Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/870 E. 2022/469 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/870
KARAR NO : 2022/469

DAVA : Tazminat ( Bankacılık Kanunundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Bankacılık Kanunundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı …Ltd. Şti. (“…”) firmasına ait … ili, … İlçesi, … Mah.,2756 parsdelde kayıtlı tarla vasfındaki gayrimenkul ve …Tic. Ltd. Şti. (“…”) firmasının aynı gayrimenkulde bulunan ticari işletmesinin satın alımının finansmanı için müvekkiline davacılı banka tarafından kredi kullandırılmış olduğu, bu kredi kullandırımı esnasında … ve … firmalarının borca batık olduğunu, diğer bankalara ve davalı bankaya karşı temerrüde düştüğünün davalı banka tarafından gizlenmiş olduğunu, davalı bankanın bu bilgileri müvekkili ile paylaşmadan müvekkiline kredi kullandırmış olduğundan bahisle davalı bankanın hukuken genel ilkelerine, bankacılık hukukuna, ticari ahlaka ve etiğe aykırı davrandığını ve müvekkiline kullandırılmış kredi ile adı geçen şirketlerin batık kredilerinin kötü niyetle tahsil edilmiş olduğu, … ve … firmalarının varlıklarını satın almalar sonucu tasarrufun iptali vb. davalara, hacizlere muhatap olduklarını ve neticede çalışamaz konuma geldiklerini, gerek Bankacılık Kanunu, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun ve gerekse Yargıtay kararları tahtında bankaların bir güven kurumu oldukları ve hafif kusurlarından dahi sorumlu olduklarını, basiretli tacir olarak da özen sorumluluğunun söz konusu olduğunu, neticede de temerrüde düşmüş dava dışı şirketlerin kredi işlemlerini gizleyerek ve müvekkilini kandırarak hukuksuz işlemler neticesinde davalı bankanın davacıyı zarara uğrattığı ve huzurdaki tazminat davasını açtıklarını belirterek davanın kabulü ile, müvekkili şirkete gerek tasarrufun iptali ve gerekse sorumluluk davası şeklinde açılmış davalar dolaysıyla mahkum edildiği tazminat ve alacaklar ve uğramış olduğu tüm zarar kalemleri ve kredi sözleşmesi konusu makine teçhizat ve fabrikanın çalıştırılamaması dolaysıyla elde edemediği gelirlerin ve kar kayıplarının ve uğranılan ve uğranılması muhtemel tüm zarar kalemlerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000.000,00 TL’nin kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı …Bankası A.Ş.’den tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddia etmiş olduğu maddi vaka ve hukuki düzenlemelerin, müvekkili bankanın eylem ve işlemleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacının iddialarının ve işbu davanın muhatabı, müvekkili banka olmadığını, müvekkili bankanın işlemlerinin mevzuata ve ticari teamüllere uygun olup, davacının kendi kusurundan kaynaklanan hukuki ve mali sonuçları salt “kredi veren” konumundaki müvekkili bankaya yönlendirmesinin mümkün olmadığını, huzurdaki davanın müvekkili bankaya karşı açılması hukuken mümkün olmadığını, davaya konu talebin ticari davalara konu edilebilecek bir husus olmadığından ve salt haksız fiile dayalı tazminat iddiası olduğundan, görev (iş bölümü) itirazında bulunduklarını ve davanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesin gerektiğini, davacı tarafın müvekkili bankadan kullandığı kredileri henüz geri ödememiş ancak yine de müvekkili bankaya olan muaccel borçları nedeniyle iflas durumuna geldiğini iddia ederek, müvekkili bankadan zararlarının giderilmesini talep ettiğini, ancak davacı tarafından zarara neden olduğu iddia ettiği işlem ve eylemlerin müvekkili banka tarafından gerçekleştirilmediğini, söz konusu zarar ile ilgili belirtilen tasarrufun iptali davalarına konu taşınmaz ve ticari işletme devirleri dava dışı … firmaları ile davacı arasında yapılan satım ve devir işlemleri nedeniyle gerçekleştiğini, bir satım sözleşmesinden bir taraf zarar görmüş ise de, bu konudaki sorumlu sözleşmenin diğer tarafı olan satan firmalar olduğunu, bir üçüncü kişinin taraf olmadığı bir sözleşmeden doğan zararın giderilmesi konusunda sorumluluğu olamayacağını, borçlar hukukunun en temel ilkesi olan sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereği alım satım sözleşmesinden oluşan zararlar ve kayıplar ancak sözleşmenin diğer tarafı tarafından giderilmesi talep edebileceğini, müvekkili bankanın taraf olmadığı sözleşmeden dolayı doğrudan müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkil banka tarafından ifa edilen kredilendirme süreci hukuka ve bankacılık teamüllerine uygun olduğunu, hukuka ayrılık oluşturmayan bir işlemin tazminat istemine konu olayacağını, davacı tarafın müvekkili bankadan kullandığı kredi ve müvekkili bankanın herhangi bir tutum ya da davranışı nedeniyle zarara uğramadığını, bu nedenle tazminat isteminin yersiz olduğunu, davacı firmanın ticari alım satım yaptığı firmaların ekonomik durumunu bilmediği iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi müvekkili banka tarafından yanıltıldığı yönündeki iddialarının da kabulü mümkün olmadığını, müvekkili bankanın bankacılık mevzuatı kapsamında basiretli bir tacir olarak sorumluluğunu tam ve eksiksiz yerine getirdiğini belirterek davanın iş bölümü açısından görevsiz mahkemede açılmış olduğundan, görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, dava konusu işlem ve eylemlerden itibaren BK md. 72 gereği 2 yıllık süre geçtiğinden, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, haksız ve hukuka aykırı olan davanın husumet ve diğer esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarından kaynaklandığı iddia edilen tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacı tarafından davalı bankanın kredili müşterileri olan …şirketlerinin taşınmaz ve üretin tesislerinin satın alınması sırasında davalı bankadan kredi tahsisinde bulunması, davacıya kredi tahsisi yapılması sırasında bankanın objektif özen yükümlülüğüne aykırı davranışla davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı, dava dışı şirketlere ait taşınmaz ve üretim tesislerinin satın alınması sürecinde davalı bankanın davacıya, dava dışı şirketlerin mali gücü konusunda bilgi verme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, dava dışı şirketlerin mali gücünün bozuk olmasına rağmen davacıya kredi tahsis edilmesinin mevzuata aykırı olup olmadığı ve davalı eylemleri ile davacı zararı arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı, varsa davalı bankanın kredi alacağından mahsup edilebilecek davacı zararı bulunup bulunmadığı konularında toplanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166.maddesinde; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” hükmü yer almaktadır.
… 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasının tetkiki sonucunda, davacı … Bankası Anonim Şirketi tarafından davalı … Şirketi aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı itirazın iptali davası ikame edildiği, dosyanın derdest olduğu, davalı tarafından işbu dosyada takas/mahsup def’nin ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kayıtlı dosyasının dava tarihi olarak önce ikame edilen … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;
1-HMK. 166. maddesi gereğince iş bu dosya ile aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan … 4. ATM’nin …E. sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamanın birleştirilen … 4. ATM’nin … E. sayılı dosyası üzerinden devamına,
2-HMK. 166. maddesi gereği birleştirme kararının derhal … 4. ATM’nin …E. sayılı dosyasına bildirilmesine,
3-Yargılama gideri ve sair hususların birleştirilen dosya üzerinden karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili … ile davalı vekilleri …, …’nin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/05/2022

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP