Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/684 E. 2023/556 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/684 Esas
KARAR NO : 2023/556

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi, davalı … ve dava dışı … 2014 yılında davacının unvanı ile 3 ortaklı 210.000,00 TL sermayeli şirket kurduklarını, kurulan şirketin bir süre iş yaptığını ve zarar etmeye başladığını, zarar etmeye başlayan şirketin ortaklarından davalı … ile dava dışı … şirketi tasfiye etmek istemiş ancak davacı müvekkilinin yetkilisi tüm sermayesini söz konusu şirkete yatırdığı için bu duruma karşı çıkmış ve ortakların paylarının karşılıklarını ödeyerek payları devralarak şirketin tek yetkilisi konumuna gelmiş olduğunu, noterde düzenlenen pay devir sözleşmesinde davalı …’ün “… … unvanlı şirket ortaklarından ben devreden … adı geçen şirketteki 700 PAY’LIK payımı şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte … isimli kişiye 70.000 TL bedel karşılığında devir ettim. Devir bedelini kendisinden nakten ve tamamen aldım…” şeklinde beyanda bulunduğunu, dava dışı ortak … pay devir sözleşmesinde “… … unvanlı şirket ortaklarından ben devreden … adı geçen şirketteki 700 PAY’LIK payımı şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte … isimli kişiye 70.000 TL bedel karşılığında devir ettim. Devir bedelini kendisinden nakten ve tamamen aldım…” şeklinde beyanda bulunduğunu, davalı ve dava dışı ortak, davacı müvekkilin yetkilisine şirketin içinde bulunduğu durum nedeniyle 350.000,00 TL borç vermeyi taahhüt etmiş olduklarını ve karşılığında da 350.000,00 TL bedelli senet aldıklarını, senet karşılığı ödenecek olan ve temel borç ilişkisini oluşturacak olan 350.000,00 TL talep edildiğinde ise davalı ve dava dışı ortak borç verme işlemini gerçekleştirmemiş ve senedi iade de etmediklerini, davalı; müvekkil şirket yetkilisini, senedin ödenmemesi durumunda yasal takibe geçmekle şifahen tehdit etmeye başladığını, keza; müvekkil şirket yetkilisinin senedin ödenmemesi durumunda yasal takibe geçileceği hususunda sürekli tehdit edilmesine … isimli müvekkil şirket yetkilisinin arkadaşı ve aynı zamanda şirket çalışanı da şifahen duyduklarını, ticari itibarı pozitif olan davacı müvekkilinin, bankalar nezdinde sıkıntı yaşamaması ve ticari itibarının zarar görmemesi için, müvekkilin yetkilisi tarafından söz konusu bedel ödeme dekontlarına muhalefet şerhi düşülerek mecburen ödenmek zorunda kalındığını, söz konusu senedin ödenmesinin ardından müvekkili şirket yetkilisi senedin iadesini Whatsapp isimli uygulama üzerinden yazarak istemiş ancak senet aslı iade edilmediğini,bunun üzerinde senedin iadesi için ihtarname gönderilmiş ancak söz konusu senet iş bu davanın açıldığı tarihe kadar hali hazırda teslim edilmemiş ve davalı yanda bulunmakta olduğunu, TBK m.77/2’ye göre sebepsiz zenginleşenin geri verme yükümlülüğü zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olacağını, dolayısıyla temel borç ilişkisinden yoksun bir senet borcunun ödenmesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verme borcu doğuracağını, söz konusu ödemeler ile haksız kazanç elde ederek sebepsiz zenginleşen davalı hakkında işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilin 350.000,00 TL tutarında yaptığı ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle 2017 yılında keşide edilmiş olan 15.01.2021 ödeme tarihli bedelinin nakten alındığı kabul edilmiş bir bononun 19.08.2021 tarihinde yani aradan üç yıldan fazla bir süre sonra ödenip ardından borçlu olmadığını ileri sürmek hayatın olağan akışına aykırı, kötü niyetliliği açık olan abes bir iddia olduğunu, borçlunun dava konusu bonodaki imzaya, keşide ve ödeme tarihlerine itirazı olmadığını, borçlu olmayan bir kişinin keşide tarihinden itibaren dört yıla yakın bir sürece hiçbir itirazda bulunmaması sonra da ödemeden sonra bu iddiayı ileri sürmesi davacının kötü niyetinin açık kanıtı olduğunu, keşide tarihi bir yana, ödeme tarihinden itibaren kendisine ödeme talepleri defalarca ileri sürüldükten sonra da aradan sekiz ay geçmiş ve bono icraya konulmak üzere avukata iletilmesinden sonra borçlu tarafından borçlu olmadığı iddiası ileri sürülmüş olduğunu, bu nedenle de borçlunun kötü niyetli olduğu ortada olduğunu, nitekim davacı borçlu dosyaya sunduğu telefon yazışmalarının hiçbirinde borçlu olmadığını söylememekte olduğunu, anılan bononun düzenlenip verilmiş olması, davacı (keşidecinin) borçlu olduğunun açık, yeter ve yegane kanıtı olduğunu, dava konusu bonoda keşideci bono bedelini nakten aldığını beyan ederek bu bedeli kayıtsız şartsız ödeyeceğini taahhüt etmiş olduğunu, ödeme vasıtası olan bono aynı zamanda ispat vasıtası olma özelliğini de taşıdığından aksini iddia eden davacı tarafın borçlu olmadığını aynı kuvvette bir yazılı belgeyle ispatlaması zorunlu olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın iddiasını borçlu şirketin banka hesapları ve borçlu şirket yetkilisinin hesaplarına dayanarak ödeme yapılmadığını ileri sürülemeyeceği, dava konusu bono müvekkilinin alacaklı olduğunun yeterli ve geçerli kanıtı olduğunu, ayrıca BK. 182. md. uyarınca asıl olan tarafların edimlerini aynı anda yerine getirmeleridir, borçlu bonoyu imzaladığı anda metinde de yazdığı gibi bono bedelini nakten aldığı için borcunun ödeme tarihini belirlemektedir, aksi yöndeki iddiaların dayanağı ve geçerliliği olamayacağını, davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkilin asla davacıyı tehdit etmediğini, müvekkilinin alacağına karşılık borçlunun düzenlemiş olduğu ödeme günü gelmiş bononun ödenmesini istemiş, iyi niyetli olarak ödeme tarihinden itibaren aylarca beklemiş ve son çare olarak en tabii ve tamamen yasal hakkı olan icra takibi başlatacağını beyan ettiğini, bu hakkını kullanacağını söyleyen müvekkile karşı tehdit ettiğini iddia etmek hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan sebepsiz iktisap nedeniyle alacak davasıdır.
Uyuşmazlığın, davacının keşideci olduğu 350.000,00 TL miktarlı ve nakden kaydını havi bononun davacı tarafından davalıya verilmiş olan bono nedeniyle kendisine herhangi bir para verilmediği iddiasına rağmen bono bedeli ödenmiş olduğundan davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödemiş olduğu miktarın iadesini talep etme hakkına sahip olup olmadığı hususuna ilişkindir.
Davacı şirketin temsilcisi …, davalı ve dava dışı … tarafından kurulan şirketin zarar etmesi nedeniyle davalı ve dava dışı kişi tarafından şirketin tasfiyesi istendiği halde davacı şirket temsilcisi tarafından limited şirket pay devri sözleşmesi davalı ve dava dışı Hasan ile imzalandığı; … 41. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı devir sözleşmesinde davalı …’un 700 pay karşılığında 70.000 TL devir bedeli ile …’a devrini sağladığı, devre ilişkin bedelin tamamen ve nakten aldığını imza altına aldıkları anlaşılmıştır.
Davaya konu bono incelendiğinde davacı şirketin keşideci, temsilcisi …’ın kefil, lehtarının davalı … olan 350.000 TL bedelli 07/12/2017 düzenleme; 15/01/2021 vade ve ödeme tarihli olduğu davacı vekilinin iş bu bononun davalı ve dava dışı ortak tarafından şirketin içinde bulunduğu durum nedeniyle verildiği halde talep edildiğinde borç verme işlemi gerçekleşmediği ve senedinde iade edilmediğini ve davacı şirketin ticari itibarının zedelenmemesi için senede ilişkin banka aracılığıyla şerh düşerek ödeme yapıldığı ve … 20. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile senedin iadesinin talep edildiği, davalı vekilinin ise davaya konu bononun müvekkili tarafından verilen 350.000 TL borca karşılık geldiği halde davacı tarafın 350.000 TL borcu ödememesi üzerine bono aslı icraya konulacağı esnada davacı tarafın ödeme yaptığını ancak kötü niyetli olarak ihtirazı kayıt koyduğunu, ödeme gününe kadar olan ticari faiz talep edildiği halde ödemenin yapılmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 20/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde özetle bono üzerinde yer alan keşide ve ödeme tarihleri ile başkaca yazıların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, ödeme günü boş teslim edildiğinden bankaya yapılan ödemede de “nakden ibareli 350.000,00 TL bedelli senet” ibaresi düşüldüğü bu nedenle senet üzerinde grafoloji incelemesi yapılmasını talep ettiği mahkememizin 23/03/2022 tarihli 1. Celse 3 nolu ara kararı ile davacı tarafın dava konusu ödemeye sebep bononun kendilerinden sadır olduğunu kabul etmiş olması ve davalı tarafın bono bedelinin ödenmiş olduğunu kabul etmiş olması nedeniyle bono üzerinde grafolojik inceleme yapılmasında tarafların herhangi bir hukuki yararı olmadığından davacı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
23/03/2022 tarihli 1. Celsede davalı vekilince dava dosyasına elden ibraz edilen keşidecisi …, lehtarı …, 07/12/2017 – … tanzim, 15/01/2021 vade ve 350.000,00 TL miktarlı bono aslının mahkememiz kasasına alındığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından davaya konu senedin karşılıksız olduğu konusunda taraf defter ve belgelerinin incelenmesini talep ettiği ancak davaya konu senedin karşılıksız olduğu hususunda yer alan iddiaların yazılı delil ile ispatlanamaması nedeniyle 21/09/2022 tarihli 2. Celse 1 nolu ara karar ile talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu bonodaki vade ile fiilen ödemenin yapıldığı tarih arasında işlemiş faiz oranının tespiti için mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılması için davacı tarafa sehven gider avansı yatırması için ihtaratlı süre verildiği; 08/03/2023 tarihli duruşma zaptında bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği ihtaratının yapıldığı davacı vekiline duruşma zaptının 15/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği halde davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede davacı vekilinin davaya konu davacı şirketin keşideci, temsilcisi …’ın kefil, lehtarının davalı … olan 350.000 TL bedelli 07/12/2017 düzenleme; 15/01/2021 vade ve ödeme tarihli bonoda davalı tarafın davacı şirkete borç verilmediği halde ticari itibarının zedelenmemesi için ödeme yapıldığını davalının sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Kambiyo senedi türü olan bono sebepten mücerret olup, kıymetli evrak niteliği taşıyan bir senedin içerdiği hakkın temel ilişkiden bağımsızlığını (soyutluğunu) ifade eder. Somut olarak, herhangi bir kıymetli evrakın düzenlenmesine; satım, ödünç, bağışlama, yayın, taşıma veya ortaklık gibi bir sözleşme sebep olur. Poliçe, bono ve çek, soyutluk ilkesinin geçerli olduğu kıymetli evrak kategorisine girer. Bu ilkeye göre, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşmasına neden olan temel borç ilişkisi arasında herhangi bir bağlılık yoktur. Kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden bağımsız bir varlığı vardır. Kambiyo senedi bir defa düzenlendikten sonra doğumuna neden olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk kambiyo senedinin geçerliliğine etkili olmaz. Kambiyo senedine dayalı bir talep ile karşılaşan borçlunun, borçlanmasına neden olan temel borç ilişkisindeki sakatlığı ileri sürememesi kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesinin sonucudur.
TTK hükümlerine göre açığa bono düzenlenmesi mümkün olup, bononun boş kısımlarının anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden borçlunun bu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerekir. (Yargıtay 19.HD’nin 17/11/2016 tarihli 2016/4254 E., 2016/14849 K. sayılı emsal kararı).
Davacı yanın senedin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu yazılı belge ile ispat etmesi gerekmekte olup, davacı tarafından nakden kaydı bulunan bononun sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile ispat edilememiştir. Ayrıca davacı tarafın davaya konu bonodaki vade ile fiilen ödemenin yapıldığı tarih arasında işlemiş faiz oranının tespiti için mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılması amacıyla bilirkişi ücretini yatırmadığı bu hali ile de bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği anlaşılmakla dava konusu hakkında uzmanlık gerektiren bu kısım için bilirkişi incelemesi yapılamadığı ve davacı tarafın 27/09/2023 tarihli duruşmayı takip etmediği davaya konu senedin karşılıksız olduğu ve davalının sebepsiz olarak iş bu davaya konu bonoyu iktisap ettiği iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 5.977,28 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.707,43 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 54.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 5.977,28 TL
Karar Harcı : 269,85 TL
Bakiye Harç : 5.707,43 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 250,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 00,00 TL
Posta Giderleri : 65,00 TL