Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/123 E. 2022/151 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/123
KARAR NO : 2022/151

DAVA : TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı müteselsil sorumlular … ve … İnşaat ile müvekkilinin 17.04.2019 tarihinde söz konusu sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmede davalıların söz konusu … İli … İlçesi …’da kain ve tapunun 244 DRIIIB pafta, 634 ada ve 4 numarasında kayıtlı bulunan arsa üzerine inşa edilecek zemin katta 4 nolu bağımsız bölüm dükkanı ve bodrumu taraflarınca devir ve tescil borcu altına girdiğini, müvekkili tarafından söz konusu sözleşme kapsamında bulunan 300.000 TL’lik borç, karşı tarafa ödendiğini, buna rağmen davalılar söz konusu bağımsız bölümü (dükkanı) taraflarına bodrum katı olmadan devir ve tescil ettiklerini, sözleşmede açıkça kabul edilen ve sözlemenin esaslı unsuru olan bodrum katının taraflarına devir ve tescil edilmemesi borca aykırılık oluşturduğunu, bodrum katsız dükkanın devir ve tescilinden sonra davalılara karşı taraflarınca noterden ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede belirtilen süre içerisinde borcu gereği gibi yerine getirmeyen davalıların, ihtarnameye de cevap vermediklerini, söz konusu sözleşmenin 2.2 maddesinde açıkça belirtildiği üzere (…, günün şartlarına göre mezkur taşınmazın piyasa değeri karşılığında ikamesine veya nakdiye karşılığını talep etmek hak ve yetkisinde olduğu husunda tarafların mutabık olduklarını, emsal bodrumsuz bir dükkanın piyasa değeri ile emsal bodrumlu dükkanın piyasa değeri arasındaki farkın davalılarca taraflarına ödenmesi, sözleşmeye aykırı şekilde devir edilen bodrumsuz dükkandan dolayı tarafları aleyhinde doğmuş olan kira alacaklarının karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle 17.04.2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğinden yetkili Mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğunu, yine her iki taraf da tacir olup dava konusu yerde tarafların ticari işletmesi ile ilgili ve dükkan olduğundan görevli mahkemenin de İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki ve görev itirazlarının kabulüne karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında 17.04.2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu sözleşmeye göre … 31.Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde belirtilen ve sözleşmenin başarılı şekilde neticelendirilmesiyle mülkiyet hakkını iktisap edeceği … ili,… ilçesi … ‘da kain ve tapunun 244 DRIIIB pafta, 634 ada ve 4 numrasında kayıtlı bulunan arsa üzerinde inşa edilecek zemin katta 4 nolu bağımsız bölümün 300.000-TL bedelle …’ye mülkiyetin devir ve tescil edilecek olduğunu, 17.04.2019 tarihli sözleşme davalı … tarafından hazırlanıp müvekkiline imzaya getirilmiş olduğunu, bu sözleşmedeki ”ve bodrumu” ifadesi davacı tarafından fazladan eklenmiş ve müvekkilinin davacıya güvendiğinden sözleşmeyi okumadan imzalamış olduğunu, zaten 4 nolu bağımsız bölüm dükkanın bodrumu ifadesi, binanın ne projesinde ne de dava konusu sözleşmeye dayanak olan … 31.Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ”Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde geçmemekte olduğunu, çünkü 4 bağımsız bölüm nolu dükkanın altı bodrum dükkan değil, sığınak olduğunu, sığınağın satılmasının zaten hukuken mümkün olmadığını, davacının 4 bağımsız bölüm nolu dükkanı satın alırken bu dükkanın bodrumu olmadığını çok iyi bilmekte olduğunu, … ili,… ilçesi … ‘da kain ve tapunun 244 DRIIIB pafta ,634 ada 4 parselde inşa edilen arsanın müteahhitliğini gerçekte sözleşmede ismi geçen ve müvekkili …’ın damadı olan…’ın yapmış olduğunu, …’ın müteahhitlik belgesi bulunmadığından …Ticaret Ltd.Şti.’nin müteaahhitlik belgesini kullanmış olduğunu, davacının da bütün pazarlığını … ile yapmış, ödemeyi de bizzat …’a yamışken şimdi kağıt üzerinde müvekkili şirket müteahhit görünüyor diye müvekkillerinden haksız menfaat elde etmeye çalışmakta olduğunu, davacının dava dilekçesinde, gerçekte dava konusu daireyi yapan ve davacının gerçekte daire satın aldığı müteahhit Mehmet Sazan’dan hiç bahsetmemekte ve …’a karşı dava açmadığı gibi bu davada davalı dahi göstermemiş olduğunu, yine müvekkili …’ın diğer müvekkili … Ltd.Şti.’nin yetkilisi olduğunu, müvekkili …’a işbu sözleşme gereği dava açılamayacağını, çünkü kağıt üzerinde sadece müvekkili … Ticaret Ltd.Şti.’nin görünmekte olduğunu, bu nedenle müvekkili …’a açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; yetki ve görev itirazlarının kabulüne karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte arabuluculuk tutanağını sunmadığı için tensip zaptı ile birlikte davacıya 6325 Sayılı Kanununu 18/A maddesi gereğince tutanak aslını veya örneğini sunması için 1 haftalık kesin süre verilmesine ve tebliğ edilmesine şeklinde ihtarat yapılmasına rağmen davacı vekili 10/02/2022 tarihli dilekçesi ile HMK 90 maddesi gereğince 1 haftalık kesin sürenin uzatılmasını talep etmiş olup ayrıca dilekçe içeriğinde 10/02/2022 tarihi itibarıyla … Arabuluculuk Bürosuna başvuru yaptıklarını beyan etmişlerdir.
Bilindiği gibi arabuluculuk dava şartı olup dava açılmadan önce tamamlanması gereken bir dava şartıdır. Dava açıldıktan sonra arabuluculuk dava şartının tamamlanması mümkün değildir. Davacı vekili bahsi geçen dilekçesinde dava tarihinden sonra 10/02/2022 tarihinde arabuluculuk için başvuru yaptıklarını beyan etmeleri karşısında dava tarihinden önce herhangi bir arabuluculuk başvurusu olmayıp tutanakta düzenlenmediğinden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Dava tarihinden önce herhangi bir arabuluculuk başvurusu olmayıp tutanakta düzenlenmediğinden DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 187,86 TL harçtan mahsubu ile bakiye 107,16 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza