Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2021/492 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/355 Esas
KARAR NO : 2021/492

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 02/05/2002
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şahsi İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin yönetim kurulu başkan ve yönetim kurulu üyeleri olan dvalıalrın … grubuna ait şirketlerin İMKB’de işlem gören hisse senetlerinin destekleme alımları amacı ile 25/01/2000 tarihinde 1.450.000 USD tutarında kredi tahsis ve kullandırıldığı bu kredilerin … grubuna ait firmaların İMKB’de şilem gören … A.Ş. ve … A.Ş.’ye ait hisse senetlerinin destekleme alımında kullanıldığını, bu surette … Kaynakları kullanılarak manipülasyon işlemleri ile davalılar tarafından bankanın 28.795.051.521.800 TL zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olmakla 4389 sayılı Bankalar Kanunun 17. Maddesi uyarınca verdikleri zararla sınırlı olarak şahsi iflaslarına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçelerinde özetle; … 1. Asl.Tic. Mah. … sayılı Esas sayılı dava dosyası üzerinden derdestlik itirazında bulunmuşlar davanın esasına ilişkin olarak ta bankalar kanunun 17. maddesindeki belirtilen iflas isteme koşullarının gerçekleşmediğini müvekkillerinin banka kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek bir şekilde doğrudan ve ya dolaylı olarak kendi lehine kullandığı ve bankayı bu suretle zarara uğrattığına ilişkin herhangi bir delilin mevcut olmadığı gibi bu hususun davacı … tarafından ispat edilmesi gerektiğini . alınan yönetim kurulu kararında kullandırılan kredi ile bankanın uğradığı zarar arasında bir illiyet bağının mevcut olmadığı gibi borçlar kanunun kapsamında iddia edilen ve ispatlanan bir zararında söz konusu olmadığını el koyma tarihi itibarı ile bilanço zararının zarar olarak kabul edilemeyeceğini ayrıca davalıların bir sorumluluklarının mevcut bulunmadığı nedenle açılan davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekili dilekçesinde özetle; kredinin kullanılması ile ilgili yönetim kurulu kararların hukuken geçerli bulunmadığını kredi kullandırılan firmaların gerek iş hacmi gerekse mali durumu itibarı ile kredive laik firmalar olmaları nedeniyle kredileri kullandırıldığını, bu kredilerin … grubunda yer alan firmalara ve ortaklara çıkar sağlamak amacıyla kullandırılacağına ilişkin herhangi bir bilgi sahibi olmadığı gibi … grubu firmalarında da herhangi bir ortaklığının da olmadığı nedenle davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekilince verilen 28.08.2002 Tarihli cevap dilekçesinde müvekkili yönünden açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevinden emekli olduktan sonra yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı süre içerisinde kanuna aykırı işlem ve kararı ile bankanın zarara uğratılmasına sebebiyet verilmediğini, kullandırılan krediler ile bankanın … ve devri arasında herhangi bir illiyet bağının mevcut olmadığını, ayrıca fona devredilen bankanın zarara uğradığının ispat edilmesi gerektiğini, kredi borçlularından kredinin tahsili için icra takibi yapılıp aciz vesikası alınması gerektiğini, ayrıca müvekkilinin görev yaptığı süre içerisinde banka genel kurulunca ibra edilmekle iş bu şahsi iflas davasının açılamayacağı nedenle davanın reddi talep edilmiştir.
Dava BDDK tarafından temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi bankalar kanunun 14. maddesinin 3 ve 4 numaralı fikralarına göre … ye devredilen … A.Ş. nin yönetim kurulu başkanı ile yönetim kurulu üyeleri hakkında 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesine dayalı şahsi iflas davasıdır.
Bankalar kanununda iflas usulüne ilişkin özel hükümler bulunmadığından açılan iflas davası IIK nun 177 ve müteakip maddeleri ile düzenlenen doğrudan doğruya iflas usulüne tabi bir davadır.
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile …, … ve … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolü yürürlüğe koyan … ile…, … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokole taraf olan davalılar hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile davacı … tarafından verilen 14.06.2005 tarihli dilekçeleri ile bu protokollere taraf olan davalı … ve …. haklarında açılan şahsi iflas davalarının 4389 sayılı bankalar kanunun 15/3 maddesi gereğince durdurulmasının talep edilmesi üzerine Mahkememizin 21.11.2005 tarihli ara kararı ile davalı … ve … hakkında açılan şahsi iflas davasının görülmekte olan davadan TEFRİKİNE karar verilmiştir . Tefrik olunan bu dava Mahkememizin 2005/529 Yeni Esas numarasına kayıt edilerek 2005/856 Karar ve 30.12.2005 Tarihli Karar ile … ve Önay Şevket Bilgin hakkında açılan şahsi iflas davasının durdurulmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 12.08.2004 tarihli kök ve itiraz üzerine alınan 12.05.2007 tarihli ek raporlar kapsamında;
Davacı bankanın daha önce kredi müşterisi olup, iki adet senet karşılığı kredi açılarak toplam 4.350.000.000.000.TL kredi kullandırılan … A.Ş. ye Mecidiyeköy şubesinin 28.01.2000 Tarih 193 sayılı Ek kredi teklifi ve krediler Müdürlüğünün ve bağlı bulunduğu Genel Müdür yardımcısının uygun görüş sunuşu ve davalılardan genel müdür …’ın sevki ile yönetim kurulunun 25.01.2000 Tarihli 2 nolu kararı ile senet karşılığı kredilerden 650.000.0000.000.TL artış sağlanmış ve ayrıca yeni bir kredi eklenerek toplam tutarı 870.000.000.000.TL olan dövize endeksli senet karşılığı kredi açılarak TL olarak belirlenen bu tutarın bankanın günlük kurlarından hesaplanarak USD karşılığı 1.450.000.USD olarak kullandırılması kararı alınmıştır. Bu karara yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, … ve … tarafından imzalanmıştır. Kredi için maddi teminat öngörülmemiş yalnızca firma ortaklarının ve üç firma kefaleti ve yine bunların imzaladığı senetlerin teminata alınması yeterli görülmüştür.
Firma hesabına aktarılan bu kredi ile hiçbir yetkiye dayanmadan banka kaynakları kullanılarak 02.02.1999 tarihinden itibaren gruba bağlı … A.Ş. hisse senetleri 24.03.1999 Tarihinden itibarende … A.Ş. ye ait hisse senetlerinin satın alınmaya başlandığı, satın alınmış olan hisse senetleri nedeniyle banka kaynaklarından kullanılan meblağ toplamı 20.504.815.314.251.TL düzeyindeki iken banka yönetim kurulunun 09.06.2000 Tarih 8 sayılı kararı ile daha önce alınan … ve … hisselerinin yanı sıra 800000 lota kadar yeniden … hissesi alınması ve uygun koşullarla satılması hususu ile hisse senetleri portföyünün 60.Trilyon TL limitine çıkarılmasına karar verilerek önceden yapılan usulsüz alımların bilgileri dahilinde olduğu teyit edilmiş ve bu kararla önceden satın alınmış ve bundan sonra alınacak hisse senetlerinin sorumluluğunu yönetim kurulu olarak davalılar üstlenmişlerdir. Söz konusu yönetim kurulu kararında başkan ve üyeleri olarak davalılardan …, …, …, … ve … imzaları bulunmaktadır.
Yönetim kurulunun bu kararı üzerine söz konusu hisse senetleri alım satımına devam edilmiş ve 24.10.2000 tarihine kadar Medya Holding hisse senetleri, 09.10.2000 Tarihine kadar … hisse senetleri alım satımı sürdürülmüştür. … grubuna ait hisse senetleri üzerinde İMKB de işlem yapılması sermaye piyasa kurumunun 30.10.2000 Tarihli kararı ile durdurulduğundan aynı kurulun 14.12.2000 tarihli yazısı ile banka bilançosu aktifindeki gruba ait hisse senetlerinin sıfır değerde olduğu ve 27.983.768.521.800.TL zarar karşılığı ayrılması istenmiştir. Yönetim kurulu aldığı 09.06.2000 Tarihli karar ile 4389 sayılı bankalar kanunun bankaların sermayelerinin % 10 undan fazla paya sahip büyük ortaklarına kredi sınırlamaları getirilmesine ve ortakların diğer kuruluşların hisse alımlarını sınırlamakla ilgili 11. maddesine aykırı davrandıkları …”ın İMKB piyasasında işlem gören dava konusu … hisse senetlerini satın almasına ilişkin yönetim kurulu kararının bankalar kanununa aykırı olup, bu karara imza koyanların dava konusu satın almalar sonucu banka kaynaklarının donuk hale gelmesi ve … grubuna ait şirketlerin İMKB de işlem gören hisse senetlerinin dektekleme alımları amacı ile … kaynaklarının doğrudan ve dolaylı olarak kullandırılmak suretiyle kanuna aykırı işlem ve kararları ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunduğu, bu suretle davalıların 28.545.958.521.801.TL banka zararına sebebiyet verdikleri, davalılar hakkında verdikleri zararla sınırlı olarak şahsi iflaslarını isteme koşullarının gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalılar hakkında şahsi iflas isteme koşulları gerçekleşmiş İSEDE; Dava tarihinden sonra yapılan protokollerin, protokolün tarafı olmayan davalılara açılan şahsi iflas davası sebebiyle etkisi yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolü yürürlüğe koyan … ile …, … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokole taraf olan dava dışı banka hakim ortakları …, …, …, …, hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile protokolde eski borçluların borcundan kurtulacağına ilişkin bir ibare yer almadığından protokoller borcun nakli olarak kabul edilmeyip protokolleri imzalayan kişilerin borcun ödenmesindeki ekonomik ve hukuki çıkarları gözetildiğinde protokollerin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu durumda protokolde taraf olmayan davalı …, … ve …, …, .., …’nın borçtan sorumluluğu devam etmekle birlikte protokoller uyarınca borcun zamanında ödenmesi durumunda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği nedenle davalılar hakkında açılan şahsi iflas davasının da protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece DURDURULMASI mütalaa edilmiştir. Ancak … Kurulunun 27.04.2007 tarih 2007/189 Karar sayılı kararı ile … grubu ile fon arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokolün, 14.11.2003 tarihli muvafakatnamenin ve …, … ve ſon arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün iptaline karar verilmesi sonrası davanın devamı sırasında … 05.12.2007 tarihinde satışa çıkarılarak 1.100.000.000.USD bedel üzerinden … A.Ş. ye ihale edilmesi ve ihalenin kesinleşmesi ve sira cetvelinin tanzimi sonrası davacı … vekilince verilen 05.12.2008 tarihli dilekçe ve bu dilekçe ekindeki fon ile … arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8/7 maddesi gereğince tüm davalılar hakkında açılan şahsi iflas davasının durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı …, …, … ve … mirasçıları vekilleri 23.02.2009 tarihli celsede durdurma istemine muvafakat edilmeyerek davanın reddine karar verilmesi talep etmişlerdir.
Ancak kararın gerekçe kısmında izah edildiği üzere davalılar hakkında şahsi iflas isteme koşulları oluştuğunun tespit edilmesine rağmen davacı tarafça davalının şahsi iflasına karar verilmesi talep edilmeyip davanın durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün 6.2 maddesi kapsamında … satışı sonrası satış bedeli ödenmiş ve buna ilişkin sıra cetvelinin kesinleşmesi sonrası görülmekte olan şahsi iflas davasının konusuz kalma ihtimali kapsamında davalıların sorumluluğuna gidilemeyecek olması nedeniyle davacı … nin durdurma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizin 2002/563 Esas 2009/60 Karar sayılı dosyasında 23.02.2009 tarihli kararı ile; Davalılar …, …, …, …, …, … …ile … haklarında açılan şahsi iflas davasının 4389 sayılı yasanın 15/3 ve 5411 sayılı yasanın geçici 11. ve 132/10 maddeleri gereğince … ile … arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8.7 ve 6.2 maddeleri gereğince … sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar tüm davalılar hakkında durdurulmasına karar verildiği, Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 07.04.2010 gün ve 2010/1832 Esas 2010/4059 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve ve karar düzeltme sonrasında kesinleştiğigörülmüştür.
Davacı vekili 24.02.2021 tarahli dilekçe ile; Fon ile … ve … Grubuna dahil gerçek ve tüzel kişiler arasında 28.11.2008 tarihinde, …. ihale bedelinden Fon alacaklarına isabet edecek satış bedelinin … Grubunun Fona olan borçlarına mahsubuna ve yasal dağılımın hukuken kesinleşmesi ve bu çerçevede protokol konusu Fon alacaklarının tahsil edilmesi halinde Grubun münhasıran protokol kapsamında belirlenen borçlarından ibrasına yönelik hükümleri düzenleyen bir protokol imzalandığı, 28.11.2008 tarihli Protokolün “Mali Sorumluluk, Şahsi İflas ve İade Tazmin Davaları” başlıklı 8.7.maddesi; protokolün imzalanarak Borçlularca açılan adli/idari davalardan/temyiz hakkından feragat edilmesi ile Fonun açmış olduğu takip ve davaların kesinleştirilmesinden sonra; iade tazmin davası ile diğer şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarının tüm davalıları ve tüm dava tutarları yönünden durdurulması için Fon tarafından ilgili Mahkemelerden talepte bulunulacağı; … Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen kısımları bakımından davaların konusuz kalmasını teminen Fon tarafından gerekli hukuki işlemlerin yerine getirileceği; mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davasına konu olup konusuz kalacak alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri bakımından ise; Fon bünyesinde yapılacak çalışma neticesinde Fon Kurulu’nca bu konuda verilecek nihai karar çerçevesinde davalara devam edilmesi dahil gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı hususlarını içerdiği, işbu protokol hükümleri kapsamında ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I32.maddesi’ne istinaden, Fonun talebi üzerine, işbu dava dahil Mahkeme nezdinde açılmış tüm iade tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarında-… sıra cetvelinin kesinleşinceye kadar davaların durdurulmasına dair kararlar verildiği, bu arada, Fon alacaklarının tahsilini teminen, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I34.maddesi hükümleri doğrultusunda … oluşturulmuş ve bütünlüğün satışına karar verildiği ve 05.12.2007 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, söz konusu bütünlük, … AŞ’ye ihale edildiği, ihalenin, Fon Kurulunun 21.02.2008 tarihli ve 2008/49 sayılı Kararı ile de onaylandığı, anılan sıra cetveline karşı üçüncü kişiler tarafından açılan davalar, Fon lehine kesin hükümle sonuçlandığından söz konusu sıra cetveli kesinleşmiş ve böylelikle 28.11.2008 tarihli Protokolün yürürlüğe girme şartının da yerine gelmiş bulunduğu, … sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen/örtüşmeyen kısımlarının tespiti için, Fon nezdinde ayrıntılı bir çalışma yapılmış olup bunun sonucunda; Mahkeme nezdinde açılmış ve daha sonra hakkında durdurma kararı verilmiş olan 2002/563 Esas sayılı dava dosyasına konu olan alacak kalemlerinin, 28.11.2008 tarihli Protokol konusu alacaklar ile örtüştüğü hususu Fon nezdinde tespit edildiği, bu nedenle, işbu dava dosyası açısından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sorumluluk davalarına ilişkin istisnai yetkiler” başlıklı 133. maddesi’ndeki;” Bu madde kapsamında açıları veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” hükmü de göz önüne alınmak suretiyle, müvekkili … Bankalar/Bankacılık Kanunu uyarınca her türlü harçtan muaf olduğu da göz önüne alınarak, 6100 sayılı HMK hükümlerine istinaden, tüm davalılar acısından. ‘Davanın Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığı” yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … vekili 07/07/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin talebi üzerine dava dosyasındaki yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı … vekili 08/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı …’nin müvekkili yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti istememesi halinde davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri vekalet ücreti talebinde bulunmadığını beyan etmiştir.
Tanzim ettirilen bilirkişi raporlarından davacının dava tarihi itibariyle iş bu davayı ikame etmekte haklı olduğu ancak davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın konusuz kaldığı, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-İş bu dava nedeniyle verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Talep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip