Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/353 E. 2021/499 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/352 Esas
KARAR NO : 2021/491

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 16/01/2002

Mahkememizde görülmekte olan Şahsi İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. yönetim kurulunun 6.7.1998 tarihli kararı ile … A.Ş.ye 2.395.000.000.000.TL ….A.Ş.ye 1.470.000.000.000.-TL …A.Ş. ye 1.900.000.000.000.-TL tutarında iskonto kredisi tesis edildiğini teminat olarak bank … A.Ş. tarafından düzenlenen 5 adet teminat mektubunun alındığını … A.Ş.ye kullandırılan kredinin vadesinde ödenmesi suretiyle kapatıldığını diğer şirket kredi borçları için alınan senetlerin vadesinde ödenmemesi sonucu … A.Ş.nin … grubuna dahil … A.Ş. … A.Ş. firmalarının … A.Ş.ye olan borçlarının … A.Ş.ye olan borçlarının ödemesi kaydıyle teklif edilen ödeme planı kapsamında teminat mektuplarının ödeme planına … tarafından uyulmaması nedeniyle … A.Ş. tarafından ödendiği geç ödemeler nedeniyle ortaya çıkan temerrüt faiz ve mahkeme masrafları toplamı 127.936.615.567 TL lik bir banka zararı oluştuğu bu zararın … grubundan talep edildiği, … grubu ile … A.Ş. arasında 19.4.1999 tarihinde bir protokol imzalanmak suretiyle söz konusu … grubundan … alacağı 127.936.615.567.-TL sindan … grubunun … grubuna ait … tic. A.Şye 44.575.087.800.-TL bedelli malların teslim edilmesi karşılığında bu alacaktan vazgeçildiği … grubu tarafından protokol kapsamında malların teslim edilmesi sonucu herhangi bir borcunun kalmadığı ancak banka alacağı 127.936.615.567 TL nin 44.575.087.800 TL lik mal teslimi ile sona erdirilmesine ilişkin protokolü tanzim eden yönetim kurulu genel müdür … ile genel müdür yardımcısı … tarafından imzalanmış olmakla … A.Ş.nin bir kısım alacağından vazgeçilmesinin sağlanarak bankanın zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olması nedeniyle 4389 sayılı bankalar kanunun 17. maddesi gereğince oluşan 127.936.615.567 TL’lik banka zararının 27.10.2000 tarihi itibariyle 516.141.853.790 TL’ye ulaşması sebebiyle bu zararla sınırlı sorumluluğuna gidilmek suretiyle davalıların şahsi iflaslarına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar vekilleri tarafından verilen 1.4.2002 tarihli cevap dilekçelerinde özetle; usulü itiraz olarak … denetçileri tarafından … Asl. Tic. … esas sayılı dava ile ilgili derdestlik itirazında, … 2. Asl. Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı 11.5.2001 tarihli genel kurulda alınan ibraların hükümsüz sayılmasına ilişkin 19.7.2001 tarihli genel kurul kararının iptali yönünden …2. Asl. Tic. Mah. … esasında açılan davanın bekletici mesele yapılması talep edilmiş davanın esasa ilişkin olarakda şahsi iflas koşullarının açılan davada müvekkilleri yönünden gerçekleşmediği kullandırılan kredi ve bu kapsamda kredinin tasfiyesi amacı ile yapılan protokollerin yasaya uygun bulunduğu iddia edilen zarar ile davalıların yaptıkları işlem arasında herhangi bir illiyet bağının söz konusu olmadığını sorunun ülkenin yönetimde ve koşullarından kaynaklandığını açılan davanın reddini talep etmiştir.
Dava BDDK tarafından temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi bankalar kanunun 14. maddesinin 3 ve 4 numaralı fikralarına göre … ye devredilen … A.Ş. nin yönetim kurulu başkanı ile yönetim kurulu üyesi genel müdür genel müdür yardımcıları hakkında 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesine dayalı şahsi iflas davasıdır.
Bankalar kanununda iflas usulüne ilişkin özel hükümler bulunmadığından açılan iflas davası İİK nun 177 ve müteakip maddeleri ile düzenlenen doğrudan doğruya iflas usulüne tabi bir davadır.
Davanın esasına girmeden önce usuli itirazların incelenmesi gerekmektedir.
A- Davalı vekilinin açılan davanın … 1. Asliye Tic.Mah. … Esas sayılı dava dosyası ile derdest dava olduğuna dair derdestlik itirazı;
Derdestlik itirazına konu … 1. Asliye Tic. Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasını Davacı … tarafından davalılarla birlikte 22 davalı hakkında TTK 336 ve devamı maddeleri gereğince açılan şahsi sorumluluk davası olduğu görülmekte olan davanın 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesi gereğince şahsi iflas davası bulunması sebebi ile her iki dava arasında maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğuracak şekilde davaların konusunun aynı olmadığı nedenle derdestlik itirazının ve birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.
… 2. Asliye Ticaret mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması talebi;
… 2. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası … tarafından 1.05.2001 tarihli genel kurul kararının hükümsüzlüğüne ilişkin açılan iptali davası olup, Mahkememizde görülmekte olan davanın ise 4389 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince açılan şahsi iflas davası bulunması ve genel kurul iptal kararının davamıza herhangi bir etkisinin bulunmadığı nedenle bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebinde reddine karar verilmiştir.
Davalı … hakkında işbu şahsi iflas davasının açılması sonrası davalı…hakkında … tarafından ayrıca … 1. Asl.Tic. Mah. …Esasında açılan şahsi iflas davası sonucunda mahkemenin 19.04.2004 tarih ve … Karar sayılı ve kesinleşen şahsi iflas kararı sonucu müflisin tasfiye işlemlerine … fon kurulunun 22.09.2004 tarih 486 sayılı kararı ile atanan iflas idaresi tarafından yürütülmeye başlandığı, bu durumda davalı … hakkında iflas kararı verilmiş olmakla, yeniden iflası ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilirkişiler banka denetim uzmanı Mali Müşavir … , hukukçu bilirkişi … , … tarafından verilen bilirkişi raporu kapsamında … A.Ş. yönetim kurulunun 6.7.1998 tarih 209-17 sayılı kakarı ile raks grubu şirketlerine kredi kullandırıldığı ve karşılığında … Teminat mektubu alındığı … A.Ş. ye kullandırılan iki sıfır kırkdokuz milyar TL teminattaki senedin vadesinde ödenmesi ile tahsil ve tasfiye edilmiştir. Diğer … grubu şirketlerinden … A.Ş., … A.Ş. firmalarının kredilerinin teminatını teşkil eden 30.1.01998 vadeli 4 adet 3.334.000.000.-TL tutarındaki senetlerinin vadelerinde ödenmemesi nedeni ile protesto edilmiştir. … A.Ş. kredinin teminatını oluşturan teminat senetlerinin tazmin edilmesi talebi üzerine bu senet kredi bedellerini … A.Ş.ye ödemiştir. Teminat mektuplarının vadelerinden daha ileri tarihte ödenmeleri nedeniyle ortaya gecikme faizi mahkeme masrafları olarak toplam 127.936.615.567.-TL … A.Ş.nin oluşan zarari … grubundan talep edilmesi üzerine … A.Ş. ile … grubu şirketleri arasından davayada konu olan 19.4.1999 tarihli protokol imzalanmıştır. İşbu protokolü … A.Ş. yönetim kurulu üyesi ve genel müdür … ile genel müdür yardımcısı … tarafından imzalanmıştır. Davalıların … A.Ş. adına imzaladıkları protokol kapsamında … A.Ş. bir kısım alacağından vazgeçmiştir. Bu protokol ile … grubunun … A.Ş.ye oluşan 127.936.615.567.-TL borcunun …grubuna dahil … Dış Tic. A.Ş.firmasına 44.575.087.800.-TL tutarındaki malların … grubu tarafından teslimi ile borcun sona erdirileceği kabul edilmiştir. Davalıların imzaladığı bu protokol ile … A.Ş.nin hakim sermayedarlığı … gurubuna dahil … A.Ş. firmasına dolaylı olarak bir menfaat temin edildiği ve … A.Ş.yi bağlayan bir nevi ibraname akdedilerek ve bilinçli olarak bankanın bir kısım alacağından vazgeçmesi sağlanmıştır. Davaya konu olan davalıların kanuna aykırı işlemleri ile bankaya verilen zarar işbu protokolden kaynaklanmaktadır. 19.4.1999 tarihli protokol kapsamında bankanın hakim ortaklığına kaynak aktarılmaması ile ilgili bankalar kanunun hükümleri ihlal edilmiştir. Hazine müsteşarlığının … A.Ş. mali durumuna yönelik alınması istenen tedbirleri ihtiva eden talimatı mevcut olmasına rağmen bu talimata aykırı olarak yapılan protokol ile banka eski sermayedar ortağı grup firmasına kaynak aktarılması 4389 sayılı bankalar kanunun 14/2 madde hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca banka kayıtlarında 19.4.1999 tarihli protokolün yapılması yönünde banka yönetim kurulunca alınmış herhangi bir kararında mevcut olmadığı , davalıların banka yönetim kurulunun bu yönde alınmış bir kararı olmamasına rağmen bu protokolü imzalamak suretiyle bankayı zarara uğrattıkları tespit edilmiştir. Davalıların kanuna aykırı ve kusurlu karar ve işlemleri ile meydana gelen banka zaran ile bankanın 4389 sayılı yasanın 14/3 – 4 maddeleri gereğince tasarruf mevduat sigorta fonuna devredilmesi arasında illiyet bağının mevcut bulunduğu ve davalılar hakkında 4389 sayılı yasanın 17/2 maddesi gereğince verdikleri zararla sınırlı sorumluluklarına gidilmek suretiyle şahsi iflaslarının istenmesi koşullarının oluştuğu tespit edilmiş İSE DE ;
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolü yürürlüğe koyan … ile …, … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokole taraf olan dava dışı banka hakim ortakları …, …, …, …, hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile protokolde eski borçluların borcundan kurtulacağına ilişkin bir ibare yer almadığından protokoller borcun nakli olarak kabul edilmeyip protokolleri imzalayan kişilerin borcun ödenmesindeki ekonomik hukuki çıkarları gözetildiğinde protokollerin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu durumda protokolde taraf olmayan davalı …’ın borçtan sorumluluğu devam etmekle birlikte protokoller uyarınca borcun zamanında ödenmesi durumunda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği nedenle davalı … hakkında açılan şahsi iflas davasının da protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece durdurulmasına, … hakkında verilen iflas kararı kesinleşmekle yeniden iflası ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Mahkememizin 2002/85 Esas 2006/534 Karar sayılı ve 04.12.2006 tarihli kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2007/8150 Esas 2008/1196 Karar sayılı ve 14.02.2008 tarihli kararı ile Davacı … protokolleri iptal edildiğini ve buna ilişkin fon kurul kararı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre protokollerin iptal edilip edilmediği üzerinde durulup iptaline karar verilmiş olması halinde Davalı …’ın iflası için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı üzerinde durulup vanılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği nedenle BOZULMASINA karar verilmekle yeniden yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 19. Hukuk Daire Başkanlığının bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davanın yargılaması sırasında Davacı vekilince verilen dilekçe ile fon ile … arasında imzalanan 28.11.2008 Tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince davalı hakkında açılan davanın durdurulmasına karar verilmesi yeniden talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün davaların durdurulmasına yönelik maddelerini ihtiva eden örneğide dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı … vekili 31.12.2008 havale tarihli dilekçesi ile durdurma istemine muvafakat edilmeyerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Ancak kararın gerekçe kısmında izah edildiği üzere davalı … hakkında şahsi iflas isteme koşulları oluştuğunun tespit edilmesine rağmen davacı tarafça davalının şahsi iflasına karar verilmesi talep edilmeyip davanın durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün 6.2 maddesi kapsamında …. bütünlüğünün satışı sonrası satış bedeli ödenmiş ve buna ilişkin sira cetvelinin kesinleşmesi sonrası görülmekte olan şahsi iflas davasının konusuz kalma ihtimali kapsamında davalının sorumluluğuna gidilemeyecek olması nedeniyle davacı … nin durdurma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Müflis … hakkında daha önce verilen iflas kararı kesinleşmiş olmakla bu davalı yönünden yeniden şahsi iflasına karar verilmesine yer olmadığına dair Mahkememizin 2002/85 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen karar kesinleşmiş olmakla Müflis … ile ilgili dava yönünden durdurma kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizin 2002/85 Esas 2006/534 Karar sayılı dosyasında 04.12.2006 tarihli kararı ile; Davalı Müflis … hakkında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.04.2004 tarih ve …Esas …Karar sayılı kesinleşen kararı ile 4389 sayılı yasanın 17/2 maddesi gereğince şahsi iflasına karar verilip tasfiye işlemlerine … iflas idaresince başlanmış bulunmakla … hakkında yeniden iflası ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan şahsi iflas davasının … ile … ve … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli ve … ile …, … ve … arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece durdurulmasına karar verildiği, Mahkememizden verilen karar Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 14.02.2008 gün ve 2007/8150 Esas 2008/1196 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın yeniden mahkememizin 2008/398 esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüş, bozma sonrası Mahkememizin 2008/398 Esas 2008/817 Karar sayılı dosyasından verilen 31.12.2008 tarihli kararı ile; davalı Müflis … hakkında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.04.2004 tarih ve … Esas …Karar sayılı kesinleşen kararı ile 4389 sayılı yasanın 17/2 maddesi gereğince şahsi iflasına karar verilip tasfiye işlemlerine … iflas idaresince başlanmış bulunmakla … hakkında yeniden iflası ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin mahkememizin 2003/772 Esas 2006/535 Karar sayılı kararı kesinleşmiş olmakla bu davalı yönünden durdurma kararı verilmesine dair bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkında açılan şahsi iflas davalarının … ile Medya Gurubu arasında imzalanan 28.11.2008 tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği ve mahkememiz kararının kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekili 24.02.2021 tarahli dilekçe ile; Fon ile … ve … Grubuna dahil gerçek ve tüzel kişiler arasında 28.11.2008 tarihinde,… ihale bedelinden Fon alacaklarına isabet edecek satış bedelinin … Fona olan borçlarına mahsubuna ve yasal dağılımın hukuken kesinleşmesi ve bu çerçevede protokol konusu Fon alacaklarının tahsil edilmesi halinde Grubun münhasıran protokol kapsamında belirlenen borçlarından ibrasına yönelik hükümleri düzenleyen bir protokol imzalandığı, 28.11.2008 tarihli Protokolün “Mali Sorumluluk, Şahsi İflas ve İade Tazmin Davaları” başlıklı 8.7.maddesi; protokolün imzalanarak Borçlularca açılan adli/idari davalardan/temyiz hakkından feragat edilmesi ile Fonun açmış olduğu takip ve davaların kesinleştirilmesinden sonra; iade tazmin davası ile diğer şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarının tüm davalıları ve tüm dava tutarları yönünden durdurulması için Fon tarafından ilgili Mahkemelerden talepte bulunulacağı; … Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen kısımları bakımından davaların konusuz kalmasını teminen Fon tarafından gerekli hukuki işlemlerin yerine getirileceği; mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davasına konu olup konusuz kalacak alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri bakımından ise; Fon bünyesinde yapılacak çalışma neticesinde Fon Kurulu’nca bu konuda verilecek nihai karar çerçevesinde davalara devam edilmesi dahil gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı hususlarını içerdiği, işbu protokol hükümleri kapsamında ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I32.maddesi’ne istinaden, Fonun talebi üzerine, işbu dava dahil Mahkeme nezdinde açılmış tüm iade tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarında-… sıra cetvelinin kesinleşinceye kadar davaların durdurulmasına dair kararlar verildiği, bu arada, Fon alacaklarının tahsilini teminen, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I34.maddesi hükümleri doğrultusunda … oluşturulmuş ve bütünlüğün satışına karar verildiği ve 05.12.2007 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, söz konusu bütünlük, … AŞ’ye ihale edildiği, ihalenin, Fon Kurulunun 21.02.2008 tarihli ve 2008/49 sayılı Kararı ile de onaylandığı, anılan sıra cetveline karşı üçüncü kişiler tarafından açılan davalar, Fon lehine kesin hükümle sonuçlandığından söz konusu sıra cetveli kesinleşmiş ve böylelikle 28.11.2008 tarihli Protokolün yürürlüğe girme şartının da yerine gelmiş bulunduğu, … sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen/örtüşmeyen kısımlarının tespiti için, Fon nezdinde ayrıntılı bir çalışma yapılmış olup bunun sonucunda; Mahkeme nezdinde açılmış ve daha sonra hakkında durdurma kararı verilmiş olan 2008/398 Esas sayılı dava dosyasına konu olan alacak kalemlerinin, 28.11.2008 tarihli Protokol konusu alacaklar ile örtüştüğü hususu Fon nezdinde tespit edildiği, bu nedenle, işbu dava dosyası açısından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sorumluluk davalarına ilişkin istisnai yetkiler” başlıklı 133. maddesi’ndeki;” Bu madde kapsamında açıları veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” hükmü de göz önüne alınmak suretiyle, müvekkili … Bankalar/Bankacılık Kanunu uyarınca her türlü harçtan muaf olduğu da göz önüne alınarak, 6100 sayılı HMK hükümlerine istinaden, tüm davalılar acısından. ‘Davanın Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığı” yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Müflis … İflas İdaresi 23/06/2021 tarihli dilekçesi ile … aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmayacaklarını, bu haklardan peşinen ve gayri kabili rücu feragat ettiğini beyan etmiş, davacı vekili duruşmada yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığına dair beyanda bulunmuştur.
Tanzim ettirilen bilirkişi raporlarından davacının dava tarihi itibariyle iş bu davayı ikame etmekte haklı olduğu ancak davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın konusuz kaldığı, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-İş bu dava nedeniyle verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Talep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan tarafların yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …