Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/884 E. 2023/218 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/884
KARAR NO : 2023/218

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlu şirket aleyhine … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraza yönelik itirazın iptali ile takibe devam edilmesini, alacağın ticari (avans) faizi ile birlikte tahsilini, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, taraflar arasında davacı müvekkilinden oyuncu …’in davalı şirketin … markasının reklam&marka yüzü olması ve buna ilişkin taraflar arasındaki işbirliği ve yükümlülükleri düzenleyen 15.01.2020 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye ek olarak 23.06.2020 tarihli ek sözleşme imzalandığını, davalı davacı müvekkiline ödemekle yükümlü olduğu borcunun %50’lik kısmı olan 725.000,00-TL’yi ödediğini, ancak bakiye 725.000,00-TL borcunu ödemediğini, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğini, davacı müvekkiline gönderdiği … 16. Noterliği … tarih ve … sayılı fesih ihbarı ile 15.01.2020 tarihli sözleşmeyi haksız şekilde fesih ettiğini, davalının haksız fesih ihbarına karşı davacı müvekkili tarafından davalıya karşı … 15. Noterliği … tarih ve … nolu ihtarname keşide edildiğini, iş bu ihtarname ile davalı 15.01.2020 tarihli sözleşme kapsamında davacı müvekkili ödemekle yükümlü olduğu 725.000,00-TL + KDV’nin davacı müvekkillerinden … Ltd. Şti.’nin banka hesabına iş bu ihtarın tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içinde ödenmesi hususu taraflarına davalıdan talep ve ihtar edildiğini, davalının sözleşmeyi ihlal ve haksız feshi sonrasında alacaklı davacı müvekkili tarafından … 12. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı iş bu icra takibine, borca ve ferilerine haksız ve mesnetsiz şekilde 11/06/2021 tarihinde itiraz ettiğini, davalının borç ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, borcunu ödemediğini, sözleşmeyi haksız şekilde fesih ettiğini, davalının sözleşmeyi feshi tamamıyla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının sözleşmeleri ihlali haksız feshi davacı müvekkillere büyük maddi zarar verdiğini, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde yaptığı … 12. Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, alacağın ticari (avans) faiz ve masrafları ile birlikte davalı-borçludan tahsiline karar verilmesini, davalının davacı müvekkillere alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıların huzurdaki dava ile taraflar arasında akdedilen 15.01.2020 tarihli sözleşmeden kaynaklanan bakiye sözleşme bedelinin ödenmediği iddiası ile … 12. İcra Müdürlüğü… E. sayılı dosyası marifetiyle icra takibi başlatıldığını, taraflarına sunulan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının ikame edildiğini, huzurdaki davada ileri sürülen iddia ve talepler tamamıyla haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin amir hükmüne göre sözleşmedeki tüm ödemelerin davacı şirkete yapılacağı açıkça düzenlendiğini, düzenleme karşısında davacı …’in dava açma sıfatı bulunmadığını, davacı … açısından davanın tefrik edilerek derhal reddi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen davaya konu 15.01.2020 tarihli sözleşme ile davacı … tüm sözleşme bedelinin diğer davacı … Tic. Ltd.’ne ödenmesini talep ettiğini, davacının bu talebi doğrultusunda işbu akde dayalı ödemelerin davacı şirkete yapılacağının açıkça hükme bağlandığını, davacı …’in müvekkili şirketten sözleşme bedelini talep etmeye hiçbir şekilde hakkı bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağanüstü salgın hali nedeniyle ortaya çıkan aşırı ifa güçlüğü nedeniyle zorunlu olarak feshedildiğini, bakiye sözleşme bedeline hak kazanılmasının hukuken mümkün olmadığını, Pandeminin tüm dünyaya yayıldığını, 12.03.2020 tarihinde dünya sağlık örgütü tarafından pandemi olarak ilan edildiğini, söz konusu küresel pandemi ülkemizde de etkisini göstermiş olduğunu, devamında devletin en üst kademesindeki resmi ve yetkili organlar tarafından çok sıkı tedbirler uygulanmaya başlandığını, bu süreçte salgının yayılmasının önlenmesi, müşterilerin ve çalışanların sağlıklarının korunması amacı gözetilerek zorunlu olarak müvekkili şirkete ait fabrikaların kapandığını, tüm üretim durdurulduğunu, işçiler için kısa çalışma ödeneğine başvurulduğunu, tüm mağazaların kapatılmak zorunda kaldığını, sözleşmenin pandemi döneminde ifa edilebilmesini, konusu itibarı ile de imkansızlık teşkil etmekte olduğunu, bakiye sözleşme bedeline hak kazanılmasının bu açıdan da hukuken mümkün olmadığını, tüm davacılar yönünden esastan reddini, haksız ve kötü niyetli olarak işbu davayı ikame eden davacıların %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı vekilinin 12/08/2022 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulan … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Başkanı … tarafından sunulan 11.08.2022 tarihli uzman görüşünde; ”Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ve ek sözleşmenin kenar başlığı “aşırı ifa güçlüğü” olan Türk Borçlar Kanunu m. 138 hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirme yapılırken taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı edimlerin icrasının içinde bulunulan günün koşullarının gözetilmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafça emsal olarak sunulan reklam faaliyetlerinin taraflar arasındaki akdi ilişkinin içeriğine ve somut olayın özelliklerine uygun düşmemesi nedeniyle değerlendirmeye esas alınamayacağı, taraflar arasında imzalanan 23.06.2020 tarihli ek protokolde Covid-19 salgınının mücbir sebep ve aşırı ifa güçlüğü oluşturduğunun tarafların kabulünde olduğu, ek protokolün imzalandığı tarihten sonraki gelişmeler dikkate alındığında, Covid-19 salgını ve bu salgının ekonomik hayata yansıması yönünde olumlu seyir söz konusu olmadığı tam tersi daha sert tedbirler alınması sonucu aşırı ifa güçlüğü düzenlemesinin tatbikinin zorunlu olduğu, değişen durumların, sözleşmede adaletini bozduğu, kazanç paylaşma amacıyla kurulmuş bir tüzel kişinin bu amacını gerçekleştirebilmesi faaliyetlerine devam edebilmesi için yüz yılda bir ortaya çıkan bu buhranın etkilerini azaltmak maksadıyla aşırı ifa güçlüğüne dayalı önlemleri alması gerektiği, aşırı ifa güçlüğü nedeniyle bozucu yenilik doğuran hakkın kullanımının yasaya uygun düştüğü, sözleşmenin 4. Maddesinde yer alan cezai koşul düzenlemesinin keyfi dönme veya kusurlu ifa imkansızlığı haline hasredildiği ancak somut olayda Türk Borçlar Kanunu m. 138 hükmüne dayalı olarak sözleşmenin feshi hakkının kullanımı nedeniyle cezai koşul bedelinin ödenmesini gerektiren bir durumun olmadığı, davacı modelin sözleşme konusu işin henüz yüzde beş gibi sembolik sayılabilecek bir kısmını ifa etmiş olmasına rağmen sözleşme bedelinin yarı tutarını tahsil etmiş olduğu yönündeki maddi gerçek karşısında, bakiye bedelin ödenmemesi yönündeki kararın da Türk Medeni Kanunu m. 2 dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği Türk Borçlar Kanunu m. 138 kapsamında sözleşmenin aşırı ifa güçlüğü kapsamında sonlandırılması ve bakiye alacağın davacı tarafça talebinin reddi gerektiği hususundaki görüşlerimizi HMK m. 293 kapsamında uzman görüşü olarak saygılarımızla sunarız .” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizin 26.05.2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın 1 sektör bilirkişisi, bir tekstil bilirkişisi, 1 bağımsız denetçi bilirkişiye tevdi ile davalının 2019 yılı ticari kayıtları ile 31/08/2021 tarihine kadar olan ticari kayıtları incelenerek Covid 19 salgınının mücbir sebep olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davalının satışlarına devam edip etmediği, sözleşmenin ifasının online satışlara etkisi de değerlendirilerek Sözleşme ve ek protokolün Covid 19 salgını ve mücbir sebep nedeni ile haklı sebeple feshedilip feshedilmediği, Covid 19 salgınının mücbir sebep teşkil edip etmediği, taraflar arasında akdedilen 23/06/2020 tarihli ek protokolün Covid 19 salgınının başlamasından sonra akdedilmesinin, davalının mücbir sebep iddiasına dayanmasını engelleyip engellemeyeceği, davacıların 15/01/2020 tarihli sözleşmenin 4.2 maddesine göre sözleşme bedelinin tamamını talep edip edemeyeceği rapor tanzim edilmesinin istenilmiş, raporda ayrıca davacıların davalıya keşide ettiği … 15. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihi olan 13/10/2020 tarihine 15 iş günü eklenerek belirlenecek temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar talep edebileceği işlemiş faiz miktarının da hesaplanmasının istenilmiş bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 06.09.2022 tarihli raporda özetle, davalı tarafın fiziki olarak tuttuğu 2019, 2020 ve 2021 yılları envanter defterinin açılış tasdiklerine ilişkin noter onaylarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, elektronik olarak tutulan yevmiye ve kebir defterlerinin açılış onayları yerine geçen e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, bu kapsamda, davalı tarafın 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca kendi lehlerine ve aleyhlerine delil teşkil eder nitelikte oldukları, taraflar arasında davacı oyuncu …’in davalı şirketin … markasının reklam&marka yüzü olması ve buna ilişkin taraflar arasındaki işbirliği ve yükümlülükleri düzenleyen 15.01.2020 tarihli sözleşmenin ve bu sözleşmeye ek olarak 23.06.2020 tarihli ek sözleşmenin imzalandığı, sözleşmede belirtilen hizmet karşılığında 2 sezon için stopaj dahil üzere toplam 1.450.000,00 TL + KDV”nin Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD. ŞTİ. nin düzenleyeceği fatura karşılığında ödeneceğinin hükme bağlandığı, davacı şirket tarafından 24.01.2020 tarihli KDV dahil 855.500,00 TL tutarındaki faturanın düzenlendiği ve fatura bedelinin davalı tarafından 07.02.2020 tarihinde banka kanalıyla davacı şirket hesabına gönderildiği, bu kapsamda davalı şirket tarafından sözleşme bedelinin % 50’sinin ödendiği, davalı şirketin satışlarına devam ettiği, 2020 yılında Net Satışlar Tutarının 2019 yılına göre %14 oranında azalış gösterdiği, davalı şirket muhasebe kayıtlarında internet ortamında yapılan satışlar ile diğer yollarla yapılan satışlar farklı hesaplarda takip edilmeyip tek bir hesap altında izlendiğinden, taraflar arasındaki sözleşmenin ifasının online – satışlara etkisinin değerlendirilmesinin mümkün olamadığı, Mahkemece davacıların davalıya keşide ettiği … 15. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihi olan 13/10/2020 tarihine 15 iş günü eklenerek belirlenecek temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar talep edebileceği işlemiş faiz miktarının da hesaplanması istenildiğinden, Sayın Mahkemenin kararı uyarınca 28.10.2020 tarihinden itibaren takip tarihine kadar olan süre için işlemiş faiz miktarının 65.929,69 TL olarak hesaplandığı, COVİD salgınının taraflar arasındaki etkisinin mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceği, beklenmeyen hal tanımına uygun düştüğü için sözleşmenin feshinin değil esaslı ifa güçlüğü dolayısıyla sözleşmenin tadilinin taraflardan beklenmesi gerektiği, sözleşmenin taraflarca 23.06.2022 tarihinde yeni döneme ertelenerek vade ve sair koşulların tadil edildiği, yeni dönem idrak edilmeden sözleşmenin ifa imkansızlığı dolayısıyla erken feshi için kanunda aranan şartların oluşmadığı, davalının mali durumunun sözleşmeyi ifaya engel olmadığı, 11.08.2022 tarihli uzman mütalaasına beklenmeyen haller mevhumunun değerlendirmeye alınmadan ve davalı yanın sağlaması yapılamamış %70 kar kaybı yaşadığı iddiası temelinden hareketle kaleme alındığından bahisle tespit edilen mali koşullarla uyumlu bulunmadığından katılmanın mümkün olamadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, taraflar arasında akdedilen 15/01/2020 tarihli sözleşme ve 23/06/2020 tarihli ek protokol konusu bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen 15/01/2020 tarihli sözleşmenin 2. maddesi: “Sözleşmenin konusu, işbu sözleşmenin imza tarihi -15.02.2021 tarihleri arasında “… – …” adı ile (… adı tarafların karşılıklı mutabakatı ile değiştirilebilir) çıkarılacak ve … … direktörü ve … tarafından mevcut … koleksiyonundan 2020 trendlerine uygun ve …’in stiline cevap verecek … tasarımlarının seçilmesi ile …’in stiline uygun olacak ortalama 15 parçalık özel üretim tasarımların hazırlanması, oluşacak koleksiyonun reklam ve tanıtılması, … Tic. A.Ş.’ye ait “… ” markasının ve “… – …” ürünlerinin “…” olmasına ilişkin tarafların yükümlülüklerini ve esaslarını düzenlemektedir…”
4.1. Maddesi: ” …, Sanatçı’ya iş bu sözleşmede belirtilen hizmet karşılığında 2 sezon için Stopaj dahil olmak üzere toplam 1.450.000 TL (BirMilyon DörtYüz ElliBin Türk Lirası) + KDV Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği fatura karşılığında ödeyecektir.”
4.2. maddesi ” İşbu sözleşme kapsamında Sanatçıya ödenecek olan ücretin %50’si, 28.01. 2020 tarihinde … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği faturanın …’a teslim edilmesinden itibaren en geç 04.02.2020 tarihine kadar, bakiye %50’si ise , 23.06.2020 tarihinde Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği faturanın …’a teslim edilmesinden sonra en geç 30.06.2020 tarihine kadar, Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ. ‘nin bildireceği banka ve hesap numarasına yapılacaktır.
SANATÇI, kendi ücreti, kendisinin … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği serbest meslek makbuzuna ilişkin stopaj tutarı ve ajans komisyon bedeli dahil, tüm ödemenin … tarafından Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’ne ödenmesini talep ve muvafakat etmiş olmakla, … tarafından ödemelerin sözleşmede yazılı şekilde Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİİ.’ne ödenmesiyle , …’un ödeme yükümlülüğünü ifa etmiş olacağını beyan ve kabul etmiştir.
SANATÇI’nın işbu sözleşmede yazılı yükümlülüklerine uygun davranmasına ve/veya SANATÇI’nın sözleşmede yazılı yükümlülüklerini ifaya hazır olmasına rağmen …’un iş bu sözleşmede yazılı çalışma ve çekimlerden vazgeçmesi ve/veya yayınlamaktan vazgeçmesi, daha az çalışma yapması ve/veya daha az yayınlaması halinde dahi … bu sözleşmede belirlenen ücretin tamamını SANATÇI’ya (Sanatçı namına ajansına) ödemekle yükümlü olup sözteşme konusu işlerin, çalışmaların …’dan kaynaklanan sebeplerle ifa edilmemesi-yapılmaması-yayınlanmaması- kullanılmaması ve/veya azaltılması, az yayınlanması, az kullanılması SANATÇI’ya herhangi bir sorumluluk yüklemez; …’a SANATÇI’nın sözleşmede yazılı ücretlerini ödememek ve/veya sözleşmede yazılı ücrette azaltma yapmak hakkı tanımaz.”
23/06/2020 tarihli Ek Protokolün sözleşmenin “TARAFLAR” başlıklı 1.maddesi”
İşbu ek protokol bir tarafa, …adresine mukim … TİCARET A.Ş. (kısaca … olarak anılacaktır) ile diğer tarafta … (Sanatçı olarak anılacaktır) ve …Adresinde mukim …LTD ŞTİ. (AJANS) aşağıdaki koşullarla işbu Sözleşmeyi imzalamışlardır.
Bundan böyle … ve Sanatçı ve Ajans münferiden “Taraf” olarak anılacaktır. Sanatçı, ajans ve … birlikte işbu Sözleşmede “Taraflar” olarak anılacaktır. “
“Sözleşmenin Konusu “başlıklı 2.Maddesi “15.01.2020 tarihli Sözleşmede belirtilen sezonların ve ödeme vadelerinin değiştirilmesine ilişkin ek protokoldür.”
” Hükümler” başlıklı 3.maddesi “
3.1 Taraflar 15.01.2020 tarihli sözleşme ile Sözleşmenin konusu, 15.01.2020 – 15.02.2021 tarihleri arasında “… – …” adı ile (Koleksiyonun adı tarafların karşılıklı mutabakatı ile değiştirilebilir) çıkarılacak ve … tarafından mevcut … koleksiyonundan 2020 trendlerine uygun ve …’in stiline cevap verecek … tasarımlarının seçilmesi ile …’in stiline uygun olacak ortalama 15 parçalık özel üretim tasarımların hazırlanması, oluşacak koleksiyonun reklam ve tanıtılması , … Tic. A.Ş.’ye ait “… ” markasının ve “… – …” ürünlerinin “Marka Yüzü” olmasına ilişkin bir sözleşme akdetmişlerdir.
3.2 Taraflar, yine 15.01.2020 tarihli sözleşmede 2020 İlkbahar-Yaz ve 2020-2021 Sonbahar-Kış sezonu için yapılacak çalışmaları ve detayları açık bir şekilde belirtmişlerdir.
3.3 Ancak, ilk kez Aralık 2019’da Çin’in Vuhan kentinde görülen ve Covid-19 adlı hastalığa yol açan koronavirüs ilk kez 11 Martta Türkiye’de çıkması , bu tarihten sonra Türkiye açısından da ciddi bir tehlike olması ve Dünya Sağlık Örgüt’ünün salgını küresel pandemi ilan etmesi ve bu durumun ifa imkansızlığı ve mücbir sebep teşkil etmesi sebebiyle 2020 İlkbahar-Yaz sezonu için yapılması planlanan işler yapılamamıştır.
3.4 Taraflar , bu sefer salgın sebebiyle 2020 İlkbahar-Yaz sezonunda yapılması planlanan çalışmaların yapılmaması sebebiyle, sezonların 2020-2021 Sonbahar Kış ve 2021 İlkbahar-Yaz olarak değiştirilmesi ve sözleşme bitiş tarihinin de 31.08.2021 tarihine kadar uzatılması konusunda mutabıktırlar.
3.5 Sanatçı ve Ajans 15.01.2020 tarihli sözleşmenin 2.maddesinde detayları verilen tüm çalışmaları ile sözleşmenin diğer maddelerinde taahhüt ettiği tüm çalışmaları 2020-2021 Sonbahar-Kış ve 2021 İlkbahar-Yaz sezonunda eksiksiz bir şekilde yerine getireceklerini kabul, beyan ve taahhüt ederler. Ancak, salgının devam etmesi halinde …’un yapılacak olan çalışmaları askıya alma ve erteleme hakkı saklıdır.
3.6 Ayrıca, işbu sözleşme kapsamında Sanatçı’ya sözleşmenin 4.1 maddesi gereğince ödenecek olan ücretin %50’si ödenmiş, geri kalan bakiye bedel ise sözleşmenin 4.2 maddesi gereğince 23.06.2020 tarihinde Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği faturanın …’a teslim edilmesinden sonra en geç 30.06.2020 tarihine kadar, Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ. “nin bildireceği banka ve hesap numarasına yapılacağı belirtilmiştir. Ancak, taraflar işbu ek protokol ile bakiye %50 bedelin 12.01.2021 tarihinde Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’nin düzenleyeceği faturanın …’a teslim edilmesinden sonra en geç 19.01.2021 tarihinde, Sanatçı’nın ajansı … TİC. LTD ŞTİ.’nin bildireceği banka ve hesap numarasına ödenmesi konunda mutabıktırlar. Ancak, salgının devam etmesi ve 15.01.2020 tarihli sözleşmede Sanatçı ve ajans tarafından yerine getirilecek olan çalışmaların …’un askıya alınması halinde, …’un yukarıda belirtilen bakiye ödemesini askıya alma hakkı saklıdır.
3.7 Şüpheye mahal vermemek adına, … uzatılan dönem için, sözleşmenin 4.1 maddesinde belirtilen bedel dışında herhangi bir ilave bedel ödemeyecektir. Sanatçı ve Ajans bu durumu kabul, beyan ve taahhüt etmektedir.”
“Diğer Hükümler “başlıklı 4.maddesi
4.1 İşbu ek protokol, 15.01.2020 tarihli Sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır. İşbu ek protokol ile zikredilen ve tarafların karşılıklı mutabakatı ile sözleşme metnine eklenen veya revize edilen maddeler ve ibareler dışındaki tüm hükümler aynen kalmaya devam edecektir.
4.2. İşbu 4 (Dört) maddeden ibaret Protokol 23.06.2020 tarihinde 2 nüsha olarak tarafların imzaya yetkili temsilcileri tarafından karşılıklı mutabakat ile imzalanarak yürürlüğe girmiştir.” şeklinde düzenlenmiş olup taraflar arasında sözleşme bedelinin %50 sinin ödenmiş olduğu , sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ,15/01/2020 tarihli sözleşme ve 23/06/2020 tarihli ek protokolün Covid 19 salgını ve mücbir sebep nedeni ile haklı sebeple feshedilip feshedilmediği, Covid 19 salgınının mücbir sebep teşkil edip etmediği, taraflar arasında akdedilen 23/06/2020 tarihli ek protokolün Covid 19 salgınının başlamasından sonra akdedilmesi hususunun mücbir sebep iddiasına dayanılmasını engelleyip engellemeyeceği, davacıların 15/01/2020 tarihli sözleşmenin 4.2 maddesine göre sözleşme bedelinin bakiye kısmını talep edip edemeyeceği konularında toplanmıştır.
Bilindiği üzere Aralık 2019 tarihinde Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan Covid-19, bütün dünyayı etkisi altına alan olağanüstü bir durum meydana getirmiş, Dünya Sağlık Örgütü de Covid-19’u yayılış hızı ve etkileri nedeniyle ”pandemi” ilan etmiştir.
Covid-19 pandemisi, ”mücbir sebep” veya borcu ”imkansız” kılan bir olgu olarak sözleşmelerin ifasını etkilemektedir. Covid-19, doğrudan bir salgın hastalık olması yanında aynı zamanda salgından korunmak için Devlet tarafından alınan önlemler sebebiyle de sözleşmeleri etkilemektedir. Birçok işyeri veya işletme kapatılmakta ya da faaliyetleri sınırlandırılmakta; toplantılar, gösteriler, uçuşlar, törenler gibi etkinliklikler yasaklanmakta veya büyük ölçüde kısıtlanmakta; sokağa çıkma yasakları veya kısıtlamaları getirilmektedir. Anılan bu önlemler sözleşmelerin ifasını da doğal olarak etkilemektedir.
Mücbir sebep, kanunda tanımlanmış değildir. Roma hukukundan beri varolagelmiş olan bu kavram, doktrinde sözleşme sorumluluğu bakımından genellikle şu şekilde tanımlanmaktadır. Mücbir sebep (höhere Gewalt; force majueure, vis maior) borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana genel, borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. [Kırca, Çiğdem, Karakaş Tülay F.: Pandeminin (Covid-19’un) Sözleşmelerin İfasına Etkisi, Ankara 2021, s.3]
Mücbir sebepten bahsedebilmek için, mücbir sebep oluşturan bir olayın meydana gelmesi gerekir. Bu olay, doğal afet, salgın hatalık gibi doğal; savaş, grev gibi insandan kaynaklanan toplumsal; ithalat-ihracat yasakları, seyahat engelleri gibi hukuki bir olay olması mümkündür. Küresel salgın olan Covid-19 da doğal bir olay ve hukuki engellere sebebiyet verebilmektedir.
Mücbir sebebi oluşturan olayın borçlunun sorumluluk alanı dışında gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu unsur haricilik (dışsallık) olarak da adlandırılmaktadır. Mücbir sebebin önemli diğer unsuru da kaçınılmazlıktır. Başka bir ifade ile söz konusu olay, borcun kaçınılmaz surette ihlali sonucunu doğurmalıdır. (Kırca, Karakaş, s. 4 vd.)
Covid-19 pandemisinin varlığı, sözleşmenin ifası açısından kendiliğinden mücbir sebep oluşturmaz. Mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için pandeminin yarattığı sonuçlar ile sözleşmenin ifasının engellenmesi arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Bir olayın mücbir sebep olup olmadığının somut olayın özelliklerine göre tespit edilmesi gerekir. Bir sözleşme için mücbir sebep teşkil eden durum başka bir sözleşme için mücbir sebep teşkil etmeyebilir. Bu itibarla Covid-19, her durumda mücbir sebep oluşturduğu genellemesinden hareket edilemez, bir başka deyişle, her somut sözleşme için Covid-19’un mücbir sebep oluşturup oluşturmadığı denetlenmelidir. (Kırca, Karakaş, s.7)
Somut olay yönünden değerlendirme yapıldığında ; 15/01/2020 tarihli sözleşmenin imzalanmasından sonra Dünya Sağlık Örgütü’ nün Covid-19’u ”pandemi” ilan ettiği, 15/01/2020 tarihli sözleşmenin – pandemi mücbir sebebine rağmen- davalı tarafından feshedilmediği, taraflar arasında ” salgın” ın mücbir sebep olarak kabul edildiği ve buna rağmen ek protokol düzenlenip ek protokolde 15/01/2020 sözleşme gereğince ödenecek ücretin %50’sinin en geç 19.01.2021 tarihinde ödeneceğinin ancak salgının devam etmesi halinde bakiye sözleşme bedelinin ödenmesinin davalı tarafından askıya alınabileceğinin kararlaştırıldığı, davalının mücbir sebebin ortaya çıktığı tarihten sonra mücbir sebebin varlığına rağmen ek protokolü imzaladığı dikkate alındığında artık Covid-19 salgınının yarattığı sonuçlar ile sözleşmenin ifasının engellenmesi arasında illiyet bağının bulunmadığı kanaatine varılmış ve sözleşmenin mücbir sebep nedeni ile feshedildiği iddiasına itibar edilmemiş, sözleşmenin haklı neden bulunmaksızın feshedildiği anlaşılmıştır.
TBK 123. maddesi: ”Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir.” denilmiştir.
TBK madde 125 : ”Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” şeklindedir.
Davacılar tarafından TBK. 123. maddesi uyarınca keşide edilen 12/10/2020 tarihli ihtarnamede verilen 15 günlük süreye rağmen borcun ifa edilmediği anlaşılmakla TBK 125/1. maddesi uyarınca davacıların aynen ifaya ilişkin seçimlik hakkını kullanabileceği ve sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmeyen 725.000,00 TL tutarlı kısmı ile bu kısma temerrüt tarihi 28/10/2020 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 65.929,69 TL faizin tahsilini talep edebileceği nazara alınarak davanın kısmen kabulüne , fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABÜLÜ ile;
Davalının … 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının 725.000,00 TL asıl alacak ve 65.929,69 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren (yıllık %16,75 oranını geçmemek kaydıyla) avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında 158.185,93 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 54.028,40-TL olduğundan peşin alınan 9.571,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 44.456,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 9.571,89-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Arabuluculuk faaliyeti nedeniyle sarf edilen 1.360,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan posta ve tebligat ücreti 183,85-TL bilirkişi masrafı 9.000,00-TL olmak üzere toplam 9.183,85‬-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 8.964,99-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 105.002,27-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 maddesine göre hesap ve takdir edilen 1.609,52-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/03/2023

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP