Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/351 E. 2021/500 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/351 Esas
KARAR NO : 2021/500

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 19/10/2001
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şahsi İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. tarafından paravan … Ltd. Şti.’ne kaynak aktarılmak amacı ile banka yönetim kurulunun 14/10/1999 tarih 36 sayılı toplantısında alınan 44 sayılı karar ile 1 trilyon TL kredi tahsis edildiğinin, bu kredi bedelinin borsada işlem gören … grubu firmalarının hisse senetlerinin desteklenmesi amacı le kullandırıldığını, yönetim kurulu kararı ile kullandırılan bu kredi sebebiyle bankanın 2.060.528.889,056 TL zarara uğradığını, yönetim kurulu kararında imzaları bulunan banka eski yöneticileri davalıların bankaya verdikleri zararla sınırlı olarak 4389 sayılı Bankalar Kanunun 17. Maddesi gereğince şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek şahsi iflaslarına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı … vekili 6.2.2002 tarihli cevap dilekçesi ile bankalar kanunun 17/2 maddesi gereğince yeni yönetim kurulu üyelerinin iflası için gereken şartların müvekkili yönünden söz konusu olmadığını zarar olarak ileri sürülen kredinin tahsili için herhangibir icra takibine girişilip aciz vesikası alınmadığını, müvekkilinin görevde bulunduğu sürede banka genel kurulunca ibra edildiğini, davalının … gurubuna aktarıldığı iddia edilen krediden bir yararının da söz konusu olmadığı gibi kredinin işleyişinden de haberdar bulunmadığı nedenle davanın reddi talep edilmiştir.
Davalılar … ve … vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, … A.Ş. adına denetçiler tarafından … 1. Asl Tic.Mah. … Esas sayılı dava ile ilgili derdestlik ve birleştirme talep ve itirazında bulunmuşlar ve ayrıca genel kurulda alınan ibraların iptaline ilişkin … 2. Asliye Ticaret Mahk. … Esas sayılı davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmişler. Davanın esasına ilişkin olarakta iddia edilen zarar ile davalıların işlem ve kararları arasında ilyet bağının mevcut olmadığını firmaya kullandırılan yasaya ve mevzuata uygun bulunduğunu, tahsil edilen kredinin tahsis kararının yönetim kurulunun yanıltılmasından kaynaklandığını zarara dönüştüğü iddia edilen kredi ile ilgili herhangibir icra takibi yapılıp haciz belgesi alınmadığından davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının yönetim kurulu üyesi olarak alınan kararla kullandırılan kredinin bittiği … gurubunda yeral firmaların hiçbirinde davalının ortaklığının ve fiili ilişkisinin olmadığını kredinin krediler müdürlüğünün ve ilgili genel müdür yardımcısının uygun görüş bildirmesi ve yönetim kuruluna sunulması üzerine gerekli teminatlar alınması şartıyla kullandırıldığını açılan davanın reddi talep edilmiştir. Davalı … vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; derdestlik, bekletici mesele ve zaman aşımı usuli itirazlarında bulunulmuş davanın esasına ilişkin olarakta açılan davada bankalar yasasının 17. mad. Belirtilen dava şartlarının mevcut olmadığını, banka yeminli murakıplarınca düzenlenen raporların gerçeği yansıtmadığını, davalı … mutlunun 1.7.1998-27.10.2000 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak yaptığı işlem ve kararlardan dolayı genel kurulda ibra edildiğini kredi kullandırım kararının yasa mevzuata uygun olmakla davanın reddi talep edilmiştir.
Davacı banka kayıtları ile dosyadaki delil ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişi heyetinden 18.4.2003 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Çoğunluk ve bilirkişilerden Doç…. tarafından 28.4.2003 tarihli ayrık rapor alınmış bu rapora yönelik itirazlar kapsamında Mahkememizce yeni bir bilirkişi heyeti ile yeniden inceleme yapılıp yeniden rapor alınmasına karar verilerek bilirkişiler banka Denetim uzmanı … ve …’dan oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden 02.02.2005 tarihli rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporları kapsamında … A.Ş. yönetim kurulunun 14.10.1999 tarih 36/44 sayılı kararı ile …şti.ne kefalet karşılığı 1 trilyon TL kısa süreli finansman ihtiyacı için nakit kredi kullandırılmasına, yönetim kurulu başkanı … başkan vekili … yönetim kurulu üyeleri … , …, …, … ve … nin imzaladıkları yönetim kurulu kararı ile ilgi şirkete kredi kullandırıldığı , kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefiller olarak … Şti. , … Ltd. Şti. ile … ve … tarafından imzalandığı, ve şirketin merkez şubesindeki mevduat hesabına 20.10.1999 tarihinde 1 trilyon türk lirasını alacak olarak kaydedildiğini, şirket yetkililerinin imzası ile ve nakit ödeme dekontları ile alınan bu kredinin 21.10.1999 tarihinde … A.Ş.nin hisse senedi alım satım müşterisi …’in cari hesabına 345 milyar TL’sinin nakden aktarıldığı kredi kullandırılan … Ltd. Şti.’nin kağıt üzerinde kurulan bir firma olduğu, fiili olarak kanuni ikametgahının bulunmadığı, vergi levhasının sahte olduğu murakıp raporlarında kefiller … ve …’ün kefalet imzalarına vaki itirazları üzerine yapılan kriminal inceleme sonucunda kefalet imzalarının … A.Ş. merkez şube müdürü eli ile tamamlandığı ve bu nedenle sahte olduğu tespit edilmiştir.
…Ltd.ŞTi ne kullandırılan kredinin firma yetkilisi üzerinden … A.Ş. ye aktarılmak sureti ile banka hakim hissedarı … grubuna ait firmaların borsada işlem gören hisse senetlerinin desteklenmesi amacı ile kullanıldığı …Ltd.Ştine kullandırılan kredi ile bankalar Kanunun banka hakim hissedarlarının grup firmalarına kullandırılacak kredilerdeki sınırlamanın aşılmamasını sağlamak, grup firmaların kredi limitini korumak ve riskini düşük gösterilmesinin amaçlandığı, …Ltd.Şti ne kredi kullandırılarak dolaylı olarak kaynak aktarımında bulunulduğu, bu nedenle yapılan işlemin ve kredi kullandırımın kanuna aykırı olduğu ve tahsil edilemediği nedenle … A.Ş. nin zarara uğratıldığı, hazine müsteşarlığı banka ve kambiyo genel müdürlüğünün … A.Ş. yönetim kurulu başkanılığına yönelik mülga 3182 sayılı kanunun 64. maddesi kapsamındaki 02.03.1999 tarih 14911 sayılı talimatı ile alınması istenen önlemlere karşın, …Ltd.Şti ne nakdi kredi kullandırılması sonucu davacı bankanın 2.060.528.888.889.TL zarara uğratıldığı, davalıların kanuna aykırı ve kusurlu karar ve işlemleri sonucu bankanın 4389 sayılı kanunun 14/3 ve 4 maddeleri gereğince … ye devrine sebebiyet verdikleri, davalıların kanuna aykırı karar ve işlemleri ile …Ltd.ŞTi ne Bankalar Kanununun 14/2 maddesine aykırı olarak kredi tahsise etmek kullandırmak ve dolaylı kaynak aktararak bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürmek sureti ile meydana gelen zarar ile bankanın fona devri arasında illiyet bağının da gerçekleştiği bu suretle davalılar hakkında 4389 sayılı kanunun 17/2 maddesi gereğince verdikleri zararla sınırlı mesuliyetlerini gidilerek şahsi iflaslarını isteme koşullarının gerçekleştiği anlaşılmış İSEDE; Dava tarihinden sonra yapılan protokollerin, protokolün tarafı olmayan davalılara açılan şahsi iflas davası sebebiyle etkisi yönünden bilirkişi heyetinden 10.07.2006 tarihli rapor alınmıştır.
Şahsi iflas davası açılması sonrası … ile … arasında imzalanan 17.11.2003 tarihli protokol ile bu protokolü yürürlüğe koyan … ile … grubu, … grubu arasında imzalanan 03.05.2005 tarihli protokolün D maddesi gereğince bu protokole taraf olan dava dışı banka hakim ortakları … , …, …, …, hakkında açılmış bulunan şahsi iflas davalarının Bankalar Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde durdurulacağının kabul ve taahhüt edilmesi sebebi ile protokolde eski borçluların borcundan kurtulacağına ilişkin bir ibare yer almadığından protokoller borcun nakli olarak kabul edilmeyip protokolleri imzalayan kişilerin borcun ödenmesindeki ekonomik ve hukuki çıkarları gözetildiğinde protokollerin borca katılma sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu durumda protokolde taraf olmayan davalı …, …, …’ın borçtan sorumluluğu devam etmekle birlikte protokoller uyarınca borcun zamanında ödenmesi durumunda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği nedenle davalı … hakkında açılan şahsi iflas davasının da protokollerin yürürlükte bulunduğu sürece DURDURULMASINA ilişkin Mahkememizin 2001/2191 Esas 2006/455 Karar sayılı ve 06.11.2006 tarihli kararı Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2007/8190 Esas 2008/1197 Karar sayılı ve 04.02.2008 tarihli kararı ile Davacı … protokolleri iptal edildiğini ve buna ilişkin fon kurul kararı bulunduğunu ileri sürdüğüne göre protokollerin iptal edilip edilmediği üzerinde durulup iptaline karar verilmiş olması halinde Davalı …’ın iflası için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı üzerinde durulup varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği nedenle BOZULMASINA karar verilmekle yeniden yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 19.Hukuk Daire Başkanlığının bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davanın yargılaması sırasında Davacı vekilince verilen dilekçe ile fon ile … arasında imzalanan 28.11.2008 Tarihli protokolün 8.7 maddesi gereğince davalılar hakkında açılan davanın durdurulmasına karar verilmesi yeniden talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün davaların durdurulmasına yönelik maddelerini ihtiva eden örneğide dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı …, …, … ve … arıklı mirasçıları vekilleri 23.02.2009 tarihli celsede durdurma istemine muvafakat edilmeyerek davanın reddine karar verilmesi talep etmişlerdir.
Ancak kararın gerekçe kısmında izah edildiği üzere davalılar hakkında şahsi iflas isteme koşulları oluştuğunun tespit edilmesine rağmen davacı tarafça davalının şahsi iflasına karar verilmesi talep edilmeyip davanın durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiş ve 28.11.2008 tarihli protokolün 6.2 maddesi kapsamında … ve iktisadi bütünlüğünün satışı sonrası satış bedeli ödenmiş ve buna ilişkin sira cetvelinin kesinleşmesi sonrası görülmekte olan şahsi iflas davasının konusuz kalma ihtimali kapsamında davalıların sorumluluğuna gidilemeyecek olması nedeniyle davacı … nin durdurma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizin 2001/2191 Esas sayılı dosyasında 19.10.2001 tarihli kararı ile; … ile … arasında 28.11.2008 tarihinde imzalanan protokolün 8.7 ve 6.2 maddesi gereğince … ticari ve iktisadi bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar tüm davalılar hakkında açılmış bulunan iş bu şahsi iflas davalarının 4389 sayılı yasanın 15/3 maddesi ve 5411 sayılı yasanın geçici 11. ve 132/10 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği, Mahkememizden verilen karar Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 14.02.2008 gün ve 2007/8190 Esas 2008/1197 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, dosyanın yeniden mahkememizin … esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüş, bozma sonrası Mahkememizin … Esas sayılı dosyasından verilen 23.02.2009 tarihli kararı ile; … ile … arasında 28.11.2008 tarihinde imzalanan protokolün 8.7 ve 6.2 maddesi gereğince … ticari ve iktisadi bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesine kadar tüm davalılar hakkında açılmış bulunan iş bu şahsi iflas davalarının 4389 sayılı yasanın 15/3 maddesi ve 5411 sayılı yasanın geçici 11. ve 132/10 maddesi gereğince durdurulmasına karar verildiği, Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi Başkanlığının 15/03/2010 gün ve 2010/1635 Esas 2010/2853 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekili 24.02.2021 tarahli dilekçe ile; Fon ile … ve … Grubuna dahil gerçek ve tüzel kişiler arasında 28.11.2008 tarihinde, … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü ihale bedelinden Fon alacaklarına isabet edecek satış bedelinin … Grubunun Fona olan borçlarına mahsubuna ve yasal dağılımın hukuken kesinleşmesi ve bu çerçevede protokol konusu Fon alacaklarının tahsil edilmesi halinde Grubun münhasıran protokol kapsamında belirlenen borçlarından ibrasına yönelik hükümleri düzenleyen bir protokol imzalandığı, 28.11.2008 tarihli Protokolün “Mali Sorumluluk, Şahsi İflas ve İade Tazmin Davaları” başlıklı 8.7.maddesi; protokolün imzalanarak Borçlularca açılan adli/idari davalardan/temyiz hakkından feragat edilmesi ile Fonun açmış olduğu takip ve davaların kesinleştirilmesinden sonra; iade tazmin davası ile diğer şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarının tüm davalıları ve tüm dava tutarları yönünden durdurulması için Fon tarafından ilgili Mahkemelerden talepte bulunulacağı; … Ticari ve İktisadi Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen kısımları bakımından davaların konusuz kalmasını teminen Fon tarafından gerekli hukuki işlemlerin yerine getirileceği; mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davasına konu olup konusuz kalacak alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri bakımından ise; Fon bünyesinde yapılacak çalışma neticesinde Fon Kurulu’nca bu konuda verilecek nihai karar çerçevesinde davalara devam edilmesi dahil gerekli hukuki işlemlerin yapılacağı hususlarını içerdiği, işbu protokol hükümleri kapsamında ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 132.maddesi’ne istinaden, Fonun talebi üzerine, işbu dava dahil Mahkeme nezdinde açılmış tüm iade tazmin, şahsi iflas ve mali sorumluluk davalarında-… Ticari ve İktisadi Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşinceye kadar davaların durdurulmasına dair kararlar verildiği, bu arada, Fon alacaklarının tahsilini teminen, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun I34.maddesi hükümleri doğrultusunda …Ticari ve İktisadi Bütünlüğü oluşturulmuş ve bütünlüğün satışına karar verildiği ve 05.12.2007 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, söz konusu bütünlük, … AŞ’ye ihale edildiği, ihalenin, Fon Kurulunun 21.02.2008 tarihli ve 2008/49 sayılı Kararı ile de onaylandığı, anılan sıra cetveline karşı üçüncü kişiler tarafından açılan davalar, Fon lehine kesin hükümle sonuçlandığından söz konusu sıra cetveli kesinleşmiş ve böylelikle 28.11.2008 tarihli Protokolün yürürlüğe girme şartının da yerine gelmiş bulunduğu, … Bütünlüğü sıra cetvelinin kesinleşmesinden sonra, durdurulan mali sorumluluk, şahsi iflas ve iade tazmin davalarının işbu protokol kapsamına giren alacak kalemleri ile örtüşen/örtüşmeyen kısımlarının tespiti için, Fon nezdinde ayrıntılı bir çalışma yapılmış olup bunun sonucunda; Mahkeme nezdinde açılmış ve daha sonra hakkında durdurma kararı verilmiş olan … E sayılı dava dosyasına konu olan alacak kalemlerinin, 28.11.2008 tarihli Protokol konusu alacaklar ile örtüştüğü hususu Fon nezdinde tespit edildiği, bu nedenle, işbu dava dosyası açısından 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sorumluluk davalarına ilişkin istisnai yetkiler” başlıklı 133. maddesi’ndeki;” Bu madde kapsamında açıları veya açılacak davalar ile kanunî halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti maktu olarak belirlenir.” hükmü de göz önüne alınmak suretiyle, müvekkili … Bankalar/Bankacılık Kanunu uyarınca her türlü harçtan muaf olduğu da göz önüne alınarak, 6100 sayılı HMK hükümlerine istinaden, tüm davalılar acısından. ‘Davanın Konusuz Kalmış Olması Nedeniyle Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer olmadığı” yönünde karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … vekili 07/07/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin talebi üzerine dava dosyasındaki yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı … vekili 08/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı …’nin müvekkili yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti istememesi halinde davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davalı …’dan iş bu dosyaya şamil olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı … vekili 14/07/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri vekalet ücreti talebinde bulunmadığını beyan etmiştir.
Tanzim ettirilen bilirkişi raporlarından davacının dava tarihi itibariyle iş bu davayı ikame etmekte haklı olduğu ancak davacı vekilinin 24/02/2021 tarihli dilekçesinden anlaşıldığı üzere davanın konusuz kaldığı, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-İş bu dava nedeniyle verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Talep olmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …