Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/135 E. 2023/156 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/135 Esas
KARAR NO : 2023/156

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı yanın kargolarını çeşitli ülkelere kargo yapıldığını, bu kargo hizmetine istinaden davacı tarafın davalı yana faturalar kestiğini, davacı tarafın da faturalara itiraz etmediğini, davacı tarafın tüm çabalarına rağmen davalı tarafın ödeme yapmadığı bu sebeple işbu davanın açıldığını, davalıya verilmiş hizmetin yapılan gönderinin detayları vadesinde ödenmeyen bakiyeler için %5 vade farkı uygulanacağı bilgilerinin belirtildiğini, açıklanan nedenlerle faturalara dayalı borcun bankaların vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranına göre faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… vergi dairesinden celbedilen davalıya ait BA-BS formları.
2-… vergi dairesinden celbedilen davacıya ait BA-BS formları.
3-… vergi dairesinden celbedilen davalıya ait BA-BS formları.
4-… vergi dairesinden celbedilen davacıya ait BA-BS formları.
5-Bilirkişi raporu.
6-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası, taraflar arasında aktedilen taşıma sözleşmesinden doğan borcun davalı tarafından ödenmediği iddiasına ilişkin faturaya dayanan alacak davasıdır.
Davacı taraf, davaya dayanak olarak davalı adına tanzim edilen cari alacağa ve alacağa dayanak olarak, davalı adına tanzim edilmiş faturalara dayanmıştır.
Taraflara ticari defterlerini dosyaya ibraz etmek üzere kesin süre verilmişse de davalı tarafından ticari defterler sunulmadığı gibi, ticari defterlerin bulunduğu açık adresi dahi bildirmemiştir.
Davacının ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişisi marifetiyle inceleme yapılmış, uyuşmazlığa ilişkin mali müşavir ve taşıma uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 04.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfını haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 5.871,46 TL alacaklı olduğu ancak, vade farkı faturasının kabul edilmemesi halinde alacağının 5.629,14 TL olduğu bildirilmiştir.
HMK 222.(1) madde hükmü gereği ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut….deliller ile ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)
Mahkememizce, HMK 222 gereği tarafların ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılmasına karar verilmiş olup; davacının ticari defterlerinin kanuna uygun tutulduğundan sahibi lehine delil niteliği taşıdığı belirlenmiştir.Davacının delil niteliğinde bulunan ticari defter lerinde uyuşmazlığa konu faturanın yer aldığı, davacının asıl alacak yönünden talebi kadar alacağı olduğu belirlenmiştir. Davalı ise yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçınmıştır.
Ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delil niteliğindedir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de, ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bu durumda her iki tarafın ticari defterlerinin de incelenmesi zorunludur. Ancak karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defteri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden, verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği takdirde mahkeme karşı taraf defterindeki kayıtların doğru olduğunu kabul edebilir. Bu açıklamalar ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı, defterlerini sunmayarak, davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığını tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde davacının alacaklı olduğuna dair kayıtları mevcut olduğu halde sunulmadığını ve bunun sonucunda davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine değil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Davalıya usulen yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini ibrazdan kaçındığından davacının lehine delil vasfından olan ticari defter ve kayıtlarına göre karar verilmesi gerekir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih, 2001/1 Esas, 2003/1 karar sayılı kararına göre, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bu sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir
İbrazdan kaçınan davalı aleyhine olmak üzere davacının delil vasfında bulunan ticari defterleri kapsamının dikkate alınması gerekmiş, yapılan yargılama toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre,davalı ile davacı arasında süresinde ödenmeyen faturalara vade farkı uygulanacağına dair bir sözleşme, yahut bu yönde yerleşmiş bir uygulama olduğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, asıl alacak yönünden ise davacının lehine delil niteliğini haiz defterlerine göre davalıdan 5.629,14 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
5.629,14 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 384,53 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 100,27 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 284,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.629,14 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince edilen miktar üzerinden hesaplanan 242,32 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.944,60 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.864,34 TL yargılama gideri ile 100,27 TL peşin harç, 34,50 vekalet harcı ve 80,70 TL başvuru harcı toplamı 2.079,81 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda MİKTAR İTİBARİYLE KESİN OLMAK ÜZERE verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 100,27 TL
Karar harcı : 384,53 TL
Noksan Harç : 284,26 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 2.190,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.800,00 TL
Tebligat Ücreti : 144,60 TL