Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2021/493 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2021/493

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 19/10/2001
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şahsi İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; banka yönetim kurulunun 07/09/1999 tarih 32/14 sayılı kararı ile … A.Ş.’ye yönetim kurulunun 07/09/1999 tarih 32/15 sayılı kararı ile … A.Ş.’ye kullandırılan kredilerin … grubuna dahil … A.Ş.’ye ve merkezi Vezne operasyonu ile … A.Ş.’nin hesabına aktarılmak suretiyle bu şirketin … A.Ş.’deki tahsili gecikmiş kredi borçlarının tasfiyesinde kullandırılmak suretiyle banka hakim ortağı gruba banka kaynaklarının aktarılması suretiyle menfaat temin edilmek suretiyle bankanın 2.309.320.672.346 TL zarara uğramasına kanuna aykırı işlem ve kararları ile sebebiyet veren davalıların verdikleri zararla sınırlı olarak şahsi iflaslarına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 1. Asl. Tic. Mah. … esas sayılı dava yönünden derdestlik itirazında bulunmuşlar 1998 yılı genel ibra kararının kaldırılmasına ilişkin kararın iptali için … 9. Asl.Tic. Mah. … esas sayılı iptal davasının bekletici mesele sayılmasını talep ederek derdestlik ve anayasaya aykırılık usulü itirazlarında bulunmuş 4389 sayılı bankalar yasasının 17. maddesinde belirlediği dava şartlarının dosyada mevcut bulunmadığını davacı tarafından ispat yükümlülüğünün yerine getirilmediğini müvekkillerinin banka kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek bir şekilde doğrudan ve ya dolaylı olarak kendi lehine kullandığı ve bankayı bu suretle zarara uğrattığına ilişkin herhangi bir delilin mevcut olmadığı gibi bu hususun davacı … tarafından ispat edilmesi gerektiğini, alınan yönetim kurulu kararında kullandırılan kredi ile bankanın uğradığı zarar arasında bir illiyet bağının mevcut olmadığı gibi borçlar kanunun kapsamında iddia edilen ve ispatlanan bir zararında söz konusu olmadığını el koyma tarihi itibarı ile bilanço zararının zarar olarak kabul edilemeyeceğini ayrıca davalıların 1998 yılında yapılan işlemleri nedeni ile genel kurul kararı ile ibra edildiklerini bu nedenle de bir sorumluluklarının mevcut bulunmadığı nedenle açılan davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesi ile diğer davalı vekillerinin cevap dilekçelerindeki usule itirazları ile birlikte esasa yönelik aynı beyanları tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …cevap dilekçesi ile diğer davalı vekillerinin cevap dilekçelerindeki usule itirazları ile birlikte esasa yönelik aynı beyanları tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin bankalar yasasına aykırı karar ve işlemleri ile bankanın zarara uğramasına sebebiyet vermediğini görevde olduğu süre içinde yönetim kurulu üyesi olarak ibra edildiğini, ibraların iptal edilmeden şahsi iflasının istenmesinin mümkün bulunmadığını beyanla açılan davanın reddi talep edilmiştir.
Dava BDDK tarafından temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi bankalar kanunun 14. maddesinin 3 ve 4 numaralı fikralarına göre … ye devredilen … A.Ş. nin yönetim kurulu başkanı ile yönetim kurulu üyesi genel müdür genel müdür yardımcıları hakkında 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesine dayalı şahsi iflas davasıdır.
Bankalar kanununda iflas usulüne ilişkin özel hükümler bulunmadığından açılan iflas davası İİK nun 177 ve müteakip maddeleri ile düzenlenen doğrudan doğruya iflas usulüne tabi bir davadır.
Davanın esasına girmeden önce usuli itirazların incelenmesi gerekmektedir.
A- Davalı vekilinin açılan davanın … 1. Asliye Tic. Mah. … Esas sayılı dava dosyası ile derdest dava olduğuna dair derdestlik itirazı;
Derdestlik itirazına konu … 1. Asliye Tic. Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasını Davacı … tarafından davalılarla birlikte 22 davalı hakkında TTK 336 ve devamı maddeleri gereğince açılan şahsi sorumluluk davası olduğu görülmekte olan davanın 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesi gereğince şahsi iflas davası bulunması sebebi ile her iki dava arasında maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğuracak şekilde davaların konusunun aynı olmadığı nedenle derdestlik itirazının ve birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.
B- … 9. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması talebi;
… 9. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası 1.05.2001 tarihli genel kurul kararının hükümsüzlüğüne ilişkin açılan iptali davası olup, Mahkememizde görülmekte olan davanın ise 4389 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince açılan şahsi iflas davası bulunması ve genel kurul iptal kararının davamıza herhangi bir etkisinin bulunmadığı nedenle bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebinde reddine karar verilmiştir.
Davalıların 4389 sayılı yasanın 14 ve 17. maddelerinin anayasaya aykırı olduğu nedenle iptali yönüyle anayasa mahkemesine götürülmesine ilişkin anayasaya aykırılık iddiaları da ciddi bulunmadığı nedenle rededilmiştir.
Aynı mahiyette … 2. Asl. Tic. Mah. … esas sayılı 15.5.2001 tarihli genel kurul kararının iptaline ilişkin açılan davanın bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebinde reddine karar verilmiştir.
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile … ve … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolu yürürlüğe koyan … ile …, … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokola taraf olan davalılar hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile davacı … tarafından verilen 14.06.2005 tarihli dilekçeleri ile bu protokollere taraf olan davalı … hakkında açılan şahsi iflas davalarının 4389 sayılı bankalar kanunun 15/3 maddesi gereğince durdurulmasının talep edilmesi üzerine Mahkememizin 21.11.2005 tarihli celse ara kararı ile davalı … hakkında açılan şahsi iflas davasının görülmekte olan davadan TEFRİKİNE karar verilerek Mahkememizin 2005/530 yeni Esas numarasına kayıt edilerek 30.12.2005 tarih 2005/857 Karar sayılı kararı ile davalı … hakkında açılan şahsi iflas davasının 17.11.2003 tarihli ve 03.05.2005 tarihli protokoller yürürlükte bulunduğu sürece DAVANIN DURDURULMASINA 4389 Sayılı Kanunun 15/3 maddesi gereğince karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 26.01.2004 tarihli kök ve itiraz üzerine alınan 13.10.2004 tarihli ek raporlar kapsamında … A.Ş.ye 7.9.1999 tarih 32/14 sayılı yönetim kurulu kararı ile ve … A.Ş.ye aynı tarih 32/15 sayılı yönetim kurulu kararı ile kullandınlan kredilerin … grubuna dahil … A.Ş.ye ve buradan da merkezi vezne operasyonu ile … A.Ş.nin hesabına aktarılarak bu firmanın … A.Ş. nezdindeki tahsili gecikmiş kredi borçlarının tasfiyesinde kullanılmasının bankanın hakim ortağı … grubuna kaynak aktarımı olup merkezi vezne operasyonu ile de hesaplar arası para akışını gizlemeye çalışıldığı bu tür işlemlerin bankalar kanunun kredi sınırlamalarına ilişkin hükümleri dikkate alındığında kanuna karşı hile teşkil ettiği davalı yönetim kurulu başkan ve üyelerinin bankalar kanunu tarafından yasaklanan kanuna aykırı karar ve işlemleri ile bankanın 2.309.320.672.346.-TL zarara uğramasına sebebiyet verdikleri uğranılan zarar ile bankanın … ye devri arasında uygun ilyet bağının bulunduğu , bu suretle davalılar hakkında verdikleri zararla sınırlı olarak şahsi iflaslarını isteme koşullarının gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Davanın devamı sırasında davalılardan …’nın 06.06.2003 tarihinde vefat ettiği ve … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı veraset ilamı ile mirasçılarının … ve … oldukları anlaşılmakla davacı … tarafından verilen 17.03.2004 tarihli dilekçesi ile mirasçıları davaya dahil edilip …’nın bankaya verdiği zarardan müştereken müteselsilen sorumlu olduklarından bahisle bu mirasçılar hakkındaki davanın tefrik edilip alacak davası olarak devam edilmesi talep edilmiştir.
Davalı …ölmekle şahsi iflas davası niteliği itibarı ile mirasçıları hakkında hüküm kurulması mümkün olmayan davalılardan bulunması ve öleni ilgilendiren nitelikte dava olmakla ve ölüm ile iflas davası konusuz kaldığından, vefat eden …’nın şahsi iflas istemindeki şahsi sorumluluğu da … ile … ve … arasında imzalanan ve yürürlüğe giren 17.11.2003 tarihli ve 03.05.2005 tarihli protokollerin sonucuna bağlı olması ve protokol dışı ölen davalı …yönünden de davanın sağ olsa idi durdurulmasına karar verilmesini gerektireceği nedenle mirasçıları yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar hakkında şahsi iflas kararı verilmesini gerektirir koşullar oluşmuş ise de Dava tarihinden sonra yapılan protokollerin, protokolün tarafı olmayan davalılara açılan şahsi iflas davası sebebiyle etkisi yönünden bilirkişi heyetinden 20.07.2006 tarihli rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki deliller kapsamında Davacı … ile …ve … arasında 17.11.2003 ve 03.05.2005 tarihinde protokoller imzalanmış olup, 17.11.2003 tarihli protokol … yürürlük şartı olan bir kısım edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle yürürlüğe girmemiş ise de 03.05.2005 tarihinde düzenlenen protokolün D.1.1.1. maddesinde açıkça bu protokol hükümleri doğrultusunda 17.11.2003 tarihindeki protokolün iş bu protokolün imza tarihinde yürürlüğe girdiğinin kabulünün açıkça hükme bağlanması nedeniyle Fon ile …ve … arasında imzalanan 13.11.2003 tarihli taahhütname ve taahhütnamenin eki lisans sözleşmelerinin 03.05.2005 tarihli protokol imzalanması ile birlikte yürürlüğe girdiği konusu tereddüte yer vermeyecek şekilde kesinleştiği,
… 27.10.2000 tarihi itibari ile 17.11.2003 tarihli protokol ile … A.Ş. ve Fon Bankalarından … kullanmış olduğu doğrudan ve dolaylı krediler ve … A.Ş.ye vermiş oldukları muhtelif zarar kalemlerini içeren faiz hariç 743.050.122 USD doğrudan, 146.558.395 USD dolaylı olmak üzere toplam 889.608.517 USD tutarında borcu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, dava konusunu oluşturan … A.Ş. ve Ekin … A.Ş.ye kullandırılan kredilerin … grubuna dair … A.Ş.ye ve buradan da merkezi vezne operasyonu ile … A.Ş. hesabına aktarılmak suretiyle … grubuna ait şirketlere banka kaynakları kullandırılarak hakim ortağı menfaat temin edilmesi suretiyle oluşan banka zararının … imzaladığı 17.11.2003 tarihli protokolün 3.1. maddesindeki gerek banka zararının toplamı olan 604.411.296 USD gerekse genel toplarn olan 889.608.517 USD arasında yer aldığından söz konusu protokollerin dava konusu ve davalıların sorumluluğunun temelini oluşturan banka zararı alacağını kapsadığı, BDDK’nın 27.10.2000 tarih ve 86 sayılı kararı ile … A.Ş.nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi 4389 sayılı bankalar kanununun 14/3 ve 4 hükümleri gereğince …’ye devredildiği, …, … ve … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokol ile 17.11.2003 tarihli protokolün yürürlüğe girdiğini belirterek söz konusu protokolün D madesinin 1.1 hükmü gereğince sadece ilk protokole taraf olan gerçek kişiler hakkında açılan şahsi iflas davaları ile ilgili olarak durdurma talebinde bulunduğu, protokolde eski borçluların borcundan kurtulacağına ilişkin bir ibare yer almadığından, protokoller borcun nakli olarak kabul edilmeyip protokolleri imzalayan kişilerin borcun ödenmesindeki ekonomik ve hukuki çıkarları gözetildiğinde protokollerin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu durumda protokolde taraf olmayan davalıların sorumluluğu devam etmekle birlikte protokoller uyarınca borcun zamanında ödenmesi durumunda davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği nedenle davalılar hakkında da açılan şahsi iflas davasının protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece DURDURULMASINA dair mahkememizin 2001/2193 E. 2006/563 K. ve 18.12.2006 tarihli kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2007/9668 E. 2008/2126 K. sayılı ve 6.3.2008 tarihli kararı ile davacı … Protokolleri iptal edildiğini, iptale ilişkin Fon Kurulu kararı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre, protokollerin iptal edilip edilmediği üzerinde durulup iptaline karar verilmiş olması halinde davalıların iflası için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı üzerinde durulup, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği nedenle BOZULMASINA karar verilmekle yeniden yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 19. Hukuk Daire Başkanlığının 6.3.2008 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davanın yargılaması sırasında davacı … vekilince verilen dilekçe ile Fon ile … arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince davalılar hakkında açılan şahsi iflas davasının durdurulmasına karar verilmesi yeniden talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün davaların durdurulmasına ilişkin maddelerini ihtiva eden örneği de dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalılar … ve … vekilleri 31.12.2008 havale tarihli dilekçesi ile durdurma istemine muvafakat etmeyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili de aynı mahiyette durdurma talebine muvafakat etmeyerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili durdurma talebine aynen katıldıklarını beyan etmiştir.
Davalı …mirasçıları vekili müvekkillerinin murisi ölmekle mirasçı ve vekilleri yönünden şahsi iflas isteme koşullarının bulunmadığını beyan etmiştir.
Ancak, kararın gerekçe kısmında izah edildiği üzere davalılar hakkında şahsi iflas isteme koşulları oluştuğu tespit edilmesine rağmen davacı … tarafından davalıların şahsi iflasına karar verilmesi talep edilmeyip davanın protokol kapsamında durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir. 28.11.2008 tarihli protokolün 6.2. Maddesi kapsamında … satışı sonrası satış bedeli ödenmiş ve ihale kesinleşmiş buna ilişkin sıra cetvelinin de kesinleşmesi sonrası görülmekte olan şahsi iflas davasının konusuz kalma ihtimali kapsamında davalıların sorumluluğuna gidilemeyecek olması nedeniyle davacı …’nun durdurma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizin 2001/2193 Esas 2006/563 Karar sayılı dosyasında 18.12.2006 tarihli kararı ile; Davalılar …, …, …, …, … ve …Mirasçıları … ve … haklarında açılan şahsi iflas davalarının … ile … ve … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli ve … ile …, … ve … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece durdurulmasına karar verildiği, Mahkememizden verilen kararın Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 06.03.2008 gün ve 2007/9668 Esas 2008/2126 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın yeniden mahkememizin 2008/509 esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüş, bozma sonrası Mahkememizin 2008/509 Esas 2008/814 Karar sayılı dosyasından verilen 31.12.2008 tarihli kararı ile; Davalılar …, …, …, …, … ve …Mirasçıları … ve … haklarında açılan şahsi iflas davalarının … ile … arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği, mahkememiz kararının Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 15.06.2009 gün ve 2009/5267 Esas 2009/5706 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme sonrasında kesinleştiği görülmüştür
Davacı vekili 24.02.2021 tarahli dilekçe ile; Fon ile … ve … Grubuna dahil gerçek ve tüzel kişiler arasında 28.11.2008 tarihinde, … ihale bedelinden Fon alacaklarına isabet edecek satış bedelinin … Grubunun Fona olan borçlarına mahsubuna ve yasal dağılımın hukuken kesinleşmesi ve bu çerçevede protokol konusu Fon alacaklarının tahsil edilmesi halinde Grubun münhasıran protokol kapsamında belirlenen borçlarından ibrasına yönelik hükümleri düzenleyen bir protokol imzalandığı, 28.11.2008 tarihli Protokolün “Mali Sorumluluk, Şahsi İflas ve İade Tazmin Davaları” başlıklı 8.7.maddesi; protokolün imzalanarak Borçlularca açılan adli/idari davalardan/temyiz hakkından feragat edilmesi ile Fonun açmış olduğu takip ve davaların kesinleştirilmesinden sonra; iade tazmin davası ile diğer şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarının tüm davalıları ve tüm dava tutarları yönünden durdurulması için Fon tarafından ilgili Mahkemelerden talepte bulunulacağı; … Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen kısımları bakımından davaların konusuz kalmasını teminen Fon tarafından gerekli hukuki işlemlerin yerine getirileceği; mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davasına konu olup konusuz kalacak alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri bakımından ise; Fon bünyesinde yapılacak çalışma neticesinde Fon Kurulu’nca bu konuda verilecek nihai karar çerçevesinde davalara devam edilmesi dahil gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı hususlarını içerdiği, işbu protokol hükümleri kapsamında ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I32.maddesi’ne istinaden, Fonun talebi üzerine, işbu dava dahil Mahkeme nezdinde açılmış tüm iade tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarında-… sıra cetvelinin kesinleşinceye kadar davaların durdurulmasına dair kararlar verildiği, bu arada, Fon alacaklarının tahsilini teminen, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I34.maddesi hükümleri doğrultusunda … oluşturulmuş ve bütünlüğün satışına karar verildiği ve 05.12.2007 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, söz konusu bütünlük, … AŞ’ye ihale edildiği, ihalenin, Fon Kurulunun 21.02.2008 tarihli ve 2008/49 sayılı Kararı ile de onaylandığı, anılan sıra cetveline karşı üçüncü kişiler tarafından açılan davalar, Fon lehine kesin hükümle sonuçlandığından söz konusu sıra cetveli kesinleşmiş ve böylelikle 28.11.2008 tarihli Protokolün yürürlüğe girme şartının da yerine gelmiş bulunduğu, … sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen/örtüşmeyen kısımlarının tespiti için, Fon nezdinde ayrıntılı bir çalışma yapılmış olup bunun sonucunda; Mahkeme nezdinde açılmış ve daha sonra hakkında durdurma kararı verilmiş olan 2008/509 Esas sayılı dava dosyasına konu olan alacak kalemlerinin, 28.11.2008 tarihli Protokol konusu alacaklar ile örtüştüğü hususu Fon nezdinde tespit edildiği, bu nedenle, işbu dava dosyası açısından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sorumluluk davalarına ilişkin istisnai yetkiler” başlıklı 133. maddesi’ndeki;” Bu madde kapsamında açıları veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” hükmü de göz önüne alınmak suretiyle, müvekkili … Bankalar/Bankacılık Kanunu uyarınca her türlü harçtan muaf olduğu da göz önüne alınarak, 6100 sayılı HMK hükümlerine istinaden, tüm davalılar acısından. ‘Davanın Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığı” yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … vekili 07/07/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin talebi üzerine dava dosyasındaki yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı … vekili 08/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri vekalet ücreti talebinde bulunmadığını beyan etmiştir.
Tanzim ettirilen bilirkişi raporlarından davacının dava tarihi itibariyle iş bu davayı ikame etmekte haklı olduğu ancak davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın konusuz kaldığı, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-İş bu dava nedeniyle verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Talep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …