Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/49 E. 2021/75 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/49 Esas
KARAR NO : 2021/75

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizin 2019/634 Esas sayılı dosyasında teminat senedinin iadesine ilişkin talep yönünden davanın tefrikine karar verilmiş olmakla, tefrik edilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşıldı. Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … Tic. Ltd. Şti. ile davalı … Ticaret A.Ş. 25.12.2015 tarihinde … Fabrikası Projesi kapsamında gerçekleştirilecek kara tarafı ve deniz tarafı malzemelerin montaj işlerine ilişkin kazılarının yapılması, malzemelerin montajı ve geri dolgularının yapılmasına ilişkin ”Uzman Ekip Hizmet Sözleşmesi” imzaladıklarını, müvekkili şirketin sözleşme uyarınca işini eksiksiz şekilde yapmış olmasına rağmen sözleşme edimlerinin ifasından kaynaklanan ve şirket tarafından hak edişler doğrultusunda yapılması gereken ödemelerin bazılarının geç yapıldığını, bazılarının ise hiç yapılmadığını, müvekkili şirketin 26.08.2018 fatura tarihli 17. hakedişine kadar davalı şirketten alması gereken ödemeleri geç de olsa aldığını fakat 17. hakediş faturası davalı şirket tarafından onaylanmış ve şirket kayıtlarına işlenmiş olmasına rağmen ödeme gerçekleştirilmediğini, her iki firmanın resmi defterleri incelendiği takdirde müvekkili firmanın resmi cari hesap alacağının ortaya çıkacağını, davalı şirketin sözleşme doğrultusunda kesinti yaptığı nakit teminat bedellerinin iş bitiminde müvekkili şirkete ödenmesi gerekirken teminat bedellerinin müvekkili davacıya iade edilmediğini, davalı şirketin projeye aykırı olarak yaptırmış olduğu fazla derin kazılar nedeniyle konulan borularda çökme ve göçmeler olduğu için boruların çökmemesi amacıyla Uzman Ekip Hizmet Sözleşmesi’ne ek olarak müvekkili şirketten 867 adet beton prekastın su altında boru altlarına yerleştirilmesini talep ettiğini, davacı müvekkili, davalı tarafça zeyilname olarak adlandırılan ve bu kapsamda değerlendirilip davalı şirket kayıtlarına bu şekilde işlenen bu işlemi de eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen işlemden kaynaklanan hakediş bedelini davalıdan tahsil edemediğini, müvekkili davacı şirketin sözleşmenin yaklaşık 2/3’ünü tamamladığını, kalan 1/3’lük kısım ise davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı ve keyfi kararları sonucunda başkaca şirketlere tamamlatılmaya çalışılmakta ve müvekkili davacı şirketin saf dışı bırakıldığını, davalı şirketin müvekkili davacının hak edişlerinden yaptığı haksız ve mesnetsiz kesintiler sonucu müvekkil şirketin vergilerini ödeyemediğini ve toplamda 1.735.178,88 TL’lik vergi borcu ( Vergi+ SGK toplam borcu) sebebiyle şirketin tüm malvarlığına haciz konulduğunu, davalı şirketin Ağustos 2018 tarihinden itibaren müvekkiline sözleşmeden kaynaklı hiçbir borcunu ödemediğini, sözleşmeyi hiçbir bildirimde bulunmadan askıya aldığını, sözleşmeyi açıkça feshetmemesi sebebiyle müvekkili davacının ifa yerinden ayrılmasını engellediğini ve müvekkili davacının hem ifa yerinde tüm personelleri ve teçhizatıyla beklemek zorunda bırakarak zararına sebebiyet verdiklerini, hem de müvekkili davacının bu süreçte başka bir sözleşme kapsamında kazanç sağlamasının engellendiğini, müvekkili davacı tarafından sözleşmenin kalan 1/3’lük kısmının tamamlaması davalı tarafça engellenmiş olup bu sebeple anılan kısım için müvekkilinin sözleşme doğrultusunda kazanmayı beklediği tutar da kendisine ödenmediğini belirterek müvekkili davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 10.000 USD’nin her bir alacak kaleminin muaccel olduğu tarihten itibaren yürütülecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, sözleşmenin kalan 1/3’lük kısmının müvekkili tarafından tamamlanmasının davalı tarafça engellenmesi, sözleşmenin feshedilmeyerek askıda bırakılması ve ifanın davalı şirket tarafından imkansız hale getirilerek temerrüde düşülmesi sebepleriyle müvekkili davacı şirketin uğramış olduğu menfaat kaybının ticari temmerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 02.02.2016 tanzim tarihli, 01.12.2018 ödeme tarihli 500.000 USD bedelindeki teminat senedinin müvekkil şirkete iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 15.10.2020 tarihli celse ara kararları doğrultusunda sunduğu açıklayıcı beyan dilekçesiyle, Uzman Ekip Hizmet Sözleşmesi’ne konu işlerin yapılmasından dolayı davalı yanca müvekkiline ödenmesi gereken 144.040,15 USD bedelli 18. Hakediş, sözleşmeye ek olarak müvekkiline yaptırılan ve fakat bedeli müvekkili şirkete ödenmeyen Zeyilname-2 olarak adlandırılan, detaylı iş listesi ekinde sunulan ve 10.04.2018 tarihinde muaccel hale gelen yaklaşık 109.684,00 USD, Zeyilname-3 olarak adlandırılan, detaylı iş listesi ekte sunulan ve 04.06.2018 tarihinde muaccel hale gelen yaklaşık 18.480,00 USD, Zeyilname-4 olarak adlandırılan, detaylı iş listesi ekinde sunulan ve 10.07.2018 tarihinde muaccel hale gelen yaklaşık 172.688,00 USD ve sayılan kalemlerden farklı olarak sözleşme süresince yapılan tüm iş ve işlemlerden, ayrıca davalı tarafça yapılan ve müvekkiline geri ödenmeyen teminat kesintilerinden doğmuş yaklaşık 671.077,19 USD cari hesap alacağına ilişkin bedel olmak üzere yaklaşık olarak 1.115.969,34 USD bedelin alacağın taraflar arasında tartışmalı ve kesin olmaması sebebiyle tahkikat sonucunda müvekkili davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik sayılan 5 farklı alacak kaleminden her bir alacak kalemi için eşit kısmi bedel (2.000 USD) olmak üzere toplam 10.000 Amerikan Doları’nın, her bir alacak kaleminin muaccel olduğu tarihten itibaren yürütülecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi, dava dilekçemizin 4 no’lu bendinde ise müvekkili davacıya sözleşmenin kalan 1/3’lük kısmının yaptırılmaması sebebiyle yaklaşık olarak 2.000.160,93 USD (bilirkişi tarafından TBK uyarınca yapılacak hesaplama sonucu kanaatimizce muhtemel net kar yaklaşık 950.318,00 USD olacaktır) yoksun kalınan kar/ beklenen menfaat kaybı bedelinin alacağın taraflar arasında tartışmalı olması ve kesin olmaması sebebiyle tahkikat sonucunda müvekkili davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 5.000 Amerikan Doları’nın muaccel olduğu tarihten itibaren yürütülecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi, 5.000 USD’ye ilişkin harcın ikmal edildiğini, dava dilekçesinde belirtilen 3 ve 4 no’lu alacak taleplerinin tamamının kısmi dava niteliğinde olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve doktrinde hakim görüş uyarınca talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmalı veya belirsiz olduğu durumlarda kısmi dava açılabileceği açık olduğunu, huzurdaki dosyaya konu uyuşmazlıkta, müvekkili şirket tarafından düzenlenen Hakediş Faturaları ve alacak taleplerine ilişkin tüm faturalar davalı şirketin onayına gönderilmekte ve davalı şirket tarafından Uzman Ekip Hizmet Sözleşmesi uyarınca haklı sebeple gerek masraf, gerekse sözleşme uyarınca müvekkili şirketten kesilebilir nitelikte diğer kalemler yansıtma faturalar aracılığı ile kesintiye uğratılarak alacak bedeli belirlenebilmekte olduğundan huzurdaki dava tüm alacak kalemleri için tahkikat sonucunda müvekkili davacı şirketin sözleşmeden kaynaklanan alacağının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere kısmi talepli olarak kısmi dava niteliğinde ikame olunduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında 25.12.2015 tarihinde imzalanan ve imzalandığı anda yürürlüğe giren ve 25.12.2017 tarihinde teslimi şart koşan ve sözleşmeyi sona erdiren sözleşme akdedildiğini, ayrıca davacı ile 01.08.2017 tarihinde Zeyilname-1 başlıklı sözleşme imzalandığını, davalı müvekkili şirketin bu ve benzeri işleri taşeron denilen firmalara vermesinin müvekkilinin Türkmenistan’da Türkmenistan dan aldığı ihale nedeniyle olup müvekkilinin, Türkmenistan Devleti ile imzaladığı sözleşeme gereğince de müvekkilinin ihaleye konu alınan işlerin zamanında, eksiksiz ve Türkmenistan devleti ile imzalanan sözleşmedeki şekil ve şartlarda teslim etmesi, teslim edememesi halinde cezai şart ödemek zorunda kalması düşünülerek ilgili taşeronlarla ve bu arada da davacı ile de sözleşme akdedildiğini, iş gücü, barınma ve diğer masraflar ve bu masrafların ağırlığı nedeniyle tüm sözleşmelere teslim tarihleri belirtilmiş ve gecikme olması halinde müvekkilinin taşeronların gecikmesi ve sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle uğradığı ve uğrayacağı zararların taşeronlara yansıtılacağı düşünülerek müvekkilinin hem kendisinin hem de taşeronlarının en az maliyet ve riskle sözleşme konusu işleri yapmaya ve yaptırmaya özen gösterdiğini belirterek davanın kısmı dava mı yoksa belirsiz alacak davası mı olduğunun davacıya açıklattırılmasını, davacının 02.06.2016 tanzim tarihli 500.000 USD bedelli sendin iadesinin de talep ettiğinden iş bu senet bedeli olan 500.000 USD bedel kadar harcın tamamlattırılmasını, davacının hangi menfi ve hangi müspet zararları talep ettiğinin menfi ve müspet olarak ayrı ayrı açıklattırılmasını, davacının talep ettiği 10.000 USD bedelin hangi alacak zarar kalemlerine ve ne için olduğunun tek tek açıklattırılmasını, davacıya borçlu değil aksine davacıdan alacaklı olduğunun tespitini, davacının 25.12.2015 tarihinde imzalanan sözleşmeden sonra çalışanlarının ve sözleşmelerin SGK’dan istenmesini, davacının envanter ve makine ekipmanları ile gelecek BA ve BS formları ve yine çalışanları nedeniyle de davacının, bu iş yapmaya ehil olup olmadığının ortaya konulmasını, davacının davasının tümden reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Tefrik edilen iş bu dava , teminat senedinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce 15/10/2020 tarihli duruşmada davacının teminat senedinin iadesine ilişkin davasının, taraflarca takip edilmediğinden HMK’nın 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldı.
6100 sayılı HMK 150. Maddesi “usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından, teminat senedinin iadesine yönelik talep yönünden harç ikmali yapılmadığı, davacının , dosyanın işlemden kaldırıldığı 15/10/2020 tarihli duruşmadan itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde talebini yenilemediği de anlaşılmakla HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 150 maddesi gereği yenilenmeyen davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30-TL’ harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.08/02/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …