Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/427 E. 2022/1067 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/427
KARAR NO : 2022/1067

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı idare müdürlük tarafından temsil edilen müflisin, müvekkili şirkete sözleşmeden kaynaklanan ayıplı hizmet sebebiyle … 19. Sulh Hukuk Mahkemesi …Değişik İş sayılı tespit dava dosyasından mahkeme tarafından aldırılan 22.01.2020 tarihli bitirkişi raporu ile tespit edilen 768.000,00 TL. bedelli alacağı bulunduğunu, işbu alacağın tahsili amacıyla … 3. İflas Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yapılmış ve …nce talebin reddedildiğini, müvekkili şirket ile müflis …Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış olan 15.08.2016 tarihli, duvar kağıdı işleri sözleşmesinde müflis sözleşmesel yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmediği mahkeme tespiti ile sabit olduğunu, … 30. Noterliği … tarihli .. yevmiye numarası ile karşı tarafa ihtarname gönderilmiş olup, sözleşme kapsamında gerçekleşmiş olan imalatın ayıplı olduğu yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda temin edilen rapor sonucu ortaya çıkmış ve imalatın ayıplı olduğu kesin olarak öğrenildiğini, süresi içerisindeki bu ayıbın giderimi için ihtaren bildirim yapılmış olup, zararın giderilmediğini, sözleşmesel yükümlülüğünü gereği gibi ifa etmemiş olan karşı taraf, müvekkili şirketin inşasını üstlenmiş olduğu sözleşme konusu … Projesinin tüm bloklarında ayıplı ifa gerçekleştirdiğini, ayıplı ifa sonucunda 16.12.2019 tarihinde mahkemeden tespit talep edilmiş olup, 22.01.2020 tarihli bilirkişi raporu ile iddialarının doğruluğu ortaya çıkmış ve… 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dava dosyasından mahkeme tarafından aldırılan 22.01.2020 tarihli bilirkişi raporu ile 768.000,00 TL bedelli alacağının tasdiklendiğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, müvekkilinin alacağının tamamının sıra cetveline kaydına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İflas idaresine müzekkere yazılarak … İflas sayılı dosyasında, iflas tasfiyesinin hangi usulle yürütüldüğü, iflas idare memurlarının seçilip seçilmediği, seçilmiş ise isim ve adreslerinin bildirilmesi ile davacının, dava konusu alacağa ilişkin olarak masaya kayıt için sunduğu başvuru dilekçesi, iflas idaresince veya müdürlüğünce verilen karar örneği, müflis sorgu tutanağının gönderilmesi ve İİK 223. Maddesine göre, davacının, iflas idaresi yahut müdürlüğünce verilen kararın kendisine tebliği için avans yatırıp yatırmadığı, buna göre verilen kararın davacıya tebliğ edilip edilmediği, edilmişse hangi tarihte tebliğ edildiğinin ve sıra cetvelinin ilan tarihinin bildirilmesi istenilmiştir.
… 3. İflas Dairesine yazılan müzekkereye 05/08/2021 tarih… iflas sayılı cevabi yazı ile ” … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı yazıları ile … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasına kayıtlı … adresinde mukim … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (Mersis No:…, Vergi: …) saat: 02/10/2020 günü saat 17:09 itibari ile İFLASINA karar verildiğinin, iflas tasfiyesinin… Esas sayılı dosyası Adi Usulde yürütüldüğünün, Alacaklı … Tic.A.Ş. Vek.Av…. tarafından 17/02//2021 tarihinde 45 kayıt sıra numarası ile muayyen sürede alacak kaydı başvurusunda bulunulduğunu, Müflis … LİMİTED ŞİRKETİ Adi tasfiye olarak 1. alacaklılar toplantısında iflas idare memurları seçilemediğinden resen 2. Alacaklılar toplantısına kadar müdürlükleri tarafından yürütüleceğini, İflas dairesince alacaklının alacağının gerek müflisin beyanı ve gerekse alacak yargılamayı gerektirdiğinden talep edilen alacağın REDDİNE karar verildiğini, Sıra cetveli ilanı 10/06/2021 tarihinde … Gazetesinde, … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, alacaklı vekili tarafından masraf yatırıldığı ” bildirilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifa edildiği gerekçesi ile ayıp onarım bedelinin iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedildiği belirtilen 15.08.2016 tarihli, … ili … ilçesi … mahallesi 9051 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan A, B, C, D, E Blok Tekstil Tabanlı …Duvar Kağıdı Kaplaması Yapılması İşi’nin fen ve sanat kurallarına uygun yapılıp yapılmadığı, sözleşmenin 29/2. maddesi kapsamında davalı tarafından yapılan duvar kağıdı işinin ayıplı ifa edilip edilmediği, meydana gelen ayıplarını yüklenici hatasından mı yoksa uygulanan yüzeyden mi kaynaklandığı, mevcut ayıpların uygulama hatasından kaynaklandığının tespiti halinde davacının talep edebileceği onarım bedelinin ne kadar olduğu konularında toplanmıştır.
İflas masasının bu safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez.
Bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır.
İİK’nın 235. maddesine göre, kural olarak sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine dava açabilirler. Ancak aynı Kanun’un 223. maddesi hükmüne göre alacaklı tebligata elverişli adresini bildirip kararın tebliği için avans yatırmışsa 15 günlük dava açma süresi, kararın tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Davacının kararın tebliği için gerekli avansı yatırdığı, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına celbedilen… 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre işin anahtar teslimi yapılması halinde karşı tarafa ödenecek toplam tutar; 197.595,20 USD, -1.173.715,00 TL olduğunu, keşif tarihi itibariyle karşı taraf olan yüklenici firma … Ltd. Şti.’nin tüm uygulamayı tamamladığı, hatalı bölümler için tamiratlar yaptığı, ancak sorunların devam ettiği görüldüğünü, yapılan duvar kaplamasındaki kusurların uygulamaya, yüzeye, kullanılan ürüne bağlı olabileceği, tespit isteyen tarafın bu konularla ilgili sorumluluğu olmadığı, kusurlara ilişkin sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğu kanaatine varılmış olduğunu, tespit konusu duvar kağıdı kaplamanın uygulanan yüzeylerde yaklaşık %60 oranında yenilenmesi gerektiği kanaatine varılmış, toplam uygulama alanı yaklaşık 80.000,00 m2 olup, yenilenmesi gereken alan metrajı 48.000,00 m2 olduğunu, vinil ithal tekstil duvar kağıdı ile yeniden uygulama yapılmasının maliyeti, eski kağıdın sökülmesi, yüzeyin pürüzlenmesi, astar ve kaplama uygulaması, malzeme, işçilik ve diğer giderler dahil 16.00 TL/m2 alan için toplam tutar KDV dahil 768.000,00 TL olduğunu, işin tamamlanması için gereken sürenin 45 iş günü olduğu yönünde görüş ve kanaat belirttikleri görülmüştür.
Bilindiği üzere; taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla, taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Davanın niteliği gereği mahkemece, tarafların dinlenilmesi ve duruşma açılması böylece hukuki dinlenilme hakkının tanınarak hüküm verilmesi gerekmektedir. Taraflara hukuki dinlenilme hakkının verilmesi Anayasal bir haktır. Anayasa’nın 36. maddesine göre teminat altına alınan iddia ve savunma hakkı ile adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenme hakkını da içermektedir. Yine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinde de, hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkı içerisinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesi hükmüne göre, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.
Aleyhine tespit istenilen tarafa ,keşif ve inceleme günü tebliğ edilmeden icra edilen keşif sonucu … 19. Sulh Hukuk Mahkemesinin …Değişik İş sayılı dosyasında düzenlettirilen bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin tek başına ayıbın varlığı ,ayıbın niteliğinin tespiti için kesin delil teşkil etmediği dikkate alınarak mahkememizce yerinde keşif yapılmasında zorunluluk bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin 16/06/2022 tarihli duruşmasında ,davacının ayıplı işler nedeniyle varsa onarım bedelinden kaynaklı alacak miktarının tespiti için mahallinde keşif yapılmasında zorunluluk bulunmasına ve keşif için gereken delil avansının verilen kesin süre içinde depo edilmesi hususunda ihtar yapılmasına rağmen keşif gününe kadar delil avansının mahkememiz veznesine depo edilmediği anlaşılmakla davacı taraflar keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılarak yargılamaya devam edilmiş, davacıların dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı dikkate alınıp hangi vakıaların ispatı için yemin deliline dayanıldığı, yemin deliline başvurmak isteyip istemediği konusunda beyanda bulunmak üzere davacılar vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacılar vekili yemin deliline başvurmak isteyip istemediği konusunda verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığından davacılar yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılarak tahkikata son verilmiştir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir.
Somut olayda, davacılar tarafından teslim alınan eserde yapılan işlerin bir kısmının ayıplı ifa edildiği ve davacıdan bu yönde alacak doğduğu ileri sürülmekle birlikte eserin ayıplı teslim edildiği, ayıbın gizli ayıp olduğu , ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususlarını ispat külfeti davacı tarafa ait olup bu hususlar ispat edilemediğinden sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 80,70-TL olduğundan peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …