Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/360 E. 2021/501 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/360 Esas
KARAR NO : 2021/501

DAVA :Şahsi İflas
DAVA TARİHİ :31/01/2002
KARAR TARİHİ :05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. yönetim kurulu üyesi ve hakim sermayedar ortak olan davalıların kanuna aykırı karar ve işlemleri ile … Grubu ile … Bankası A.Ş. Hakim sermayedarı … dahil şirketler arasında gerçekleşen … krediler kapsamında … A.Ş.’nin verdiği kredilerin tahsil edilememesi suretiyle bankanın zarara uğramasına ve mali yapısının bozularak … tarafından 4389 sayılı Bankalar Kanunun 14/3-4 maddeleri gereğince …’ye devredilmesine sebebiyet veren davalıların verdikleri zararla sınırlı olarak Bankalar Kanunu’nun 17/1-2 maddeleri gereğince şahsi iflaslarına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik anayasaya aykırılık usulü itirazlarında bulunmuş 4389 sayılı bankalar yasasının 17. maddesinde belirlediği dava şartlarının dosyada mevcut bulunmadığını davacı tarafından ispat yükümlülüğünün yerine getirilmediğini müvekkillerinin banka kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek bir şekilde doğrudan ve ya dolaylı olarak kendi lehine kullandığı ve bankayı bu suretle zarara uğrattığına ilişkin herhangibir delilin mevcut olmadığı gibi bu hususun davacı … tarafından ispat edilmesi gerektiğini , alınan yönetim kurulu kararında kullandırılan kredi ile bankanın uğradığı zarar arasında bir ilyet bağının mevcut olmadığı gibi borçlar kanunun kapsamında iddia edilen ve ispatlanan bir zararında söz konusu olmadığını el koyma tarihi itibarı ile bilanço zararının zarar olarak kabul edilemeyeceğini ayrıca davalıların 1998 yılında yapılan işlemleri nedeni ile genel kurul kararı ile ibra edildiklerini bu nedenle de bir sorumluluklarının mevcut bulunmadığı nedenle açılan davanın reddi talep edilmiştir.
Davalılar … …, …, …, … vekilleri 01.04.2002 tarihli cevap dilekçesinde özetle; … As. Tic. Mah. … esas sayılı dava yönünden derdestlik itirazında bulunmuşlar 1998 yılı genel ibra kararının kaldırılmasına ilişkin kararın iptali için … 5. Tic. Mah. … esas …8. Asl.Tic. mah. …esas sayılı iptal davalarının bekletici mesele sayılmasını talep ederek davanın esasına ilgili olarak da kredi tahsis kararları yönünden kanuna aykırı bir durumun ve bu kapsamda davalılara izafesi mümkün bir kusurun bulunmadığı gibi kredi verilen firmaların zararlarını ödeyip ödemedikleri belli olmadığı nedenle bir zararında ve bu kapsamda zararla bankanın …’ye devri arasında illiyet bağı olmadığı nedenle davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … 01.04.2002 tarihli cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı vekillerinin cevap dilekçelerindeki usule itirazları ile birlikte esasa yönelik aynı beyanları tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
Dosyadaki deliller ve banka kayıtları üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi ve bilirkişi heyetinden alınan 02.06.2005 tarihli rapor kapsamında … A.Ş. nin hakim sermayedar ortağı … dahil …Tic. A.Ş., …A.Ş., … Bankası A.Ş yönetim kurulunun alınan kararı ile … Bankası A.Ş. den kredi kullandırıldığı … Şirketler grubuna dahil Zeytinoğlu grubu a.ş. … Tic. A.Ş. …Tic. A.Ş. … A.Ş. ye …A.Ş. ye … A.Ş. yönetim kurulunun aldıkları kararlar ile kredi kullandırıldığı … grubuna dahil … A.Ş, ye …Tic. A.Ş ye … Bankası Yönetim Kurulu Kararı ile kredi kullandırılmak suretiyle, bu suretle bankalar kanunundaki yasal sınırların aşılmak görev aldıkları bankaların hakim hissedarları lehine doğrudan menfat sağlayamayan yönetim kurullarına back-to back kredi işlemleri ile dolaylı olarak menfaat sağlamak sureti ile her iki banka tarafından da karşılıklı kendi grup şirketlerine kullandırılan kredilerin tahsil edilmemesi suretiyle davalıların kanuna aykırı işlem ve kararları ile bankanın 28.018.420.381.063.TL zarara uğramalarına sebebiyet verdikleri davalıların kusurlu kanuna aykırı işlem ve kararları ile meydana gelen zarar ve bankanın … ye devri arasında illiyet bağının gerçekleştiği ve bu suretle davalılar hakkında şahsi iflaslarını isteme koşulları gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalılar hakkında şahsi iflas kararı verilmesini gerektirir koşullar oluşmuş ise de Dava tarihinden sonra yapılan protokollerin, protokolün tarafı olmayan davalılara açılan şahsi iflas davası sebebiyle etkisi yönünden bilirkişi heyetinden 13.09.2006 tarihli rapor alınmıştır.
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolü yürürlüğe koyan … ile …, …arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokole taraf olan dava dışı banka hakim ortakları … , …, …, …, hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile protokolde eski borçluların borcundan kurtulacağına ilişkin bir ibare yer almadığından protokoller borcun nakli olarak kabul edilmeyip protokolleri imzalayan kişilerin borcun ödenmesindeki ekonomik ve hukuki çıkarları gözetildiğinde protokollerin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu durumda protokolde taraf olmayan davalı …, …, …’ın borçtan sorumluluğu devam etmekle birlikte protokoller uyarınca borcun zamanında ödenmesi durumunda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği nedenle davalı Zeki Ünal hakkında açılan şahsi iflas davasının da protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece durdurulmasına ilişkin Mahkememizin 2002/192 Esas 2006/568 Karar sayılı ve 18.12.2006 tarihli kararı Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2007/8145 Esas 2008/1195 Karar sayılı ve 14.02.2008 tarihli kararı ile Davacı … protokolleri iptal edildiğini ve buna ilişkin fon kurul kararı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre protokollerin iptal edilip edilmediği üzerinde durulup iptaline karar verilmiş olması halinde Davalıların iflası için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı üzerinde durulup varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği nedenle BOZULMASINA karar verilmekle yeniden yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 19.Hukuk Daire Başkanlığının bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davanın yargılaması sırasında Davacı vekilince verilen dilekçe ile fon ile … arasında imzalanan 28.11.2008 Tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince davalılar hakkında açılan davanın durdurulmasına karar verilmesi yeniden talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün davaların durdurulmasına yönelik maddelerini ihtiva eden örneğide dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı …, … vekilleri 25.02.2009 tarihli celsede durdurma istemine muvafakat edilmeyerek davanın reddine karar verilmesi talep etmişlerdir.
Ancak kararın gerekçe kısmında izah edildiği üzere davalılar hakkında şahsi iflas isteme koşulları oluştuğunun tespit edilmesine rağmen davacı tarafça davalının şahsi iflasına karar verilmesi talep edilmeyip davanın durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün 6.2 maddesi kapsamında … satışı sonrası satış bedeli ödenmiş ve buna ilişkin sira cetvelinin kesinleşmesi sonrası görülmekte olan şahsi iflas davasının konusuz kalma ihtimali kapsamında davalıların sorumluluğuna gidilemeyecek olması nedeniyle davacı …’nin durdurma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizin 2002/192 Esas 2006/568 Karar sayılı dosyasında 18.12.2006 tarihli kararı ile; davalılar … ile …haklarında açılan şahsi iflas davalarının … ile … ve… arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli ve … ile …, …ve … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece durdurulmasına karar verildiği, Mahkememizden verilen kararın Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 14.02.2008 gün ve 2007/8145 Esas 2008/1195 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın yeniden mahkememizin 2008/618 esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüş, Mahkememizin 2005/177 Esas 2005/418 Karar sayılı dosyasında 11.07.2005 tarihli kararı ile; … ile … arasında …dahil şirketlerin …’ye olan borçlarının ödenmesi ile ilgili olarak 19.08.2004 tarihinde imzalanan ek protokolün 9.6 maddesi gereğince protokolün yürürlükte bulunduğu sürece davalılar …, …, …, …, … haklarında tefrik edilen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden açılan şahsi iflas davasının 4389 sayılı yasanın 15/3 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği, Fon Kurulunun 13.03.2008 tarih ve 81 sayılı kararı ile … A.Ş.den kaynaklanan zarar ile ilgili olarak … hakim ortak ve yöneticileri hakkında açılan şahsi iflas davalarına devam edilmesine karar verilmesi ve durdurma kararının kaldırılarak yargılamaya devam edilmesi talepli dilekçesi üzerine dosyanın mahkememizin 2008/169 Esas sırasına kaydının yapıldığı, Mahkememizin 2008/169 Esas sayılı dosyasından 25.03.2008 tarihli tensip tutanağı ile Mülga 4389 Sayılı Bankalar Kanununun 15/3 maddesi ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 132/10 maddesi gereğince davalılar hakkında verilen durdurma kararının kaldırılarak yargılamaya devam edilmesine karar verildiği, akabinde 17.11.2008 tarihli karar ile Mahkememizin 2008/169 Esas sayılı dava dosyasının daha önce tefrik edilen Yargıtay bozma sonrası 2008/618 Yeni Esas numarası alan şahsi iflas dosyası ile birlikte görülmesinde mevcut hukuki irtibat sebebiyle HUMK 45 maddesi gereğince … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, Mahkememizin 2008/618 Esas 2009/63 Karar sayılı dosyasında 25.02.2009 tarihli karar ile; Fon İle… arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8.7 maddesi ve 6.2 maddesi gereğince gerek … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/618 Esas numarasında gerekse de birleşen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/169 Esas numarasında tüm davalılar hakkında açılan şahsi iflas davalarının 4389 sayılı yasanın 15/3, 5411 sayılı yasanın geçici 11 ve 132/10 maddeleri gereğince … sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar durdurulmasına karar verildiği, mahkememiz kararının Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 25.03.2010 gün ve 2010/1823 Esas 2010/3463 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme sonrasında kesinleştiği, davacı vekili tarafından 08.03.2019 tarihli dilekçe ile davalılar …, …, …, … ve … yönünden açılmış olan davadan feragat edildiği, davalılar …, …, …, … ve vekilleri tarafından dosyaya sunulan 14.02.2019 tarihli dilekçeler ile davacı tarafın feragati nedeniyle davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerinin beyan edildiği görülmüştür.
Davacı vekili 24.02.2021 tarahli dilekçe ile; Fon ile … ve … Grubuna dahil gerçek ve tüzel kişiler arasında 28.11.2008 tarihinde, … ihale bedelinden Fon alacaklarına isabet edecek satış bedelinin … Grubunun Fona olan borçlarına mahsubuna ve yasal dağılımın hukuken kesinleşmesi ve bu çerçevede protokol konusu Fon alacaklarının tahsil edilmesi halinde Grubun münhasıran protokol kapsamında belirlenen borçlarından ibrasına yönelik hükümleri düzenleyen bir protokol imzalandığı, 28.11.2008 tarihli Protokolün “Mali Sorumluluk, Şahsi İflas ve İade Tazmin Davaları” başlıklı 8.7.maddesi; protokolün imzalanarak Borçlularca açılan adli/idari davalardan/temyiz hakkından feragat edilmesi ile Fonun açmış olduğu takip ve davaların kesinleştirilmesinden sonra; iade tazmin davası ile diğer şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarının tüm davalıları ve tüm dava tutarları yönünden durdurulması için Fon tarafından ilgili Mahkemelerden talepte bulunulacağı; … Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen kısımları bakımından davaların konusuz kalmasını teminen Fon tarafından gerekli hukuki işlemlerin yerine getirileceği; mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davasına konu olup konusuz kalacak alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri bakımından ise; Fon bünyesinde yapılacak çalışma neticesinde Fon Kurulu’nca bu konuda verilecek nihai karar çerçevesinde davalara devam edilmesi dahil gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı hususlarını içerdiği, işbu protokol hükümleri kapsamında ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I32.maddesi’ne istinaden, Fonun talebi üzerine, işbu dava dahil Mahkeme nezdinde açılmış tüm iade tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarında-… sıra cetvelinin kesinleşinceye kadar davaların durdurulmasına dair kararlar verildiği, bu arada, Fon alacaklarının tahsilini teminen, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I34.maddesi hükümleri doğrultusunda … oluşturulmuş ve bütünlüğün satışına karar verildiği ve 05.12.2007 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, söz konusu bütünlük, … AŞ’ye ihale edildiği, ihalenin, Fon Kurulunun 21.02.2008 tarihli ve 2008/49 sayılı Kararı ile de onaylandığı, anılan sıra cetveline karşı üçüncü kişiler tarafından açılan davalar, Fon lehine kesin hükümle sonuçlandığından söz konusu sıra cetveli kesinleşmiş ve böylelikle 28.11.2008 tarihli Protokolün yürürlüğe girme şartının da yerine gelmiş bulunduğu, … sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen/örtüşmeyen kısımlarının tespiti için, Fon nezdinde ayrıntılı bir çalışma yapılmış olup bunun sonucunda; Mahkeme nezdinde açılmış ve daha sonra hakkında durdurma kararı verilmiş olan 2008/618 Esas (Eski No: 2002/192 Esas) sayılı dava dosyası ile birleşen 2008/169 Esas (Eski Esas: 2005/177 Esas) sayılı dava dosyalarına konu olan alacak kalemleri açısından davanın konusuz kaldığı, bu nedenle, işbu dava dosyası açısından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sorumluluk davalarına ilişkin istisnai yetkiler” başlıklı 133. maddesi’ndeki;” Bu madde kapsamında açıları veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” hükmü de göz önüne alınmak suretiyle, müvekkili … Bankalar/Bankacılık Kanunu uyarınca her türlü harçtan muaf olduğu da göz önüne alınarak, 6100 sayılı HMK hükümlerine istinaden, tüm davalılar acısından. ‘Davanın Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığı” yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı … vekili 08/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 07/07/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin talebi üzerine dava dosyasındaki yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekili 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı …’nin müvekkili yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti istememesi halinde davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Asıl dosya yönünden tanzim ettirilen bilirkişi raporlarından davacının dava tarihi itibariyle iş bu davayı ikame etmekte haklı olduğu ancak davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın konusuz kaldığı, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına , birleştirilen dosya yönünden davacı vekilinin feragat beyanı dikkate alınarak birleştirilen dosya yönünden davanın feragat nedeni ile reddine , talep olmadığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dosya yönünden ;
1-Asıl dosyada dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Talep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Birleştirilen 2008/169 Sayılı Dosya yönünden;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Talep olmadığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan vekillerin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …