Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/279 E. 2022/367 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/279
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili alacaklı …, …’deki müşterisi … şirketi ile 3 parti olmak makine ekipman ve hammade satışı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu anlaşmanın ilk partisini 1 adet 3 katlı tıbbi maske makinesi, 20 adet lastik birleştirme makinesinin, tıbbi maske ve önlük üretim atölyesi için gerekli diğer tüm ekipmanlar dahil olmak üzere, vesaik mukabili 112.892,80 Avro bedelli bir ihracat gerçekleştirdiğini, anılan makine ve ekipmanın 12.07.2020 tarihli fatura muhteviyatı ve 18.07. 2020 tarih ve … NO lu konişmento ile çıkış yaptığını, yaklaşık bir hafta içinde ihracat … isimli lojistik şirketi tarafından …’deki alıcının limanına teslim edildiğini, müvekkili tarafından davaya konu vesaik mukabili ihracatımızın sevk evrakları alıcı taraf bankasına teslim edilmek üzere vesaik mukabili ihracat talimat eki ile birlikte 04.08.2020 tarihinde … Bankası … Şubesine teslim edildiğini, banka ise kendi iç ilişkisinde kullandığı… şirketine evrakları teslim ettiğini, davalı … bankası tarafından teslim alınan ihraç konusu malları temsil eden belgeler ve konişmentonun alıcı taraf bankasına çok uzun süre teslim edilemediğini ve gönderinin akıbetinden haber alınamadığını, ihraç konusu malları temsil eden evrakların alıcı bankasına ulaşmadığı için alıcı da limanda bekleyen malları çekemediğini, alıcı makul bir süre bekledikten sonra bütün siparişleri iptal ettiğini ve malı almaktan vazgeçtiğini bildirdiğini, müvekkilin ısrarlı sorgulamalarına rağmen konu muhataplar tarafından sağlıklı bir bilgi dahi verilmediğini, gönderinin muhataba teslim edildiğini kendilerinin bir sorumluluklarının olmadığını beyan ettiklerini, uzun süren yazışma ve sorgulamalar neticesinde gönderinin alıcı taraf bankasına ( … Bankası) 17.11. 2020 tarihinde ulaştığının öğrenildiğini, davalıların kusurlu tutum ve davranışlarına devam ederek müvekkilinin zararının iyice büyümesine sebep olduklarını, davaya konu gecikme anormal ve ticari ilişkiyi ortadan kaldıran bir gecikme olduğunu, zira gemi ile malın kendisi bir haftada alıcı taraf limanına ulaştığı halde, malları temsil eden evraklar alıcı bankasına yaklaşık 4 aylık zaman içinde teslim edildiğini, bu durum kabul edilebilir bir durum olmadığını, davalı banka, konişmentonun kıymetli bir evrak olduğunu bilen, diğer davalı … şirketi de mesleki faaliyet olarak taşıma işi yapan ve taşıdığı gönderinin önemini bilen mesleki uzmanlıkları olan şirketler olduğunu, Bu yönüyle davalılar konişmento evrakının ihracat işlemlerinde emtiayı temsil eden ve tamamlayan olmazsa olmaz bir belge olduğunu, mesleki uzmanlıkları gereği kıymetli bir evrak olduğunu bilen veyahut da bilmesi gereken kişiler olduğunu, davalıların üstlenmiş oldukları borcu ifa etmemeleri veya gereği gibi ifa etmemeleri nedeniyle her türlü zararının davalıların müşterek ve müteselsilen tazmin etmeleri gerekli olduğunu, davaya konu sorunların çözümü için zorunlu arabulucuya başvurulmuş fakat görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlandığını belirterek davaya konu edilen kusurlu eylem nedeni ile alıcı tarafından teslim alınmayan ihraç mal nedeniyle tahsil edilemeyen ihracat bedeli 112.892,80 Avro’nun tazminatın sözleşmeye aykırılık tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tazmin ve tahsiline, liman teslimi ile bu güne kadar doğmuş ve devam eden dönemde doğacak demoraj ve ardiye bedellerine ilişkin ilerleyen dönemde talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihine kadar doğmuş bulunan demoraj, ardiye masrafları ve navlun bedeli için HMK 107. Madde uyarınca, tahkikat esnasında zararlarımızın tam değeri belirlendiği anda arttırılmak üzere,1.000 TL tazminatın davalılardan ticari faizi ile birlikte müteselsilen tazmin ve tahsiline, davalıların edimlerini gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklı 2 adet sipariş iptali nedeniyle müvekkilinin mahrum kalınan gelirlerine ilişkin zararları için, HMK 107. Madde uyarınca, tahkikat esnasında zararlarının tam değeri belirlendiği anda arttırılmak üzere, 5.000 TL müspet zararın davalılardan işleyecek ticari faizi ilke birlikte tazmin ve tahsiline, müvekkili şirketin prestij ve ticari itibarının uğradığı kayıp nedeniyle, 100.000 TL manevi zararın davalılardan müteselsilen tazmin ve tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Hakkındaki dava tefrik edilen … Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki davada, müvekkili bankanın hukuki sorumluluğu söz konusu olmadığını, Milletlerarası Ticaret Odası (…) … sayılı broşür kurallarına göre müvekkili bankanın hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın ihracat vesaikinin gönderilmesi ile ilgili bilgi istenmesine rağmen müvekkili banka tarafından kendisine bilgi verilmediği şeklindeki beyanlarının gerçek dışı olduğunu, huzurdaki davada, ithalatçı (tahsil) bankasını davacı seçmiş ve yine davacı kaşe ve imzalı 04.08.2020 tarihli yazılı talimatında Milletlerarası Ticaret Odasının … sayılı broşürü hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini, müvekkili banka, yetkin ve özenli bir vekil gibi hareket ederek alanında uzman taşıma sektöründe dünya çapında olan diğer davalı …’ne teslim edildiğini, müvekkili bankanın sadece seçme işleminde değil ayrıca talimat verme işlemlerinde de gerekli özeni göstermiş ve davacı şirketten gelen başvuru ve talepleri gecikmeden tahsil (ithalatçı) bankasına swift mesajı ile gönderdiğini, ayrıca davacı şirketin başvurusu üzerine davacı şirketten ulaşan başvuru ve taleplerini aynı gün içerisinde taşıyan …ne ulaştırdığını, müvekkili banka tarafından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü özenin gösterildiğini ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, vekalet sözleşmesinde vekil, sonucun gerçekleşmesini taahhüt etmediği gibi huzurdaki davada davacının bahsettiği zarara uğramasının nedeni müvekkil bankadan kaynaklanmayıp, diğer davalı …’nden kaynaklandığını, diğer davalı … zamanında ve doğru alıcıya teslim edemediyse eğer, müvekkili bankanın bir hukuki sorumluluğu bulunmadığını, Milletlerarası Ticaret Odası … sayılı broşürünün 14. maddesi gereğince, zamanında veya hiç teslim edilmeyen evraklar nedeniyle ortaya çıkacak zararlar bakımından bankaların hukuki sorumluluğu bulunmadığının düzenlendiğini, davacı ihracat vesaiklerini 04.08.2020 tarihinde müvekkili bankaya teslim etmiş ve 04.08.2020 tarihli İhracat Vesaik Mukabili Talimatını verdiğini, davacı şirketin, bu tarihten sonra ilk olarak müvekkili bankaya 05.10.2020 tarihinde başvurmuş olup, iki tarih arasında iki aydan daha fazla bir süre bulunduğunu, davacı şirket, 05.10.2020 gününden önce müvekkili bankaya başkaca bir yazılı veya sözlü olarak başvurmadığını, davacı şirket yaklaşık iki ay boyunca gönderinin akıbetini araştırmamış ve sormadığını, gemi ile taşınan bir malın iki ya da üç gün içerisinde alıcının limanına ulaştığı dikkate alınırsa, aradan yaklaşık iki ay kadar geçmesine rağmen davacı şirket vesaikler ile ilgili müvekkil bankaya başvurmamış ve akıbetini araştırmamış ve ilk olarak 05.10.2020 tarihinde vesaiklerin iadesini isteyerek başvurduğunu, aradan yaklaşık olarak iki ay geçerek ve bu iki ay boyunca herhangi bir işlem yapmayan ve girişimde bulunmayan davacı şirketin kendisinin kusurlu olduğunu belirterek Milletlearası Ticaret Odası (…) … sayılı Broşürü’nün 14. maddesi gereğince, davanın müvekkili banka yönünden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetini haiz olmadığını, ayrıca davacı da aktif husumet sıfatını haiz olmadığını, zira hava taşıma kaynaklı ihtilaflarda Varşova Konvansiyonu’na ek 4 sayılı Montreal Protokolü uyarınca Montreal Protokolü’nün ilgili maddeleri uyarınca taraf sıfatı gönderici ya da alıcıda olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, taraf sıfatı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket diğer davalı … A.Ş. ile arasındaki ilişkiye istinaden taşıma hizmeti sağlamış olup, davacı ile arasında hiçbir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, davacının taraf sıfatı olmadığı gibi iddia olunan zararının muhatabı da müvekkili olmayıp husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, huzurdaki uyuşmazlığın diğer davalı gönderisinin … konişmento numaralı hava taşıma senedi ile 06.08.2020 tarihinde …’dan …’e taşınan yüke ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tarafından taşıma süresinde gerçekleştirilerek 09/08/2020 tarihinde …’e ulaşmış ve müvekkili şirketin adrese direkt teslimatı olmadığı için aracı kargo firması olan…firmasına … nolu takip numarası ile teslim edildiğini, … firmasından öncelikle 17.08.2020 tarihinde gönderinin adrese teslim edildiği bilgisi müvekkiline iletildiğini, daha sonra diğer davalının 03.11.2020 tarihinde sistemde gönderinin muhataba teslim edildiğine dair bilginin yer almadığını iletmesi üzerinde yapılan araştırmada yerel taşıyıcı tarafından gönderinin 17.11.2020 tarihinde muhataba teslimi sağlandığının anlaşıldığını, diğer davalı …’ten … de …’e ulaştırılmak üzere alınan gönderinin konişmentoda 0,1 kg ağırlığında döküman olup, konişmentoda gönderi için özel fayda beyanında bulunulmadığını, davacı taraf her ne kadar gönderinin konişmento olduğu ve vesaik mukabili ticarete konu edildiği iddiasındaysa işbu husus müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, diğer davalı ile müvekkili şirket arasında mün’akit ve ekli Abone Cari Hesap Anlaşması’nda da ek bir tazminat taahhüdü ya da ödeme yükümlülüğü bulunmamakta olup konişmentoda da özel fayda beyanı şerhi bulunmadığını, ticari hayatın olağan akışında konişmentonun tesliminin 3 ay beklenmesi normal karşılanmayacağını, davacı, zararının artmasını önlemek yerine basiretli bir tacir gibi davranmayarak zararının artmasına sebebiyet vermiş ve basiretli davranmayarak dolaylı olarak uğradığı ticari zararına sorumlu aradığını, davacı vekilinin manevi tazminat istemi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca manevi tazminat istenebilecek haller … ilkesine göre sayıldığını, bu nedenle afaki bir iddiaya dayanan istemle manevi tazminat talep edilemeyeceğini, müvekkili şirket tarafından teslim yükümlülüğü yerine getirilmiş olup, hiçbir şekilde teslim zamanı taahhüdü ya da başkaca özel fayda beyanı bulunmadığını, uluslararası taşıma işiyle mükellef müvekkilin sorumluluğu herhalükarda sınırlı sorumluluğu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız davanın usul, husumet ve esas reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, ihracat vesaikinin tahsil bankasına geç ulaştırılmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, ihracat vesaikinin talimatta yazan tahsil bankasına geç ulaştırılması nedeniyle oluşan zararın davalı banka ile aralarında taşıma sözleşmesi bulunan diğer taşıma şirketinden talep edilip edilemeyeceği, davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı hareket edip etmediği, Milletlerarası Ticaret Odasının … Sayılı broşürünün 14. maddesi kapsamında davalı bankanın sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği, tahsil bankasını davacının seçip seçmediği, gönderi içeriğinin konişmentoda yer alıp almadığı, gönderi içeriğinin yer almaması durumunda davalının sorumluluğunun sınırlı olup olmayacağı, varsa davacının her bir davalıdan talep edebileceği demuraj, ardiye ve navlun bedelinin ne kadar olduğu, teslim alınmayan mallar nedeniyle ihracat bedeli ile sipariş iptali sebebi ile mahrum kalınan kârın ne kadar olduğu ve davalılardan talep edilip edilemeyeceği, davacının davalılardan manevi tazminat talep edip edemeyeceği konularından ibarettir.
Mahkememizin 06/12/2021 tarihli duruşmasını ara kararı gereğince uyuşmazlık konusu hususlarda rapor tanzimi için taşıma hukukunda uzman …, sigorta hukukunda uzman … ve Milletlerarası Özel Hukuk alanında uzman … bilirkişi olarak görevlendirilmiş ve bilirkişiler …, … ve … tarafından sunulan 17/01/2022 tarihli raporda “..
A- İhtilafın Özü;
Mahkemece de tespit edildiği üzere davacı yanca ihracatı yapılan ve varma limanına taşınan malın, vesaik mukabili ödeme için ulaşması gereken evrakının zamanında ulaşmadığından bahisle, uğranılan zararların belirsiz alacak davası şeklinde tazmini talepli davada; diğer iddia ve savunmalarına ek olarak davalı banka sözleşme gereği atıfta bulunulan … sayılı Broşürü gereği, davalı taşıyıcı da sözleşmenin tarafı olmadığı için sorumlu olmadıklarını ileri sürdüğünü,
B- Taşıma Sözleşmesi ve İfa Süreci Bakımından
1-Davacının …’de … firmasına 12.07.2020 12.892,80 EUR0 bedelle satışına dair satış faturası “…” dosyada mevcut olduğunu,
2- Dosyada sunulu evrak teslimine dair 04.08.2020 tarihli belgede yer alan evrakın 08.12.2020 tarihinde iade edildiğini, davacının geri teslim aldığının görüldüğünü, aradan geçen 4 ayı aşkın süre sonunda vesaikin iade edilmesi ile, satış faturası konusu edimin ifa ile sonuçlanmadığının tespit edildiğini,
3- Davacının 12.07.2020 tarihli fatura içeriği emtiaya ilişkin tüm vesaiki, davalı … bankasına teslim ettiği 04.08.2020 tarihi itibarı ile emtiayı varma limanına ulaştırmış olduğunun belirlendiğini, artık …davacıya ait ihracat bedelinin ödeme yapılması için hesabı olan banka sıfatı ile ödeme bankası-alıcının bankasının teyit ettiği evrak setinin kendisi tarafından söz konusu ödeme bankasına ulaştırılmasını sağlayacağını,
4- Davacının 04.08.2020 tarihli vesaik ulaştırılması talimatı incelendiğinde;
– 6 adet fatura,
– 3 adet konişmento, ayrıca 3 adet kopyası
– 1 adet menşe şahadetnamesi,
– 1adet diğer vesaik,
– 112.892,80 EURO mal bedeli için “masraf ve komisyonlar ithalatçıya ait olacak” şekliyle,
– Evrakın tesliminin ancak mal bedeli ödenince alıcıya teslim edilmesi talimatı ile düzenlendiğinin görüldüğünü, esasen talimatta alıcı bankası olarak sadece “…” şeklinde bilginin olduğunu,
Davacının verdiği vesaik taşıma ve teslim talimatında gerçek alıcı bankası ticaret unvanının tam verilmediğini, sadece şube bilgisi verilmiş ise de; taşıyıcı … tarafında … ticaret unvanlı bankanın ilgili şubesine taşıma yapıldığının görüldüğünü,
5- Nitekim, davalı … söz konusu evrakı aldığı 04.08.2020 sonrası diğer davalı … vasıtası ile …’e ödeme bankasına gönderdiğini,
– … numaralı … senedi ile;
– Göndereni … bankası,
– Gönderileni … -… şeklinde gösterilerek,
– 0,100 kg ağırlığında,
– 0,00 EURO-kıymet bildirimi yapılmaksızın,
– 06.08.2020 tarihinde 19:29 itibarı ile sistemsel olarak kargonun teslim edildiği görüldüğü,
Tespit edildiğini,
6- Bu bilgilere göre, davalı …, üzerine düşen görevi yaparak aldığı vesaik setini dava dışı alıcının bankasına ulaştırmak üzere diğer davalı … firmasına kargoyu teslim etmiş gözüktüğünü, Esasen, kayıtlarda 06.08.2020 itibarı ile davalılar tarafından kargonun ithalatçı bankasına teslim edildiği sistemden kayıt edilmişse de; davalı … vekili bunun gerçekte … firması aracılığı ile 17.08.2020 tarihinde yapıldığı bilgisinin kendilerinde olduğunu bildirdiklerini, daha sonra davalı … firmasının … ifa yardımcısı … firması tarafından gerçekte teslimin gereği gibi gerçeklemediğini ise ancak 03.11.2020 tarihinde öğrenen davalı …, kargo teslimini nihai olarak 17.11.2020 tarihinde tesliminin sağlandığını,
7- Esasen, kargo 04.08.2020 tarihinde davalı ihracatçı aracısı bankaya teslim edildikten sonra, davalı … ekranlarında da 06.08.2020 tarihinde teslim edildiği gözükmekte, buna karşın 17.08.2020 itibarı ile kargo tesliminin iddia edildiğini, davacı ihracatçının gerek ihracını yaptığı malları ve gerekse ihracat evrakının akıbetini basiretli iş adamı özeni ile takip etmediğini, 05.10.2020 tarihine kadar (Yaklaşık 2 ay) vesaik akıbetinin takip edilmediğinin tespit edilmediğini,
8- Bu durumda, davacı ile ithalatçısı arasında malların teslimi, evrakın teslimi ve sair şekilde ihracat iş ve işlemlerini tamamlama çabasının teyit edilemediğini,
9- İncelenen AWR-hava yük senedinde de davalı … ile davacı arasında bir akdi ilişki olmadığını, davalı … üstlendiği taşımayı evraka göre 06.08.2020 itibarı ile, kendilerinde bilgiye göre 17.08.2020 itibarı ile gereği gibi tamamlamış gözükmediğini, gerçekte teslim olmamasına karşın, ne gönderilen, ne de davacı tarafından 05.10.2020 tarihine kadar sürece her hangi bir müdahale olmadığını,
10-Davalı banka da aracılık ettiği evrak ulaştırma işini gereği gibi yapmış gözükmediğini, davalı … bankası da … mesajı ile evrak gönderimi bilgisini 06.08.2020 tarihinde gereği gibi muhatap-tahsil bankasına bildirdiğinin tespit edildiğini,
11-Buna karşın, gönderilen vesaik ithalat için kullanılamamış; 23.11.2020 tarihinde dava dışı … firması tarafından geri taşımaya alındığını, gönderenin … bankası olup, evrakın bankaya ulaştığının tespit edildiğini, nitekim 27.10.2020 tarihli … mesajında da vesaikin davalı bankaya iade gönderilmesi hususu belirtildiğini,
12-Bu çerçevede, davalı … tarafından kargonun 06.08.2020 tarihinde alıcısına teslim şeklinde elektronik ortam kaydına karşın; 05.10.2020 tarihine kadar davalı … firmasına yapılmış bir bildirim, başvuru veya teslim edilmeme hususunda bir talep veya ihtarın olmadığını, davalı … tarafında gerçekten alıcısı bankaya kargo ulaştırılmamış ise bunun ortaya konulması ve gerekli talep ve talimatlarla sürecin ilerletilmesinin gerekli olduğunu, davalı … karşısında emir ve talimat ile süreci ilerletme yetki ve görevi ise;
– Gönderen sıfatı ile … bankası,
– Gönderilen sıfatı ile … ithalatçı bankasının … şubesine ait olduğunu,
– Davacının davalı … firmasına emir talimat ve yönlendirme ya da süreçten kaynaklı akdi sorumluluk süreci işletmek bakımından aktif husumete ehil olmadığını, akdi ilişkide taraf olmadığının değerlendirildiğini,
13-Davalı … tarafından yapılan taşımada, özel menfaat belirtilmediğini, …. Konvansiyonuna göre sorumluluğu “sınırlı sorumluluk” esasına göre belirleneceğini, bu noktada birim kg başına 22 SDR sınırlı sorumluluk söz konusu olup, davalı … bakımından bu hesabı aşan bir sorumluluk söz konusu edilemeyeceğini, Montreal Konv. m. 22 düzenlemesinde kargo taşımalarında mutlak sınırlı sorumluluk öngörüldüğünü,
14-Davacı yan, ayrıca zararı ispat için de iddia ettiği gibi 3 ayrı ihracat evrakı, sair delilleri dosyaya sunmadığını, zarar irdelemesi yapılamadığını,
C- Uluslararası Satış Sözleşmesi Bakımından:
1-Dosyada, 06.08.2020 tarihli teslim bilgisine karşın; davacının 05.10.2020 tarihinde vesaik iade talep ettiğinin görüldüğünü, bunun davacı ile ithalatçı arasında ticaretin başarılı sonuçlanmadığına işaret ettiğini,
2-Yine 04.12.2020 tarihli talep yazısında davacı yanca “… refli ihracat vesaikinin nezdinize geri gelmesi için karşı banka ile irtibata geçilmesini rica ederiz.” şeklinde talep gözetildiğinde, 04.12.2020 tarihinde dahi malların alıcısına vesaik mukabili ulaşmadığının teşpit edildiğini,
3-Dosyada sunulu mail yazışmalarından, 05.11,2020 tarihinde davacının müşterisi tarafından vesaikin alıcı bankasına ulaşmadığının bildirildiğinin belirtildiğini, oysa davacının zaten 05.10.2020 tarihinde vesaiki geri çekme talimatı verdiğini, bu da 06.08.2020 tarihinde taşınan ve teslim edildiği belirtilen kargonun, 05.11.2020 tarihine kadar ilgi gösterilmeksizin alıcı bankasına kaldığını, malları çekmek için ödeme yapması gereken alıcının – ithalatçının malı çekmek için, 05.10.2020 tarihine kadar davacı ile tam bir uyum içinde olmadığına işaret ettiğini,
4-Davacı yanca imzalanan “İHRACAT VESAİK MUKABİLİ TALİMATI” içeriği incelendiğinde; “Aşağıda dökümü yapılan ihracat vesaikinin, belirtilen koşullarda ederiz.” ifadelerini taşıdığının görüldüğünü, taraflar arası sözleşme niteliği gözetilerek, söz konusu talimatta yapılan bu düzenleme her iki taraf için de bağlayıcı olduğunu,
5-Görevlendirme kapsamında Milletlerarası Ticaret Odası – … sayılı Broşürünün 14. maddesi değerlendirmesi:
-Davalı banka sadece evrakı göndermek ve evrak konusu ihracat bedelini tahsil bankasında gelecek transfer sonunda tahsil ile davacı hesabına geçirmek için görevli olduğunu,
Vekil özeni ile uluslararası taşıma şirketi diğer davalı … vasıtası ile kargoyu gönderdiğini, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş gözüktüğünü,
… yerinde banka veya alıcı, ya da satıcı-ihracatçının evrak teslim süreçlerini takip etmesi sanunda bedeli ödenerek malin alıcısına tesliminin sağlanması bakımından asıl sorumluluk ihracatçı ile ithalatçı üzerinde olduğunu, … sayılı broşür 14.maddesi aynen “… a- Banks assume no liability or responsibility for the conseguences arising out of delay and/or toss in transit of any message(s), letter(s) or document(s), or for delay, mutilation or other error(s) arising in transmission of any telecammunication or for error(s) in translation and/or interpretation of technical terms. B- Banks wili not be liable or responsible for any delays resulting from the need to obtain clarification of any instructions recefived.” şeklinde olduğunu, buna göre evrak geç teslimi veya kaybından ihracatçı bankasının bir sorumluluğu olmayacağının değerlendirildiğini,
6- Davacının 112.892,80 EURO kıymetinde emtia ihracatı için vesaiki davalı banka aracılığı ile diğer davalı taşıyıcının taşıma sürecinde dava dışı ithalatçı bankasına gönderdiğinin sabit olduğunu, 04.08.2020 tarihinde alman vesaik 06.08.2020 tarihinde alıcı barkasına ulaştırılmış olmasına karşın, 05.10.2020 tarihinde geri istendiğini, böylece söz konusu vesaik geri iade edilmek durumunda kaldığını, ihracatın tamamlandığını, Sayın mahkemenin görevlendirmesi gözetilerek, ayrıntıları yukarıda açıklanan inceleme, tespit ve değerlendirmeler neticesinde;
1-Davacının davalı banka aracılığı ile ithalatçının bankasına ulaştırmak istediği ihracat vesaikinin swift mesajı ile bildiriminin yapıldığı, dosya içeriğine göre davalı kargo firmasınca da elektronik hava yük senedi kayıtlarına göre 06.08.2020 tarihinde ulaştırıldığının tespit edildiğini,
2-Buna karşın fiilen elektronik ortam kaydında belirtilen tarihte değil de daha sonrasında tahsil bankasına geç ulaştırılması nedeniyle bir zarar varsa bunu akdi taraf olmadığı için gönderen veya gönderilen konumunda olmadığından varsa oluşan zararın doğrudan taşıma şirketinden talep edilemeyeceğini,
3-Davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin sabit olmadığı, Milletlerarası Ticaret Odasının 522 sayılı broşürünün 14. maddesi kapsamında davalı bankanın sorumluluğuna gidilemeyeceğini,
4-Tahsil bankasını dava dışı ithalatçının belirlemesi ve davacıya bildirmesi suretiyle, davalıların bu bankadan haberdar olduğunu,
5-Hava kargo-yük senedine göre gönderi içeriğinin konişmentoda yer almadığını, bedelsiz evrak 0,100 gram şeklinde bildirim olduğunu, bu durumda davalının sorumluluğunun sınırlı Montreal Konvansiyonu m. 22 gereği sınırlı olacağını,
6-Mevcut dosya kapsamına göre delillerin sunulmuş olmadığını ve/veya dosyada yer almadığı için davacının her bir davalıdan talep edebileceği demuraj, ardiye ve navlun bedelinin tespitinin mümkün olmadığını,
7-İhracatçı davacı ile dava dışı ithalatçı arasında ticari ilişkinin teslimle sonuçlanmamasının sebebinin sabit olmadığını,
8-Dosyada sipariş iptali sebebi ile mahrum kalınan karın ne kadar olduğu ve davalılardan talep edilip edilemeyeceği hususunda da delillerin mevcut olmadığını,
9-Davacının zararının kendisi ile dava dışı ithalatçısı arasında ticari ilişkiden kaynaklanmış olabileceği …”yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda , davacı tarafından davalı bankanın … Caddesi Şubesine verilen 04/08/2020 tarihli ihracat vesaik mukabili talimatı “Aşağıda dökümü yapılan ihracat vesaikinin ,belirtilen koşullarda tahsil (ithalatçının) bankasına, Uluslararası Ticaret Odası’nın (…’nin) tahsil işlemleri için 1995 yılında yayınlamış olduğu 522 sayılı broşüre tabi olarak gönderilmesini rica ederiz.” şeklindedir. Talimatta fatura tutarının; 112.892,80 USD , tahsil bankasının ; … -…, ithalatçı bilgisinin ; … , teslim şartının; tahsil karşılığı olarak belirtildiği, taşıma ve sevk evrakının vesaik mukabili talimat evrakı ile birlikte davalı banka şubesine 04/08/2020 tarihinde teslim edildiği, 12/07/2020 tarihli fatura içeriği emtianın 18/07/2020 tarihli konşimento ile taşımaya verildiği, davalı banka tarafından talimat evrakını tahsil bankasına ulaştırması için davalılardan … AŞ ile taşıma sözleşmesi akdedildiği ve talimat evrakının davalı taşıma şirketine teslim edildiği, davalı banka tarafından 06/08/2020 tarihinde tahsil bankasına evrak gönderim bilgisinin verildiği, davalı taşıma şirketi tarafından teslim alınan ve tahsil bankasına teslim edilmek üzere gönderilen kargonun tahsil bankasına 17/11/2020 tarihinde ulaştırıldığı, davacının 05/10/2020 tarihinde vesaiki geri çekme talimatı verdiği, vesaikin ithalat için kullanılmadığı ve 23/11/2020 tarihinde geri taşımaya alındığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında davalılardan banka hakkındaki davanın takip edilmemesi sebebi ile … Bankası A.Ş. hakkındaki dava işbu dosyadan tefrik edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olayda , davacı ile davalı taşıma şirketi arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, hakkındaki dava tefrik edilen banka ile davalı taşıma şirketi arasındaki taşıma sözleşmesine dayanılarak davalıya işbu maddi ve manevi zarar taleplerinin yöneltilemeyeceği kanaatine varılmakla davalının taraf sıfatının bulunmaması nedeni ile HMK 114/1-d ,HMK 115/2 gereği davanın usulden reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … A.Ş yönünden maddi ve manevi tazminat istemlerinin USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle tahsili gereken harç 80,70 ile maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle tahsili gereken harç 80,70 TL olmak üzere toplam 161,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 20.280,97 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … TİCARET A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle 5.100,00 TL, maddi tazminat ve alacak taleplerinin reddi nedeniyle 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davalı … A.Ş. vekili ve … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …