Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/466 E. 2022/366 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/359
KARAR NO : 2022/370

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan Lotus Müteahhitlik planlama… A.Ş. İle dava dışı … A.Ş’nin … Ticari şubesi arasında 25/05/2015 tarihli 143.750.000,00 TL limitli kredi açılmasına ilişkin genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalıların ve müvekkili şirketin bu kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatlarının bulunduğunu, anılan sözleşmeye göre kullandırılan kredi hesaplarının banka tarafından katedilerek ihtarnameler gönderildiğini, bunun dışında … A.Ş. ile davalı …… A.Ş. arasında 25/05/2015 tarihli 30.000.000.00 TL bedelli genel kredi sözleşmesine de davalıların ve müvekkilinin kefil olduğunun bu sözleşmeden kaynaklanan hesapların da katedildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 08/08/2016 tarihinde her iki sözleşmeden doğan kredi alacaklarına istinaden müteselsil kefil sıfatıyla toplam 8.854.162,27 TL ödeme yapıldığı, … A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müteselsil kefil sıfatıyla bankaya ödenmesinden sonra diğer kefillerden ve asıl borçludan tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, huzurdaki bu davanın konusunun ise davalı … müteahhitlik planlama… A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müteselsil kefil sıfatıyla bankaya ödenmesinden sonra diğer kefillerden ve asıl borçludan rücuen tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasından takip yapıldığını ve istenen tutarın 1.485.554,49 TL olduğunu, davalıların icra dairesinini yetkisin ve borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, icra dairesini yetkisine ve borca itirazın haksız olduğunu belirterek … 31. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasındaki davalıların haksız itirazının iptaline takibin devamına ve alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. dışındaki tüm davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinin, daha önceden de ifade edildiği üzere müvekkillerinden …, …. A.Ş, … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş’nin kurulu olduğu adreslerin … olduğu dolayısıyla bu borçlular açısından yetkili icra dairesi ve mahkemelerin … icra dairesi olduğunu müvekkillerinin lotus planlama… .A.Ş, …’nin ise kurulu olduğu adresin … olduğunu bu müvekkili açısından yetkili icra dairesi ve mahkemenin İstanbul Anadolu icra dairesi ve mahkemeleri olduğunu müvekkili … A.Ş’nin kurulu olduğu adresin İzmir olması nedeniyle bu şirket yönünden de … icra dairesi ve mahkemelerin yetkili bulunduğunu ve taraflar arasındaki ihtilafın…’de yapılmakta olan bir inşaat işiyle ilgili olup HMK 10. Maddesi gereğince sözleşmenin ifa yerinin … olması nedeniyle tüm davalılar için ortak yetkili mahkeme … mahkemelerinde bu davanın görülmesi gerektiğini dava konusu ihtilafın dava dışı … A.Ş’nin iştiraki olan … A.Ş’nin …’da bulunan sahası içerisinde bir genel müdürlük binası yapım işinden kaynaklandığını ve bu sözleşmenin … A.Ş. ile … A.Ş. arasında imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin gelir paylaşımlı kira sözleşmesi olduğunu ve anılan sözleşmede … Mahkemelerinin yetkili kılındığını bu nedenle davanın öncelikle yetki yönünden yetki gerektiğini ileri sürmüş, esas yönünden de; davacı şirketin müvekkili şirketlerden …’ye bağlı olarak kurulan bir şirket olduğunu, …’in bu şirketteki hisselerinin tamamını… A.Ş’ye devrettiğini ve şirket devrinden sonra davacının unvanının … a.ş olarak değiştirildiğini, … A.Ş’nin yüklenicisi olduğu … A.Ş’nin de işveren sıfatının bulunduğu gelir paylaşımına dayalı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşmedeki edimlerini yerine getirmek için Akbank A.Ş’den kredi kullandığını ve bu krediye grubun tüm şirketleri ve davacının da müteselsil kefil olduğunu bir kısım sebepler yüzünden inşaatın tamamlanamadığını ve … A.Ş tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, bu nedenle müvekkillerinin bankaya karşı yükümlülüklerini yerine getiremediğini ve zarara uğradıklarını davanın haksız olup reddi gerektiğini savunmuştur.
Asıl borçlu ile dava dışı … A.Ş. … Şubesi arasındaki akdedilen 25/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı müteselsil kefilin ödediğini iddia ettiği kredi borcunun ferileri ile birlikte miktarı ve ödeme nedeniyle asıl borçlu ve genel kredi sözleşmesinde müteselsile kefaleti bulunan diğer davalılardan TBK 487, 488 maddeleri ile hukuk genel Kurulu’nun 2017/19-3020 esas 2018/1361 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere varsa kefil olan davalıların sorumlu oldukları tutarların ayrı ayrı belirtilmesi suretiyle rapor tanzim edilmesi için dosyanın bankacılık konusunda uzman bilirkişi …’e tevdine karar verildiği ve bilirkişi …tarafından sunulan 05/07/2021 tarihli raporda özetle; davacı şirketin müteselsil kefil sıfatıyla asıl borçlu … Enerji Madencilik ve Taşımacılık A.Ş.’ne ait borcu ödemesi nedeniyle; asıl borçlu şirkete tümü için ve kendisi ile birlikte kefil olan diğer davalılar için de toplam kefalet oranlarına göre hepsi eşit olmak üzere 1/10 oranında her bir kefile rücu hakkının bulunduğu, davacı yan ödeme sonrası davalılara ihtar veya ihbarda bulunarak ödeme talebinde bulunmadığı için, takipten önce faiz isteminin yerinde olmadığı sadece; asıl borçlu şirketten ödeme tutarı olan 1.406.565,25 TL’nin tamamını, kefillerden ise 1/10 oranına göre 14.065,66 TL’sini talep edebileceği, taraflarının kanaati bu yönde olmakla birlikte delillerin takdiri ve hukuki yorumu mahkemeye ait olmakla; tarafları görüşü aksine, mahkememizce ödeme tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği görüşüne varılması halinde bir takdir imkanı yaratılmasını teminen yapılan hesaplamalara göre; davacı şirketin davalı asıl borçlu … A.Ş. nden takip tarihi olan 23.02.2017 tarihi itibarıyla 1.406.565,25 TL. asıl alacak ve talebi gibi 78.989,24 TL. da işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.485.554,49 TL. istemde bulunmasının, diğer müteselsil kefiller olan … A.Ş., …Tic. A.Ş., … Tic. A.Ş.,… A.Ş., ….,… A.Ş., … A.Ş. (Eski Unvanı: … A.Ş.), …. ve …’dan ise 14.065,66 TL. asıl alacak ve 859,45 TL. da avans faizi olmak üzere toplam 14.925,10 TL. istemde bulunulmasının mümkün olacağı, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, asıl borçlu … Madencilik ve Taşımacılık A.Ş. nden 1.406.565,25 TL. ve kefil sıfatıyla sorumlu davalılardan ise 1.406.565,25 TL. matrah üzerinden hesaplanacak avans faizi istenebileceği, davacının tespitlerimizi aşan talebinin yerinde olmadığı, yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Dava, müteselsil kefalet sorumluluğu kapsamında dava dışı bankaya ödenen kredi borcunun, krediyi kullanan asıl borçlu ile kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatı bulunan davalılardan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı … ile dava dışı … A.Ş. … Ticari Şubesi arasında 25/05/2015 tarihli 143.750.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalılar ile dava dışı … A.Ş.’nin ve davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, dava dışı … tarafından asıl borçlunun hesaplarının katedilmesi ve davacı ile davalılara hesap kat ihtarının keşide edilmesi ve davacı ile davalılara hesap kat ihtarının keşide edilmesinden sonra davacı tarafından 08/08/2016 tarihinde asıl borçlunun kredi borcunu ödediğinden bahisle davalılardan, ödenen bu bedelin tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlattığı, davalıların süresinde borca itirazları üzerine işbu itirazın iptali davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
Kefalet sözleşmesi, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun  TBK 581. ilâ 603. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Kefalet  sözleşmesiyle kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi durumda, söz konusu borçtan şahsen sorumlu olacağını taahhüt etmektedir (Aral, Fahrettin: Borçlar Hukuku -Özel Borç İlişkileri, 7. b., Ankara 2007, s. 437). Daha yalın bir anlatımla bu sözleşme ile kefil, borçlunun asıl borcu ifa edememesi riskini üzerine alır (Özen, Burak: Kefalet Sözleşmesi, İstanbul 2008, s. 6.; atıf yapan; Karakılıçarslan, Seda: Kefilin Sorumluluğunun Kapsamı, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XIII, 2009, Sa. 1-2, s. 43). 6098 sayılı TBK’nın 583/1. maddesi gereğince ise kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına ve ayrıca kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısıyla yazılmasına bağlı olacağı düzenlenmiştir.
TBK 587. maddesi “Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur.
Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, bir kefil, kendisiyle birlikte daha önce veya aynı zamanda müteselsilen yükümlü bulunan ve Türkiye’de takip edilebilen bütün kefillere karşı takibe girişilmiş olmadıkça, kendi payından fazlasını ödemekten kaçınabilir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. Aksine anlaşmalar saklı kalmak kaydıyla, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Bu hak, borçluya rücudan önce de kullanılabilir.
Alacaklı, kefilin aynı alacak için başka kişilerin de kefil olduğunu veya olacağını varsayarak kefalet ettiğini biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu varsayımın sonradan gerçekleşmemesi veya kefillerden birinin alacaklı tarafından kefalet borcundan kurtarılması ya da kefaletinin hükümsüz olduğuna karar verilmesi durumunda kefil, kefalet borcundan kurtulur.” şeklindedir.
Kefilin, alacaklıya, payını aşan bir ifada bulunduğu takdirde diğer müteselsil birlikte kefillere rücu etmesi mümkündür. Kefillerin kendi aralarındaki iç ilişkide teselsül söz konusu değildir (İpek, M.: Birlikte Kefalet, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Erden Kuntalp’e Armağan, Y:2004/I, C:1, S:1, İstanbul-atıf yapan; Demirbaş, F.: Birlikte Kefalet, Yüksek Lisans Tezi)
TBK 591. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinde kefil, borçluya ait bütün def’ileri alacaklıya karşı ileri sürebilme hakkına sahip olduğu gibi, kefil kefaletten doğan borcunu ödedikten sonra ödeme nispetinde alacaklının haklarına halef olup, asıl borçluya rücu edebileceği TBK 596. Maddesinde düzenlenmiştir. TBK 596. Maddesine göre kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olacaktır. Kefilin alacaklıya ifada bulunmasıyla kefalet borcu sona ermekle birlikte kefil alacaklı yerine geçerek borçluyu takip etme imkânı kazanmaktadır. Bu nedenle kanun koyucu kefilin himayesi amacıyla alacaklının asıl borç ilişkisinde sahip olduğu haklara halef olmasını ve bu şekilde asıl borçluya rücu edebilmesini öngörmüştür. Bu kapsamda kefilin alacaklıya halef olmasının amacını, asıl borçluya rücu hakkı oluşturmaktadır. Kefilin alacaklının haklarına halef olması, bütün kefalet sözleşmeleri için mevcuttur. Bu doğrultuda müteselsil kefil de alacaklıya yaptığı ifa oranında alacaklının haklarına halef olacaktır (Acar, Özlem: Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi, T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Şubat 2014, s. 300).
Kefilin kefil olma sebebini asıl borçlu ile arasındaki hukukî ilişki oluşturmaktadır. Kefil ve asıl borçlu arasında vekâlet sözleşmesi olması ve kefilin asıl borçlunun vekili olarak hareket etmesi mümkündür. Böyle bir durumda kefil isterse asıl borçlu ile arasındaki iç ilişkiye dayanarak da yaptığı ödemeyi borçluya rücu etme imkânına sahip olacaktır. Bunun gibi aralarındaki iç ilişkinin vekâletsiz iş görme olarak nitelendirilmesi ve kefilin buna dayanarak borçluya rücu etmesi de mümkündür. Bir diğer olasılık olarak iç ilişkinin vekâlet ya da vekâletsiz iş görme olarak kabul edilememesi hâlinde kefil asıl borçludan sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda da talepte bulunabilecektir (Reisoğlu, Seza: Kefilin Rücuu İle İlgili Meseleler, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. 1, S. 4, Y. 1962, s. 466). Söz konusu sebeplere dayanarak kefil borçludan talepte bulunabilmekle birlikte kanun koyucu kefil ve asıl borçlu arasında hiçbir ilişki bulunmaması ihtimalini de göz önüne alarak kefile yasal rücu hakkı tanımıştır. Bu kapsamda kefil kanunî halefiyete dayanan rücu hakkına başvurabileceği gibi borçluyla arasındaki iç ilişkiden doğan rücu hakkına da dayanabilecektir (Reisoğlu, Seza: Türk Kefalet Hukuku, Ankara 2013, s. 270).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olayda, 05/07/2021 tarihli bilirkişi raporu … Şirketinin 18/01/2021 tarihli cevabi yazısı ve eklerinden anlaşıldığı üzere; dava dışı … T.A.Ş … Şubesi ile davalılardan asıl borçlu … A.Ş. arasında 25/05/2015 tarihli 143.750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, eski unvanı … A.Ş. olan davacı ile davalıların anılan sözleşmeyi 143.750.000,00 TL limitle müteselsil kefil olarak imzaladıkları, dava dışı banka tarafından asıl borçlu davalıya taksitli ticari kredi ve gayrinakdi kredi kullandırıldığı, kredi sözleşme şartlarına uygun geri ödeme yapılmaması sebebiyle bankanın asıl borçlu davalının hesaplarını katederek davacı ve davalılara taksitli ticari krediden kaynaklı 1.305.935,25 TL nakdi ve 100.630,00 TL gayrinakdi borcun ödenmesi hususunda … 7. Noterliğinin … tarih … Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … 23. Noterliğinin …tarih ve … Yevmiye sayılı ihtarnamelerinin keşide edildiği, kat tarihi itibarıyla dava dışı bankanın asıl borçludan 1.305.935,25 TL nakdi, 100.630,00 TL gayrinakdi alacaklı olduğu, bankanın hesap kat tarihinden davacı tarafından yapılan ödeme tarihi 08/08/2016 tarihine kadar asıl alacağa akdi faiz uygulama hakkı bulunmasına rağmen davacı kefil tarafından nakdi ve gayrinakdi borcun ödenmesi ile asıl kredi borcunun 2.965,36 TL’lik nakdi risk bakiyesi ile 13.480,00 TL’lik gayrinakdi risk bakiyesi haricinde sona erdiği, davacı müteselsil kefilin sözleşmede yer alan davalı müteselsil kefiller ile dava dışı … A.Ş.’den borcun toplam kefalete oranı nazara alınarak ödenen 1.406.565,25 TL’nin 1/10’unu ve işlemiş faizini ayrı ayrı talep edebileceği, davalı kefillerden ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, davacı müteselsil kefilin asıl borçludan ise TBK 596. maddesi kapsamında ödediği bedelin tamamını ve ihtara gerek kalmaksızın işlemiş faizi talep edebileceği anlaşılmakla davacının asıl borçlu davalı yönünden davasının kabulüne, diğer davalılara yönelik davanın ise TBK m. 587 gereği kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişi raporunda kefil olan davalılar yönünden işlemiş faiz miktarı yanlış hesaplanmış ise de bu durumun maddi hata olarak değerlendirilmesi gerektiği, toplam işlemiş faiz hesabının doğru yapıldığı anlaşılmış ve her bir davalı yönünden sorumluluk oranı (1/10) dikkate alınarak işlemiş miktarı mahkememizce tespit edilmiştir ve davalı … Taşımacılık A.Ş. ile diğer davalılardan mükerrer tahsile yer vermemek kaydıyla, davalı … A.Ş.’nin … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin talepnamedeki koşullarda devamına, davalılar… A.Ş., … Ticaret A.Ş., …A.Ş., … A.Ş., …., … A.Ş, …., … A.Ş. ve …’nın … 31. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının her biri yönünden 140.656,53 TL asıl alacak ve 7.898,92 TL işlemiş faiz için iptaline ve takibin asıl alacak 140.656,53 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle devamına dair aşağıdaki davacının fazla talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılardan … A.Ş.’ye yönelik davasının KABULÜNE, diğer davalılar yönünden davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı … A.Ş. ile diğer davalılardan mükerrer tahsile yer vermemek kaydıyla,
Davalı … A.Ş.’nin … 31. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının İPTALİNE, takibin talepnamedeki koşullarda DEVAMINA,
Davalılar … A.Ş., … A.Ş.,…A.Ş., … A.Ş., …., … A.Ş, …., …A.Ş. ve …’nın … 31. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının her biri yönünden 140.656,53 TL asıl alacak ve 7.898,92 TL işlemiş faiz için iptaline ve takibin asıl alacak 140.656,53 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle devamına davacının fazla talebinin reddine,
Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranında 297.110,89 TL inkar tazminatının davalılardan (… A.Ş., …A.Ş., …Ticaret A.Ş., … Taşımacılık A.Ş., …., … A.Ş, ….,…A.Ş. ve …’nın her biri yönünden davalıların 28.131,30 TL inkar tazminatı ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Tahsili gereken harç 101.478,22 TL olduğundan peşin alınan 17.905,79 TL’nin mahsubu ile bakiye 83.572,43 TL harcın davalılardan (… A.Ş. dışındaki davalıların her birinin 10.147,82 TL harçtan sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen harç 17.905,79 TL’nin davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 572 TL, bilirkişi masrafı 2.500,00 TL olmak üzere toplam 3.072,00 TL yargılama giderinin davalılardan (kabul oranına göre … A.Ş. dışındaki her bir davalı 307,20 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 84.794,41 TL vekalet ücretinin davalılardan (… A.Ş. dışındaki davalıların her biri 18.062,77 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine,
6… A.Ş. dışındaki kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 79.594,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar ….A.Ş. ve …’ya verilmesine,
7-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …