Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/262 E. 2022/938 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/262
KARAR NO : 2022/938

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili başvurunun karşı tarafını teşkil eden kurum …’nin %49 hisse ile ortağı iken … 20. Noterliği … tarihli … sayı ile 2018/01 Genel Kurul kararı ile ortaklığa konu %49 hissesini diğer ortağı …’e devretmiş ve şirket tek ortaklı bir şirkete dönüşmüştür. Bu durum 08/10/2018 tarihinde ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan olduğunu, müvekkili şirket hisselerini ortağına devretmesine karşılık kendisine herhangi bir çıkma payı ödenmediğini, müvekkilinin bu hususta şirketten çıkma payı dahil her türlü alacağının tahsili için arabuluculuk müracaatı iktiza ettiğini, arabuluculuk görüşmeleri … Arabuluculuk Bürosu arabuluculuk dosya no: …dosya no: … künye ile yapılmışsa da 29/03/2021 tarihli son görüşme tutanağı ile tarafların anlaşamadığının kayıt altına alındığını, müvekkilinin diğer ortak ile kardeş olduğunu, aralarında aynı zamanda ticari ilişkiler mevcut olsa da müvekkile kardeşine güven duyarak hisselerini onun adına devrettiğini, bunun karşılığında hiç bir ödeme alamadığını, müvekkili kardeşine duyduğu güven neticesinde mağdur olduğunu, davalı müvekkiline bir kısım ödemeler yaptığını iddia etmişse de bu ödemelerin şirket çıkma payı ve ya müvekkiline ait olan şirket hisselerinin karşılığıyla hiç bir ilgisi olmadığını, müvekkili şirketten paylarını kardeşi …’e devrederek ayrıldığını, bu ayrılık hitamında çıkma payı ve hisse devir bedelinin tamamının ödenmediğini, müvekkiline şirketten ayrılış tarihindeki şirket malvarlığının gerçek değeri tespit edildikten sonra çıkma payının hesap edilerek ilk bilanço tarihinde ödenmesi gerektiğini, böyle bir ödeme yapılmadığını, açıklanan hususlar ve gösterilen emsaller ışında müvekkili hakkı ödenmediğini, davalı şirketin bu hakkı aradan geçen zamana rağmen ve yapılan arabuluculuk görüşmelerindeki göstermiş olduğu olumsuz tutum dikkate alındığında mal kaçırma eğilimi göstermesinden müvekkili derin kaygı duyduğunu, davalı şirketin mevcut tüm taşınır-taşınmaz malvarlığına (araç sorgulaması yapılarak araçlarda dahil olmak üzere) ve banka hesaplarına bila teminat banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, mahkeme aksi kanaatteyse taktir olunacak teminat karşılığında davalı şirketin taşınır-taşınmaz malvarlığına (araç sorgulaması yapılarak araçlarına da dahil olmak üzere) ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilinin bilirkişi marifetince tespit edilecek olan davalı şirketten hisse payı devir bedeli, ödenmemiş temettüler ve her türlü alacağının ve ticari, temerrüt ve/ve ya yasal faizi de dahil edilip hesaplanarak müvekkile verilmesine, ücret-i vekalet dahil olmak üzere her türlü harç, masraf ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurda açılmış olan dava hisse payının devrinden kaynaklanan bedel ödenmesine ilişkin olup bu bedel ortakların hisse payları oranında hesaplanabilir nitelikte olduğundan belirsiz alacak davası olarak açılmaması gerektiğini, davacı tarafın davalı şirketin diğer yarı hissine sahip eski ortağı olduğunu da dikkate alındığında, bir tacirden beklenen gerekli dikkat özen ve yükümlülüğü gösterebilecek niteliklere haiz olması ve davaya konu alacak tutarını belirleyebiliyor olması gerektiğini, tüm bu kararlar doğrultusunda işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davanın usül yönünden reddi gerektiğini, davacı taraf ortaklığa konu şirket hissesini müvekkili şirketin şu anda tek hisse sahibi olan …’e devrettiğini ancak karşılığında bir ödeme yapılmadığı iddiasında bulunduğunu, bu iddianın kabul edilmesi mümkün olmadığını, … 47. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numarası ile noterde yapılan temlik sözleşmesinde açıkça 50.000 TL bedeli müvekkilinden nakden ve tamamen aldığını belirttiğini, davacı taraf hisse devrine ilişkin noter sözleşmesinde de açıkça belirtildiği üzere şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte hisselerini müvekkiline devrettiğini, davacı taraf ayrılma tarihinde şirketin kar edememesinden ve şirketin borçlarından dolayı şirketten ayrılmak istediğini beyan ettiğini, şirket borçlarından her ne kadar yasal olarak ayrılmış olsa dahi müteselsilen 2 yıl sorumlu olsa dahi bu borçlar için kendisine rücu edilmemesi talebiyle ortaklıktan ayrıldığını, bu anlaşma gereği de müvekkilinin davacı taraf ortaklıktan ayrıldıktan sonra kamu borçları da dahil olmak üzere hiçbir borç için kardeşi olan davacıya rücu etmediğini, Noter temlik sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere tüm aktif ve pasifiyle birlikte hissesini anlaştıkları 50.000 TL bedel ile devretmiş ve bu bedel kendisine nakden ödendiğini, ilgili sözleşme noter kanalı ile yapılmış ve usulüne uygun olarakta genel kurulca kabul edildiğini, davacı tarafın TTK 260 ve 262. maddelere atıfta bulunarak ödeme yapılmadığını iddia etmişse de bunun kabul edilmesi mümkün olmadığını, müvekkili tarafların aralarında anlaştıkları bedeli nakden ödediğini, hisse devrine ilişkin şirket sözleşmesinde yasaklayıcı herhangi bir madde olmamakla beraber devre ilişkin tescil işlemini de Ticaret Sicil Gazetesine süresi içinde yaptığını, davacı taraf tamamen kötü niyetli olarak haksız kazanç elde etmek amacıyla huzurdaki davayı açtığını, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaate olup esasa girilerek esas hakkında inceleme yapılması durumunda davanın esastan reddine, davacı tarafın tedbir taleplerinin haksız ve soyut nitelikte olmasından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen …nin en son sicil kayıtları,
2-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacının davası, hisse devir sözleşmesinden doğan alacak ve temettü alacağına ilişkindir.
Davacı vekili,davalı şirketin ortağına hissesini devretmesine rağmen devir bedelini alamadığını ileri sürmüş, dava dilekçesinin talep sonucu kısmında davalı şirketten ayrıca temettü alacağını talep etmiştir.
Dosyaya celp edilen şirket ana sözleşmesinde hisse devrine engel bir hüküm olmadığı, davacının hisse devrinin noterden yapıldığı, hisse devir sözleşmesinin şirket karar defterine işlenerek ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, bu haliyle davacının davasının çıkma payının tahsiline ilişkin değil, devredilip tescil edilen hissenin bedelinin tahsili davası olduğu, bu durumda, davacının şirket hisse devir bedelini davalı şirketten değil devrettiği dava dışı gerçek kişiden talep edebileceği, hisse devir bedeli yönünden davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacının temettü talebi yönünden ise, dosya içerisine alınan ara buluculuk tutanağında açıkça bir temettü alacak talebinden bahsedilmediği ara buluculuk tutanağında yer alan “her türlü alacak” ibaresinin temettü alacağı talebi için yeterli olmadığı, bu haliyle temettü alacağına ilişkin davacı tarafından zorunlu ara buluculuk başvurusunun usulüne uygun olarak yapılmadan işbu davada temettü alacağının da talep edildiği, bu talep yönünden de davacının dava şartını yerine getirmediği anlaşılmış;
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacının hisse devir bedeline ilişkin davasının pasif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Temettü alacağı talebinin dava şartı yokluğundan reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcın, peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/11/2022

KATİP …
¸e-imzalıdır

HAKİM …
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 59,30 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Noksan Harç : 21,40 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 250,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Posta Giderleri : 211,85 TL