunulan 14.01.2019 tarihli raporunda özetle,
”MÖHÜK açısından yapılan incelemede, yabancılık unsuru ve teminat ile ilgili meselelere yer verilmiştir. İhtilafa uygulanacak hukukla ilgili olarak, MÖHUK md. 34/I uyarınca ihtilafa Türk hukukunun uygulanacağı düşünülmektedir. Zamanaşımı, MÖHUK md. 7 uyarınca, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbi olacağından bu meselenin de Türk Hukuku’na göre çözülmesi gerektiği düşünülmektedir.
Davacının kazada yaralanan kişilerden bazılarına yaptığı ödemeler dosya kapsamında tespit edilmekle birlikte, kanuni halef sıfatını kazanabilmesi ve bu sıfatla davalılara müracaat edebilmesi için öncelikle yapmış olduğu ödemelere dayanak sigorta sözleşmesini, bu sözleşmenin özel şartlarını ve genel şartlarını dosyaya sunması gerekmektedir.
Yasal düzenlemeler ve hükümlerin amacı dikkate alındığında, Karayolları Trafik Kanunu m. 98 uyarınca SGK’dan talep edilecek tedavi giderlerinin kapsamına Türkiye’de bulunan resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının girdiği neticesine ulaşılmış olup, muhterem Mahkemece de aynı kanaate ulaşılması durumunda, yurt dışındaki tedavi giderlerinin sigorta poliçeleri özel ve genel şartları çerçevesinde teminat limitleri kapsamında sigorta şirketlerinden rücuen tahsili talep edilebilecektir.
Dava konusu tutarın ne miktarının tedavi masraflarına ilişkin olduğu, özellikle gerçekleşen sakatlık hallerinin neler olduğu, hangi organlara ilişkin olduğu, oranları ve yapılan ödeme içinde sakatlık nedeniyle yapılmış ödemelerin miktarı dosya kapsamındaki delillerden tüm yaralılar bakımından net olarak anlaşılamamakta olup, bu hususların ayrı ayrı delillendirilmesinden sonra sigorta poliçeleri kapsamında teminat limitleri dikkate alınarak davalı sigorta şirketlerinden ne miktarda ödeme talep edilebileceği hesaplanabilecektir.
Davalı … AŞ tarafından hem Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi hem Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenmiş, diğer davalı … Sigorta AŞ tarafından da kasko sigortası kapsamında ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminatı verilmiş, ayrıca KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenmiştir. Dava konusu tutarlardan tedavi giderlerinin öncelikle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta’ndan, teminat limitinin üstünde kalan kısmın ise teminat limitleri ölçüsünde sırasıyla Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ve son olarak da ihtiyari mali sorumluluk sigortasından karşılanması gerekmektedir. Bu sıralama çerçevesinde davalıların dava konusu tutardan ne ölçüde sorumlu olduklarının belirlenebilmesi için, davacı tarafından talep edilen tutarın ne miktarının tedavi giderlerine ne miktarının vuku bulan sakatlık hallerine ilişkin olduğunu, sakatlık oranlarını ve hangi organda ne ölçüde vuku bulduğunu ispatlayıcı belgelerin sunulması gerekir.
Kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu belirtilen sürücü …’ın ve Trafik Kazası Tutanağı’nda sürücünün adına yolcu taşımacılığı yaptığı belirtilen…’in kaza sebebiyle meydana gelen zararlardan zarar görenlere (kanuni halef sıfatını ispat etmesi durumunda davacı sigorta şirketine) karşı sorumlu olduğu neticesine ulaşılmıştır.” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 11.04.2019 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile dosyanın daha önceden rapor düzenleyen birikişi heyetine tevdi ile davacı vekilinin rapora itirazları ve davalı vekilleri tarafından sunulan beyan dilekçeleri dikkate alınarak ayrıca davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve dava dışı kazazedelere mahkeme kararına dayalı olarak veya mahkeme kararından önce yapılan ödemelere ilişkin olarak alınan ibra belgeleri değerlendirilerek ve bu belgelerle dosyada tercümesi bulunan … Mahkeme kararı içeriğindeki ödemeler karşılaştırılmak suretiyle tüm hukuki niteleme ve takdir mahkemeye ait olmak üzere sigorta şirketleri dışında da sürücünün ve taşıyıcının da davalı olduğu gözetilerek davacının davalılardan istenebilir tazminat alacağının olup olmadığı varsa miktarının ne olduğu konusunda ek rapor düzenlemeleri istenilmiş bilirkişiler …, … ve… tarafından sunulan 04.11.2019 tarihli ek raporunda özetle,
”… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.06.2016 tarihli kararının yeminli tercüman tercümesinde yer alan açıklamalar ve sigorta sözleşmesinin tabi olduğu hukuk dikkate alındığında, davacı Generali sigorta şirketi tarafından dava konusu rizikoyu kapsayan sigorta teminatının verildiği, ancak sigorta sözleşmesi eklerinde yer alan sınırlamaların sigortalı tarafından kabul edilmemiş olması sebebiyle sözleşmenin parçası haline gelmedikleri neticesine ulaşılmış, kök raporda yer verilen ibranameler de dikkate alındığında, davacı Generali sigorta şirketinin, dava konusu kaza sebebiyle vuku bulan gerçek zararı ödemiş olmak kaydı ile, ödediği gerçek zarar tutarı oranında kanuni halef sifatını kazanacağı kanaatine varılmış,
Yurt dışındaki tedavi giderlerinin sigorta poliçeleri özel ve genel şartları çerçevesinde teminat limitleri kapsamında sigorta şirketlerinden rücuen tahsilinin talep edilebileceği yönündeki kanaatimizde bir değişiklik meydana gelmemiş,
Genel Şartlar uyarınca tazminat yükümlülerinin birbirlerine rücu hakları kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacak olması sebebiyle, zamanaşımı süresinin dolmadığı yönündeki kök raporda açıkladığımız kanaatimizde de bir değişiklik olmamış,
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.06.2016 tarihli kararı ile hüküm altına alırmayan ve davacı tarafça kazalılar için yapılan giderlerin de Sayın Mahkemece tespiti gerektiğinin kabulü halinde; hüküm altına alınmayan ve kök raporda belirtilen giderler toplamının 83.755,00 €uro veya dava tarihindeki kura göre 242,889,50 TL. olduğu” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 05.12.2019 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile dosyaya sunulan ek raporda gerçek zararın ödenmiş olması kaydıyla davacının halefiyetinin bulunduğu açıklanmış olmakla birlikte gerçek zarar miktarının ne olduğunun ifade edilmediği, oysa bilirkişi incelemesi yapılırken dosyadaki verilere göre bir neticeye ulaşılmasının zorunlu olduğu, bilirkişilerce bu gereğin yerine getirilmediği anlaşılmakla tüm hukuki niteleme ve takdir mahkemeye ait olmak üzere davacının iddiası ve davalıların savunmaları ayrıca dosyaya ibraz edilen tüm bilgi ve belgeler birlikte incelenerek özellikle davalı sigorta şirketlerinin poliçe kapsamı ve verilen teminatların limiti ve sıralı sorumluluk ilkesi dikkate alınarak davacının gerçek zararının yahut davalılardan rücuen isteyebileceği bir zarar olup olmadığı varsa miktarının ne olduğu konusunda yeniden ek rapor alınmasına ve heyete doktor bir bilirkişinin dahiline, bilirkişilerce raporun tarafların tüm itirazlarının hukuki gerekçeleriyle birlikte karşılayacak ve ferdi kaza koltuk sigortasındaki sorumluluk ayrıca değerlendirilmek suretiyle yeniden ek rapor alınmasına mahal verilmeyecek ve denetime olanak verecek şekilde hazırlanması istenilmiş bilirkişiler …, …, … ve … tarafından sunulan 12.08.2020 tarihli raporunda özetle,
”28.10.2010 tarihinde meydana gelen olayda davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
Davacı tarafından kazada yaralananlara yapılan ödemeler nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından belirlenen gerçek zararlar esas alınarak davacı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerindeki tutarlara sınırlı olarak yapılan hesaplamalar sonucu rücuan talep edilebilir toplam alacağının (625.302,79+88.361,52+155.419,29)= 869,083,60 € olarak belirlendiği,
869.083,60 € luk alacağın olay tarihindeki Merkez Bankası Döviz Kuruna göre Türk Lirası karşılığının (1.238.412,18 +175.000,00 + 307.807,90)5 1.721.220,08 TL olduğu,
Davalı araç sürücüsü ve işleten ile birlikte davalı … Sigortanın; Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesine istinaden ödemeler ile sınırlı olarak sağlık gideri ve sakatlık teminat limiti kapsamında tedavi ve bakıcı gideri ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararından limit ile sınırlı olarak 1.238.412,18 TL’den(625.302,79 €) sorumlu olduğu,
Davalı araç sürücüsü ve işleten ile birlikte davalı … Sigortanın; Zorunlu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigorta Poliçesine istinaden ödemeler ile sınırlı olarak sakatlık teminat limiti kapsamında geçici ve sürekli iş göremezlik zararından 175.000,00 TL’den (88.361,52 €), sorumlu olduğu,
Davalı araç sürücüsü ve işletenin; Sigorta poliçeleri kapsamına girmeyen diğer maddi ve manevi zararlar nedeniyle 307.807,90 TL’den (155.419,20 €) birlikte sorumlu olacağı,
Sigortalı aracın ticari olduğu ve dava tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunulduğu” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 01.10.2020 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile davalı sigorta şirketinin hesaplamaya ve poliçe limitlerine itirazlarının değerlendirilmesi ve 77000 EURO’luk itirazların da değerlendirilerek DAVA TARİHİ İTİBARİYLE davacı tarafından ödenmiş veya ibraname alınmış tutarlar yönünden talep edilebilecek tazminat hususunda rapor tanzim edilmesi için önceki bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş bilirkişiler …, …, … ve … tarafından sunulan 11.11.2020 tarihli ek raporunda özetle,
”28.10.2010 tarihinde meydana gelen olayda davalıların % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre;
a)Davacı tarafından kazada yaralananlara yapılan ödemeler nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından belirlenen gerçek zararlar esas alınarak ve davacı tarafından dava açılırken ibraz edilen ödeme belgelerindeki tutarlarla sınırlı olarak yapılan hesaplamalar sonucu rücuan talep edilebilir toplam alacağının (37.050,91 + 240.440,14 + 79.592,55) = 357.083,60 € -avro olarak belirlendiği,
357.083,60 € luk alacağın dava tarihindeki Merkez Bankası Döviz Kuruna göre Türk Lirası karşılığının (357.083,60 x 2,2789) = 813.757,82 TL olduğu,
Davalı araç sürücüsü ve işleten ile birlikte davalı … Sigortanın; Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesine istinaden ödemeler ile sınırlı olarak sağlık gideri ve sakatlık teminat limiti kapsamında tedavi ve bakıcı gideri ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararından limit ile sınırlı olarak (37.050,91 + 240.440,14) = 277.491,05 €-avro (277.491,05x 2,2789 = 632.374,35 TL) dan sorumlu olduğu,
Davalı araç sürücüsü ve işletenin; Sigorta poliçeleri kapsamına girmeyen diğer maddi ve manevi zararlar nedeniyle 79.592,55 €-avro (79.592,55 x 2,2789 = 181.383,46 TL) dan sorumlu olduğu,
Sağlık gideri ve sakatlık teminatı kapsamında kalan ödemelerin davalı Ergo sigortanın sorumluluğunda olan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesindeki limitleri aşmaması nedeniyle davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, Sigortalı aracın ticari olduğu ve dava tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunulduğu” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 28.01.2021 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarının çelişkili olduğu, denetime elverişli olmadığı bu şekilde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla dosyanın önceki bilirkişilerden farklı olmak üzere mümkün olduğu takdirde Fransızca diline hakim sigorta hukukunda uzman bir bilirkişi ile bir aktüerya uzmanı bilirkişi ve yapılan ödemelerin kadri maaruf olup olmadığının değerlendirilebilmesi amacıyla doktor bilirkişiden oluşan heyete dosyanın tevdi ile dava tarihi itibariyle yapılmış ödemelerin tespiti amacıyla Fransız mahkemeleri tarafından hükmedilen tazminatın incelenmesi ve Fransız mahkemeleri tarafından hükmedilmiş olup dava tarihi itibariyle davacı tarafından kazazedelere ödendiği belgelendirilen miktarlar esas alınarak davacının talep ve rücu edebileceği zarar miktarının hesaplanması istenilmiş bilirkişiler …, …, … ve … tarafından sunulan 27.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle,
”Sayın Mahkeme’nin görev tevdi eden ara karanı uyarınca, dava dilekçesinde bildirilen işbu dava önceşsinde yapılan 357.083,60 € yönünden … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde karar altına alınan tutarların içeriğine göre orantı kurulmak suretiyle yapılan değerlendirme sonunda;
Anılan Mahkeme kararının, delil niteliğinin takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacının rucu talebinin yapılan incelemesi sonunda;
Bahse konu 357.083,60 € ödeme yönünden, davacının işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsüne rucu edebileceği tutarın 1.032.075,75 TL olduğu;
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin Zorunlu Taşımacılık Sigortası nedeniyle işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsü yanında 705.284,19 TL’den müteselsil sorumlu olduğu;
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi nedeniyle, teminata dahil edilen manevi tazminat klozu kapsamında işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsü yanında 100.000,00 TL ile sınırlı müteşelsil sorumlu olduğu;
Davacının, tüm davalılar yönünden, dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini talep ettiğinin görüldüğü;
Önceki 11.11.2020 tarihli rapordan ayrılma gerekçeleri Öncelikle 357.083,60 Euro yönünden, sehven USD kurunun kullanıldığı; bu nedenle farklı sonuca varıldığı; … Sigorta A.Ş. yönünden sorumluluk bulunmadığı yönündeki rapordaki değerlendirmenin, anılan sigorta şirketi tarafından ihtiyari mali mesuliyet sigortası nedeniyle manevi tazminat klozu bulunduğundan, görüşe iştirak edilmediği” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 26.05.2022 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar ile dosyanın son bilirkişi heyetine tevdi ile davacı tarafından sigortalısına ödenen tazminat tutarlarını üst limitinin Türk Hukukuna göre belirlenecek tazminat miktarı olduğu gözetilerek dosyaya yansıyan gelir durumları, ATK raporu ile tespit edilen daimi işgücü kaybı oranı, geçici iş göremezlik süreleri her bir sigortalı yönünden değerlendirilerek her bir sigortalıya yapılan ödemenin gerçek zararı aşıp aşmadığının denetlenmesi amacıyla her bir sigortalının davalılardan talep edebileceği daimi işgücü kaybından, geçici iş göremezlik süresinden, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden kaynaklı zarar miktarının da tablo halinde karşılaştırılmasının istenilmesine, ödenen manevi tazminat zararlarının belirtilmesiyle yetinilmesi istenilmiş ve bilirkişiler …, …, … ve … tarafından sunulan 04.11.2022 tarihli ek raporunda özetle,
Sayın Mahkeme’nin görev tevdi eden ara kararında işaret edilen Adli Tıp Kurumu raporlarına göre yeniden durumun gözden geçirilmesinde;
Adli Tıp Kurumu raporların yukarıda (2/A) sayılı bentte düzenlenen tabloda zarar gören bazında eşleştirildiği; Adli Tıp Kurumu raporlarının kişi bazında gösterdiği özellik ya da eksilik ve avans ödeme durumuna göre ilişkisinin (2/B, Ç, D ve E) sayılı bentlerde gösterildiği;
Adli Tıp Kurumu raporlarında, zarar görenin bakıcıya duyacağı süre yönünden değerlendirme bulunmadığından, kök raporda uygulanan avans ödemesi ve karar altına alınan tutara orantı yöntemine göre tespit edilen tutarların bizzarur korunduğu;
Anılan Mahkeme kararının, delil niteliğinin takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacının rücu talebinin yapılan incelemesi sonunda;
Bahse konu 357.083,60 € ödeme yönünden, dava dilekçesinde kullanılan seçimlik hakkın Türk parası karşılığı olmasına göre, davacının işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsüne rücu edebileceği tutarın 1.012.309,37 TL olduğu;
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin Zorunlu Taşımacılık Sigortası nedeniyle işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsü yanında 685.337,86 TL’den müteselsil sorumlu olduğu;
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi nedeniyle, teminata dahil edilen manevi tazminat klozu kapsamında işleten/taşıyıcı ve araç sürücüsü yanında 100.000,00 TL ile sınırlı müteselsil sorumlu olduğu,
Davacının, tüm davalılar yönünden, dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini talep ettiğinin görüldüğü;
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nde karar altına alınan tutar kapsamında, davacının 24.12.2015 tarihli dilekçesiyle, bu kez avans ödemesi dışında kalan tutarlar yönünden ıslah suretiyle (ıslah tarihindeki kuru esas alarak) dava değerini 3.214.119,50 TL artırdığının görüldüğü” şeklinde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, yurt dışında (… ) sigortacılık faaliyeti yürüten davacı şirket tarafından lehlerine sigorta poliçesi düzenlenen … vatandaşı 25 kişinin Türkiye’de turistik gezi sırasında geçirdikleri trafik kazası sebebiyle sigortalılarına ödediği tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
5718 sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un (MÖHUK) Kanunlar İhtilâfı Kuralları
nı belirleyen 2. Bölümünde yer alan “Haksız Fiiller” başlıklı 34. maddesinde “Haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tâbidir.” hükmü düzenlenmiş olup haksız fiilden kaynaklanan işbu davada Türk Hukuku’nun uygulanması gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/17-28 Esas 2015/1745 K sayılı emsal ilamından da anlaşılacağı üzere yabancı sigorta şirketi sigortalısına ödediği sigorta tazminatı yönünden yasal halef sıfatına sahip olup 6102 sayılı TTK 1472. maddesi kapsamında talepte bulunabilecektir.
Dosya içine celp edilen … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas … K sayılı kararı, kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamından; 28/10/2010 tarihinde davalı … idaresindeki … plaka sayılı tur otobüsü ile … ilinden … ilçesi yönünde seyir halindeyken sürcünün hız sınırlarına uymaması ve şerit ihlalinde bulunması sebebiyle karşı şeritteki … plaka sayılı otomobil ile çarpıştığı, kaza sonucu otomobilde yolcu olarak bulunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, … , …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’ın yaralandıkları, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın asli ve tam kusurlu olduğu, otobüsün zeminde 74 metre kayması, yolcuların yaralanma bölgeleri dikkate alındığında yolculara yüklenebilecek müterafik kusur bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargılama sırasında birinci ve ikinci bilirkişi heyet raporu ve ek raporlarda davacının dava tarihi itibari ile ödeme yaptığını belgelediği tazminat toplamının 357.083,60 Euro olduğu tespit edilmiş, davacının talebinin hangi para birimi olduğu, taleplerin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu ve hangi sigortalının hangi zarardan sorumlu olduğu, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının hükme ve hesaplamaya esas alınıp alınamayacağı hususlarında raporlar arasında çelişki doğduğu ,çelişkinin hukuki değerlendirmeden kaynaklandığı i anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde; kaza sebebiyle sigortalılara kısmi ödeme yapılarak ibraname alındığı ve bir kısım ödemelerin de mahkeme kararına (geçici ödeme kararlarına) istinaden yapıldığı belirtilerek ödeme yapılıp ibraname alınan 357.083,60 Euro tazminatın dava tarihindeki efektif satış kuru karşılığı 1.035.542.440 TL ‘nin avans faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ve davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı dilekçeye şerh edilmiştir. Dava dilekçesinde hangi sigortalıya hangi zarar kalemine göre ödeme yapıldığı açıklanmamıştır. 28/04/2016 duruşmanın 1 nolu ara kararı gereği davacı vekili tarafından sunulan 09/11/2016 tarihli dilekçede de taleplerin somutlaştırılmamış olması üzerinde mahkememizce yeniden 16/03/2017 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı gereğince dava dışı sigortalılara yapılan ödemelerin sürekli işgöremezlik, geçici işgöremezlik, tedavi giderleri veya manevi zarara mı ilişkin olduğunu hangi zarar kalemi yönünden ödeme yapıldığını açıklamak ve eksik tedavi evraklarını sunmak üzere yeniden süre verilmiş, davacı vekili tarafından sunulan 17/04/2017 tarihli 39 sayfalık dilekçe ile Fransız Mahkemesince sigortalılara ödenmesine karar verilen tazminatlara ilişkin açıklamada bulunulduğu ancak dava dilekçesindeki taleplerin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğunun 17/04/2017 tarihli dilekçede de belirtilmediği anlaşılmış, davacı tarafından yapılan ödemelerin 100.000 TL kısmının manevi tazminat (poliçe limitleri ile sınırlı talepte bulunduğundan) , 912.309,37 TL tutarlı kalan kısım yönünden ( 1.012.309,37 TL-100.000 TL= 912.309,37) geçici iş göremezlikten, daimi işgücü kaybından, bakıcı giderinden ve tedavi giderleri zarar kalemlerinden eşit şekilde talepte bulunduğu kabul edilmiş ,bilirkişi raporlarındaki oranlamaya ilişkin hesaba bu konuda itibar edilmemiştir.
Dava,… plaka sayılı aracı işleten …Şirketine, araç sürücüsü …’a, … plaka sayılı aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesini ve zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesini düzenleyen … (yeni ünvanı … )Sigorta Aş’ye ve … plaka sayılı aracın zorunlu mali sorumluluk trafik sigorta poliçesini ve ihtiyari mali mesuliyet kasko sigorta poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş’ye yöneltilmiştir.
Kazaya karışan …plaka sayılı araç için …. (…) nezdinde; 23/06/2010 – 23/06/2011 dönemi için geçerli zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçe limitinin kişi başı 175.000, kaza başı 8.750.000 TL olduğu yine … (…) nezdinde aynı dönem için geçerli zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi düzenlendiği ayrıca kazaya karışan… plaka sayılı araç için … Sigorta AŞ nezdinde 30/12/2009 – 30/12/2010 tarihlerinde geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ve ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi düzenlendiği, ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinde manevi tazminat klozunun poliçe limitinin 100.000-TL olduğu dosyaya sunulan poliçe örneklerinden anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda … Sigorta AŞ tarafından hem Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi hem Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenmiştir. … Sigorta AŞ tarafından da kasko sigortası kapsamında ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminatı verilmiş, ayrıca KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenmiştir. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A.3.3 maddesine göre, tedavi giderleri başka sigorta sözleşmeleri ile de teminat altına alınmışsa, bu giderler öncelikle bu sigortadan tazmin edilecektir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.8 maddesine göre, zarar öncelikle bu sigortadan karşılanacak, sigorta teminatının üzerinde kalan kısım sırasıyla Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu mali sorumluluk sigortasından ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasından karşılanacaktır. Yine kasko poliçesinde de belirtildiği gibi, sigortalı aracın kullanılmasından doğan işletene karşı ileri sürülebilecek talepler öncelikle Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminat limitinden tazmin edilecek, bu limitleri aşan kısım ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminatı limiti dahilinde bu sigortadan temin edilebilecektir.
Zararın tespiti için davacı vekili tarafından sunulan tedavi evraklarının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesi neticesinde düzenlenen raporlarda; …’nin geçici işgöremezlik süresinin 1 ay olduğu, …’nin sürekli işgöremezlik oranının %17,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 2 ay olduğu, , …’un sürekli işgöremezlik oranının %4 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 2 ay olduğu, …’un geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu, …’in sürekli işgöremezlik oranının %41,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 9 ay olduğu, …’in sürekli işgöremezlik oranının %11,2 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu, …’nin sürekli işgöremezlik oranının %7 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğu, …’in sürekli işgöremezlik oranının %20 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 4 ay olduğu, …’un sürekli işgöremezlik oranının %7 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 6 ay olduğu, …’nin geçici işgöremezlik süresinin 1 ay olduğu, …’in sürekli işgöremezlik oranının %25 olduğu, geçici işgöremezlik süresinin 3 ay olduğu, …, .., …, …,…, …, … yönünden süresinde tedavi evrakları sunulmadığından rapor düzenlenemediği belirtilmiştir. Ancak davacı vekilince ibraz edilen apostil şerhli kesinleşmiş yabancı mahkeme kararı içeriklerinden haklarında Adli Tıp Kurumunca rapor düzenlenemeyen sigortalılardan … , …,…, …, …, …, … yönünden de zararın ispat edildiği, yabancı mahkeme kararında belirtildiği üzere anılan sigortalılarda kalıcı ve kalıcı olmayan hasarlar meydana geldiği ,davacı sigorta şirketi tarafından sigortalılarına yapılan maddi tazminat (geçici iş göremezlikten ,tedavi giderlerinden, daimi iş gücü kaybından ve bakıcı giderinden kaynaklanan) ile manevi tazminata ilişkin ödemelerin kadri maruf olduğu , davacı şirketin sigortalılarının tamamının Fransız vatandaşı olduğu, yurt dışında yapılan tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayacağı, … Sigorta AŞ tarafından hem Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi hem Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi düzenlenip talep edilen tedavi giderleri zararı her iki poliçe limitlerini aşmadığından … Sigorta dışındaki davalıların yurt dışında yapılan tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, davacı tarafından dava tarihinden önce ödenen 357.083,60 Euro tazminatın dava tarihi itibari ile TL karşılığı olan 1.012.309,37 TL zararın 100.000 TL lik kısmının manevi zarar kapsamında ödendiği ve davalı … Sigorta’nın poliçe limiti içinde kaldığı, … (…) Sigorta A.Ş dışındaki davalıların manevi zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, davacının taleplerini açıklamamış olmasından dolayı kalan 912.309,37 TL zararın 1/4ünün tedavi gideri,1/4ünün bakıcı gideri,1/4ünün geçici iş göremezlikten ve 1/4ünün daimi iş gücü kaybından kaynaklanan rücu talebine ilişkin olduğunun kabulü ile davalı … (…) Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen Zorunlu Taşımacılık Sigorta Poliçesi ile Ferdi Kaza Koltuk Sigorta poliçesi tedavi giderleri teminat limiti ile sürekli sakatlık teminat limiti içinde kalan zarardan … Sigorta A.Ş dışındaki davalıların müteselsilen sorumlu olduğu nazara alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının KISMEN KABULÜ ile;
a)100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta AŞ, … ve … Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)912.309,37 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar …(…) Sigorta AŞ, …ve … Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 69.150,85 TL olduğundan peşin yatırılan 17.684,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 51.466,35 TL’nin davalılardan (davalı … Sigorta AŞ 6.831,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen harç masrafı 17.684,50 TL’nin davalı … (…) Sigorta, … ve … Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 2.116,05 TL, adli tıp gideri 7.725,00 TL, bilirkişi masrafı 49.700,00 TL olmak üzere toplam 59.541,05 TL yargılama giderinin kabul oranına göre takdiren 59.000,00TL’sinin davalılardan (davalı … Sigorta AŞ 5.900,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi zararlar nedeniyle kabul edilen kısım yönünden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta, … ve …Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi zararlar nedeniyle kabul edilen kısım yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 118.354,03 TL vekalet ücretinin davalılar … (…) Sigorta AŞ, … ve … Ltd. Şti’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar … (…) Sigorta AŞ ile … Şti kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminatı yönünden (23.233,07 TL üzerinden) hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … (…) Sigorta ve … Ltd. Şti’ye verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekilinin ve davalı …vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/09/2023

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP