Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2021/454 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249 Esas
KARAR NO : 2021/454

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2021 tarih, 2021/1324 Esas, 2021/474 Karar sayılı ilamı ile bozulmakla dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedildi, mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1.000.000,00 TL sermayeli iki ortaklı bir şirket olduğunu ve duş sistemleri üretimi konusunda faaliyet gösterdiğini, diğer gerçek kişi müvekkilinin de şirketin kurucusu ve %67,50 oranında pay sahibi olan ortağı olduğunu, şirketin bünyesindeki markalar ile tüm Türkiye genelinde 1500’den fazla satış noktasında ürünlerinin satışa sunulduğunu, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunduğu gibi şirketin borca batık olduğunu ve şirket sermayesinin 37.500,00 TL’sinin henüz ödenmemiş olduğunu, gerçek kişi davacının davacı şirketin borçlarına müteselsil kefil olup, aynı zamanda ipotek borçlusu olduğunu ve ayrıca şahsi senetlerden kaynaklanan borcunun bulunduğunu, tek ipotek alacaklısının olduğunu, ayrıca bunun dışında taşınır rehni alacaklısının da bulunduğunu, her iki davacının borçlarını konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde 3’er aylık eşit taksitlerle ödeyecek şekilde vade konkordatosu talebinde bulunduklarını belirterek İİK. 287. maddesi uyarınca 3 aylık geçici mühlet verilmesine, konkordato komiseri atanmasına ve yasada öngörülen tedbirlerin alınmasına, şirketin faaliyetine devam edebilmesi için ürün satışından elde edilen gelirin şirket kasasına girebilmesi için banka hesaplarındaki İİK. 89/1. maddesi kapsamındaki blokelerin kaldırılmasına, blokeli miktarların şirkete ödenmesine, muhafaza altına alınan bilgisayar, makine vb. menkullerin üzerindeki hacizlerin muhafaza edilmesi suretiyle davacı şirkete iadesine, geçici mühletin sona ermesinden itibaren 1 yıl kesin mühlet verilmesine ve konkordato talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, İİK 285.maddesi ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememizce 24/10/2018 tarihli kararla bu tarihten itibaren davacılar yararına 3 ay geçici mühlet verilmiştir. Geçici mühlet kararıyla birlikte geçici komiser heyeti tayin edilmiş olup, komiser heyetince ön rapor, ara raporlar ve nihai rapor ibraz edilmiş, ayrıca mahkememizce nihai rapora ek rapor düzenlenmesi konusunda komiser heyetine görev tevdi edilmiş ve geçici komiser heyetince bu görevde yerine getirilerek en son 17/01/2019 tarihli rapor dosyaya ibraz edilmiştir.
Geçici komiser heyetince göreve başlanılmasının ardından 25/10/2018 tarihinde davacı şirket yetkilileriyle birlikte toplantı yapılarak tutanakta açıkça yazılı olan talimatların verildiği ve şirketin istenen kayıtlarının tek tek belirtilerek ibrazının istendiği, daha sonra 01/11/2018 tarihli toplantı tutanağında önceki talimatlara uyulması gerektiğinin ihtar edildiği ve ticari defter ve kayıtlarının ibrazının gerektiği yeniden hatırlatıldığı anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra geçici komiser heyeti tarafından 06/11/2018 tarihli ön rapor ibraz edilmiş ve davacı şirket yönünden İİK 286.maddesindeki belgelerin dilekçeye ekli olduğu, şirketin merkez adresinin birden fazla şirkete kiralanan ofis olup, şirket merkezi olma şartlarına haiz olmadığı, şirketin tüm sermayesinin ödendiği beyan edildiği belirtilmiş ise de, 37.500,00 TL ödenmemiş sermaye borcunun olduğu, başvuru bilançosu olan 15/09/2018 tarihli rayiç bilançonun usulüne uygun olmadığı, konkordato talep eden davacı … açısından ise belgelerin eksik bulunduğu, mal varlığını gösteren tüm kayıtları ve dayanak belgelerini sunması gerektiğinin bildirildiği ve sunulduktan sonra değerlendirilme yapılacağı belirtilmiştir.
Ön raporun ibrazından sonra 08/11/2018 tarihinde toplantı yapılarak davacılardan istenen belgelerin verilmediği belirtilerek yeniden belgelerin ibrazı için süre tanındığı ve 28/11/2018 tarihli birinci ara raporun sunulduğu anlaşılmıştır. Bu raporda ” şirketin 30/09/2015 tarihli yevmiye ve defteri kebir ile muavin kayıtlarının ibraz edildiği, geçici mühlet tarihinden itibaren devam eden süreçteki nakit akımını gösteren tablonun sunulmadığı, bu nedenle ibraz edilen 30/09/2018 tarihli mali tablolar ile başvuru sırasında sunulan 15/09/2018 tarihli bilanço ve belgelerin karşılaştırılması neticesinde rapor düzenlendiği, şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle net işletme sermayesinin 1.027.778,74 TL azaldığı, şirketin başvuru bilançosunda borca batık olmadığı gösterilmiş ise de 15/09/2018 bilanço tarihi itibariyle 34.665,807,39 TL borca batık olduğu, şirketin 1.000.000.00 TL’lik sermayesi içinde 37.500,00 TL sermayesinin ödenmemiş olduğu, ödenmiş sermayesinin 962.500,00 TL içinde 3/2’sini koruyamadığı, şirketin bu rapor tarihine kadar nakit akışını gösteren tabloları sunmadığı, nakit akışı bulunmadığından bu konuda değerlendirme yapılamadığı, ifade edilmiştir.
Geçici komiser heyetince 17/12/2018 tarihli nihai raporda ise; davacı şirket tarafından 30/09/2018 ve 30/11/2018 tarihli sunulan bilançoların karşılaştırılması sonucu sınırlı inceleme yapılabildiği, geçici mühletin verildiği tarihten itibaren yapılan ödemeler, tahsilatlar ve faaliyetlere ilişkin hiçbir açıklama ya da belgenin ibraz edilmediği, verilen sürelere rağmen bu gereğin yerine getirilmediği, davacı…’in dava dışı … A.Ş.’nin %90 hissedarı olduğu ve davacı şirketin %60’nın da …’e ait olup her iki şirket arasında dikkat çeken yüksek rakamlı para transferlerinin bulunduğu, her iki şirketin birbirine alacaklandırılıp borçlandırıldığı ancak nedeninin kayıtlar sunulmadığından belirlenemediği, davacı şirketin … A.Ş.’ye 5.846.626,98 TL borçlu duruma geçirildiği, davacı şirketin 2018 yılı içinde … Bankası A.Ş.’den kredi kullandığı ancak kredi detayları verilmediğinden derinlemesine incelenemediği, 6.435.000,00 TL tutarlı kredinin ilk ödeme taksitinin 22/06/2018 de başladığı, bu kredinin davacı şirket faaliyetlerinde kullanılmayıp doğrudan dava dışı … A.Ş.’ye aktarıldığı ve bu şirkete transfer edilen nakit para miktarının da bu kredi olabileceği, zira … A.Ş.’nin banka hesabına … Bankası A.Ş.’den kullandırılan krediden başka para girişinin bulunmadığının anlaşıldığı, şirkette 53 personelin çalıştığı belirtilerek bir liste ibraz edilmiş ise de, bu personelin bir kısımın son bir yıldır şirkette çalışıyor olmadığı, bazılarının şirkete giriş tarihinin 2018 yılı Ekim ayı içinde olduğu, ticari kayıtlarda bu personellere tahakkuk etmiş borç ödenmesinin bulunmadığı, 53 personel için SGK hizmet dökümü istenmiş ise de, davacı tarafından da ibraz edilmediği, şirketin 30/09/2018 tarihli kayıtlarda birbirini doğrulamayan ticari kayıtların sunulduğu, komiser heyetine doğru ve eksiksiz bilgi ve belge verme yükümlülüğüne aykırı davranıldığı, davacı … açısından ayrı bir ön projenin sunulmadığı, davacı şirketin ön projesine atıf yapıldığı, ne miktarda borcu bulunduğu ve bu borcu ödeme kaynaklarını açıklayan ön projenin ibrazının daha önceki toplantılarda talep edildiği ve adı geçen davacı tarafından bir kısım belgelerin sunulduğu ve buna göre davacının kişisel borçlarının büyük bir bölümünün ipotekli olduğu, ipotekle temin edilen alacakların konkordatoya tabi bulunmadığı gibi faiz işlemeye devam edeceği, rehinli alacakların teminat karşılıkları çok yüksek olduğundan bu alacakların faiz isteminden vazgeçmesi veya teminat dışı kalarak adi alacak sayılması da ihtimam dahilinde görülmediği, rehinli alacaklıların işlemiş ve işleyecek faizlerinin nasıl karşılanacağı konusunda sunulan ön projede bir açıklık olmadığı davacının borçlarının %80’nin ipotekli temin edildiği gözetildiğinde geriye kalan %20 oranındaki adi borçlarının konkordatoya tabi olduğu dikkate alındığında konkordato projesinin hayata geçirilebilir olması konusunda tereddüt oluştuğu, bu nedenle her iki davacı açısından geçici mühlet içinde gerekli ve asgari özenin gösterilmeyerek belge ve bilgi sunmakta zorluk çıkarıldığı ve bu halde de konkordatonun başarıya ulaşma imkanının güç göründüğü açıklanmıştır.
Davacılar vekili nihai rapora karşı itirazlarında, geçici komiserlerin istediği belgelerin sunulduğu, davacı … açısından da revize projenin ibraz edildiği ve revize projenin değerlendirilmediği ileri sürüldüğünden, davacıların geçici komiser heyetince istenen bilgi ve belgeleri verme konusunda mukavemet göstererek ve bu belgeleri sunmaktan imtina ettikleri kanaatine varılmakla birlikte mahkememizce davacılara verilen geçici mühlet içindeki faaliyetlerinin denetlenmesi ve ibraz edilen ön projeye ve borcun ödenmesi için dayanılan kaynaklara göre konkordatonun başarıya ulaşma imkanı olup olmadığının yeniden değerlendirilmesi için davacılara tüm bilgi ve belgeleri ibraz etmeleri için 3 günlük kesin süre verilerek, komiser heyetinden ek rapor alınma yoluna gidilmiştir.
Geçici komiser heyetince bu doğrultuda sunulan 17/01/2019 tarihli raporda ise; şirketin başvuru bilançosu olan 15/09/2018 ile 31/12/2018 tarihli bilançoları ve bu aralıktaki faaliyetleri satış ve tahsilatları değerlendirilerek raporun hazırlandığı, şirketin son güncel tarihli 31/12/2018 tarihli bilançosuna göre 28.441.293,16 TL borca batık olduğu, geçici mühlet tarihini takip eden 31/10/2018 bilanço tarihinden 31/12/2018 dönem sonu itibariyle işletme sermayesinde artış olduğu, bunun karşılığı olarak öz sermayede de artış yaşandığı, şirketin Aralık 32018 sonunda net karının 107.975,87 TL miktarında bulunduğu, buna göre şirketin bir yıllık dönemde elde ettiği karlılık tutarının ancak 107.975,87 TL olabildiği, bu rakamdan ayrıca verginin tenzil edileceği hususunun nazara alınması gerektiği, şirketin satışlarının maliyet oranının çok yüksek olduğu, satışlarda yükselme olsa da bu satışların %81,20’sinin maliyet kalemlerini oluşturduğu, ticari karlılığın ise, şirketin kambiyo zararları ve borçlanma giderlerinin yüksek olmasından dolayı karlılığın azıldığı ve net satışlarında vergiler hesaba katılmaksızın sadece %0,49 oranında bir karlılık yakalayabildiği, şirketin ön projesinde 2018 yılı sonu itibariyle öngördüğü satış tutarının 26.486.998,00 TL olmasına rağmen gerçekleşen satış tutarının 22.200.029,39 TL olduğu, 2019 yılı için öngörülen satışın 28.478.686,00 TL olup, bu satıştan dönem sonu net karlılık tutarının da 889.566,00 TL olarak belirtildiği, bu rakamların esas alınması halinde dönem sonu karlılık tutarının % 3,12 olması gerektiği, mevcut durumda karlılığın sadece %,049 olduğu açıkça tespit edildiğinden bu oranın hangi somut tedbirler alınarak %3,12’ye çıkarılacağının belirsiz bulunduğu, projede satışlardan elde edilecek karlılık haricinde sermaye artımı yapılacağı ve giderlerde tasarrufa önem verileceği ve verimli üretim için personel yapılanmasının sağlanacağı hususlarına dayanılmış ise de, geçici mühlet süresi boyunca verimliliğin arttırılması ya da üretim tekniği konusunda herhangi bir çalışmanın olmadığı, şirketin vadesi bir yıldan fazla olan borçlarının 20.001.055,91 TL, vadesi bir yıldan az olan borçlarının ise 28.084.022,33 TL olduğu, bu miktardaki borç göz önüne alındığında mevcut karlılığın borçları ödeme için yeterli olamayacağı, maliyetlerin düşürüp karlılığın arttırılarak kaynak yaratılmasının zorunlu olduğu, projede tüm bu hususlar belirtilmiş ise de, geçici mühlet içinde hiçbir adım atılmadığı, şirketin rehinli borçlarını karşılamak için 300 milyon TL’ye yaklaşan yıllık satış yapması gerektiği ve bu miktarın sadece rehinli borçları ödemek için yeterli olabileceği, davacı … yönünden de 14/12/2018 tarihinde mahkeme dosyasına sunulan ön projenin 17/12/2018 tarihli nihai raporda değerlendirilmesinin yapıldığı ve oradaki açıklamalar tekrar edilerek, projenin en önemli noktası olan davacının ortağı olduğu … A.Ş.’nin taraf olduğu kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi olup, 03/10/2017 tarihli bu sözleşmede taahhüt edilen bu plana göre 12 ayda ruhsat alınacağının söylendiği, ruhsatın Eylül 2018’De alındığı ve sözleşmeye göre ruhsatın alınmasını takip eden 12 ay boyunca arsa sahiplerinin satış yapamayacağı, başka bir deyişle Eylül 2019’a kadar satış yapılmasının mümkün olmadığı, Eylül 2019 ile Eylül 2020 arasında ise sadece %25 oranında satış yapılabileceği, arsa sahiplerinin satış fiyatlarını serbestçe belirleyemeyecekleri, ayrıca buna ek olarak ruhsatın alınmasından itibaren projenin 24 ayda tamamlanacağı, uzatma süreleriyle birlikte inşaatın bitirilmesi için taahhüt edilen tarihin Şubat 2021’i bulduğu, inşaat durumunun mali durumu değerlendirildiğinde bu sürede projenin bitmeme durumunun yüksek olduğu, tamamlanmış projelerin satışı gerçekleştirilemezken henüz tamamlanmamış projelerin nasıl satılacağının açıkça ortaya konulması gerektiği, inşaat sektörünün durgun olduğu, arz fazlasının bulunduğu, yüklenici firmaların ödeme güçlüğü içine düşerek konkordato müessesine başvurduğu gerçekleri ve sözleşme hükümleri dikkate alındığında davacı …’in ön projesinin gerçekleşme ihtimalinin ortadan kaldırdığı, taşınmazların gerçek veya gerçeğe yakın fiyatla nasıl satılacağını makul ve inandırıcı bir şekilde ortaya konulamadığı, özetle davacı şirketin projesinde belirtiği şekilde olağan ticari faaliyetiyle konkordatoyu başarıya ulaştırmasının mümkün olmadığı, aynı şekilde davacı …’in de sunduğu projenin başarılı olma ihtimalinin bulunmadığı, kesin mühlet verilmesinin durumu daha da güçleştireceği yönünde görüş açıklanmıştır.
Davacı şirketin geçici mühlet süresi içinde izlenen faaliyetleri ve bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda projesinin başarıya ulaşma imkanının bulunmadığı, davacı …’in sunduğu projenin de başarı ihtimalinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Geçici komiserlerce sunulan ara raporlarda ifade edildiği ve ekli olan toplantı tutanaklarından anlaşıldığı üzere, davacılarca komiser heyetinin nezaret görevini yerine getirmelerinin engellendiği, istenen belge ve kayıtların sunulmadığı, bir çok kez belge ibrazı için talimat ve süre verilmesine rağmen bu gereğin yerine getirilmediği görülmektedir.
İİK 287/5. Maddesinde İİK 292.maddesinin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı ifade edilmiştir.
İİK 292.maddesinde konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağının anlaşılması ya da borçlunun komiser heyetinin talimatına aykırı davranması halinde geçici mühletin kaldırılarak iflasa tabi olan borçlunun iflasına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin olmadığı kanaatine varıldığından şirket hakkındaki geçici mühlet kaldırılarak İİK 292.maddesi çerçevesinde iflasına karar verilmiş, davacı gerçek kişi yönünden iflas kararı verilmesini gerektiren koşullar oluşmadığından davacı gerçek kişi yönünden davanın reddine ve mühletin kaldırılmasına karar verilmiş ancak Mahkememizin 2018/964 Esas, 2019/19 karar sayılı dava dosyası Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/1324 Esas, 2021/474 karar 24/02/2021 tarihli ilamı ile bozularak mahkememize gelmiş olmakla mahkememizin 2021/249 Esasına kaydı yapılmış ve bozma ilamı doğrultusunda konkordato başvurusunda bulunan borçlular adına da duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2021 tarih, 2021/1324 Esas, 2021/474 Karar sayılı ilamı ve İİK 292/ son fıkrası (…Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder…) gereği konkordato davacı borçluların duruşmaya davet edildiği, davacıların duruşmaya iştirak etmedikleri görülmüştür. Davacıların konkordato projelerinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davacı …’in konkordatonun tasdiki talebinin reddine, davacı şirketin konkordatonun tasdiki talebinin reddine ve … Ticaret Sicilinin … nosunda kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin İİK. 292. Maddesi uyarınca iflasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’in konkordatonun tasdiki talebinin reddine,
2-Davacı şirketin konkordatonun tasdiki talebinin reddine ve … Ticaret Sicilinin … nosunda kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin İİK. 292. Maddesi uyarınca İFLASINA,
İflasın 24/06/2021 tarihi saat 15:38 itibariyle AÇILMASINA,
İflas kararının derhal iflas müdürlüğüne BİLDİRİLMESİNE,
Kararın İİK 288 maddesindeki usulle ilanına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile noksan kalan 23,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip