Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/583 E. 2022/876 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/583 Esas
KARAR NO:2022/876

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:07/09/2021
KARAR TARİHİ:27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedar olduğu …’nin … Vergi Dairesine bağlı olarak … vergi numarası ile 09/05/2011 tarihinde kurulduğunu, firma ortaklık yapısının %50 hissedar …, %50 ise hissedar müvekkili … olduğunu, firmanın 10 yıl süre ile yetkilisi olarak …’ın görevlendirildiğini, firma yayıncılık faaliyetinde bulunmak için kurulmuş olup yaklaşık 15 gün sonra ortaklar arası anlaşmazlık sebebiyle faaliyetlerin başlamadan son bulduğunu, kaşe, broşür yaptırılmadığını, herhangi bir fatura kesilmediğini, firmayı 2013 yılında … Vergi Dairesi faaliyet kodunu terk olarak güncellediğini, şirket kurulduktan sonra müvekkilinin kariyerine farklı sektörde devam etmeye karar vermiş olduğunu, şuan…’ta görev yaptığını, firma her ne kadar faaliyette bulunmasa da, Vergi dairesi faal kodu terk olarak görüntülense de, sistemlerde aktif olarak göründüğünü, müvekkilinin çalıştığı… yönetimi tarafından firmada hissedar olarak görüntülendiğini, bu durumun banka iç mevzuatına aykırılık teşkil ettiği hususu müvekkiline iletildiğini, firma ile olan ilişiğinin ivedilikle kesilmesinin talep edildiğini, bu talep üzerine müvekkili firma ortağı … ile irtibata geçerek faal olmayan firmanın feshi veya hissesini devralması konusunda talepte bulunduğunu, müvekkili defalarca talepte bulunmasına rağmen firma ortağı … kendisinde firmaya ait herhangi bir belge olmadığını, dolayısı ile karar defterinin de kayıp olduğunu, firma yetki süresi 10 yıl olduğu için yetki süresinin 09/05/2021 tarihinde dolduğunu, kendisinin de bu durumdan rahatsız ve mağdur olduğunu, müvekkili isterse fesih işlemlerini başlatabileceğini, kendisinin bu aşamada bir girişiminin olmayacağını ileterek görüşmelerinin sonlandırdığını, müvekkilinin de firmaya ait herhangi bir belge, bilgi olmadığı gibi yetkili de olmadığından fesih işlemlerini re’sen takip ve sonlandırma imkanı bulunmadığını, bu durumun müvekkili açısından telafisinin imkansız olduğunu, müvekkilinin şirketle ilgili vergi borcu vs. çıkması halinde karşılamaya hazır olduğunu ifade ettiğini, ticari hiçbir faaliyeti olmayan …’nin aktif olarak görünmesi müvekkili …’ın çalışma hayatı için büyük engel teşkil ettiğini, şirket ortağı ve yetkilisi … tarafından bu konuda herhangi bir adım atılmadığından …’nin feshini, bunun uygun bulunmaması halinde ise müvekkiline ait ortaklık payının tamamının bila-bedel şirketin diğer ortağı ve yetkilisi olan …’a devrine karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Dava, TTK’nın 636/2. maddesi uyarınca şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil kaydı incelendiğinde, adresinin …/İSTANBUL olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı şirketin faal olup olmadığı, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebeplere mevcut olup olmadığı konularından ibarettir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …-0 sicil numarasına kayıtlı …’nin (MERSİS NO: …, VERGİ NO: …) şirket ana sözleşmesinin ve kuruluştan itibaren tüm kayıt ve kararlarının gönderilmesi sağlanmış, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak davalı şirketin kuruma borcu olup olmadığının ve davalı şirketin faal olup olmadığının bildirilmesi, ayrıca davalı şirketin son yoklama tespit tutanağının gönderilmesi istenilmiş, bu belgelerin dosya içine alınması sağlanmıştır.
… Vergi Dairesinin 14.10.2021 tarihli cevabi yazısında, … vergi kimlik numarasında kayıtlı …’nin 09/05/2011-31/12/2013 tarihleri arasında müdürlüğünün mükellefi olduğunu, 31/12/2013 tarihi itibariyle res’en terk olduğunun tespit edildiği ve ödevlinin tarh dosyasında bulunan yoklama formunun gönderildiği bildirilmiştir.
Davacı ve davalının münferiden yetkilisi ve pay sahibi olduğu şirketin fesih koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda rapor tanzim edilmesi için dosya yeminli mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan 11.04.2022 tarihli raporda özetle; Davalı şirketin kuruluş işlemlerinin 69.05.2011 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin ortaklarının %50’şer pay oranı ile davacı … ve davalı … olduğu, davalı şirkette müdür olarak ilk 10 yıl için davalı …’ın seçildiği, davalı şirket yetkilisi davalı …’ın şirketi temsile yetkili kılındığı müdürlük görevinin 09.05.2021 tarihi itibariyle bitmiş olduğu, kuruluş tescil işlemleri 09.05.2011 tarihinde gerçekleştirilen davalı şirketin 09.05.2011 – 31.12.2013 tarihleri arasında … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğu, Vergi Dairesince 31.12.2013 tarihi itibariyle resen terk olduğunun tespit edildiği, davalı şirket işyeri adına sosyal güvenlik merkezlerinde tescil kaydının yaptırılmadığı, başka bir ifade ile davalı şirket adına tescil kaydı yapılmış işyeri dosyasının bulunmadığı, davalı şirketin gayri faal olduğu ve vergi mükellefiyetinin resen terk olduğu, davalı şirketin sosyal güvenlik kesintisi borcunun bulunmadığı ancak, 14.10.2021 tarihi itibariyle … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne 774,11 TL vergi aslı ve 1.350,97 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.125,08 TL borcunun bulunduğu, davacı …’ın 22.12.2011 tarihinden itibaren farklı işverenlerde ücretli olarak çalışmakta olduğu, 01.06.2018 tarihinden itibaren … … A.Ş. Genel Müdürlüğü’nde … sicil nosu ile Yönetici unvanında ücretli olarak çalışmakta olduğu yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava limited şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu 636.maddesinde limited şirketlerin Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları düzenlenmiş olup TTK.m.636/3 de “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir” hükmü getirilmiştir.
Ancak TTK.m.636 da nelerin haklı sebep sayılacağı gösterilmemiştir. Şahıs şirketlerinde olduğu gibi Limited Şirketlerde de ortakların aynı amacı gerçekleştirmek üzere müşterek gayret ve birbirlerine karşı güven ilişkisi içerisinde bulunmaları şirketin devamı için zorunludur. Şirketlerde olmazsa olmaz bu unsurların zedelenmesi, şirketin devamını ve kuruluş amacının gerçekleşmesini imkânsız hale getirebilir. Ortaklar arasında özünde, aynı amaç için çalışma azminin olmaması şirketlerde güvensizliğe neden olacaktır. Böyle bir durumun varlığına rağmen, ortakları şirket sözleşmesi ile bağlı tutmak doğru değildir. Bu durumda ortağın şirketteki payını başkasına devrederek ayrılması düşünülebilirse de ortağın payını devrederek şirketten ayrılmasının zor veya imkânsız olduğu hallerde, ortağın kendisini, çekilmez bir hal alan ortaklık ilişkisinden, kurtarabilmesi amacıyla, haklı sebeple fesih hükümlerine yer verilmiştir. Haklı nedenin tanımı yasada yapılmamış ancak bazı hükümlerde örnek olarak haklı nedenlere değinilmiştir (TTK md. 245 a-d ). Bu nedenle haklı sebep her olayın özelliğine göre saptanır.
Haklı sebeple şirketin feshinin temelinde, dürüstlük kuralı ve kişilik haklarının korunması ilkeleri bulunduğundan, haklı sebebin mevcut olup olmadığı tespit edilirken dürüstlük kuralına ve kişilik haklarına aykırı bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir (Zeynep Mineliler, Yeni Türk Ticaret Kanunu’na GöreLimited Şirketterin Haklı Sebeple Feshi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: XVI, Y. 2012, S. 3, s. 109). Haklı sebeplerin şirketin feshini gerektirebilmesi için, artık bu sebeplere dayanılmasının davacı ortak veya ortaklar açısından açık bir şekilde imkânsız hale gelmesi ve şirketin devamını sağlayan unsurların ortadan kalkmış olması gerekmektedir.(Mineliler, s. 109)Bunun yanı sıra talep edilen sonucun kabulünün menfaatler dengesine uygun olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Feshi talep eden ortağın çıkması veya çıkarılması taraf menfaatlerine daha uygun ise feshe karar verilmemelidir. Taraf menfaatlerinin dışında fesih talebinin son çare olup olmadığı hususu da değerlendirilmelidir.
Bu genel açıklamalar ışığında huzurdaki dava değerlendirilecek olursa davalı şirket adına tescil kaydı yapılmış işyeri dosyasının bulunmadığı, davalı şirketin gayri faal olduğu, davalı şirketin şirketin devamını sağlayan unsurların ortadan kalkmış olduğu anlaşılmakla İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …-0 sicil numarasında kayıtlı …’nin (MERSİS NO: …, VERGİ NO: …) haklı nedenlerle feshi koşullarının oluştuğu kanaatine varılmış ve davalı şirketin TTK. 636/3 maddesi kapsamında haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-0 sicil numarasında kayıtlı … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK 636/3 maddesi kapsamında FESİH ve TASFİYESİNE,
Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere TTK 643. Maddesi atfı ile TTK 536/3 maddesi uyarınca …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
Tasfiye masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
Karar kesinleştiğinde durumun tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere davacı tarafça karşılanmasına,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 80,70 TL olduğundan peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 244,6‬0 TL bilirkişi masrafı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 2.244,60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı asılın yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/10/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …