Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/474 E. 2021/929 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/474 Esas
KARAR NO : 2021/929 Karar

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/08/2011
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacıların … İli … Köyü’nden olan ve 1936 yılında vefat eden …’nın mirasçıları olduğunu, davacıların kök murisi …’nın 1917 yılında … Politikası çerçevesinde 4.000.000,00 Osmanlı Lirası sermayeli ve her biri 10 Osmanlı Lirası nominal değerli 400000 adet hisseli olarak kurulmuş olan …’na ait … nolu 10 Osmanlı Lirası nominal değerli payın sahibi olduğunu, …Bankası’nın 1924 yılında 1.000.000,00 TL sermayeli olarak kurulmuş olan … Bankası ile 1116 sayılı yasa kapsamında … tarihinde birleştirildiğini, bu birleşmede İş Bankası’nın devralan, … Bankası’nın ise devrolunan şirket statüsünde olduğunu, vaki birleşme nedeniyle kök murislerinin bu kere davalı … Bankası A.Ş.’de pay sahibi olduğunu, bu pay sahipliği nedeniyle 15.04.2011 tarihli iadeli taahhütlü mektupla … Bankası’na başvurmak suretiyle davacıların kök murislerinin bedelsiz sermaye artışları da nazara alınmak suretiyle davalı bankada kaç paya sahip olduğunu sorduklarında davalı bankanın 16.05.2011 tarihli cevabi yazı ile bu taleplerine cevap vermeleri için pay senedini ibraz etmeleri gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle kök murisleri …’nın … Bankası’nın hissedarı olup olmadığı, kök murislerinin kaç adet kök hisseye sahip olduğu, bedelsiz sermaye artırımları da göz önüne alınmak suretiyle kök murislerinin dava tarihi itibariyle kaç hisseye sahip olduğu ile bu hisselerin Türk Lirası nominal karşılıklarının tespiti ile bu paylara karşılık gelen pay senetlerinin kendilerine verilmesi ile bu paylar nedeniyle geçmişten bu tarafa elde edilen kar payının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL kâr payının en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların gerçekten aktif husumete sahip olup olmadıklarının belli olmadığını, öncelikle davacıların … ili … köyünden …’nın mirasçıları olduklarına dair açıklama ve belgelerin sunulması gerektiğini, dava dilekçesinin yasanın öngördüğü şartlarını içermediğini, davanın tahmin üzerine açıldığının dava dilekçesinde açıkça belirtildiği nedenle davaya ciddiye alınacak bir tarafının olmadığını, dava dilekçesinde yer verilen diğer davalıların iş bu davanın haklılığı ile ne ilgisi olduğunun anlaşılamadığını, davaların emsal olarak gösterilmesinin kabul edilebilirlik yanının olmadığını, müvekkili banka kayıtlarına göre … adına kayıtlı bir hissenin kayıtlı olmadığını, bedelli sermaye artırımları için talepte bulunulamayacağını, davacılar tarafından dava tarihinden 5 yıl öncesine kadar kar payı talep edilmesinin mümkün olup daha öncesi için davacıların hak iddiasının hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın husumet nedeniyle reddine, davacıların husumet sahibi olduklarına kanaat getirilmesi halinde ise davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davacıların kök murisi …’nın birleşme sonucu davalı bankada kaç paya sahip olduğunun tespiti ile bu paylardan dolayı elde edilmiş olan kar payının tespiti ile tespit edilen kardan 20.000,00 TL’nin tahsili davasıdır.
Mahkememizin (Kapatılan 39. Asliye Ticaret Mahkemesi) 02/10/2013 tarih, 2011/376 Esas ve 2013/238 Karar sayılı kararı ile; “Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanaklarıyla birlikte soyaya sunulmuştur.
Davacılar vekilince … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 18.01.2011 tarihli veraset ilamı dosyaya sunulmuş davacılar vekilince Davacı … hakkındaki …’nın mirasçısı olduğuna dair açıklamaları dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce dosyaya temin edilen belgeler sonrası inceleme yapılmasına karar verilmiş ve belgeler üzerinde Osmanlıca tercüme yapabilecek bilirkişi ile inceleme yapılmış ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Kendisine getirilen ilmühaber kayıt defterinin incelenmesinde; 3 no.lu defterin … sırasında kayıtlı … no.lu 1 adet hisse senedinin …’na bağlı … karyesinden …’ya ait olduğunun yazılı olduğu, … 321 no.lu pay defterinde ise; … no.lu hisse senedinin … no.lu muvakkat senet mukabilinde olarak …Dağında … nahiyesinin … karyesinden Mukim … namına verildiği ifadesinin geçtiği belirtilmiştir.
Davacılar vekili bilirkişi raporuna karşı beyanında; Bilirkişi raporu ile müvekkillerinin murisi … lakaplı …’nın … Bankası’ndan hisse senedi aldığının sabit olduğunu belirterek hisse senedinin değerinin tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili ise bilirkişi raporuna beyanında; Davacıların murisleri …’nın …hissedarı olduğunun ispatlanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası 10 TL nominal bedelli 1 … hissesi karşılığı yapılan bedelsiz sermaye artırımları sonucu, 0.001 nominal … Bankası A grubu ve 94,924 nominal … Bankası C grubu hisse senedi olarak hak kazanılmış olup son 5 yılda verilen temettüler neticesinde 697,32’ye tekabül ettiği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince rapora beyan ve itirazlar dosyaya sunulmuştur.
Davacılar vekili 03.06.2013 tarihli dilekçesi ile 25.02.2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan 6111 sayılı kanunun 157. Maddesiyle Sermaye Piyasası kanunun geçici 6. Maddesi yapılan değişiklik ile ellerinde hisse senedi bulunan hissedarların 31.12.2012 tarihine kadar ihraççı kuruma başvurmaları başvurulmadığı takdirde kaydileştirilmesi yapılmayan hisse senetlerinin haklarının ihraççı kuruma geçeceği ve ihraççı kurumunda 3 ay içinde bu hisse senetlerini satabileceği hususunun düzenlendiğini daha sonra 31.12.2012 tarihi sona ermeden yeni SPK’nun kabul edilip bu kanun 13. Maddesinde yeni bir düzenleme yapılarak kaydileştirilmesi yapılmayan hisse senetlerinin yatırımcı tanzim merkezine intikal edeceği ve bu merkezin de bu hisse senetlerini 3 ay içinde satılacağı hususunun düzenlendiğini belirterek hisse senedinin yeni ihtaz edilen yatırımcı tanzim merkezine intikal ettiğinden T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığının davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davalı bankaya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; Avukat … tarafından 26.12.2012 tarihli dilekçesi ile … no.lu 10 … liralık … Dağında … nahiyesinin … karyesinde … namına kayıtlı pay senedinin kaydileştirilmesinin talep edildiği ve 31.12.2012 tarihi itibariyle söz konusu pay senedinin kaydileştirilmek üzere teslim edilmemiş olması nedeniyle pay senetlerinin yatırıcım tanzim merkezine intikal ettiği ve kanun gereği pay senedi için kaydileştirme işleminin yapılmadığı belirtilmiştir.
Davacılar vekili 04.09.2013 tarihli dilekçesi ile; Davalı bankaca kaydileştirmesi yapılmayan … namına … no.lu hisse senedinin yatırımcı tanzim merkezi tarafından 3. Kişilere satışının önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine, SPK’nun 13. Maddesinin 4. Bendindeki düzenlemenin T.C. Anayasasının 35. maddesindeki mülkiyet hakkı başlıklı düzenlemesine açıkça aykırı olduğundan iptali için Anayasa Mahkemesine götürülmesine, … C. Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyanın ve diğer bazı dosyaların istenilmesi talebinde bulunulmuştur.
…bul C. Başsavcılığının … soruşturma no.lu evrakta … Bankası tarafında şüpheliler hakkında 5411 Bankacılık Kanunun 74. maddesine göre kamu davası açılması istenilmesinde bulunulduğu, şüphelilerden birisinin davacılar vekili … olduğu ve ilgili asliye hukuk mahkemesi dosyalarının da mahkememizle ilgisi olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin 04.09.2013 tarihli dilekçesinde belirttiği, SPK’nun 13. Maddesinin 4. Bendindeki düzenlemenin T.C. Anayasasının 35. Maddesindeki mülkiyet hakkı başlıklı düzenlemesine aykırı olduğundan Anasa Mahkemesine götürülmesi talebi ciddi bulunmadığı nedenle reddine karar verilmiştir.
Davacılar ve davalı vekili beyanları dosyaya sunulan deliller inceleme sonrası sunulan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre davacıların murisi …’nın … Bankasına ait hisse senedi pay defterine kaydı olup olmadığı, kayıtlı ise kaç adet olduğunun ve geçmişe dönük kar payının hesaplanmasının talep edildiği davanın 24.08.2011 tarihinde açıldığı ve 25.02.2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan kanun ile SPK’nun 6. Maddesinde yapılan değişiklik ile 31.12.2012 tarihine kadar ihraççı kuruma başvurulması gerekip başvurulmadığı takdirde ihraççı kuruma geçeceğinin belirtilip davacılar vekili tarafından davalı bankaya müracat edilip pay senedinin teslim edilmemesi nedeniyle kaydileştirme işleminin yapılmadığının bankadan gelen cevabi yazıdan anlaşılıp bu durumda davacı vekilinin sermaye piyasası kurulunun davaya dahil edilmesi talebide usul hükümleri gereği mümkün olmadığı nedenle davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacıların bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurmaları neticesinde Yargıtay 11. HD karar düzeltme aşamasında verdiği 19/01/2017 tarih, 2015/12348 Esas ve 2017/371 Karar sayılı karar ile “1- Dava, davacılar murisi …’nın, davalı bankanın hissedarı olup olmadığı, hissedarı ise kaç adet kök hissesinin bulunduğu, kök hissenin sermaye arttırımları sonucunda bugün kaç adet yaptığı ve değeri ile hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kâr payı getirdiğinin tesbiti ile fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydı ile 20.000,00 TL kâr payının en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dava 24.08.2011 tarihinde açılmış olup yargılama sırasında yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/4 maddesinde “Kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde teslimi zorunludur. Teslim edilen sermaye piyasası araçları kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. Teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları ise kaydileştirilme kararından sonra borsada işlem göremez, aracı kurumlarca bu sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık edilemez ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz. Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı aynî haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar YTM’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.” hükmü getirilmiştir.
Yerel mahkemece, açıklanan yasa hükmüne göre davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyiz istemi, davacıların 6362 sayılı SPK 84 maddesine göre Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne başvurma haklarının bulunduğu gerekçesiyle red edilerek karar onanmıştır.
Karar düzeltme aşamasında, 12.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2015 gün ve 2015/29-95 sayılı kararı ile hükme dayanak alınan 6362 sayılı SPK 13/4 maddesinin ilgili hükümleri iptal edilmiş olup, iptal kararı müktesep hakları ihlal etmemek kaydıyla derdest davalara da uygulanacağından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 26.01.2015 gün 2014/1434 Esas 2015/971 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının davacı lehine bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası mahkememizin 2017/535 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada 23/10/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar ile usul ve esas bakımıdan yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkememizce 23/10/2019 tarih 2017/535 Esas ve 2019/845 Karar sayılı karar ile; “Daha önce borsa uzmanı bilirikşi …’nden alınan 15/02/2013 tarihli bilirkişi raporu ile; davacıların 10,00 TL nominal bedelli bir …hissesi karşılığı yapılan bedelsiz sermaye arttırımları sonucu 0,001 nominal değerli … Bankası A grubu ve 94,924 nominal değerli İş Bankası C grubu hisse senedine sahip oldukları, son 5 yılda verilen temettüler neticesinde davacıların 45,52 TL temettü bedeline hak kazandıkları tespit edilmiştir.
Dosya kapsamı ile düzenlenen bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması ve uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, … Bankası’nın 0,001 A grubu ve 94,924 nominal değerli C grubu hisse senetlerinin miras payları oranında olmak üzere davacılara ait olduklarının tespitine, 45,52 TL kar payının dava tarihi olan 28/04/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile hisse payları oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak bilirkişi raporu ile son 5 yıla ilişkin temettü 45,52 TL olarak tespit edilmesine rağmen maddi hata neticesinde davacılara aidiyeti tespit edilen A ve C grubu hisselerin bedelleri de temettü miktarına eklenmek suretiyle 697,32 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de 6100 sayılı HMK m.304/1 kapsamında tahsiline karar verilen 697,32 TL’nin 45,52 TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu karar aleyhine davacı … haricindeki davacılar vekili ile davalı vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması akabinde Yargıtay 11. HD’nin 08/03/2021tarih 2020/2249 Esas ve 2021/2149 Karar sayılı kararı ile; “Dava, şirkete ortak olunduğunun tespiti ve şirket kar payının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, kararın gerekçesinde, ‘’bilirkişi raporu ile son 5 yıla ilişkin temettü 45,52 TL olarak tespit edilmesine rağmen maddi hata neticesinde davacılara aidiyeti tespit edilen hisselerin bedelleri de temettü miktarına eklenmek suretiyle 697,32 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de 6100 sayılı HMK m.304/1 kapsamında tahsiline karar verilen 697,32 TL’nin 45,52 TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.’’ denilmiş, ancak hükmün 2. fıkrasında ise gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturacak ve kararın icrasında tereddüte sebebiyet verecek şekilde, 697,32 TL kar payının faiziyle birlikte davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
Bu durum karşısında, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki içerecek şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle re’sen bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2021/474 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada 15/12/2021 tarihli duruşmada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma öncesi dosyaya ibraz edilen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 18.01.2011 tarih ve … Karar sayılı kararın incelenmesinde; davacıların (…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …., …, …, …, …, …, …’ın (…, …, …)) … Merkez … Köyü Cilt:19, Hane 32’de nüfusa kayıtlı ve 12/02/1936 tarihinde ölen (… lakaplı) …’ın mirasçısı olduklarının tespit edilmiş olduğu görülmektedir.
… 1. Noterliği tarafından … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına gönderilen 28/04/2009 tarihli cevabi yazı ekinde gönderilen … evrakların Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü … Arşivi Dairesi Başkanı Arşiv Uzmanı …’e yaptırılan tercümesinden; yazı ekinde gönderilen … evrakların noterliğe ait ayniyat defterinde bulunan 29 Haziran 1927 tarihli mukavelenamenin tercümesi olduğu, …Bankası ile … Bankası’nın genel kurullarının her iki şirketin birleştirilmesi yönünde karar almış olmaları akabinde her iki şirket yetkili temsilcilerinin 29/06/1927 tarihinde noterde akdetmiş oldukları bu sözleşme ile … ile … Bankası’nın birleştirilmesi konusunda mutabakata vardıkları görülmektedir.
Davacılar vekili Avukat …’ın … no ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu’na yapmış olduğu başvuru akabinde dilekçe komisyonu tarafından verilen 25/06/2013 tarih ve 6278 nolu karardan …Bankası hisselerinin tamamının … Bankası hisseleri ile değiştirildiği ve ancak … ait herhangi bir hisse senedi müsteşarlık nezdinde mevcut bulunmadığı, keza banka tarafından yapılan temettü ödemelerinin ne kadarının …Bankası kaynaklı olduğu hususunda da müsteşarlık kayıtlarında herhangi bir bilginin mevcut olmadığının bildirildiği görülmektedir.
Bilirkişi …’tan alınan 19/10/2012 tarihli bilirkişi raporu ile; … Bankası’nın …’te bulunan genel müdürlük binasına gidilmek suretiyle banka görevlisi …’ün ibraz etmiş olduğu 8 adet defter üzerinde 26/09/2012 – 03/10/2012 tarihleri arasında inceleme yapıldığı, incelenen defterlerin …’na ait ilmühaber defterleri olduğu, mübrez 8 adet defterden 4 tanesinin diğerinin kopyası niteliğinde olduğu, 3 numaralı defterin … sırasında kayıtlı … nolu hisse senedinin …’na bağlı .. kariyesinden…’ya ait olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve daha önce alınmış olan bilirkişi raporları ile … Dağı’na bağla … kariyesinden ….’ya ait olduğu belirlenen …Bankası’na ait … sayılı payın … Bankası ile birleşmesi neticesinde hangi paya dönüştüğü, bedelsiz sermaye arttırımları sonucu elde edilen yeni pay olup olmadığı ve bu payların dava tarihindeki nominal değerleri ile bu paylardan dolayı varsa elde edilmiş olan kar miktarının tespiti amacıyla borsa uzmanı bilirkişi …’nden alınan 15/02/2013 tarihli bilirkişi raporu ile; 01/07/1927 tarihinde…’nın … Bankası ile birleştiği, birleşme tarihi itibariyle… sermayesinin 4.000.000,00 TL olmakla birlikte bu sermayenin %50’sinin ödenmiş olduğu, keza birleşme tarihinde … Bankası sermayesinin 2.000.000,00 TL olduğu, birleşme sonrası … Bankası sermayesinin 4.000.000,00 TL’ye çıktığı, birleşme sözleşmesi ile … Bankası’na ait ve değeri 10 Osmanlı Lirası olan her bir hisseye karşı … Bankası’na ait 5 TL’lik nominal değerli pay verilmek suretiyle değişim yapıldığı, bu değişimi kabul etmeyenlerin 1 Ağustos 1927 – 31 Aralık 1927 tarihleri arasında paylarını 5,25 (5 Lira 25 Kuruş) karşılığında …Sigorta Şirketi’ne satabilecekleri, aksi halde pay sahiplerinin bu değişimi kabul etmiş oldukları, davacıların kök murisi …’nın da bu süre içerisinde başvurmadığı anlaşıldığından birleşme sonucu davalı … Bankası A.Ş.’de 5,00 TL nominal değerli A tipi hisse senedine sahip olduğu ve ancak davalı bankanın 1956 yılında %100 sermaye artışına gitmesi neticesinde 5 TL nominal değerli hisse senedi nominal değerinin 10,00 TL, 1964 yılında %100 sermaye artışına gitmesi neticesinde 10,00 TL nominal değerli hisse senedi nominal değerinin 20,00 TL, 1967 yılında %100 sermaye artışına gitmesi neticesinde 20,00 TL nominal değerli hisse senedi nominal değerinin 40,00 TL, 1982 yılında %2400 sermaye artışına gitmesi neticesinde 40,00 TL nominal değerli hisse senedi nominal değerinin 1.000,00 TL nominal değere dönüştüğü, bundan sonra yapılan sermaye artırımları için İş Bankası’nın A, B ve C grubu hisselerine C grubu hisseleri verildiği, 1987 yılında %1000 sermaye artışına gitmesi neticesinde 1.000,00 TL nominal değerli hisse senedi nominal değerinin 10.000,00 TL nominal değere dönüştüğü, 1991 yılında %8000 sermaye artışına gitmesi neticesinde 1.000,00 TL nominal değerli A tipi hisse senedinin 80.000,00 TL, C tipi hisse senedinin 10.000,00 TL nominal değere dönüştüğü ve takip eden dönemlerdeki sermaye artışları neticesinde 2004 yılı itibariyle A tipi payın nominal değerinin 1.000,00 TL, C tipi payın nominal değerinin ise 30.049.000,00 TL nominal değere ulaştığı, 2005 yılında çıkarılan 5083 sayılı yasa ile Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılması neticesinde A tipi payın nominal karşılığının 0,001 TL, C tipi payın nominal karşılığının ise 34,568 TL olduğu ve bu tarihten sonraki sermaye artışları neticesinde raporun hazırlandığı 15/02/2013 tarihi itibariyle A tipi payın nominal karşılığının 0,001 TL, C tipi payın karşılığının ise 94,924 TL değere ulaştığı, her iki paydan kaynaklanan son 5 yıla ilişkin temettü bedelinin ise 45,52 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve alınmış olan bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davacıların kök murisi …’nın … Bankasında mevcut … nolu pay senedine bağlanmış olan payın bu bankanın 1927 yılında … Bankası ile birleşmesi nedeniyle bu paya karşılık davacıların kök murisine verilmiş olan pay ve iç kaynaklardan sermaye arttrılması sonucu oluşan paylar kapsamında; … Bankası’nın 0,001 A grubu 1 ve 94,924 nominal değerli C grubu 1 hisse senedinin miras payları oranında olmak üzere davacılara ait olduklarının tespitine, davacılar her ne kadar 20.000,00 TL kar payı talep etmiş ise de davanın açılmasından geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde davacılara ödenmesi gereken kar payının 45,52 TL olduğu tespit edildiğinden davanın kısmen kabulü ile 45,52 TL kar payının dava tarihi olan 28/04/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile hisse payları oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Son duruşmada her ne kadar kısa karar “1-Davacıların kök murise …’nın … Bankasında mevcut … nolu pay senedine bağlanmış payın bu bankanın 1927 yılında … Bankası ile birleşmesi nedeniyle bu paya karşılık davacıların kök murisine verilmiş olan pay ve iç kaynaklardan sermaye arttrılması sonucu oluşan paylar kapsamında; … Bankası’nın 0,001 A grubu ve 94,924 nominal değerli C grubu hisse senetlerinin miras payları oranında olmak üzere davacılara ait olduklarının tespitine,” şeklinde yazılmış ise de kısa kararın “1-Davacıların kök murisi …’nın … mevcut 320142 nolu pay senedine bağlanmış payın bu bankanın 1927 yılında… Bankası ile birleşmesi nedeniyle bu paya karşılık davacıların kök murisine verilmiş olan pay ve iç kaynaklardan sermaye arttrılması sonucu oluşan paylar kapsamında; … Bankası’nın 0,001 nominal değerli 1 adet A grubu ve 94,924 nominal değerli 1 adet C grubu payın miras payları oranında olmak üzere davacılara ait olduklarının tespitine,” şeklinde olması gerektiğinden ve bu durumun 6100 sayılı HMK m.314 kapsamında kalan yazım hatası niteliğinde olması nedeniyle hüküm fıkrasının bu şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacıların kök murisi …’nın … Bankasında mevcut … nolu pay senedine bağlanmış payın bu bankanın 1927 yılında … Bankası ile birleşmesi nedeniyle bu paya karşılık davacıların kök murisine verilmiş olan pay ve iç kaynaklardan sermaye arttrılması sonucu oluşan paylar kapsamında; İş Bankası’nın 0,001 nominal değerli 1 adet A grubu ve 94,924 nominal değerli 1 adet C grubu payın miras payları oranında olmak üzere davacılara ait olduklarının TESPİTİNE,
2- 45,52 TL kar payının dava tarihi olan 28/04/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi kapsamında avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile hisse payları oranında davacılara VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 297,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 237,70 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacılara iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 45,52 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 1.447,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 3,29 TL yargılama gideri ile 59,30 TL maktu karar harcı ve 18,40 TL başvurma harcı toplamı 80,99 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 47,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ret miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 47,09 TL’nin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/12/2021

Katip

Hakim