Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/174 E. 2023/693 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/174
KARAR NO : 2023/693

DAVA : Tazminat -Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2016
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizin 22.04.2021 tarih 2016/1216 E. 2021/329 K. sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 11.01.2022 tarih 2021/3364 E. 2022/19 K. sayılı kararı kaldırıldığı ve dosyanın mahkememizin 2022/174 Esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Davalı … Şirketi (“Davalı Şirket” veya “…”) ile Müvekkilimiz … Şirketi (“Müvekkil Şirket”) arasında akdedilen Sözleşmeye istinaden … İnşaatı ile … Merkezi İnşaatındaki peyzaj işlerin yapılması için 03.11.2014 tarihli Eser Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalamış olup; iş bitim tarihi olarak 03.07.2015 tarihi kararlaştırılmıştır. İşbu Sözleşmenin konusu, taraflar arasında, “Yüklenici {Davalı Şirket) … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, 701 ada, 1 ve 2 nolu parsellerde yapılmakta olan, …İnşaatı ile …İnşaatı projesinin (“Proje”) Peyzaj işlerinin alt yüklenici (Müvekkil Şirket) tarafından tamamlanması…” olarak kararlaştırılmıştır. Müvekkil Şirket, işbu Sözleşmenin akdedilmesi ile birlikte peyzaj İşlerini yapmaya başlamıştır. Sözleşme konusu peyzaj işlerinin tamamlanabilmesi için, bölüm bölüm ilgili çalışma sahasının müvekkile zamanında teslim edilerek bu şekilde proje devam ederken müvekkilin de çalışması gerekmektedir. Ancak proje kapsamında müvekkilimizin çalışacağı çalışma sahasının hemen hemen tamamının Davalı Şirket tarafından gecikmeli olarak tesliminden kaynaklı olarak ay olarak öngörülen proje 16 ay sonunda tamamlanarak davalı şirkete teslim edilebilmiştir. Davalı ve yönetiminde bulunan diğer taşeronlar işlerini zamanında bitirmeyerek müvekkilin çalışacağı alanda sözleşmede öngörülen süreye göre işe başlamasına imkan vermemiş ve bu sebeple işin aksamasına sebebiyet vermişlerdir. Müvekkilimize yer teslimlerinin zamanında yapamamasından dolayı proje eksiksiz olarak davalı Şirkete 29.02.2016 tarihinde tamamlanarak teslim edilebilmiştir. Ancak müvekkil şirketin kusuru olmaksızın işin uzaması ve öngörülen sürede tamamlanmaması sebebiyle müvekkil şirkette, işçilik fazla fiyat ödemesi ve inşaat fiyat farkına bağlı olarak davalının sorumlu olduğu zarar meydana gelmiştir. Bunun üzerine davalı Şirkete yazılı ve sözlü olarak bu zararların giderilmesi talep edilmişse de sonuç alınamaması üzerine müvekkil şirket uhdesinde meydana gelen maddi zararların tazmini ve davacı şirketin hak kazandığı eser sözleşmesi ücreti alacağı da davalı tarafından ödenmediğinden zararların tamamının tazmini amacıyla işbu davayı ikame etme gereği hâsıl olmuştur. Müvekkil Şirket ile davalı Şirket arasında akdedilen Sözleşme gereğince davalı Şirketin yapmakla yükümlü olduğu iki temel edimi bulunmakta olup bunlar, işyerinin uygun şekilde ve zamanında davacı müvekkil yükleniciye teslimi ve görülen hizmet bedelinin (eser ücretinin) ödenmesidir. Ancak davalı şirket müvekkilimizin kusuru olmaksızın işyerini tesliminde gecikmelere sebebiyet vermiş bu hususa ilişkin de taraflar arasında yazışmalar olmuştur. Müvekkil şirketçe davalıya işlere zamanında başlanması gerektiği, zarar meydana geldiği hususu defalarca bildirilmesine rağmen bir sonuç alınamamıştır. Şöyle ki; Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 13.03.2015 tarihli yazısında özetle; “İş programındaki gecikmeler konulu yazıda; 03.11.2014 tarihli sözleşme ile taahhüdü altına girdikleri …İnşaatı ile … Ticaret Merkezi İnşaatı Sert ve Bitkisel Peyzaj İşleri kapsamındaki imalatların 21.11.2014 tarihinden itibaren sahada fiili olarak devam ettiğini, onaylanan revize iş programındaki yer teslime göre toplam 26 bölgeden, 11 bölgede faaliyetin devam etmesi gerekirken sadece 4 bölgede işlerin devam ettiğini, bu 4 bölgede de başka disiplinler tarafından yapılmayan imalatlardan dolayı geri dönüşlerin olacağı, yer teslimi yapılan alanlarda da taahhütleri dışındaki imalat eksiklerinin (cephe işleri, dilatasyon, izolasyon vs.) tamamlanmamış olması nedeniyle de imalatlarının iş programına uygun zamanda bitirilmemesine neden olduğunu, ekiplere iş veremememin ve işi zamanında bitirememe düşüncesinin yoğun baskısı altında olduklarını beyan ederek sonuçta iş programına uygun teslimatların ivedi olarak sağlanması” talep edilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 15.04.2015 tarihli yazısında özetle; “İş programına göre, 01.03.2015 tarihi itibariyle Blok 9-10-11-14-16, 01.04.2015 tarih itibariyle de Blok 3-4-15’te yer teslimatları yapması gerekirken sadece Blok 16’da kısmi teslimat yapıldığı, güncel tarihe kadar teslim alman ve imalatları tamamlanan alanlarda da proje revizyonları ve diğer disiplinlere ait imalat eksikliklerinden dolayı, Yüklenici tarafından tedarik edilen malzeme sürelerinin gecikmesi, kısmi yer teslimi yapılması ve bu gecikmeler kaynaklı geri dönüşlerinden dolayı işin süresinin uzadığı, sıkışıklığa, genel gider kayıplarına ve işçilik kayıplarına yol açarak istikrarlı bir çalışmaya engel teşkil ettiği ve iş programındaki ötelenmelerin Altyüklenicinin nakit akışım, işçilik ve genel gider kayıplarına yol açtığı, iş programında Mart 2015 dönem sonu itibariyle 901.166,42 TL tutarında hak ediş planlaması öngörülmüşken gerçekleşen kümülatif Hakediş tutarının 429.093,06 TL olduğu, söz konusu dönemde, mevcut personel istihdamı ve genel gider açığının bu gelirin çok üzerinde olduğu, bu durumun sürmesi nedeniyle Nisan ayı için planlanan 583.124,73 TL hakkedişin de gerisinde kalınacağı, sözleşme süresi ve işin sonuna yaklaşılması nedeniyle, oluşan maddi ve zaman kayıplarının önüne geçilmesi hususu” talep edilmiştir. Davalı Şirket tarafından müvekkil Şirkete gönderilen 25.04.2015 tarihli yazısında özetle; “Söz konusu 2015-35 nolu yazıda, belirtilen yer teslimlerinin gecikmesiyle ilgili iddialara karşılık değerlendirmeler bulunulmuştur. Bu itibarla, bahsedilen beklentilerin kabul görmeyeceği ifade edilerek verimli bir çalışma sürdürülmesi için iş programı üzerinde bir güncelleme yapılmasının önem kazandığı belirtilmiştir. Genel giderler konusunun ise personelin sahada optimize olarak kullanılmaması ve güncel duruma göre pozisyon alamama ile ilgili bir husus olduğu bildirilmiştir. Ayrıca bu ölçekteki bir projede bu tür geri dönüş ve iş programında bazı değişikliklerin olası durum olduğu, bunun öngörülen bir durum olduğu, sözleşme 7. maddesi ile özellikle 7.5, 7.7 ve 7.9 maddelerinde açıkça izah edildiği” beyan edilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 29.06.2015 tarihli yazısında Özetle; “18.11.2014 tarihinden itibaren başlayan kısmi yer teslimleri ve teslimi yapılan alanlardaki imalatların tamamlanarak işin geçici kabule hazır hale getirildiği, Mayıs 2015 sonu itibariyle kümülatif Hakediş tutarının, sözleşme bedelinin %27’sine tekabül ettiği, Parsel 02-Güney,Parsel Ol Kuzey/Güney, ParselOl-Batı, Blok 3-4-5-9-10-13 te yer teslimi yapılmadığı için 3.7.2015 bitiş tarihli sözleşme süresi içinde imalatlara başlanamayacağı, İşin tamamlanabilmesi için iş programı, yer teslim programlarının bildirilmesi, söz konusu kayıp süreler dikkate alınarak sözleşme bitim tarihinin uzatılması” talep edilmiştir. Davalı Şirket tarafından müvekkil Şirkete gönderilen 04.07.2015 tarihli yazısında özetle; “29.06.2015 tarihli yazıya atfen hazırlanan yazıda, Mayıs 2015 sonu itibariyle %27 ilerleyiş sağlanmasının nedeni olarak teslim edilen alanlarda imalatların tamamlanamaması ve bitkisel toprak, ağaç, bitki drenaj gibi işlerin gerektiği şekilde ilerlememesinden kaynaklandığı, Parsel-2’de yer teslimi 6 ay önce yapılmış alanlarda imalatların bitirilemediği, Ön teslimlerin yapılması gerektiği aksi halde yeni alanlar verilmeyeceği vurgulanmış, 03.07.2015 tarihi itibariyle devam eden imalatlar belirtilmiş, sözleşme sürecinin genel şartlar madde 7’ye göre herhangi bir ilave bedel ödenmeksizin ekli program tarihlerine göre uygun olarak revize edildiği ifade edilmiştir. Vaziyet planı incelendiğinde bazı bölümler için tarih 01.10,2015 olarak gösterilmiş” Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 07.07.2015 tarihli yazısında özetle; 04.07.2015 tarihli yazıda belirtilen hususların değerlendirildiği yazıda, birçok kez revize edilen projelerden, UTK yol projesi revizyonlarından, yer tesliminin geç yapılmasından ve malzeme değişikliği onaylarının geç verilmesinden, şirketlerinin sorumluluğu olmadığı, proje revizyonları ile teslimlerin geç yapılmasına rağmen firmanın tüm iyi niyetiyle işin tamamlanması için elinden geleni yaptığı, bu itibarla, firmanın kusuru olmaksızın işin yer teslim tarihlerinin gecikmesinden dolayı oluşan şantiye genel yönetim giderleri işçilik kayıpları, malzeme fiyat artışları ve diğer gider kayıpları oluştuğu” belirtilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 06.08.2015 tarihli yazısında özetle; “Fiyat farklı talebi konulu yazıda, sözleşme süresinin firmadan kaynaklanmayan sebeplerden dolayı mukayeseli keşif miktarının %35’i oranında ilerleme kaydedildiği belirtilerek mali kayıpların nedenleri listelenmiş, malzeme tedarikçileri, işçilik taşeronları ile yapılmış olan anlaşmaların sözleşme bitiş tarihine göre yapıldığından, aynı fiyatlarla söz konusu hizmetlerin alınamadığı, bu itibarla firmanın ciddi zararlara uğradığından, bu sıkıntıları görüşmek ve çözüme kavuşturmak adına toplantı” talep edilmiştir. Ancak bu talebimiz de bir sonuca ulaşmamıştır. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 25.08.2015 tarihli yazısında özetle; “Yazıda, sözleşme süresinin firmadan kaynaklanmayan nedenlerden dolayı işin uzadığı belirtilerek nakit akışı ve finansal planlamada ciddi problemeler yaşandığı, firmadan kaynaklanmayan sebeplerden dolayı planlanan miktarda Hakediş üretimlerin yapılamadığı, bu sebeplerle sahada malzeme ve ekipman olmasına karşın Hakediş üretilemediğinden tedarikçi taşeron ve işçilik ödemelerinin aksadığı, bu nedenle fiyat farkı talep edildiği belirtilerek, Hakediş bakiyeleri ve fiyat farkı hesap tablosu sunulmuştur. Davalı Şirket tarafından müvekkil şirkete gönderilen 28.08.2015 tarihli yazısında özetle;”06.08.2015 ve 25.08.2015 tarihli yazılarda belirtilen hususlar değerlendirilerek, proje revizyonlarına uygun olarak, proje revizyonları sebebi ile oluşan ilave maliyet ödemelerinin onay sonrasında olabileceği, kazanılmış bir hak olmamasına karşın vadesi gelmemiş hakkedişin ilgili tarihte ödeneceği” belirtilmiştir. Bu suretle davalı da uğramış olduğumuz zararı ve sorumluluğunu, zararı tazmin edeceğini ikrar etmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 21.10.2015 tarihli yazısında Özetle; “13.03.2015, 15.04.2015, 29.06.2015, 07.07.2015 ve 06.08.2015 tarihli yazılar referans gösterilerek fiyat farkı talebiyle ilgili olarak, konunun 3.5 aydır çözüme kavuşturulamadığı, buna karşın projenin aksamaması için imalatlara devam edildiği, firmanın ödemeler noktasında çok zor durumlara düştüğü, fiyat farkı ve Hakediş ödeme vadelerinin öne çekilmesi hususunu görüşmek ve çözüme kavuşturmak adına toplantı yapılması” Talep edilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 28.01.2016 tarihli yazısında özetle; “13.03.2015, 15.04.2015, 29.06.2015, 07.07.2015, 06.08.2015 ve 21.01.2015 tarihli yazılar referans gösterilerek fiyat farkı talebiyle ilgili olarak, bu konunun 6 aydır çözüme kavuşturulamadığı, buna karşın projenin aksamaması için imalatlara devam edildiği, tamamlanan imalatlarla ilgili olarak geçici kabul eksiklikleri tamamlanmış olup onaylı geçici kabul tutanağının iletilmesinin beklendiği, gelinen noktada, firmanın ödemeler noktasında çok zor durumlara düştüğü, fiyat farkı ve Hakediş ödeme vadelerinin öne çekilmesi hususunu görüşmek ve çözüme kavuşturmak adına toplantı yapılması” Talep edilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 05.04.2016 tarihli yazısında özetle; “Kesin hesap hakkedişinin imzalanarak bilgi ve onaya sunulduğu, 30.06.2015 tarihinde tamamlanması gereken işlerin zamanında yer teslimi yapılmaması nedeniyle 29.02.2016 tarihinde tamamlanabildiği, iş süresinin uzamasından dolayı firmanın ciddi ölçüde mağduriyetlere maruz kaldığı, bu durumun …’a iletildiği, tüm bu olumsuzluklara karşın firmanın projenin ilerleyişinde hiçbir aksaklık yaşanmasına mahal vermediğini, Sözleşme süresinin uzamasından dolayı genel gider kayıpları, 30.6.2015 İle 31.12.2015 Tarihleri Arasındaki Kalan İmalatlara İlişkin Fiyat İyileştirme Talebi, İşin Süresinin Uzaması, İmalat Sırlamasının Değişmesi Ve Yapım Yönetimi Harici Yapılan İmalatlardan Oluşan İşçilik Kayıpları Olduğu” İfade edilmiştir. Müvekkil Şirketimiz tarafından davalı Şirkete gönderilen 25.04.2016 tarihli yazısında özetle; “Sözleşme süresinin firmadan kaynaklanmayan sebeplerle proje revizyonu ve buna bağlı imalatlardan dolayı uzaması neticesinde oluşan mağduriyetler ve zararların; genel gider kayıpları, malzeme, işçilik nakliye ve diğer giderlerde fiyat artışına bağlı olarak oluşan kayıplar detaylı olarak aylara sair olarak belirtilerek ve söz konusu mağduriyet ve zararlara İlişkin talepler dikkate alınarak kesin hakkedişin onaylanması istenmiştir. Bu yazışmalardan da görüleceği üzere, müvekkilimiz davalı Şirketten yer teslimini istemiş, davalı Şirketin projede yapmış olduğu revizyonlar gereği işin uzayacağı bildirilmiş olmasına rağmen davalı Şirket bu konuda hiçbir girişimde bulunmayarak müvekkilimizi zarara uğratmıştır. Davalı Şirket, müvekkilimizin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Zira davalı TBK md 472/son hükmü uyarınca gerekli malzeme ve işin yapılacağı yeri sağlamak yükümlülüğü altındadır. Nitekim taraflar arasında uygulanacak 3.11.2014 tarihli sözleşmenin İşin süresi başlıklı 5. Maddesi uyarınca alt yükleniciye (davacı müvekkile) ilk yer teslimi en geç 15 Kasım 2014 tarihinde yapılacak, ara terminler de buna göre belirlenecektir. İş yerinin tesliminin davalının yükümlülüğü içerisinde olduğu ve tarihlere bağlandığı açıkça kararlaştırılmıştır. Zaten sözleşmenin süresi de 8 ay olarak belirlenmiş olup bu kısa süre içerisinde yapılacak her bir işlemin tarihi müvekkil için önemlidir. İş sahibi davalı özellikle ara terminler yönünden yukarıdaki yazışmalarda da görüleceği üzere işin süresini uzatacak ve teslimi geciktirecek şekilde iş yerini her defasında geç teslim ederek sözleşmeye aykırı hareket etmiş ve davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Davalı işverenden sadır olan sebepler ile 8 ayda tamamlanması gereken iş tamı tamına iki katı sürede 16 ayda bitirilebilmiş ve böylece masraf ve yüklenici zararı ve yine iş kaybı ortaya çıkmış ve katlanarak büyümüştür. Gerek eser sözleşmesine ilişkin TBK. Md. 470 vd., gerekse genel manada borca aykırılığı düzenleyen TBK. md 112 vd. hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dolayısıyla davalı davacının zararlarını tazminle yükümlüdür. Huzurdaki davamız yönünden davalının geç teslimi nedeniyle ortaya çıkan zarar kalemleri şunlardır: Davalı Şirket sözleşme gereği yükümlü olduğu yer teslim edimini zamanında ifa etmeyerek projenin kabul edilemez şekilde uzamasına sebebiyet vermiş ve müvekkil şirkette büyük zarara sebep olmuştur. Davalı Şirket’in uymakla yükümlü olduğu yer teslim programına aykırı davranarak yer teslim tarihini geciktirmesi sonucu proje süresi uzamış ve dolayısıyla müvekkil şirket, şantiye yönetim kadrosun ve çalışanların kararlaştırılandan aylarca müddet fazla süre işin başında tutulması sonucu bu kimselere fazladan ücret ödemek zorunda kalmıştır. Buna bağlı olarak genel yönetim gideril kaybına neden olan davalı toplam 884.843,50 TL + KDV müvekkil şirketi zarara uğratmıştır. Aynı şekilde davalı Şirket’in, Müvekkil Şirket’e karşı yer teslimi edimini zamanında yapmaması sonucu proje süresi uzamış olup bu süre içerisinde; malzeme, işçilik, nakliye ve diğer gider kalemlerinde oluşan artışlar nedeniyle müvekkil firma zarara uğramıştır. Müvekkil firma 30.06.2015 tarihi sonrasında yapmış olduğu imalatlara ilişkin %15 fiyat iyileştirmesi talep etmektedir. Bunun haricinde Sözleşme’nin imza tarihi olan 03.11.2014 tarihinden, işlerin ağırlıklı olarak bitmiş olduğu 31.12.2015 tarihine kadar dolar kurunda oluşan %3Tlik artış meydana gelmiştir. Müvekkil firmanın 30.06.2015 ile 31.12.2015 tarihleri arasında yapılan kalan imalatlarına fiyat iyileştirmesi; malzeme, işçilik, nakliye ve diğer giderlerdeki fiyat, işçilik fiyat endeksi ve kur artışları sebebiyle oluşan kayıpları toplam 384.985,90 TL + KDV’dir. Ayrıca Sözleşmenin müvekkil Şirketten kaynaklanmayan karşı tarafın uhdesindeki sebeplerden ötürü uzayan süresi içerisinde davalıya gönderilen… nolu yazıda da izah edildiği üzere yer teslimlerinin zamanında yapamamasından ötürü imalat sıralamalarının değişmesi ve yapım yöntemi harici yapılan imalatlar sebepleriyle oluşan işçilik kayıpların bir kısmı olan 195.938,65 TL + KDV müvekkil şirket zarara uğramıştır. İşçilere ödenen maaş prim vb. masraflar bu kalem içerisindedir. Detayları ticari defter ve belgelerimizden söz konusu harcamalar tetkik edilebilecektir. Davalı şirkete … 27. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile durum bildirilmiş olmasına rağmen müvekkil şirketin uğramış olduğu zararlar tazmin edilmemiştir. Nitekim müvekkilin zarar kalemlerinin neler olduğunun tespiti amacıyla tarafımızca uzman görüşü talebi ile üniversitelerden görüş alınmıştır. Bu konuda başvurmuş olduğumuz … fakültesi inşaat mühendisliği Bölümü’nce, öğretim üyeleri sayın y. … ile y. … tarafından tanzim edilen 24.11.2016 tarihli mütalaada bu hususlar tek tek irdelenmiştir. Yapılan tespit ve değerlendirmelere göre; “Alt yüklenici … Ltd. Şii’nin … ili, … İlçesi, … Mah. … pafta, 7301 ada, 1 ve 2 nolu parsellerde gerçekleştirdiği, … merkezi İnşaatı ile … Ticaret Merkez İnşaatı projesinin peyzaj işleri kapsamında, başvuru sahibi tarafından temin edilerek tarafımıza sunulan asıl veya fotokopi olmak üzere matbu haldeki ve/veya dijital ortamdaki belgelere ve bilgilere göre; Sözleşme konusu iş kapsamında, birçok kez proje revizyonu yapıldığı, İş programının birden fazla revize edildiği, işyerinin/yer teslimlerinin Alt yüklenici … Şirketine, onaylanan revize iş programındaki zamanında yapılmadığı, başka bir deyişle sözleşme konusu peyzaj işlerinin gerçekleştirileceği alanların Teknik Sorunlardan Arındırılmış Olarak ve revize iş programındaki zamanında Alt Yüklenici Şirkete teslim edilmediği görüş ve kanaatine varıldığı, Sonuçta gerek geç yer teslimi, gerekse proje revizyonlarının; işin süresinin uzamasına imalat kalemlerinin sırasının değişmesine, proje yönetimi açısından ise ağır finansal kayıpların oluşmasını doğurabilecek bir nitelikte olabileceği görüşüne ulaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle başvuru sahibince tarafımıza iletilen belgeler üzerinde gerçekleştirilen hesaplamaya göre. Genel Yönetim Giderleri : 884.843,50 TL Kesin Hesap Bedeli 379.481,69 TL, Fiyat İyileştirme Bedeli : 384.985,90 TL, İşçilik Kayıp Bedeli : 195.938,65 TL olmak üzere genel toplam 1.845.249,74 TL bedelin talep konusu yapılabileceği” , Tespit edilmiştir. Böylece, konunun uzmanı akademisyenlerce de davalının davacı şirketin zarara uğramasına yol açtığı ve zararın miktarı ortaya çıkmış durumdadır. Davalı, müvekkile işe başlamak üzere uygun yer ve ekipman tesis yükümlülüğünü gerektiği gibi ve zamanında yerine getirmediği gibi, müvekkilin hak ediş bedellerini de ödemeyerek bir kez daha müvekkilin zararına sebebiyet verdiği gibi sözleşmeden kaynaklanan asli edim yükümlülüğü olan ücret ödeme borcunu da yerine getirmemiştir. Müvekkil Şirket ile davalı Şirket arasında akdedilen Sözleşme gereğince, müvekkilimiz tarafından Proje tamamlanmış ve davalı Şirkete 23.02.2016 Tarihinde teslim edilmiştir. Bu bakımdan müvekkil söz konusu ücrete hak kazanmıştır. Müvekkilimiz tarafından projenin tamamlanarak davalı Şirkete tam ve eksiksiz olarak teslim edilmesine rağmen kesin hak edişin müvekkilimize ödenmemesi Sözleşmeye, kanuna ve iyi niyet aykırıdır. Davalı müvekkilin zarar taleplerini bildiği için bir yandan da müvekkilin hak edişlerini Ödemeyerek köşeye sıkıştırmaya çalışmakta, esasen gecikmiş hak edişleri ödeme hususunu zarar ziyan taleplerinden vazgeçirmek için bir pazarlık unsuru olarak kullanmaya çalışmaktadır. Ancak davalının asli yükümlülüğü eser sözleşmesinden kaynaklanan ücretin ödenmesidir. TBK. 479 vd. hükümleri uyarınca davalının bedeli Ödeme yükümlülüğü mevcuttur. TBK. 479 uyarınca iş sahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Davalı ücret ödeme borcunda temerrüde düşmüş olup sorumluluklarını yerine getirerek işi teslim eden müvekkil şirketin kesin hak edişlerinin ödenmesi gerekmektedir. Sözleşmede kesin hakkedişin süresine ilişkin hükümler ise davalının yol açtığı gecikme sebebi ile konusuz kalmıştır. Davalı temerrüt faizi Ödemekle yükümlü olduğu gibi, TBK. uyarınca sözleşmeye aykırılık sebebiyle ortaya çıkan munzam zararı da karşılamakla yükümlüdür. Zira borçlanılan konunun ifası mümkün iken geciktirilmesi veya yerine getirilmemesi soncunda borçlu temerrüde düşmede kusurlu ise, alacaklının oluşan zararının giderilmesi için gerekirse ek tazminat ödemesi de yapmak yükümlülüğündedir. Bunun amacı, alacaklının temerrüt tarihinden evvelki mal varlığı değerlerinin yeniden oluşturulmasıdır. Müvekkilimiz sözleşme hükümleri kapsamında 23.02.2016 Tarihinde teslim etmiş 379.481,69 TL hakkedişe hak kazanmıştır. Bu meblağ henüz ödenmemiş olduğundan davalı yana 29.08.2016 Tarihinde temerrüt ihtarında bulunulmuştur. Ancak davalı henüz ödeme yapmamış olduğundan ihtar tarihinden itibaren en yüksek ticari reeskont faizi ile davacıya ödeme yapmakla yükümlüdür. Davacı müvekkil şirket yukarıda izah edildiği üzere 8 aylık işi 16 ay gibi bir sürede tamamlayabilmiş ve tüm enerjisi ve iş gücünü ve çalışanlarının önemli bir bölümünün mesaisini davalı iş sahibinin iş yerine harcamak zorunda kalmıştır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak davacı müvekkil sözü geçen süre zarfında davalı iş sahibinin işi haricinde tahsis ettiği elemanları bir başka işe yönlendirememiş ve dolayısı ile bu kimselerin yapacağı işlere dayalı olarak diğer firmalardan iş alamamıştır. Burada mevzu edilen zarar, Yargıtay kararları uyarınca, sözleşme nedeniyle elde edilmesi gereken paranın elde edilememesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, zarar ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kar mahrumiyeti sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zarar şeklinde meydana gelmektedir. Sayın mahkemece atanacak bilirkişilerce şirket ticari defter ve belgelerimizin tetkiki ile ne ölçüde kar kaybına uğramış olduğumuz tespit edilebileceğinden söz konusu zarar miktarının tespiti ile davalıdan tahsilini talep ediyoruz. Taraflar arasında sözleşmenin genel şartlarının “teminatların iadesi” başlıklı 35. Maddesi uyarınca, taahhüt konusu işin, Yüklenici ile İş Sahibi arasındaki Ana Sözleşme ve ekleri hüküm ve gereklerine tamamen uygun şekilde, noksansız ve kusursuz olarak yapıldığı anlaşıldıktan sonra, her ara hak ediş, kesin hesap, geçici kabul ve as – built projelerin Yüklenici ve İş Sahibince onaylanması işlemlerinin ikmali ile Alt Yüklenicinin firmasında ve Alt yüklenicilerine ait Ülkedeki ilgili Sosyal Güvenlik Kurumundan getireceği ilişiksizlik belgesinin ve işçilerden ilişiksizlik belgesinin ve işçilerden alınacak usulüne uygun ödeme tarihi ile arasında en az 30 gün bulunan ibranameler ile ibra edilen tutarın işçiye ödendiğine ilişkin banka dekontlarının ibrazı ile Nakit Teminat Kesintisi, iş sahibi ile yapılacak kesin kabul işleminden sonra ise kesin teminatı iade olunur. Ayrıca ülkede geçerli kanunların gizli kusurlara ilişkin sorumluluklarla ilgili hükümleri saklıdır. Teminat iadelerinde her ara faz için aynı işlemler tekrarlanacağı, kararlaştırılmıştır. Buna göre nakdi ve mektup olarak verilmiş olan teminat iadelerinde her ara faz için aynı işlemlerin tekrarlanacağı kabul edilmiş olup sözleşme uyarınca yapılan işlerin teslimi ile nakit ve kesin teminat mektubundan oluşan teminatların sözleşmeye göre iadesi gerekir. İade edilmeyen teminatlar ise davalının ihtar tarihinden itibaren ödenecek temerrüt faiziyle birlikte söz konusu miktarı ödemesini gerektirmektedir. Öte yandan, davacı müvekkil, gecikme sebebiyle bu süre zarfında ve devamında iade olunmayan teminat mektubu dolayısıyla katlanılan masrafları ve bankaya ödenen faiz ve komisyon ücretleri de (teminat mektubundan kaynaklanan) davacı müvekkile ödemekle yükümlüdür. Ayrıntılı ve gerekçeli olarak arz ve izah edildiği üzere; Davalı Şirket ile müvekkil Şirket arasında akdedilen sözleşmeye ve kanuna aykırı şekilde iş yerini teslimde gecikmesi ve sair aykırılıkları dolayısıyla müvekkilin uğramış olduğu genel yönetim giderleri, fiyat iyileştirme bedeli, işçilik kayıp bedeli kalemlerinden oluşan zararların fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’sinin avans faiz oranlan üzerinden ticari faizi ile davacıya ödenmesi, Müvekkilimizin hak kazanmış olduğu sözleşme ücreti (hakkediş bedellerinin) fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’sinin avans faiz oranları üzerinden ticari faizi ile davacıya ödenmesi, Müvekkil Şirkette meydana gelen kar kaybına ilişkin fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’sinin avans faiz oranları üzerinden ticari faizi ile ödenmesine, Davalı yan uhdesinde davacı müvekkile ait nakdi teminatlar ve kesin teminat mektuplarının davacıya iadesine, Teminatlar dolayısıyla katlanılan masrafları ve bankaya ödenen faiz ve komisyon ücretlerin (teminat mektubundan kaynaklanan) davacı müvekkile ödenmesine, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı Şirket tarafından ödenmesine, karar karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, Müvekkil Şirket, … İnşaatı ile … peyzaj işlerinin (“İş”) yürütülmesi için ihale düzenlemiş ve muhtemel peyzaj şirketlerine “Alt Yüklenici Teknik Şartnamesini (“Şartname”) göndermiştir. Şartname uyarınca, ihaleye katılan peyzaj firmaları ile sıkça toplantı, yazışma ve yerinde tetkikler yapılmıştır. İhale süreci 4 (dört) ay sürmüş olup, bu süreç ihaleye katılan peyzaj firmalarının konuyu, mevcut durumu ve projeyi incelemeleri ve değerlendirmeleri için ziyadesiyle imkan sağlamıştır. Bu süre içerisinde ihaleye teklif veren peyzaj firmalarına, yaklaşık 60.000 m2 alanda kısım kısım yerlerde ve zamanlarda iş yapacakları ve Proje konusu alanın tamamının bir seferde kendilerine tahsis edilmeyeceği bildirilmiştir. Müvekkil Şirket Şartname’de yer alan kapsama ve şartlara uygun olan ve daha uygun fiyat veren Davacı ile 03.11.2014 tarihinde Sözleşme (“Sözleşme”) imzalamış ve Müvekkil Şirket’e ait … İnşaatı ile …Projelerinin peyzaj işlerini alt yüklenici olan Davacı’ya bırakmıştır. Sözleşme uyarınca, Davacı, Proje konusu İş’i Anahtar Teslim olarak, Şartname ve Sözleşme’de yer alan koşullar ile 8 (sekiz) ay içerisinde bitirmeyi taahhüt etmiş, 10.11.2014 tarihinde işyerini açmış ve 18.11.2014 tarihinde İş’e başlamıştır, (sekiz) ay içerisinde bitirilmesi planlanan iş, davacının ihaleye teklif verirken, birim fiyatları doğru analiz edememesi, basiretli tacir prensibinden uzaklaşması ve iş kapsamında verimsiz ve İş konusunda uzman, ehil olmayan işçiler ile çalışması sebebi ile gecikmiş ve Davacı Proje konusu İş’i Müvekkil Şirkete zamanında teslim edememiştir Davacı, işbu dava ile; Müvekkil Şirketin İş kapsamında birçok proje revizyonu yaptığını, İş programının sürekli Müvekkil Şirket tarafından revize edildiğini, İş’in görüldüğü yerin geç teslim edildiğini ve bu nedenle İş’in zamanında icra edilemediğini ve geç tamamlandığını, Sözleşmeye ilişkin hakkedişlerin kendisine gereği gibi ödenmediğini, İş’in uzaması sebebi ile şirketlerinde kar kaybı olduğunu ve bu kayba Müvekkil Şirketin sebebiyet verdiğini ve bu nedenle bu zararı tazminle yükümlü olduğunu, İş başında verilen nakdi teminat ile teminat mektubunun kendilerine iade edilmesi gerektiğini, Teminatlar dolayısı ile katlandığını iddia ettiği masraflar ile bankaya ödenen faiz ve komisyon ücretlerinin kendilerine ödenmesi gerektiğini iddia etmiş ve şimdilik 15.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte Müvekkil Şirketten tahsilini talep etmiştir. Davacı iddia ve taleplerinin kabulü mümkün değildir. Şöyle ki; huzurdaki dava belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Davacı, dava dilekçesinde, Müvekkil Şirket sebebi ile zarara uğradığını iddia etmiş ve zarar kalemlerini tek tek saymıştır. Davacı iddialarına göre; 884.843,50-TL Genel Yönetim Gideri 384.985,90-TL Fiyat İyileştirme Bedeli, 195.938,65-TL İşçilik Kayıp Bedel, 379.481,69-TL Kesin Hesap Bedeli, olmak üzere toplamda 1.845.249,74-TL zarara uğramış ve bu bedelin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00- TL tutarındaki kısmını Müvekkil Şirketten talep etmektedir. İşbu dilekçe ekinde Sayın Mahkemenize sunulan ve Davacı tarafından Müvekkil Şirkete gönderilen 17.08.2016 tarihli ihtarname incelendiğinde görülecektir ki, Davacının Müvekkil Şirketten asıl talep miktarı 1.663.153,50-TL’dir. Davacı ihtarnamede Müvekkil Şirketten olan taleplerinin tamamını tek tek saymış ve 1.663.153,50 TL talepte bulunmuştur. 5 ay önce bu kadar yüksek bir talep yönelten Davacı, ne oldu da Sayın Mahkemeniz nezdinde şimdilik5.000-TL ile yetinmek istemektedir. Davacının işbu davayı bu şekilde belirsiz alacak saiki ile açmasında herhangi bir hukuki yaran bulunmamaktadır. Yargıtay’ın aşağıda yer alan kararında da görüleceği üzere, dava ikame etmeden önce gönderilen ihtarnamede istediği bedelin, dava dilekçesinde talep edilen bedelden yüksek olması sebebi ile, Yerel Mahkeme, dava şartı yokluğundan davayı reddetmiştir. Davacının 15.000-TL talepli ikame etmiş olduğu bu davada hukuki yaran yoktur ve HMK madde 114/1 -h uyarınca dava şartı eksiktir, bu nedenle davanın reddine karar verilmelidir.( Yargıtay 19. HD. E. 2015/8276 K. 2016/1260 T. 1.2.2016.) Kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olduğunu düşünsek dahi, dava dilekçesinde belirsiz alacak davası ibaresine de yer vermediğinden belirsiz alacak davası açılmasının şartları oluşmamakta olup, dava bu yönü ile de reddedilmeye mahkûm olacaktır. Esas Yönünden İtirazlarımız Davacının Yer Tesliminin Geç Yapıldığına İlişkin İddiaları Mesnetsizdir. Davacı, 13.03.2015 tarihli yazısında, toplam 11 bölgede faaliyetin devam etmesi gerekirken, sadece 4 bölgede işlerin başlandığını iddia etmiştir. Davacı tarafından verilen 07.02.2015 tarihli revize iş programına göre sadece 4 bölgede çalışacak olup, bahsi geçen 4 bölge; Blok 17, 19, Parsel 2 Doğu Cephesi, Parsel 2 Kuzey Cephesidir ve işbu dilekçeye ekli iş programında görüldüğü üzere söz konusu 4 Blok ve 20.11.2014 tarihinden itibaren zamanında yer teslimi yapılmış olan, Parsel 2 Batı Cephesi de dahil olmak üzere toplam 5 bölgede taahhüt edilen süreler aşılmıştır. Davacının bu yazısında bahsettiği gecikmeler, Davacının Şartnameye uygun malzeme kullanmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Bu konuda asıl işverenin tarihli yazısı da bulunmakta olup toprak analizi içeriği ihalede Davacıya verilmiş ancak Davacı malzeme niteliğine uymamakta ısrar etmiş ve İş bu sebeple gecikmeye uğramıştır. Bu gecikmeden Müvekkil Şirketin sorumlu tutulması mümkün değildir. Davacının 13.03.2015 tarihli ve 15.04.2015 tarihli yazılarına bakıldığında Blok teslimlerinin farklı olduğu görülecektir. 15.04.2015 tarihli yazısında sadece Blok 16’nm teslim edildiği belirtilmiş olmasına rağmen iş programında diğer bölümlerin de teslim edilip, çalışmalara başlandığı görülecektir. Blok 5 ile Blok ll’in mobilizasyon alanı olması sebebi ile buralar geç teslim edilmiştir; ancak bu gecikmenin toplam iş süresine etkisi bulunmamaktadır. Davacının kendisine zamanında teslim edilen yerlerdeki çalışmalarında da ciddi gecikmelerin meydana geldiği ve İş süresinin uzadığı açıktır. Burada tekrar ve altını çizerek belirtmek gerekir ki işin niteliği gereği tüm alanların aynı zamanda teslim edilmesi zorunlu olmayıp, işin süresinde tamamlanması için bunun bir ön koşul olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir. Davacı, 07.07.2015 tarihli yazısında Blok 19’da yapılacak çalışmalara 19.03.2015 tarihinde başlanabildiğim iddia etmiş ancak günlük raporlardan da görüleceği üzere bu Bloktaki çalışma 13.12.2014 tarihinde başlamış olup, İş, Davacının kusuru sebebi ile aksamış ve teslimat R003-07.02.2015 tarihli iş programı, …- İşverenin 03.07.2016 tarihli yazısı,…- … Günlük Rapor gecikmiştir. Yerin Davacıya geç teslim edildiği iddiası bu itibarla mesnetsizdir. Bu husustaki iddiamızı destekleyici yazılar dilekçe ekinde dosyaya sunulmuştur. Keza taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin Genel Şartlarının 7.5. maddesinde; “Yüklenici, İşin herhangi bir aşamasında yapım yöntemini değiştirmek, İş’in tamamının veya bir kısmının önceliklerini değiştirmek, İşlerin doğru ve yeterli zamanda yapılabilmesi için zaman zaman ilave çizimler ve talimatlar göndermek veya onaylı projelerde ya da işlerin kendisinde değişiklikler yapmak ve benzeri sebeplerle İş Programında gerekli gördüğü değişikliği yapmak yetkisine haiz olup, Altyüklenici’nin buna itiraz hakkı yoktur. Altyüklenici, Yüklenici tarafından aynen veya değiştirilerek tasdik edilmiş olan İş Programına uymaya ve taahhüt ettiği işi İş Programını aksatmayacak şekilde yürütmekle yükümlüdür.” denilmektedir. Yukarıdaki hükümden de anlaşılacağı üzere müvekkil şirketin İş programını, dolayısıyla hangi işe hangi tarihte başlanacağını da tayin etme yetkisi bulunmaktadır. Ancak işin süresinde teslim edilememesi müvekkilin iş programım değiştirmesinden yahut tüm proje alanlarını aynı anda teslim etmemesinden değil, yukarıda da değinildiği üzere teslim edilen alanlardaki peyzajın süresi içerisinde Davacı tarafından tamamlanamamasından kaynaklanmıştır. Davacı nezdinde doğan zararlardan müvekkil şirket sorumlu değildir. Davacı, dava dilekçesinde, Sözleşme konusu İş kapsamında Müvekkil Şirket tarafından birçok kez proje ve İş programı revizyonları yapıldığını ve İş’in görüleceği yerin kendilerine geç teslim edildiğini ve bu sebeple İş’in tesliminin geciktiğini ve kendilerinin Müvekkil Şirket kusuru ile zarara uğradıklarını iddia etmiştir. İddialar hukuki dayanaktan yoksun olup, kabulü mümkün değildir. Proje konusu İş’in gecikmesinde Müvekkil Şirket kusuru bulunmamaktadır. Davacı, İş kapsamında verimli çalışmaktan imtina etmiş, İş konusunda uzman ve ehil işçi seçme ve İş konusu birim fiyatları doğru analiz etmede basiretli tacir gibi davranmamış, özverili bir çalışma yürütememiş ve İş’in gecikmesine sebep olmuştur. Bu husus 25.04.2015 tarihli, 04.07.2015 tarihli ve 28.08.2015 tarihli yazılarımız ile Davacıya bildirilmiştir. Davacı, Müvekkil Şirket tarafından ihale kapsamında kendisine gönderilen Şartname koşullarını yeterli derecede incelememiş olacak ki Şartnamede kendisine belirtilen hususlarda zaman planlamasını yeteri kadar iyi yapamamış bulunmaktadır. Davacı, basiretli bir tacir gibi hareket etme ve öngörülü olma yükümlülüğü nedeniyle ticari hayatın içerisinde yapılan İş’in …-Davalı tarafından gönderilen yazılar ne kadar sürede yapılabileceği, ne kadara mal olacağı ve İş sırasında değişikliğin meydana gelebileceğini öngörmek zorundadır. Öyle ki işbu hususu yukarıda atıf yapmış olduğumuz Sözleşme hükmü ile de (Genel Şartlar Madde 7.5.) kabul etmiş bulunmaktadır. Davacı, İş kapsamında, Müvekkil Şirkete ibraz etmiş olduğu programa ve terminiere asla uymamış ve İş’in gecikmesine sebebiyet vermiştir. Davacı; 13.05.2015 tarihli toplantıda Blok 2 Doğu Cephesinin (Kreş- Oyun Alanı) tamamlanma tarihi 30.06.2015 olarak mutabık kalınmasına rağmen bu alanı 28.08.2015 tarihinde bitirebilmiştir. 01.08.2015tarihli toplantıda Blok 3 (B Blok) peyzajının tamamlanması için 12.08.2015 tarihi için mutabık kalınmasına rağmen bu alanı 29.10.2015 tarihinde bitirebilmiştir. 19.08.2015 tarihli toplantıda tüm orta avlu imalatlarının 31.08.2015 tarihine kadar tamamlanıp bitkilendirme yapılması için mutabık kalınmasına rağmen Blok 16’yı 06.09.2015, Blok 3’ü 29.10.2015 ve Blok 15’i ise 25.11.2015 tarihinde bitirebilmiştir. 12.09.2015 tarihli toplantıda Blok 15 (C Blok Önü) tüm sert peyzaj eksiklerinin 17.09.2015 tarihinde tamamlanması için mutabık kalınmasına rağmen bu alanı 25.11.2015 tarihinde bitirebilmiştir. 30.09.2015tarihli toplantıda E5 tarafı (Parsel 1 Kuzey Cephesi) eksiklikleri ve bitkilendirme nin 05.10.2015 tarihinde tamamlanması için mutabık kalınmasına rağmen bu alanı 26.10.2015 tarihinde bitirebilmiştir. 03.10.2015 tarihli toplantıda Altyüklenici ofis alanı (Blok 5) dışında kalan alanlardaki imalatların 31.10.2015 tarihine kadar tamamlanması için mutabık kalınmasına rağmen Parsel 1 Batı Cephesi 1. Kısım 16.11.2015, Blok 15 25.11.2015, Blok 14 29.11.2015, Parsel 1 Batı Cephesi 2. Kısım 08.12.2015, Blok 13 28.12.2015, Blok 12 29.01.2016 tarihlerinde sona ermiştir. İşbu dilekçe ile Sayın Mahkemenize sunulan proje ve İş planlarından da görüleceği üzere, Davacı İş’in imalat bölümlerini hedeflenen sürelerde tamamlayamamış, süreyi kendi ihmali ile aşmıştır. Kısım kısım kendisine teslim edilen İş kapsamında, Davacının aksattığı bir iş nedeniyle zincirleme olarak diğerlerinin de etkileneceği aşikardır. Bu verimsizlik genel proje tamamlanma süresini geciktirdiği gibi, yapım maliyetini olumsuz olarak etkilemiştir. Yine işbu dilekçe ekinde yer alan karşılaştırmalı programda8 da görüleceği gibi, planlanan sürelerde tamamlanmayan bölümler sebebiyle, Davacı daha fazla alanda çalışmak zorunda kalmış, bu da kontrol zorluğu, hatalı iş yapma risklerini getirmiş, pek çok imalat sökülüp yeniden yapılmış ve yapım maliyeti olumsuz etkilenmiştir. Görüleceği üzere, Davacı verimsiz bir çalışma sergilemiş ve tüm Iş’i aksatmıştır. Müvekkil Şirketin bu hususlarda herhangi bir ihmali bulunmamaktadır, Davacı kendi uzmanlığında olan bu İş’i Sözleşme koşullarına uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Davacı bu edimini gereği gibi ifa etmekten imtina etmiştir. Proje ve İş Programı Revizyonları İş’i Aksatacak Nitelikte Değildir. Davacı, İş kapsamında Müvekkil Şirket tarafından sürekli proje revizyonları yapıldığını ve bu nedenle İş programının aksadığını iddia etmiştir. Müvekkil Şirket, 2. Parselde yer alan alanda, asıl işveren talebi üzerine ve asıl işveren tarafından ücreti ödenmek kaydı ile proje revizyonu yapmış olup, bu revizyon niteliği gereği İş’i aksatacak nitelikte değildir. Güney cephede yapılan revizyonlar da asıl işveren tarafından yapılmış olup, Müvekkil Şirket kontrolünde gelişmemiştir, İş’i aksatacak niteliğe sahip olmayan bu revizyonların Davacı nezdinde yarattığı herhangi bir zarar mevcut ise de bu zararlardan Müvekkil Şirket sorumlu olmayacaktır. Taraflar arasında imzalanan ‘Sözleşmede de Asıl işveren tarafından yapılan revizyonlara uyulacağı da açıkça kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenler ile İş kapsamında yapılan tüm revizyonlar asıl işveren tarafından yapılmış olup, niteliği gereği İş’i aksatacak nitelikte değillerdir. Revizyonlar sebebi ile Sözleşme tutarı 4.143.öl2 TL+ KDV iken ilave verilen işler ile işin toplam tutan 5.045.696,60 TL + KDV (1 yıllık bakım bedeli ile birlikte) olmuştur. Bu nedenle, revizyonlar sebebi ile maddi zarara uğradığını iddia eden Davacının iddialan haksız, mesnetsiz olup, kabulü mümkün değildir. Davacı, İş’in görüleceği yerin kendisine geç teslimi ve Proje kapsamında yapılan revizyonlar sebebi ile zarara uğradığını iddia etmiş ve bu zarar kalemlerini tek tek yazmıştır. Bu zarar kalemlerin kabulü ve bunların Müvekkil Şirket tarafından tazmini mümkün değildir. Şöyle ki; Genel Yönetim Gideri: Davacı, İş süresinin uzaması sebebi ile şantiye yönetim kadrosu ve çalışanlarının kararlaştırılan süreden aylarca müddet fazla süre sebebi ile bu kişilere fazladan ücret ödemek zorunda kaldığını, buna bağlı olarak genel yönetim gideri olarak 884.843,50-TL kayba uğradığını iddia etmiştir. İş süresindeki aksamaların sebebi Müvekkil Şirketin yer teslimini geciktirmesi değil, Davacının üstlendiği İş’i gereği gibi tam ve zamanında tamamlayamamasından kaynaklanmaktadır. Yapım sürecinin Müvekkil Şirket tarafından kendisine zamanında teslim edilen bölümleri, belirlenen sürelerin çok üstüne çıkarak zamanında teslim edememesinden ötürü, Projenin diğer kısımlarının davacıya teslimi tarihleri aksamıştır. Bu aksaklık Davacının kısım kısım kendisine teslim edilen yerleri zamanında tamamlayamamasından kaynaklanmaktadır. Bu aksaklıklar neticesinde İş programlarında revize kaçınılmaz olmuş ve bu revizyonlar net bir şekilde Müvekkil Şirketin 04.07.2015 tarih ve 0012 nolu yazısı ile de Davacıya bildirilmiştir. Davacı, taahhüt ettiği sürede İş’i tamamlayabilse ve Sözleşmede yer alan yükümlülüklerine uygun davransa idi, bu gecikmeler yaşanmayacak ve İş kapsamında çalışan personellerin çalışma süreleri uzamayacak idi. Tamamen Davacı eylemlerinden kaynaklanan gecikmeler sebebi ile Davacı tarafından ödenen bu bedellerden Müvekkil Şirketin sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle Davacının bu yöndeki iddialarının kabulü mümkün değildir. Dolar Artışı Sebebi ile İyileştirme: Davacı, Sözleşme imza tarihi olan 03.11.2014 ile işlerin ağırlıklı olarak bitmiş olduğu 31.12.2015 tarihine kadar dolar kurunda %31 artış meydana geldiğini iddia etmiş ve bu tarihler arası yapılan imalatlarda fiyat iyileştirmesi, malzeme, işçilik, nakliye ve diğer giderlerdeki fiyat, işçilik fiyat endeksi ve kur artışı sebebi ile 514.697,30-TL kayıpları olduğunu iddia etmiştir. Bu iddia Sözleşme hükümlerine aykırıdır. Şöyle ki; Proje Teklif Şartnamesine göre Para Birimi Altyüklenici tarafından belirlenecek olup, Davacı Türk Lirası para birimini seçerek Sözleşmeyi bu şekilde imzalamıştır. Bu nedenle, yaşanan kur artış farkının talep edilmesi Sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil edecek olup, dürüstlük kuralına da ters düşmektedir. Davacının basiretli bir tacir olduğu varsayımında, Proje para birimini seçerken, yaşanabilecek tüm riskleri göz önünde bulundurması ve bu riskleri anahtar teslim fiyatında değerlendirmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle Davacının malzeme, işçilik, nakliye ve kur farkı artışları gerekçe gösterilen zararın Müvekkil Şirket tarafından kabulü ve tazmini mümkün değildir. İşçilik Maliyetleri: Davacı, yer teslimlerinin gecikmesi sebebi ile imalat sırasının değişmesi ve yapım yönetimi harici yapılan imalatlar sebebi ile oluşan işçilik kayıp ve maliyet artışları sebebi ile 195.938,65-TL zarara uğradığını iddia etmiştir. Yukarıda açıklanan sebepler ile İş kapsamında yaşanan gecikmelerden Müvekkil Şirket sorumlu olmadığından işçilik maliyetlerinde enflasyon oranında yaşanan artışlardan da Müvekkil Şirket sorumlu olmayacaktır. Müvekkil Şirket buna rağmen, Davacı tarafından kendisine işçi maliyetlerinin karşılanamadığına dair bildirimde bulunulması üzerine, iyi niyet çerçevesinde süre uzatım vermiş ve ödeme planı hazırlamış, hakkedişleri hesaplamış ve Davacıya ödeme yapmıştır. Davacı, yanlış iş gücü yönlendirmesi yapmış ve gerek zamanı gerekse malzeme işçilik gibi hususları gereği gibi kullanmamıştır. Davacı, Proje konusu İş’te uzman bir firma olup, Projenin her aşamasında basiretli davranması beklenmektedir. Davacının kusurlu davranışları sebebi ile uzayan İş kapsamında Sözleşme ilgili maddeleri uyarınca Gecikme Cezası ve malzeme zayiat bedellerini talep etme hakkımız saklı kalmak kaydı ile Müvekkil Şirketten talep edilen zararın Müvekkil Şirket tarafından tazmini mümkün değildir. Davacı, zarar kalemlerinin niteliği ve tespiti bakımından uzman görüşü ibraz etmiş olup, bu görüş Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği bağlayıcı nitelikte olmayıp, taraflı olarak düzenlenmiş bir metindir. Bu nedenle uzman görüşünün Davacı iddialarını kanıtlar nitelikte düzenlenmiş olması Davacı taleplerinin haklı ve hukuki dayanağa sahip olduğu anlamına gelmeyecektir. Kaldı ki; uzman görüşünde yapılan hesaplamalar gerçeği yansıtmamakta olup, hukuki dayanaktan yoksundur. Davacı, Sözleşme gereğince, Projeyi tamamladığını ve Müvekkil Şirkete İş’i 23.02.2016 tarihinde teslim ettiğini ve bu nedenle ücrete hak kazandığını ileri sürmüştür. Kesin Hesap Bedeli, 21.10.2016 tarihinde Müvekkil Şirket tarafından Davacıya gönderilen mailde belirtildiği üzere bitki değişiklik emri ve asıl işverenin sahada yaptığı tespite göre 41.493,61-TL+KDV tutarında eksilerek, kesintiler hariç, 337.988,08 TL + KDV olmuştur. Taraflar arasında mevcut cari hesap ekstresinde de yer aldığı üzere Davacının çeşitli talepleri üzerine Sözleşmede belirtilen ödeme süreleri öne çekilmiş, Kesin hakkediş bedelinin önemli bir bölümü 13.06.2016 tarihinde henüz fatura kesilmemiş olduğu halde Davacıya ödenmiştir. Müvekkil Şirket Sözleşme kapsamında üzerine düşen edimi gereği gibi ifa etmiş ve Davacının hakkedişlerini ödemiştir. Davacının dilekçesinde yer alan ve hak ettiğini iddia ettiği bedel gerçeği yansıtmamakta olup, Davacının hak ettiği bedel 337.988,08 TL + KDV’dir ve bu bedelin 250.000,00-TL’si 13.06.2016 tarihinde henüz kesin hakkediş ibralaşması dahi beklenmeden Davacı ‘ya ödenmiştir. Davacı, dilekçesinin 7. Sayfasında, Müvekkil Şirket tarafından vadesi gelmemiş hakkedişin ilgili tarihte kendisine ödeneceğini bildirdiğine yer verirken, dilekçenin 12. Sayfasında hakkedişlerine kendisine ödenmediğini iddia etmiştir, Davacı kendi dilekçesi içerisinde, talep ve iddialarında kendisi ile çelişmektedir. Müvekkil Şirket tarafından, ihale öncesi peyzaj firmalarına ibraz edilen Şartnamenin kapsam başlıklı maddesi şu şekildedir; “Ekli keşif özetinde belirtilen kalemler tamamen ihale edilebildiği gibi, YÜKLENİCİ paketlere ayırıp, parçalı olarak da ihale edebilir. ALTYÜKLENİCİ genel gider ve kar kaybı dahil, her ne nam altında olursa olsun herhangi bir hak talebi olamaz. Teklifinizi hazırlarken bu konuyu da göz önünde bulundurmanız gerekmektedir. Bu madde uyarınca, Davacı kar kaybını talep etme hakkına sahip olmayıp, ihaleye teklif sunarken bu hususu kabul etmiştir. Bu kapsam maddesi, ihaleye katılacak peyzaj firmalarına, teklifi kar kaybı ve genel gider istenemeyeceğini bilerek vermeleri amacı ile düzenlenmiştir. Davacı, bu hükmü ilk başta kabul etmesine rağmen, ihale teklif bedelini hesaplarken basiretli bir tacir gibi davranmamış ve teklifi bu hususu göz önünde tutarak vermemiştir. Müvekkil Şirketin Davacıya kar kaybı ödemek gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ayrıca, Şartnamenin yanı sıra Taraflar arasında imzalanan Sözleşmenin 18.3. numaralı maddesinin son cümlesinde de bu hususa yer verilmiş ve Davacı sıfatına haiz alt yüklenicinin kar kaybı isteyemeyeceği kaleme alınmıştır. Altyüklenici her ne isim altında olursa olsun başkaca kar kaybı, tazminat vb. adı altında herhangi bir talepte bulunamaz. Davacı, gerek Şartname gerekse Sözleşme hükümlerini ihlal edip, kar kaybı talep etmektedir, bu talebin Müvekkil Şirket tarafından kabulü mümkün değildir. Davacı, Sözleşme konusu edimlerini gereği gibi ifa ettiğini iddia etmiş ve Müvekkil Şirkete verdiği 247.049,88-TL nakdi teminat ile 250.000,00-TLTik teminat mektubunun kendisine iadesini talep etmiştir. Bu talebin de kabulü mümkün değildir, zira Sözleşme kapsamında iade koşulları henüz sağlanmamıştır. Sözleşmenin 10.4. ve Genel Şartların 35. maddesi uyarınca, teminatların Davacıya iadesi için, İş’in tam olarak bitirilmesi, Geçici Kabulün yapılmış olması ve işçilik oranının tutturulmuş olması şartı ile SGK’dan alınacak borcu yoktur yazısı ile işçilerin tamamından alınacak usulüne uygun, her bir alacak kalemini ayrı ayrı gösterir ve iş ilişkisinin sona erme tarihinden 30 gün sonraki tarihli ibranameler ve işçilere yapılan ödemeleri gösterir banka dekontlarının Müvekkil Şirkete ibrazı gerekmektedir. Davacı, bu edimlerini gereği gibi yerine getirmemiş, ibranameler, istifalar ve banka dekontlarını Müvekkil Şirkete ibraz etmemiştir. Açıklanan Sözleşme maddesi uyarınca nakdi teminat ve Davacı iddialarının aksine 228.000,00-TL bedel ihtiva eden teminat mektubunun Davacıya iadesi koşullan oluşmadığından Davacı taleplerinin kabulü mümkün değildir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, Davacı iddialarının aksine, Proje alanının Davacıya gereği gibi tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini. İs kapsamında İş’in süresini aksatmayacak nitelikte revizyonların yapıldığını, Davacının hak etmiş olduğu ücretin kendisine zamanında ve gereği gibi ödendiğini, Sözleşme ve Şartname kapsamında Davacının kar kaybı talep etme hakkının olmadığını ve Sözleşme kapsamında teminatların iade koşullarının sağlanmadığını Sayın Mahkemeniz bilgisine sunar, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile; Öncelikle davanın belirsiz alacak olarak ikamesi mümkün olmadığından dava şartının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise dava harcının tamamlatılmasına, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarının ve davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından dava konusu edilen alacak kalemlerinin talep edilebileceğine ,davalı tarafından ise dava konusu edilen alacak kalemlerinden hakediş dışındaki alacak kalemlerinin talep edilemeyeceğine dair uzman görüşlerinin sunulduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu hususlarda mahallinde ve taraf defterlerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmesi için görevlendirilen ( peyzaj mimarı …, inşaat mühendisi … ve mali müşavir …) bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 05.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki uyuşmazlık söz konusu işin sözleşme süresinde bitmemesinden kaynaklandığı, işveren davalı firma tarafından sözleşme konusu iş yerinin onaylı iş programına uygun ve düzenli olarak alt yükleniciye teslim edilmemesi, projelerin defalarca revize edilmesi ve malzeme değişiklik onayının geç verilmesi söz konusu işin süresinde tamamlanmamasının nedeni davalının kusurundan kaynaklandığı, buna bağlı olarak sürenin uzaması sonucu genel giderler kayıpları, malzeme, işçilik, nakliye, diğer artışlar ve ödenmeyen kesin hesap toplam badeli 1.844.372,71 TL olarak hesap edildiği, dava konusu işin süresinde bitmemesinin işveren davalı firmanın kusurundan kaynaklanması nedeni ile 1.844.372,71 TL tutarındaki meblağdan davacı şirketin davalı şirkete borçlu olduğu 222.226,83 TL düşürüldükten sonra kalan 1.622.105,88 TL’nin davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun denetime elverişli olmaması, sözleşme hükümleri dikkate alınmadan rapor tanzim edilmesi sebebiyle dosyanın resen seçilen ( inşaat yüksek mühendisi …, mali müşavir ve bağımsız denetçi …, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi …) bilirkişilere tevdi ile tanzim ettirilen 21.05.2019 tarihli raporda ise özetle; Taraflar arasında 03.11.2014 tarihinde imzalanan sözleşme olduğu ticari faaliyetin bu sözleşme kapsamında yürütüldüğü, davacı tarafından … ili,.. İlçesi, … mah.,… pafta,7301 ada,1,2 parselde- … Ticaret Merkezi yapılan incelemede projenin tamamlanmış olduğu, …’nin iskan edilmiş olduğu ve aktif işyeri olarak kullanıldığı, bina dışındaki peyzaj alanları gezilerek keşif yapıldığı, tüm işkalemlerinin yerinde uygulandığı, bahçe bakımlarının yapıldığı, eksik ve ayıplı ifanın bulunmadığı, (8 adet ek-teknik belge ) davalı yan uhdesinde davacı ait nakdi teminatlar ve kesin teminat mektuplarının davacıya iadesine gerektiği, ibraz edilen bilgi ve belgele an keşif ve tüm dosya kapsamı içinde yapılan inceleme değerlendirme sonucunda davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 2.848.991,54.-TL alacağının olabileceğinin değerlendirildiği yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Tarafların rapora karşı itiraz ve beyanlarının sunulduğu, itirazların değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla dosyanın aynı bilirkişi heyetine tevdi ile 30 günlük süre içinde ek raporun ibraz edilmesinin istenmesine ve bu raporda taraflar arasındaki yazışmaların net bir şekilde ortaya konulup işin tesliminin gecikmesindeki kusurun hangi tarafa ait olduğunun gerekçeli bir şekilde belirtilmesi ve davacı tarafın 07.06.2017 tarihli dilekçesi ve öncesinde ibraz ettiği dava dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak her bir talebi yönünden ayrı ayrı hesap yapılmasının istenmesine, bunun dışında nakdi teminatın iadesi ve kesin teminat mektubunun iadesi talepleri yönünde taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki teminatların iadesine ilişkin koşullar, ayrıca sözleşmenin eki olan diğer şartname ve ekler dikkate alınarak bu mecrada nakdi teminatın ve kesin teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda ve dosyadaki bilirkişilerin koordineli bir şekilde çalışmak suretiyle rapor hazırlamalarının istenmesine karar verilmiş bilirkişi heyeti 12.12.2019 tarihli ek raporunda özetle; Davacı firmanın sözleşmesel sorumluluğunda bulunan ve keşif artış / eksilişi sonucu keşif özetinde tanımlı iş kalemlerinin teknik uygulamasının eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa edildiği, iş programındaki süre uzatımının davalı ana-yükleniciden kaynaklandığı, davacıya gecikme cezası kesilmediği, süre uzatımından ve keşif artışından kaynaklı maliyet artışlarına maruz kalındığı, bu artışın birim fiyat analizindeki işçilik, malzeme, kar ve genel giderler bileşenlerine yansıdığı, 15.07.2015 ve 29.07.2016 tarihlerinde geçici kabul tutanaklarının taraflarca imzalandığı, ancak halihazırda kesin hakedişin onaylanmadığı ve kesin kabulün yapılmadığı, kesin teminatların iade edilmediği, kamu ihalelerinde yapım işlerinde mevzuatta geçici kabul ile kesin kabul arasındaki maksimum sürenin (1 yıl) aşılmış olduğu, bu durumun da dolaylı zararlara yol açabileceği, mukayeseli keşif sonucu kesin hesap itibariyle 5.073.534 TL. yapılan iş bedeline ulaşıldığı kanaatine kök raporda varılmış olup davalı vekilinin itirazının değerlendirilmesi neticesinde teknik görüşte bir değişiklik hasıl olmadığını, … lisanslı yazılımlar heyetimizde mevcut olmayıp satın alınması maliyetli donanımlar olduğunu, zaman, işgücü, bütçe kaynaklarının planlaması projeyi yürüten ve denetleyen firmalarca iş sürecinde günlük veri girişleriyle ve kontrolüyle gerçekleştirildiğini, iş programlarının işyeri tesliminde hazır edilerek işverene sunulması gerektiği. planlama mühendislerinin aylık ücretlerle istihdam edildiği, heyetin yazılım marifetiyle S-C’urve vb. hesaplamalar yapması imkan dahilinde bulunmadığını, teminatların iadesine yönelik olarak ek raporun teknik ve mali bölümünde davacı alt yüklenicinin sözleşme uyarınca yüklenmiş olduğu borçlan yerine getirdiği sonucuna varıldığından teminatların iadesine ilişkin olarak 21.05.2019 tarihli raporda varılan sonuçta bir değişiklik yapılmadığı sonucuna varıldığını, ibraz edilen bilgi ve belgeler tüm dosya kapsamının içinde yeniden yapılan inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 2.848.991,54.-TL alacağı olduğunun değerlendirildiği, ancak davacının huzurdaki davayı 512.149,88.-TL üzerinden açtığı konu hakkında takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Tarafların ek rapora itirazlarının değerlendirilmesi için aynı heyet tarafından düzenlenen 07.08.2020 tarihli 2.ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı firmanın sözleşmesel sorumluluğunda bulunan ve keşif artış / eksilişi sonucu keşif özetinde tanımlı iş kalemlerinin teknik uygulamasının eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa edildiği, iş programındaki süre uzatımının davalı ana-yükleniciden kaynaklandığı, davacıya gecikme cezası kesilmediği, süre uzatımından ve keşif artışından kaynaklı maliyet artışlarına maruz kalındığı, bu artışın birim fiyat analizindeki işçilik, malzeme, kar ve genel giderler bileşenlerine yansıdığı, 15.07.2015 ve 29.07.2016 tarihlerinde geçici kabul tutanaklarının taraflarca imzalandığı, ancak halihazırda kesin hakedişin onaylanmadığı ve kesin kabulün yapılmadığı, kesin teminatların iade edilmediği, kamu ihalelerinde yapım işlerinde mevzuatta geçici kabul ile kesin kabul arasındaki maksimum sürenin (1 yıl) aşılmış olduğu, bu durumun da dolaylı zararlara yol açabileceği, mukayeseli keşif sonucu kesin hesap itibariyle 5.073.534 TL. yapılan is bedeline ulaşıldığı kanaatine kök raporda varılmış olup davalı vekilinin itirazının değerlendirilmesi neticesinde teknik görüşte bir değişiklik hasıl olmadığını, … yazılımlar heyetimizde mevcut olmayıp satın alınması maliyetli donanım olduğu, zaman, işgücü, bütçe kaynaklarının planlaması projeyi yürüten ve denetleyen firmalarca iş sürecinde günlük veri girişleriyle ve kontrolüyle gerçekleştirildiği ve iş programları işyeri tesliminde hazır edilerek işverene sunulduğunu iş tanımında planlama mühendisleri aylık ücretlerle istihdam edilir. Heyetimizin dava tarihi itibariyle bu hesaplamaları yapması mevcut koşullarla imkan dahilinde bulunmadığını, teminatların iadesine yönelik olarak ek raporumuzun teknik ve mali bölümünde davacı alt yüklenicinin sözleşme uyarınca yüklenmiş olduğu borçlan yerine getirdiği sonucuna varıldığından teminatların iadesine ilişkin olarak 21.05.2019 tarihli raporda varmış olduğumuz sonuçta bir değişiklik yapılmadığı sonucuna varıldığını, ibraz edilen bilgi ve belgeler tüm dosya kapsamının içinde yeniden yapılan inceleme değerlendirme ve hesaplamalar sonucunda davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 2.848.991,54.-TL alacağı olduğu değerlendirildiği, ancak davacının huzurdaki davayı 512.149,88.-TL üzerinden açtığı, konu hakkında takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve mahkememizin 24/05/2017 tarihli 1 ve 2 nolu ara kararı kapsamında sunduğu 07/06/2017 tarihli dilekçesi ile ;
-genel yönetim gideri nedeniyle 2.000,00 TL,
-fiyat iyileştirme bedeli 1.000,00 TL
-işçilik kayıp bedeli 2.000,00 TL
-kesin hakediş bedeli 5.000,00 TL
-kâr kaybı bedeli 5.000,00 TL
-teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebiyle katlanılan masraflar ve ödenen komisyonlar nedeniyle 100,00 TL
-nakdi teminat kesintisi nedeniyle 247.049,88 TL nin tahsili ve
-250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun iadesi talebinde bulunduğu ve taleplerini harçlandırdığı ,
11/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ; genel yönetim gideri, fiyat iyileştirme bedeli ,işçilik kayıp bedeli ,kesin hakediş bedeli, kâr kaybı bedeli ,teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebiyle katlanılan masraflar ve ödenen komisyonlar ile nakdi teminat kesintisi nedeniyle taleplerinin toplam 2.848.991,54 TL ye arttırıldığı ve dava dilekçesi ile iadesi talep edilen teminat mektubunun yanı sıra 20.000 USD tutarlı teminat mektubunun da iadesinin talep edildiği ancak davacı vekilinin 22/04/2021 tarihli duruşma sırasında 20.000 USD tutarlı teminat mektubu yönünden ıslah taleplerinin bulunmadığı yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava , taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında, davalı tarafından yer teslimlerinin geç yapılması ve proje değişiklikleri sebebi ile işin süresinde bitirilememesinden kaynaklanan zararların, kâr kaybının ve hakediş bedelinin tahsili, nakdi teminat kesintileri ile teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 03/11/2014 tarihli ” Anlaşma” başlıklı eser sözleşmesi ile 03/11/2014 tarihli ” ek protokol” ün akdedildiği,
03/11/2014 tarihli ek protokolde ” Bir taraftan, … caddesi,…adresinde bulunan … Şirketi (bundan böyle yüklenici olarak anılacaktır) ile diğer taraftan …Şirketi (bundan böyle altyüklenici olarak anılacaktır) arasında 03.11.024 tarihinde imzalanan sözleşmeye ek olarak düzenlenmiştir. Bu protokol 03.11.2014 tarihinde imzalanan sözleşmede bahsi geçen, yazılı esas ve şartlar dahilinde değerlendirilecektir. Protokol birim fiyat usulüne göre akdedilmiştir. Ekteki yapım metodunda tarif edilen ölçümleme şekline uygun olarak birim fiyat bazında yapılan işlerin miktarları keşifte belirtilen birim fiyatlar ile çarpılması suretiyle nihai sözleşme bedeli tespit edilecektir. İş bu birim fiyatlar işin süresince sabittir.
Ana sözleşme süresi boyunca altyüklenci, ekte belirtilen keşif özetindeki birim fiyatlara göre beton işlerini zamanında yapmayı taahhüt etmektedir.
İş bu ek protokol 1 (bir) nüsha olarak 03.11.2014 tarihinde … tanzim edilerek yüklenicide muhafaza edilmek üzere, taraflarca imzalanmış, bir sureti altyükleniciye verilmiştir. ” hususlarının kararlaştırıldığı, yine taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “sözleşme bedeli ” başlıklı 4. maddesinde ” Sözleşme bedeli anahtar teslim götürü bedel olarak 4.143.012 TL + KDV’dir. Sözleşme eki teknik şartnameler, birim fiyat tarifleri, keşif özeti tamamen bilgi amaçlı hazırlanmış olup, yüklenici tarafından imalat miktarını arttırıcı veya azaltıcı bir değişiklik talebi yapılmaması durumunda veya sözleşme şartlarında maliyeti arttırıcı veya azaltıcı bir değişiklik talebi yapılmaması durumunda sözleşme bedeli değişmeyecektir. ” şeklinde götürü bedel kararlaştırıldığı, sözleşmenin 2. Maddesinde ise ” Sözleşme belgeleri ve Öncelik ” başlığı altında sözleşmenin eki sayılan belgelere ve bu belgelerden hangilerine öncelik verileceği hususlarının kararlaştırıldığı , belgelerde çelişki olması halinde öncelik sırasının ” Anlaşma ” başlıklı 03/11/2014 tarihli sözleşme, sorumluluk listesi , genel şartlar ve yüklenici talimatları olarak belirlendiği yine Sözleşmenin ” İşin Süresi ” başlıklı 5. maddesinde ilk yer teslim tarihinin 15 Kasım 2014 tarihinde yapılacağı, yer teslim programının iş programına paralel olarak oluşturulacağı ve iş programının genel şartlar madde 7 ye göre belirleneceği, Sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olarak kabul edilen genel şartların 7.5 maddesinde ” Yüklenici işin herhangi bir aşamasında yapım yöntemini değiştirmek, işin tamamının veya bir kısının önceliklerini değiştirmek, işlerin doğru ve yeterli zamanda yapılabilmesi için zaman zaman ilave çizimler ve talimatlar göndermek veya onaylı projelerde ya da işlerin kendisinde değişiklikler yapmak ve benzeri sebeplerle iş programında gerekli gördüğü değişikliği yapmak yetkisine haiz olup, altyüklenicinin buna itiraz hakkı yoktur. Altyüklenici, yüklenici tarafından aynen veya değiştirilerek tasdik edilmiş olan iş programına uymaya ve taahhüt ettiği işi iş programını aksatmayacak şekilde yürütmekle yükümlüdür. ”
genel şartların “Fiyatların değişmesi” başlıklı 20. Maddesinde ise “Altyüklenici sözleşmenin taraflarca imzalanmasından taahhüt konusu işin tamamen ikmal ve teslimine kadar vergi, resim, harç, ve primlere zam yapılması veya yeni yükümlülükler konulması, fiyatların yükselmesi, toplu sözleşmelerin getirebileceği mali yükümlülükler, çevre ve İSG konularında kanunen alınması gerekecek ilave önlenmeler, nakliye ve iş ücretlerinin artması yahut işçi hakları ile ilgili yeni yükümlülükler getirilmesi gibi nedenlerle, süre uzatımı veya birim fiyatlara veya sözleşme bedeline zam talep edemez. ” hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 2016/1216 esas 2021/329K sayılı kararının davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2021/3364 Esas 2022/19K sayılı kararı ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2022/174 sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir. mahkememizin 2016/1216 esas 2021/329K sayılı kararının davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2021/3364 Esas 2022/19K sayılı kararı ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2022/174 sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 30.09.2022 tarihli ara kararı ile İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 11/01/2022 tarihli ilamında işaret edildiği üzere eser teslimindeki gecikmenin sebebi, hangi tarafın kusurlu olduğu, davalıdan kaynaklanan sebepler varsa gecikme süresinin sözleşme süresine eklenmesi ve varsa yer tesliminde gecikme nedeni ile dava dilekçesinde belirtilen zarar kalemleri çerçevesinde davacının talep edebileceği zarar miktarı konusunda dosyaya daha önce sunulmuş belgeler çerçevesinde daha öne mahkememiz dosyasında kök ve ek rapor düzenleyen bilirkişiler …, …ve … vasıtasıyla inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, ikinci bilirkişi heyetinin 03.12.2022 tarihli 3. ek raporunda özetle, davacı tarafın sözleşmesel sorumluluğunda bulunan ve keşif artış/ eksilişi sonucu keşif özetinde tanımlı iş kalemlerinin teknik uygulamasının eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa edildiği, iş programındaki süre uzatımının davalı ana-yükleniciden kaynaklandığı, davacıya gecikme cezası kesilmediği, süre uzatımından kaynaklı maliyet artışlarına maruz kalındığı, bu artışın birim fiyat analizindeki işçilik, malzeme, kar ve genel giderler bileşenlerine yansıdığı, 15.07.2015 ve 29.07.2016 tarihlerinde Geçici Kabul Tutanak’larının taraflarca imzalandığı ancak halihazırda kesin hakedişin onaylanmadığı ve kesin kabulün yapılmadığı, kesin teminatların iade edilmediği, kamu ihalelerinde yapım işlerinde mevzuatta geçici kabul ile kesin kabul arasındaki maksimum sürenin (| yıl) aşılmış olduğu, bu durumun da dolaylı zararlara yol açabileceği, mukayeseli keşif sonucu kesin hesap itibariyle 5.073.534,00 TL iş bedeline ulaşıldığı kanaatine kök raporda varılmış olup görüşte bir değişiklik hasıl olmadığı, davacı tarafın davalı taraftan 2.848.991,54 TL alacaklı olduğunun değerlendirildiği, teminatların iadesine yönelik olarak 21.05.2019, 12.12.2019 ve 07.08.2020 tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarındaki görüşte bir değişiklik hasıl olmadığı, neticeten 21.05.2019, 12.12.2019 ve 07.08.2020 tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarındaki görüşte bir değişiklik hasıl olmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 11/01/2022 tarihli ilamında belirtildiği şekilde gecikmenin hangi taraftan kaynaklandığının tespiti amacıyla taraf vekillerine, yer teslim programı, kararlaştırılan yer teslim tarihi konusunda beyanda bulunmak ve bu konuda belgeleri ibraz etmek üzere yeniden süre verilmiş ayrıca davalı ve davacı şirket yetkilileri HMK 169/2-b maddesi uyarınca isticvap olunmak üzere duruşmaya davet edilmiştir. İsticvap davetiyesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi üzerine duruşmaya katılan davacı şirket yetkilileri 06/03/2023 tarihli duruşmada sözleşmenin 04/11/2014 tarihinde akdedildiğini, ilk yer tesliminin 21/11/2014 tarihinde küçük bir alan olarak teslim edildiğini, inşaat alanında aynı anda yüzün üzerinde taşeronun çalıştığını, iş teslim programının 26 bölgeye göre hazırlandığını, kendilerine teslim edilen yerlerde işlerin süresinde yapıldığını, yer teslimlerinde gecikmeler olduğunu, işin süresinde bitirilemeyeceği anlaşılınca diğer tarafa yazılı bildirimde bulunduğunu, kendinden kaynaklı bir gecikme yaşanmadığını revize edilen yer teslim tarihlerine de uyulmadığını, 13/03/2015 tarihli bildiride saha durumu fotoğraflarını da ekleyerek davalıya durumun bildirildiğini, sözleşme süresinin bitiş tarihinden sonra yer teslimi yapılacağının davalı tarafından yazılı olarak kendilerine bildirildiğini beyan etmişlerdir.
Davalı şirket yetkilileri adına HMK 169/2-b HMK 171.maddesi uyarınca isticvap davetiyesi tebliğ edildiği, davalı şirket yetkililerinden …’ın duruşmaya iştirak etmesi üzerine alınan beyanlarından; sözleşmenin yürütülmesinden … isimli proje koordinatörünün sorumlu olduğu, sözleşmenin 03/11/2014 tarihinde imzalandığını, yer tesliminin dört gün sonra yani sözleşmede belirlenen süreden önce yapıldığını, ilk teslim edilen yerin 2 parsel 18 nolu blok olduğunu, ilk teslim tarihinin 07/11/2014 olduğunu, bu işin 93 gün içerisinde tamamlandığını, bu parselde ve blokta işin 65 gün içerisine teslim edilmesi gerektiğini, gecikmenin davacının ekipman ve organizasyon eksikliğinden kaynaklandığını, 2. Parselde 19 nolu bloğun 07/12/2014 tarihinde teslim edildiğini, 16/02/2015 tarihinde bitmesi gerekin bu işin 27/05/2015 tarihinde bitirildiğini sözleşme konusu işin 2 parselde 24 blok bulunan bir alan olduğunu, teslimatların kısım kısım yapıldığını, sözleşmede blokların teslimatlarının kısım kısım yapılacağının yazıldığını, tüm alanın aynı anda teslim edilmesi halinde de davacının bütün alanlarda aynı anda çalışmasının mümkün olmadığını, yeraltı direnajlarının yapılması için bir bölgeden başlayarak işe devam edilmesi gerektiğini, kendilerinden kaynaklanan hiçbir gecikme yaşanmadığını, davacı tarafın iş sırasında böyle bir talebi ve uyarısı olmadığını malzemenin bulunmaması veya yapılmaması istenilen bir husustan kaynaklı gecikme yaşanmadığını, bloklarla ilgili teslim tarihinin işin devamı sırasında belirlendiğini, davacıya en son 6.ayda yer tesliminin yapıldığı, teslim edilen bu yerin peyzajının 2016 yılının Ocak ayında bitirildiğini gecikmenin davacıdan kaynaklandığını ,23 bloğun nisan ayına kadar ; 3 bloğun ise Mayıs ve Haziran aylarında teslim edildiğini, davacının Nisan ayında 20 tane blokta aynı anda çalıştığını ancak başlangıçların aynı anda yapılamayacağını, bir bloğun alt yapısı bittikten sonra diğer bloğa geçilebileceğini, sadece alt yapının 21 günlük bir iş olduğunu, davacının bu sürelerde tamamlayamadığı için işi geciktirdiğini, davacıya 2.yer tesliminin 7 Aralık’ta 3.yer teslimin 11 Ocak’ta yapıldığını, 2015 yılının Şubat ve Mart ayında tüm blokların inşaat işinin bittiğini ve tüm blokların aynı anda davacıya teslim edilir hale geldiğini, Nisan ayında davacıya 23 blok teslim edildiğini açıkladığı anlaşılmıştır.
Tarafların isticvap edilmesi ve dosyaya sunulan teslim tutanakları, davacı tarafından davalıya gönderilen 15/04/2015 tarihli yazı içeriği ve bilirkişi raporlarından, sözleşme konusu işin süresinde bitirilememesinin davalının yer tesliminde gecikmesinden kaynaklandığı, yer tesliminin sözleşmede kararlaştırıldığının aksine büyük bir kısmının 2015 yılı Mart, Nisan aylarında yapıldığı, gecikmenin davalıdan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 25/07/2018 tarih 2018/3698 Esas 2018/3394K Sayılı Kararı)
Taraflar arasında akdedilen götürü bedelli eser sözleşmesinin sözleşmede belirtilen sürede tamamlanmaması sebebiyle uğranılan zararın talep edilebilmesi için borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağının anlaşılması gerektiği (TBK 124/1.maddesi uyarınca) somut olayda 15/04/2015 tarihli yazı içeriği ve şirket yetkililerinin duruşmadaki beyanlarından davalıya TBK 123.madde kapsamında süre verilmesine gerek bulunmadığının anlaşıldığı, TBK 125.maddesi kapsamında davacının borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahip olduğu, davalı tarafından yer tesliminde gecikilmesi ve sözleşme konusu işin belirlenen sürede bitirilememesi sebebiyle davacının genel yönetim gideri, fiyat iyileştirme bedeli, teminat mektubu giderleri ve işçilik kayıp bedeli ile mahrum kalınan kâr miktarını talep edebileceği, 21/05/2019, 07/08/2020 ve 03/12/2022 tarihli 2.bilirkişi kök ve ek raporlarından davacının gecikme nedeniyle toplam zararının ibraz edilen defter ve belgelere göre ( dava konusu projenin toplam maliyetinden davacının 12 nolu hakediş dahil olmak üzere elde ettiği ve edeceği brüt gelirin mahsubu sonrası) 405.146,16 TL olduğu, davacının gecikme sebebiyle 1.421.328,83 TL kârdan mahrum kaldığı , davacının kendi defterlerinden tespit edilenden daha fazla maliyet zararının olduğunun ispat edilemediği yine taraf defterlerinin incelenmesi sonucu tanzim ettirilen her iki bilirkişi raporu ve taraf vekillerinin dilekçeleri ile davacı tarafından sunulan 31/07/2018 uzman görüşünde de belirtildiği üzere davacının davalıdan 379.481,69 TL +KDV kesin hakediş alacağı bulunduğu, kesin hakediş bedelinden kesinti yapılmasını gerektiren ayıplı eksik iş bulunduğu hususunun davalı tarafından ispat edilemediği ancak davacı tarafın 11/12/2021 tarihli ıslah dilekçesinde de belirttiği üzere davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının 220.801,88 TL alacaklı olduğu, davacının ise kesin hakediş nedeniyle 379.481,69 TL +KDV ve nakdi teminat kesintileri nedeniyle 295.020,11 TL alacaklı olduğu, davalının 220.801,88 TL alacağının kesin hakediş bedelinden mahsubundan sonra davacının davalıdan Kesin hakediş bedeli nedeni ile 216.325,17 TL, teminat kesintisi nedeniyle 295.020,11 TL alacaklı olduğu, dosya kapsamı ve SGK İl Müdürlüğü cevabi yazısından … Bankası A.Ş’ye ait 05.11.2014 tarih …nolu 250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun iade koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; kesin hakediş bedeli 216.325,17 TL alacağın 5.000 TL’sine dava tarihi olan 22.12.2016 tarihinden, kalan 211.325,17 TL’sine ıslah tarihi olan 10.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, teminat kesintisi nedeniyle 295.020,11 TL alacağın 247.049,00 TL’sine 06.12.2018 (harç ikmal tarihi) tarihinden, kalan 47.971,11 TL’sine ıslah tarihi olan 10.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, … Bankası A.Ş’ye ait 05.11.2014 tarih … nolu 250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun davacıya iade edilmesine, gecikme nedeniyle toplam (405.146,16 TL + 1.421.328,83 TL) 1.826.474,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10.4 ve sözleşmenin eki niteliğinde olan genel şartların 35. maddesinde sayılan belgelerin dava tarihinden önce davalıya ibraz edildiğinin ispat edilememesi karşısında davacının, teminat mektubunun iade edilmemesinden kaynaklanan komisyon ve masraflar ile ilgili zarar talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Kesin hakediş bedeli 216.325,17 TL alacağın 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 22/12/2016 tarihinden, kalan 211.325,17 TL’sine ıslah tarihi olan 10/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte
-Teminat kesintisi nedeniyle 295.020,11 TL alacağın 247.049,00 TL’sine 06/12/2016 tarihinden, kalan 47.971,11 TL’sine ıslah tarihi olan 10/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-… Bankası Anonim Şirketi’ne ait … tarih … nolu 250.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun davacıya iade edilmesine,
3-Gecikme nedeniyle toplam (405.146,16 TL + 1.421.328,83 TL) 1.826.474,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-20.000 USD tutarlı teminat mektubunun iadesi talebiyle ilgili (dava dilekçesine konu edilmeyen talebin kısmi ıslahla arttırılması mümkün olmadığından) karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince tahsili gereken harç 176.774,00 TL olduğundan peşin alınan 29,20 TL, tamamlama harcı olarak alınan 8.488,36 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 40.500,00 TL olmak üzere toplam 49.017,56 TL’nin mahsubu ile bakiye 127.756,44 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen harçlar toplamı 49.017,56 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından posta ve tebligat masrafı 1.300,70 TL, bilirkişi masrafı 13.050,00 TL olmak üzere toplam 14.350,70 TL’den davalı tarafından yapılan 1.236,00 TL yargılama giderinin mahsubu sonrası kabul ve red oranına göre takdiren 10.951,46 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 267.391,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 77.563,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/11/2023

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …