Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2021/22 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/30 Esas
KARAR NO : 2021/22

DAVA : Şahsi İflas
DAVA TARİHİ : 11/06/2002
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
Mahkememizin… Esas sayılı dosyasında daval… yönünden davanın tefrikine karar verilmiş olmakla, tefrik edilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşıldı. Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mali bünyesi taahhütlerini karşılayamaz şekilde bozulan …hisselerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nun 15/03/2001 tarihinde aldığı karar ile TMSF’ye devredildiğini, BDDK’nın 30/05/2002 tarih ve 717 sayılı kararı ile Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından düzenlenen 12/07/2001 tarih ve R-13, R-14,-R-15 sayılı Bankalar Kanunu raporunda sorumluluğu tespit edilen davalılar hakkında Banka’nın uğratılmasına yönelik fiilleri nedeniyle 4389 saylı Bankalar Kanunu’nun 17. maddesinin 2’inci fıkrası uyarınca şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek, şahsi iflaslarının istenilmesine karar verildiğini, raporda BDDK’nın Banka’ya muhatap 28/11/2000 tarih ve 2229 sayılı yazısında Banka’nın gerçek mali bünyesinin netleştirilmesini teminen,…(…) Ltd. Şti’nin tasfiye edilmesi veya şubeye dönüştürülmesi talimatı verildiğini, söz konusu yazıya istinaden 01/12/2000 tarih ve 61 no’lu Banka Yönetim Kurulu Toplantısında, …’nin tüm aktif ve pasiflerinin Banka’nın Malta şubesince devralınmasına karar verildiğini, ancak BDDK’nın 22/12/2000 tarih ve 2943 sayılı yazısı ile Banka’ya herhangi bir nakit tahsilat yapmaksızın ayrı bir tüzel kişiliği olan TDB’nin aktif ve pasif hesaplarının kayıtlara alınmasının uygun görülmediği hususunun bildirildiğini, Banka’nın 01/02/2001 tarihli yazısı ile TDB’den devralınan aktif ve pasif hesapların tekrar bu Banka’ya devredilmesinin mümkün olmadığını, 04/12/2000 tarihi itibari ile …’nin tüm aktif ve pasiflerinin devir işlemlerinin tamamlanmış olduğunu ve 22/12/2000 tarihi itibari ile ise tasfiye işlemleri için …. resmi makamlarına başvuru yapıldığını, …’nin aktif büyüklüğünün bu devir işlemleri sonucunda 360.031.570 USD’den , 16.922 USD’ye gerilediğini, bu tutarın da aktifte elde ve bankalarda mevcut para hesabında, karşılığının ise Kurumlar Vergisi Provizyonu hesabında görüldüğünün ifade edildiğini, …’nin 31/12/1999 itibari ile Özvarlıklarının 5.414.566 USD olduğu ve aktifte …AŞ. kredisi ile nakit karşılıklı krediler ve pasifte bu kredilerin karşılığı olan mevduat ve …’nin özvarlıkları da dahil olmak üzere yaklaşık 16.000.000 USD. tutarındaki varlık ve yükümlülüğün Banka’ya devredilmeyerek, yurtdışında mukim bulunan ve kurucuları arasında …’un da bulunduğu bir off-shore bank olan…(…) isimli Banka’ya aktarıldığını, Banka Yönetim Kurulunda alınan karar doğrultusunda ve BDDK’ya bildirilen hususun aksine …’nin tasfiye edilerek aktif ve pasifinin Banka’nın Malta şubesine aktarılması işlemlerinin BDDK’nın talimatları doğrultusunda gerçekleştirilmediğini, bu eylemlerin 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun “Zimmet” başlıklı 14/2. fikrasına aykırılık teşkil ettiği,… AŞ ve hakim sermayedari olan… AŞ.’nin, mezkur işlemlerin gerçekleştirildiği tarihlerde hiçbir bankaya borcu olmayan firmalar olduklarını, adı geçen Firmanın davalı …’un halihazırda ikamet ettiği İstanbul İstinye’deki yalının da sahibi olduğunu, söz konusu yalının 01/06/1989 tarihinde 5.000.000.000 TL bedelle… ve …’tan satın alındığı ve 01/05/1994 tarihinden geçerli olmak üzere, 10 yıl süre ile …’un eşi… adına kiralandığını,…AŞ’nin … nezdindeki toplam 9.165.406 USD’lik kredisinin 04/12/2000 tarihinde Banka kayıtlarına intikal ettirildiğini, ancak 11/12/2000 tarihinde bu kaydın iptal edildiğini, bu işlemler yapılırken kamu otoritesine hitaben düzenlenen belgelerde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulduğunu, …’nin Banka’nın merkez şubesinde bulunan döviz tevdiat hesabından 06/12/2000 tarihinde Banka fon yönetimince alışı yapılan toplam 14.823.700 USD ve 2.162.730 EURO mukabili TL’nin 1.436.000.000.000 TL’sinin …’nin Banka’nın Malta şubesinde bulunan TL vadesiz mevduat hesabına virman edildiğini ve anılan hesapta gecelik mevduat olarak değerlendirilen bu tutarın muhtelif hesap hareketleri sonrasında 19/01/2001 tarihi itibari ile 1.174.539.221.479 TL olarak gerçekleştiği ve münfesih ….’nin talimatlarına istinaden Banka’nın Malta şubesince …’ye mezkur tutar mukabili olan 1.755. 664,01 USD satıldığı, bu tutarın da …’nin Banka’nın Malta şubesine verdiği talimatla 19/01/2001 tarihinde… lehine ve bu şirketin …(. ..şubesi) nezdindeki hesaba transfer edildiğini, kanuna aykırı olarak alınan bu karar ve gerçekleştirilen işlemlerden dolayı Banka’nın, …’nin Banka’ya devir tarihi olan 04/12/2000 tarihi itibari ile 11.193.194.063.162 TL. zarara uğratıldığı iddia edilerek sorumluluk doğurucu işlemler ve sorumluluk tutarlarına göre davalıların şahsi iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ayrı bir dava ile sorumluluğu tespit edilemeden iş bu şahsi iflas davasının ikame edilemeyeceğini, somut olayda Bankalar Kanunu’nun (m.17/2) hükmünnde şahsi iflas davası açılması için öngörülen koşulları mevcut olmadığını, derdestlik itirazı için yasada öngörülen koşulları var olduğu da gözetilerek HUMK’nun hükümleri gereği iş bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, … Bank (…)’nin öz varlıkları da dahil olmak üzere yaklaşık 16 Milyon USD tutarındaki varlık ve yükümlülüğün… Bankası’na devredilmeyerek … adlı off-shore bankaya aktarıldığı ve böylece müvekkillerden…’a yarar sağlandığı yolundaki iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın dava konusu işlemlerin suç teşkil ettiği yolundaki iddiasının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu, ortadaki hukuki anlamda doğmuş herhangi bir banka zararı da bulunmadığını, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 4672 sayılı yasa ile değişik ve yargılama harçlarından da muafiyeti içeren temettü harç ortaklık hakları ile bankanın yönetim ve denetiminin fon’a devrine ilişkin ve şahsi iflas davasını düzenleyen hükümlerinin Anayasa’ya aykırılığı yönündeki iddialarının ciddi görülerek Anayasa’nın ve 2949 sayılı Anaya Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28/2 hükümleri uyarınca dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini ve konunun bekletici sorun yapılarak Anayasa Mahkemesi’nin oluşturacağı karara kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesini, dava şartının bulunmadığı yönündeki itirazlarının kabulü ile davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun biçimde açılan davanın esası yönünden de reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı bankaya yükletilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, şahsi iflas istemine ilişkin olup yargılama sırasında davacı vekilinin davalı …hakkındaki davayı takip etmeyeceğine ilişkin dilekçe sunduğu, davacı vekili 05/03/2020 tarihli duruşmada beyan dilekçesini tekrarla davalı … yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ,davalı …vekili 05/03/2020 tarihli duruşmada kendilerinin de davayı takip etmediklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığına dair beyanda bulundukları ve beyanlarını imzaları ile tasdik ettikleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce 05/03/2020 tarihli duruşmada davalı… hakkındaki davanın, taraflarca takip edilmediğinden HMK’nın 150/1 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşıldı.
6100 sayılı HMK 150. Maddesi “usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından davacının, dosyanın işlemden kaldırıldığı 05/03/2020 tarihli duruşmadan itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde talebini yenilemediği anlaşılmakla HMK 150 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 150 Maddesi gereği yenilenmeyen davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, l
4-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdiri yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.19/01/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip