Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/341 E. 2022/773 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/341
KARAR NO : 2022/773

DAVA : İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı/borçlu arasında ticari ilişki kurulmuş olup, bu ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından, borçlu firmaya elektrik malzemeleri satışı yapılmış ve davalı/borçlu tarafça bunun karşılığında işbu davaya dayanak teşkil eden 100.000,00-TL bedelli ve 14.09.2018 vade tarihli bono ile dava dışı 111.393,94-TL bedelli ve 28.09.2018 vade tarihli iki adet bono (kıymetli evrak) verildiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu ticari ilişki uyarınca yüklenen edimler gereği gibi ifa edilmiş, elektrik malzemeleri sevk edilerek, davalı/borçluya teslimi sağlanmışsa da borçlu tarafından müvekkiline verilmiş olan 100.000,00-TL bedelli 14.09.2018 vade tarihli ve 111.393,94-TL bedelli 28.09.2018 vade tarihli bonolar vadesinde ödenmemiş olup, bu durumun borçluya ihbar ve ihtar edildiğini, 111.393,94-TL bedelli ve 28.09.2018 vade tarihli bononun vadesinde ödenmemesi üzerine … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takibe başvurulduğunu, söz konusu iflas takibi sonrasında görülen iflas davası yargılaması neticesinde davalı/borçlu tarafından 111.393,94-TL bedelli bono için farklı tarihlerde kısım kısım ödemeler yapılmış ve bahsi geçen dosya borcunun kapatıldığını, borçlu tarafından 111.393,94-TL bedelli senet borcunu aşan tutardaki ödemeler ise işbu davaya konu olan 100.000,00-TL bedelli 14.09.2018 vade tarihli bono için yapılan … 30. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına bildirilmiş ve davalı/borçlunun bakiye borcundan mahsup edildiğini, davaya konu 100.000,00-TL bedelli 14.09.2018 vade tarihli bono için davalı/borçlu ile yapılan şifahi görüşmelerden netice alınamaması ve borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olması nedeniyle, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş …K. sayılı kararı ile davalı/borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını, söz konusu ihtiyati haciz kararına istinaden; 100.000,00-TL bedelli 14.09.2018 vade tarihli bono ve ferileri için … 30. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine yoluna başvurulduğunu, davalı/borçlu yanca, başlatılmış olan … 30. İcra Müdürlüğünün…E. sayılı icra takibinin iptali talep edilmiş, ancak görülen yargılama neticesinde … 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 05.03.2019 tarihli … E. -… K. sayılı ilamı ile davalı/borçlunun davasının reddine karar verilmiş ve söz konusu takibin kesinleştiğini, başlatılmış olan … 30. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyası kapsamında İİK madde 43 hükmü uyarınca bir kereye mahsus olmak üzere takip yolu değiştirilerek kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluna çevrildiğini, borçlu tarafından yapılan harici ödemelerin işbu takip dosyasına bildirilmiş ve mahsubu yapıldıktan sonra İcra Müdürlüğü tarafından hazırlanan İflas Ödeme Emri borçlu vekiline usulüne göre tebliğ edilmişse de borçlu tarafından yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz edilmediği gibi herhangi bir ödemede yapılmadığını, davalı/borçlu tarafça dosya borcu ödemesi yapılmadığı gibi, müvekkili alacağını sürüncemede bırakmak adına hareket edildiği belirterek davanın kabulü ile davalı borçlunun iflasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı/borçlu taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davacı-alacaklı şirket arasında 2018 yılı içerisinde ticari ilişki mevcut olup sonuç olarak bu ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesabın sıfırlandığını, davacı ile müvekkili şirket arasındaki bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından müvekkili şirkete elektrik malzemeleri satışı yapılmış olup müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 100.000,00 ve 111.393,94 TL bedelli bonoların verildiğini, her ne kadar bu senetler icra takibine konu edilerek müvekkili şirkete icra takibi başlatılmış olsa da taraflar arasında ödemelere ilişkin protokol imzalanmış ve bu protokole ilişkin ödemeler davacı tarafına yapıldığını, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, taraflar şifahi olarak anlaşmış ve yapılacak ödemelerin tamamının 100.000,00 ve 111.393,94 TL değerindeki bonolara ilişkin olacağına karar verdiklerini, bu kapsamda davacı tarafa olan borcun tamamının kapatıldığını, davacı yanca müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde talep edilen tutarlar faiz, masraf ve vekalet ücretine ilişkin alacaklar olduğunu, ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin icra konusu bonolara ilişkin borcu olmadığını, cari hesabın sıfırlandığını, müvekkili şirketin alacağı sürüncemede bırakmak gibi bir kötü niyeti bulunmadığını, ödemelerdeki gecikmelere müvekkilinin elinde olmayan sebeplerden yaşandığını, müvekkili şirketin ekonomik olarak iyileşmeler yaşaması üzerine davacı tarafa ödemeler yapılarak borç ödenmiş olup cari hesabın sıfırlandığını belirterek davacının açmış olduğu haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizin 11.11.2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bir bilirkişi …’e tevdi ile bir sonraki duruşma tarihi itibariyle depo emrine esas olacak borç miktarının hesaplanmasının istenilmiş bilirkişi … tarafından sunulan 21.12.2021 tarihli raporda özetle, 20.01.2022 tarihi itibariyle 101.081,09 TL asıl alacak, 30.008,22 TL işlemiş faiz, 13.553,00 TL icra vekalet ücreti, 4.599,19 TL tahsil harcı, 35,90 TL başvuru harcı, 141,20 TL masraf, 550,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam alacak miktarının 149.968,60 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 20.01.2022 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile bilirkişi raporunda davacının iflas yolu ile takip talep dilekçesinde belirttiği 45.000,00 TL’nin mahsup edilip edilmediği anlaşılamadığından dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile davacının takip dosyasına sunduğu 01.03.2021 tarihli dilekçe ve iflas yoluyla takip talebi dikkate alınarak bir sonraki duruşma tarihi itibariyle depo emrine esas alacak miktarın hesaplanmasının istenilmesine karar verildiği ve bilirkişi … tarafından sunulan 23.03.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle, 02.06.2022 tarihi itibariyle 56.631,09 TL asıl alacak, 18.767,36 TL işlemiş faiz, 8.162,00 TL icra vekalet ücreti, 2.576,72 TL tahsil harcı, 35,90 TL başvuru harcı, 141,20 TL masraf olmak üzere toplam alacak miktarının 86.314,27 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi üzerine İİK 173/3 maddelerine dayalı olarak açılan iflas davasıdır.
İİK 173/1.maddesinde, iflas yoluyla yapılan takipte ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmemesi halinde alacaklının takip borçlusunun iflasını isteyebileceği belirtilmiştir ve İİK 158.maddesinde de, iflas takibinin kesinleşmesi halinde açılan iflas davasında İİK 166/2. maddesindeki usulle ilanların yapılacağı açıklanmıştır.
Anılan madde doğrultusunda yazılı basında ve sicil gazetesinde ilanların yaptırıldığı, davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adresin mahkememiz yargı çevresinde bulunduğu, bu nedenle bu davaya bakma konusunda mahkememizin kesin yetkili olduğu, İİK 176 m. atfı ile İİK 173 ve 156/4. maddesi uyarınca, iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde iş bu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Dava, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi üzerine açılan iflas davası olup, iflas ödeme emrine itiraz edilmemesi sebebiyle takibin kesinleşmesi halinde artık takibe konu edilen alacağın varlığının araştırılamayacağı, yapılacak incelemenin şekli bir inceleme olup, davaya esas takibin kesinleşip kesinleşmediğinin tespitinden ibaret bulunduğu ve takibin kesinleştiği ve borcun kesinleşen takibe rağmen ödenmediğinin belirlenmesi durumunda artık davalıya depo kararının tebliği ile borcun ödenmesi için yasal sürenin tanınması ve ödeme yapılmaması halinde iflas kararı verilmesi gerektiği açıktır.
Diğer taraftan iflası istenen borçlunun diğer alacaklıları, süresinde müdahale veya itirazda bulunarak borçlunun iflasını gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek iflas davasının reddini isteyebilirler. Bu durumda mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı konusunda İcra ve İflas Kanunumuzda açıklık bulunmamaktadır. Diğer alacaklılar alacaklı ve borçlunun birlikte hareket ederek iflas kararı almaya çalıştığını, davacı ve davalı arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek iflas talebinin reddini isteyebilirler. Bu durumda takip konusu alacağın gerçek olup olmadığı gerektiğinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptanmalıdır. (Adnan Değnekli, Türk Hukukunda Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip, 2015 Baskı, sh 88)
Davanın dayanağı … 30. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının tetkikinden ; … 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E … K sayılı ihtiyati haciz kararı ile 27/06/2018 tanzim ,14/09/2018 vade tarihli 100.000 TL tutarlı bonoya istinaden ” 100.000TL bono , 295,89 TL işlemiş faiz ,200 TL bono komisyonu ,585,20 TL ihtiyati haciz tutarı ” açıklaması ile toplam 101.081,09 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, davacı alacaklı vekilinin 01/03/2021 tarihli dilekçesi ile takip yolunun iflas yolu ile takip olarak değiştirilmesini talep ettiği , bu kez iflas ödeme emrinde ” 550 TL asıl alacak ,100.000 TL asıl alacak ,200 TL asıl alacak ,585,20 TL asıl alacak ,295,89 TL faiz alacağı,” olmak üzere 101.631,09 TL toplam alacağın 45.000 TL tutarlı ödeme düşülerek tahsilinin talep edildiği, iflas ödeme emrinde haciz yoluyla başlatılan takipteki ödeme emrinden fazla ve farklı olarak 550 TL asıl alacağın da tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 43.maddesi uyarınca takip yolunun, iflas yolu ile takiple değiştirilmesi halinde, takip yolunu değiştirmek isteyen alacaklının başvurusu üzerine icra müdürünün önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun bir ödeme emri düzenleyip borçluya göndermesi gerekmektedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/04/2013 tarih 2013/1941 E. 2013/2626 K. sayılı ilamı; “İİK’nın 43. maddesine göre, iflasa tabi borçlu aleyhine haciz veya iflas yollarından birinin seçilmesi mümkündür. Bu yollardan birini seçen alacaklı, bir defaya mahsus olmak üzere takip yolunu değiştirebilir. Bu imkanı kullanmak isteyen alacaklının takip yolunu değiştirdiğine ilişkin dilekçe vermesi yeterlidir. Başvuruyu alan icra müdürü, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir. Somut olayda davacı, takip yolunu değiştirmişse de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı değildir. Bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir. Somut dosyada; ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarlar farklı olup iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrinin İİK’nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı , iflas yoluyla ödeme emrindeki borç miktarı ile haciz yoluyla ödeme emrindeki borç miktarının aynı olmadığı bu sebeple davacının iflas talebinin reddine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
29/09/2022

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP