Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2021/707 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/641
KARAR NO : 2021/707

DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, % 100’ü müvekkili … Belediyesine ait … A.Ş’ye ayni sermaye olarak aktarılması planlanan … sınırları içerisindeki, 81 adet … tipi, 15 adet … tipi, 43 adet … tipi, 238 adet … tipi Kent Mobilyalarının (Reklam panolarının) değerlerinin tespitlerine ihtiyaç duyulduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 342, ve 343. Maddeleri gereği öz sermeye tespitinin yapılmasına ihtiyaç duyulduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 342. Maddesi” Üzerlerinde sınırlı ayni hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir.” TTK’nın 343 maddesi ise “ Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 343, Maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır “Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.” denildiğini, bu madde gereğince ayni sermaye olarak aktarılması planlanan bilboardlar için Mahkemeden değer tespiti talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu belirterek Şişli Belediyesine ait Şişli sınırları içerisindeki, 81 adet … tipi, 15 adet … tipi, 43 adet … tipi, 238 adet … tipi Kent Mobilyalarının (Reklam panolarının) değerlerinin mahkemece görevlendirilecek bilirkişiler marifetiyle değer tespitinin yaptırılmasını talep ve dava etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Talep TTK 343.maddesi kapsamında ayni sermayenin değerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 11.10.2021 tarihli ara kararı ile davacı vekiline, TTK. 128 ve 343. maddeleri kapsamında ”ayni sermaye olarak aktarılması planlanan” ifadesini açıklamak, reklam panoları ile ilgili hangi alacak veya hakkın sermaye olarak öngörüldüğü, devri öngörülen hakkın başka bir birimin onayına tabi olup olmadığı konusunda beyanda bulunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine, mevcut durumda talebin TTK. 128. maddesi kapsamında ayni sermaye olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla süresi içinde açıklama yapılmadığı takdirde talebin reddine karar verilebileceğinin davacı vekiline ihtarına, karar verildiği , davacı vekili 19.10.2021 havale tarihli dilekçesi ile hüküm ve tasarrufu … Belediyesine ait … İlçesi sınırları içerisindeki, ayni sermaye olarak aktarılması planlanan 81 adet … Tipi, 15 adet … Tipi, 43 adet … Tipi, 238 adet … Tipi olan Kent Mobilyaları (Reklam Panoları) … A.Ş. firmasına demirbaş olarak aktartılması ve reklam panolarının her türlü bakım onarım ve işletilmesinin ayni sermaye olarak aktarılması planlandığını, söz konusu işlemin 5393 sayılı Belediye Kanunun 18. ve 70. maddeleri uyarınca Meclis Onayından sonra yapılması gerektiği hususunda beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
….Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK 127 maddesi ticari şirketlere sermaye olarak konabilecek malvarlğı unsurların neler olduğunu düzenlemiştir. Buna göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça maddede sayılan unsurlar dışında başkaca bir unsurun sermaye olarak kabulü mümkün değildir. Hemen belirtmekte yarar var ki aynı maddenin 2. fıkrası gereğince hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmeyen alacaklar ile üzerinde sınırlı aynı hak, haciz ve tedbir bulunan veya nakten değerlendirilemeyen veya devredilemeyen malvarlığı unsurlarının ticari şirketlere ayni sermeye alarak konması mümkün olmadığı gibi, komandit şirketlerde komanditer olan ortağın kişisel emeğini ve itibarını sermaye olarak koyması da mümkün değildir.
TTK 342. maddesi ise “Üzerinde sınırlı bir ayni hak, haciz veya tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları … malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olarak konamaz.” hükmünü getirmektedir.
Ticaret şirketlerine; taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları da sermaye olarak konulabilir (TTK. m. 127/1-d). Ancak anonim şirketlere, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli hakların bir kısmını teşkil eden ve dolayısıyla da gayrimenkul niteliği bulunan (TTK. m. 704), üst hakkı (TMK. m. 826 vd.), kaynak hakkı (TMK. m. 837) ve taşınmaz yükü (TMK. m. 839 vd.) dışında taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma haklarının sermaye olarak konulması mümkün değildir. Anonim şirketin sermaye olarak konulan bir malvarlığı değerinden tam olarak tasarruf edebilmesi için bu malvarlığı değerinin mülkiyetinin veya bu malvarlığı değeri üzerinde mülkiyet benzeri bir sınırlı hakkın ortaklığa geçmesi gerekmektedir (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Anonim şirkete, bir malvarlığı hakkının devri veya bir ayni hakkın tesisi borcunun üstlenilmesi söz konusu olmaksızın, bir nisbi yararlanma hakkının, ayni sermaye olarak taahhütte bulunulması durumunda; anonim şirketin bu nisbi yararlanma hakkını devretme veya rehnetme gibi bir hakkı olmayacağı gibi anonim şirket alacaklıların da anonim ortaklığın elindeki bu nisbi kullanma ve yararlanma hakkını haczetme yetkileri de olmayacaktır. Aynı şekilde, bu gibi kullandırma ve yararlandırma hakları nisbi bir sözleşme hükmüne dayandığından ve bu sözleşme hükmünün karşı tarafça, tek taraflı bir fesih bildirimiyle, her zaman sona erdirilmesi de mümkün olduğundan; konulacak sermayenin miktarının sağlıklı bir şekilde saptanması mümkün olamayacak, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi durumunda şirket sermaye kaybına da uğrayacaktır. Bu gibi sonuçların sermayenin belirliliği ve malvarlığının korunması ilkeleriyle bağdaşmayacağı açıktır (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Bu bakımdan örneğin, bir marka veya patent hakkının devri taahhüt edilmeksizin, sadece anılan malvarlıksal değerlere ilişkin lisans hakkının sermaye olarak taahhüt edilmesi sözkonusu olamaz. Yine, aynı şekilde, ortaklığa karşı bir yararlandırma yükümü üstlenmesinden kaynaklanan örneğin kiracılık hakkı gibi nispi yararlanma hakkının da sermaye olarak konulabilmesine olanak yoktur. Vadesi gelmemiş olan alacakların anonim ortaklıklara sermaye olarak konulabileceğine ilişkin TTK. m. 342 hükmü de buna engel oluşturmaktadır (Çelik, Anonim Ortaklıklarda Malvarlığı, § 4/Iv Başlığı Altındaki Açıklamalar).
Somut talep açısından değerlendirildiğinde , davacı tarafından işletme hakkının ne kadar süre ile devredileceği konusunda bir beyanda bulunulmadığı gibi ayni sermaye olarak konulacağı iddia edilen 81 adet … Tipi, 15 adet … Tipi, 43 adet … Tipi, 238 adet … Tipi olan Reklam Panolarının işletme hakkının devri için Belediye Meclisinin onayının gerektiği belirtilmekle ” 81 adet …Tipi, 15 adet … Tipi, 43 adet … Tipi, 238 adet … Tipi olan Reklam Panolarının …A.Ş. firmasına demirbaş olarak aktartılması ve reklam panolarının her türlü bakım onarım ve işletilmesi ” olarak nitelendirilen henüz meclis onayından geçmeyen mal varlığı unsurunun TTK 127 , 128 ,342 ve 343. maddeleri kapsamında ayni sermaye olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla (emsal İzmir BAM 11. Hukuk Dairesinin 2018/852 E 2018/646 K sayılı ilamı da dikkate alınarak) davacının değer tespiti isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/10/2021

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP