Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2023/255 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/278 Esas
KARAR NO : 2023/381

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ve … içinde yolcu olarak bulundukları ve sürücüsü … olan … plakalı araç ile sürücüsü … olan … plaka sayılı araçlar arasında 09/09/2013 tarihinde yaralamalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini ve bu nedenle davacı … kendi yaralanmasından dolayı bedensel zarara uğradığını keza ölen kızı … nedeniyle de desteğinden yoksun kalmış olması nedeniyle zarara uğradığını, davacı …’da kazada ölen kızı …’ın desteğinden yoksun kalmış olması nedeniyle zarara uğradığını, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, davacı … bedensel zarar miktarının tespiti ile şimdilik 2.000,00 TL işgöremezlik tazminatı, 1.000,00 TL destek tazminatı, 1.000,00 TL cenaze ve defin giderinin, davalı işleten sürücü ve sigorta şirketinden tahsilini, kendi yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL ve ölen kızı nedeniylede 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden, davacı … ise kazada ölen kızının desteğinden yoksun kalma için olması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL destek tazminatının davalı işleten sürücü ve sigorta şirketinden ve 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı işleten ve sürücüden tahsilini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 59 RK 060 plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi adına zorunlu mali mesuliyet sigorta polizesi ile 27.08.2013/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirkette hasar dosyasının açıldığını, sigortalısının kusuru oranında destekten yoksun kalanlara tazminat ile yükümlü olduğunu, bu çerçevede aktüer hesabının yaptırıldığını, 06.03.2014 tarihi itibarı ile 14.993,21.-TL davacı vekili hesabına ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesini, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan açılmış bulunan iş bu davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduğunu, davacıların tüm beyanlarına itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini, davanın esasına girilmesi halinde ceza yargılaması sonucunda verilecek karar iş bu davayı etkileyecek nitelikte olduğundan ve bu dava açısından kesin delil niteliğinde olacağından … 20.Ağır Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının sonucunun beklenilmesine, dava dışı …’ün davaya ihbar edilmesini, davanın esastan reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … ve … vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkillerinin işleten sıfatı bulunmadığını bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini,… plaka sayılı ticari taksi niteliğindeki aracın 3.şahıslara kiralama amacı ile … isimli kiralama işine aracı şirkete verildiğini, manevi tazminatında fahiş olduğunu, özellikle cenaze masraflarının yüksek tutulmasını amaçlı abartılı beyanlarını kabul etmediklerini, tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma, bedensel zarar ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 19/10/2016 tarihli karar 2014/1074 Esas – 2016/736 Karar sayılı kararı ile ”Tüm Dosya kapsamı dikkate alınarak;Hernekadar davalı taraf özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de;dava dayanağı olayın dava dışı sürücü …’ ün sevk ve idaresinde ki … plakalı minibüsün sağ şerit üzerinden harekete geçip dönüş yeri olan orta refüj aralığına doğru soluna ilerlediği sırada arka solundan gelmekte olan … plakalı taksinin minübüsün sol yanına çarpması sonucu sağa sürüklenen iki araçtan minübüsün orta refüjün ortasında bulunan davacı … ve Müteveffa …’ a çarpması sonucu kazayla …’ ın vefatına, davacı …’ IN yaralanmasına sebebiyet verildiği,denetime imkan veren Bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere davacı … ve davacıların murisi …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlarının olmadığı, davalılar … ve …’ ün maliki oldukları … plakalı aracının şoförünün kazanın meydana gelmesinde 2918 Sayılı Kanunun 84md/f-g bentleri uyarınca ”Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma ve şerit tecavüzü” kuralını ihlal etmek suretiyle %75 oranında asli kusurlu olduğu,davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı, davalı … sürücüsü olduğu … plakalı aracın şoförünün ise önüne aniden çıkacak kişi ve araçlara göre hızını ayarlamamasından dolayı tali kusurlu olduğu; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Yasa’nın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, 85/ son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Bu haliyle sigorta poliçesi uyarınca aracın işletilmesi sırasında 3. Kişilere verilen zararlardan sorumluluğunun bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafın Mahkememize hitaben verdiği 20/05/2014 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini sadace davalı … Sigorta A.Ş. Den talep ettiği gözönünde bulundurularak hüküm kurulurken bu husus gözönünde bulundurulmuştur. Davacıların murisinin vefat etmesinde ve Davacı …’ ın bedensel bütünlüğünün zedelenmesinde tümüyle davalıların kusurlu olduğu ve 6098 sayılı Kanunun 56.md deki manevi tazminat şartlarının oluştuğu görülmüştür. Mahkememizce manevi tazminat miktarı belirlenirken; Manevi tazminatın ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminat olmadığı, Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olduğu, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun , toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşulları göz önünde bulundurulmuş tarafların sosyal ve ekonomik durumları da göz önünde bulundurularak davacının manevi acılarının kısmen de olsa giderilmesi zarar gören açısından bir zenginleşme ye sebebiyet vermemek açısından manevi tazminat miktarı belirlenmiş aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile Davacı …’ ın Destekten Yoksun Kalma Tazminat davasının KABULÜ İLE 7.108,82.TL’nin davalı Sigorta Şirketi açısından Tüm bedelden sorumlu olmak üzere 06/03/2014 tarihinden avans faizi ile diğer davalılar açısından (1.000.TL. Den sorumlu olmak üzere) 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ ın Destekten Yoksun Kalma Tazminat davasının KABULÜ İLE 8.357,51.TL’nin davalı Sigorta Şirketi açısından Tüm bedelden sorumlu olmak üzere 06/03/2014 tarihinden avans faizi ile diğer davalılar açısından (1.000.TL. Den sorumlu olmak üzere) 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı tarafın Defin ve cenaze Masrafı davasının KISMEN KABULÜ İLE 666,75 TL’nin davalı Sigorta Şirketi açısından 06/03/2014 tarihinden avans faizi ile diğer davalılar açısından 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ ın Kendi yaralanmasından doğan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 2.500.TL’nin 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;’ karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulması neticesinde İstanbul BAM 9.HD’nin 15/12/2017 tarih 2017/648 Esas – 2017/1142 Karar sayılı ilamı ile ”Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 09/09/2013 tarihinde dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile trafikte seyir ederken davalı …’nun sürücüsü diğer davalılar … ve …’ün müşterek maliki olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’ne poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile çarpıştığı, çarpışmadan sonra iki aracın sürüklenip orta refüj aralığında bulunan ada üzerine çıktığı, … plakalı aracın karşıya geçmek üzere beklemekte olan davacıların kızı … ile davacı …’a çarptığı, kaza sonucu …’ın vefat ettiği, davacı …’ın ise yaralandığı bilirkişi raporu ile kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %75, … plakalı araç sürücüsü …’nun %25 oranında kusurlu oldukları, davacı … ile vefat eden …’ın kusurlarının bulunmadığının tespit edildiği, davacı tarafça …’ın vefatı ve davacı …’ın yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.
15/10/2015 tarihli bilirkişi heyeti raporu ibraz edildikten sonra davacılar vekili tarafından dosyaya ibraz edilen dilekçe ile söz konusu meydana gelen kazada davalıların %25, diğer araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğunu, %75 kusur oranı için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığı ve tahkimce %75 oranında davacılara ödeme yapıldığı belirtilerek Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı’nın … esas sayılı dosyasına ibraz edilen 06/06/2014 tarihli bilirkişi raporunun bir örneği dosyaya ibraz edilmiş ise de, verilen karar örneği dosyaya ibraz edilmemiş İlk Derece Mahkemesi’nce söz konusu dosya getirtilip incelenmeden karar verilmiştir.
Dava konusu kaza ile ilgili, … 20.Ağır Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamanın 27/03/2014 tarihli duruşmasında üç kişilik heyetten kusur raporu alınmasına karar verildiği görülmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesi’nce, ceza mahkemesi tarafından alınan rapor ve dosyanın akıbeti araştırılmamıştır.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesi ile, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile, Mehmet Alğantekin-…’e karşı 110.000 TL’lik aynı kaza nedeni ile manevi tazminat davası açıldığını beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 20.Ağır Ceza Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyası ve Sigorta Tahkim Komisyonu Başkanlığı’nın … esas sayılı dosyasının birer örnekleri getirtilip, incelenerek, mübrez raporlar mukayese edilerek, karar verilmiş ise, kararın bu dosyada verilecek kararı etkileyip etkilemeyeceği tartışılarak karar verilmesi gerekir iken, eksik inceleme araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, Davalılar … ve … vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için (yukarıda belirtilen hususlarda işlem ve inceleme yapılmak üzere) mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre, taraf vekillerinin diğer İstinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf akabinde mahkememizin 2018/57 Esas sayılı dosyası üzerinde kayıt gören davada, 06/03/2019 tarih ve 2019/200 K. sayılı kararı ile ”Dava dosyamıza celbedilen … 20. Ağır Ceza Mahkemesinin…Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ve 01/11/2017 tarihinde kesinleşen 19/12/2014 ve 2014/338 Esas sayılı kararın incelenmesinde; sanık olarak yargılanan … plakalı araç sürücüsü sanık …’ün ve … plakalı araç sürücüsü …’nun mahkumiyetine karar verildiği ve mahkumiyet hükmünün bilirkişi heyetinden alınan ve …’ün asli ve …’nun ise tali kusurlu olarak kabul edildiği 08/07/2014 tarihli bilirkişi raporuna dayandırıldığı görülmektedir.
Ceza dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu kesinleşen ceza kararına esas kabul edilmekle mahkememiz açısından da 6098 sayılı TBK’nın m.74 gereği bağlayıcı hale gelmiş ise de bu raporda tazminata esas kusur oranları öngörülmemiş olduğundan dava dosyamız üzerinden de ceza mahkumiyetine esas kusur tespitini aşmamak kaydıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde kusur bilirkişisi Prof. Dr. Mühendis … (İTÜ, Karayolu ve Trafik Mühendisi,Emekli Öğretim Üyesi) ve sigorta ve tazminat bilirkişisinden alınan 15/10/2015 tarihli kurul raporunda; vaki kazada … plakalı araç sürücüsü …’nun %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, 06/03/2019 tarihli duruşmada maddi tazminattan kaynaklanan tüm alacaklarının davalı sigorta şirketi tarafından ödenmiş olduğunu beyan ettiğinden davamız cismani zarar ve destek tazminatı bakımından konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Ancak talep edilen manevi tazminat bakımından dava dosyası değerlendirildiğinde manevi tazminatın … plakalı aracın işletenleri davalı … … ve sürücü …’ndan talep edilmiş olması kazadaki kusurun taksir olması vaki kazada sürücü …’nun kusurunun tali nitelikte ve %25 oranında olması nedeniyle mahkememizce de 19/10/2016 tarih ve 2016/736 Karar sayılı kararının 4-6.hüküm fıkraları ile “4-) Davacı …’ ın Kendi yaralanmasından doğan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 2.500.TL’nin 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; 5-) Davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; 6-) Davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;” şeklinde karar verilmiş olması ve İstinaf talebinin sadece … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası neticesinde görülecek karar ile mükerrerliğe dolayısıyla davacıların zenginleşmesine sebep olup olmayacağı yönüyle bozulmuş olması ve celbedilen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/11/2018 tarihinde kesinleşen 07/03/2018 tarih … Esas ve … Karar sayılı kararı ile de bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması nedeniyle davacıların zenginleşmelerine sebep olacak şekilde manevi tazminat talep ve tahsil etmelerinin anlaşılmış olması karşısında, İstinaf incelemesinden sonra mahkememize iade edilen dosya üzerinden yürütülen yargılama faaliyeti çerçevesinde manevi tazminat açısından daha önce verilen kararımızdan farklı bir karar verilmesini gerektirir bir neden olmadığından ve davacı …’ ın Kendi yaralanmasından doğan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 2.500.TL’nin 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; davacı …’ ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … … ve …’ndan ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile Maddi tazminat bakımından dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davacı …’ın kendi yaralanmasından doğan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 2.500.TL’nin 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; Davacı …’ın kızının vefatından kaynaklanan Manevi Tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE 20.000.TL’nin davalı 09/09/2013 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta Şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin işbu karar aleyhine istinaf karar yoluna başvurulması akabinde İstanbul BAM 9.Hukuk Dairesi 28/02/2022 tarih 2019/3444 E. ve 2022/388 K. sayılı kararı ile ”Dava, yaralamalı ve ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından 09/09/2013 tarihinde dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile trafikte seyir ederken davalı …’nun sürücüsü diğer davalılar … ve …’ün müşterek maliki olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’ne poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile çarpıştığı, çarpışmadan sonra iki aracın sürüklenip orta refüj aralığında bulunan ada üzerine çıktığı, … plakalı aracın karşıya geçmek üzere beklemekte olan davacıların kızı … ile davacı …’a çarptığı, kaza sonucu …’ın vefat ettiği, davacı …’ın ise yaralandığı bilirkişi raporu ile kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %75, … plakalı araç sürücüsü …’nun %25 oranında kusurlu oldukları, davacı … ile vefat eden …’ın kusurlarının bulunmadığının tespit edildiği, davacı tarafça …’ın vefatı ve davacı …’ın yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.
Ceza mahkemesinde İTÜ makine mühendislerinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan raporda dava dışı sürücü asli, davalı taksi sürücüsü tali, yayalar ise kusursuz bulunmuştur. Ceza Mahkemesince bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuş, Yargıtay incelemesinde onanmış ve kesinleşmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakıalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Dava konusu olay ile ilgili yapılan yargılama sonucu verilen ve derecattan geçerek kesinleşen Ceza Mahkemesindeki maddi vakıalar İlk Derece Mahkemesi için bağlayıcı hale gelmiştir. Bu nedenle belirlenen kusur üzerinden karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/17488 Esas ve 2019/6928 Karar sayılı kararında, “… 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.” belirlemesinde bulunmuştur.
Davalı … ve … vekili dava konusu kazaya karışan ticari taksinin uzun süre ile kiraya verildiği savunmasında bulunmuş ise de bir yıl ve daha fazla süre kira ödemesi açıklaması bulunan dekont sunmamışlar, kira ödemelerinin yapıldığı banka hesap numaralarını bildirmemişlerdir. 04/05/2015 tarihli celsede “uzun süreli kira sözleşmesini kanıtlamak amacıyla tanık bildirdiklerini dinlenmelerini talep ettiklerini, İstanbul’daki ticari taksilerin tümünün kiralık olduğunu, kira bedellerinin bankaya yatırıldığını, kira sözleşmesini müvekkilinin vergi dairesi ve maliyeye verme zorunluluğu olmadığını” beyan etmiştir. Bu beyan da dikkate alındığında davalıların iddialarını ispatlayacak üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte somut verileri olmadığı anlaşılmakla, aracın uzun süreli kiraya verildiği tanık beyanları ile de ispatlanamayacağından husumete ilişkin istinaflar talepleri yerinde değildir.
Dava dilekçesinde avans faizi talep edilmiştir. … plaka aracın ticari taksi olması ve dava dilekçesinde avans faizi talep edilmesine rağmen HMK’nın 26. maddesine ve talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle bu hususa değinen davacılar vekili istinaf talebi yerindedir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası istinaf aşamasında getirtilerek incelendiğinde, davacıların aynı kaza nedeniyle …plakalı araç sürücüsü … ile işleteni … aleyhine manevi tazminat davası açıldığı, davacılar vekili davayı takip etmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacılar vekilinin feragat ve ödeme konusunda beyanı bulunmadığı görülmektedir.İlk Derece Mahkemesince de istinaf talep eden davalıların … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalılardan manevi tazminat için ödeme alındığı savunması üzerinde durulmamış, davacı asiller isticvap edilerek dinlenmemiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan Borçlar Kanunu’nun 141.maddesine göre de müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 142.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Zarar gören alacağını bir borçludan alamamışsa ödeme de tekerrür olmamak kaydıyla diğer sorumlulara da dava açmasına engel yoktur. Çünkü zarar görenin tatmini oranında tazminat borcu sona erer. Bu durumda mahkemece önceden ödetilmesine karar verilen bu miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsile karar verilmesi gerekir.
O halde İlk Derece Mahkemesince; istinaf talep eden davalıların … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davalılardan manevi tazminat için ödeme alındığı savunması üzerinde durularak bu konuda davacı asiller isticvap edilerek dinlenilmeli ve sonucuna göre ödeme alındığının tespiti halinde ödeme miktarını geçmemek ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tahsile karar verilmelidir.
Daire kararının kapsam ve şekline göre; manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmiştir. ” şeklindeki gerekçeli ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bu karar üzerine mahkememizin 2022/278 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada istinaf kararı doğrultusunda davacıların bulunduğu mahal mahkemesi olan … Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat neticesinde davacı … dinlenmiştir. … talimat mahkemesinde alınan ”Ben ve kızım … ile birlikte kaldırım üzerinde yürürken birden kaza meydana geldi. İki araç birbirine çarptı. Bir araç diğer aracın üzerine çıktı ve bizlere çarptı. Çarpmanın etkisiyle kızım … arabanın altında kaldı ve vefat etti. Ben de ağır yaralandım ve beyin kanaması geçirdim. O tarihten bu tarihe kadar ilaç kullanıyorum. 20-30 gün hastanede kaldım. Kimse bizi aramadı. Taziyelerimize bile kimse gelmedi ve hatta telefon dahi edilmedi, kimse bize herhangi bir para veya tazminat ödemedi. Tüm hastane masraflarımızı biz kendimiz ödedik dedi. Davamızın kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz” şeklindeki beyanı ile davalılardan manevi tazminat namı altında herhangi bir tahsilat yapmadığını ifade etmiştir.
Tüm dosya kapsamında konusuz kalan maddi tazminat talepleri bakımından karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 2.1-)…’ın kendi yaralanması nedeniyle 2.500,00 TL, kızının vefatı nedeniyle 20.000,00 TL olmak üzere 22.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …, … ve … İlgörmüş’ten tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2.2-)…’ın kızının vefatı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …, … ve …’ten tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine,karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Konusuz kalan maddi tazminat talepleri bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Manevi tazminat davacının KISMEN KABULÜ ile;
2.1-)…’ın kendi yaralanması nedeniyle 2.500,00 TL, kızının vefatı nedeniyle 20.000,00 TL olmak üzere 22.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …, … ve … ‘ten tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2.2-)…’ın kızının vefatı nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …, … ve …’ten tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maddi tazminat davası yönünden davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan peşin harç tutarı 382,55 TL ve 44,67 ıslah harcı toplamı 427,22 TL’den mahsubu sonrası bakiye 247,32 TL harcın manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.073,95 TL nispi karar harcından mahsubu ile noksan kalan 2.826,63 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …’ndan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
6-Davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …’ndan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
7-Davalılar …, …, … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar …, …, …’na verilmesine,
8-Davalılar …, …, … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalılar …, …, …’na verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan toplam 2.547,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.041,95 TL yargılama gideri ile 382,55 TL peşin harç, 44,67 TL ıslah harcı ve 25,20 TL başvuru harcı toplamı 1.494,37 TL’nin davalılar …, …, …’ndan tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Davalı … tarafından yapılan toplam 218,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 89,18 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’e verilmesine, bakiye kısmın … üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … tarafından yapılan toplam 96,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 39,43 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın … üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından yapılan toplam 234,30 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 95,85 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın … üzerinde bırakılmasına,
13-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır