Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2021/381 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/113
KARAR NO : 2021/381

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda verilen 2018/912 E, 2020/374 K, 24/09/2020 tarihli karar , İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.12.2020 tarih 2020/2106 E. 2020/2190 K. sayılı kararı ile kaldırılmakla dosya yukarıda belirtilen sıraya kaydedildi ve yapılan yargılama sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunduğunu, sadece vade konkordatosu talep edildiğini, SGK’ya hiçbir borcunun olmadığını, vergi borçlarının da yapılandırma kapsamında takside bağlandığını, projede yer alan teklife göre alacaklıların alacaklarının rahatça ödenebilecek durumda olduğunu, şirketin karlılığa ulaşmak suretiyle borcunu ödeyeceğini, küçük işletme niteliğinde bulunduğundan finansal analiz raporu sunmaktan muaf olduğunu belirterek İİK. 287. maddesi uyarınca 3 aylık süreyle geçici mühlet verilmesini ve geçici konkordato komiseri atanmasına, şirketin malvarlığının korunabilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK. 286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanan konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
Adi Konkordato 2004 sayılı İİK. m. 285-309/ı arasında düzenlenmiştir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklılar ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulmuş olur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı ile başlayan tasdik aşamalarından oluşmaktadır.
Geçici mühlet aşamasında; geçici mühlet kararı verilebilmesi için davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yapacağı inceleme neticesinde bu belgelerin tam olduğunun tespit edilmesi halinde İİK. m. 287/1 gereği borçluya derhal üç ay geçici mühlet verilmesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda İİK. m. 287/4 gereği 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılmasına karar verebilir.
Dosyada İİK. 286. maddesinde yer alan belgelerin eksiksiz sunulduğu anlaşılmakla mahkememizce 24/10/2018 tarihi itibariyle davacı lehine üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici komiser görevlendirilmiştir. Devamında geçici mühlet süresi dolmadan 10.01.2019 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildiği, akabinde 22.02.2019 tarihi itibari ile ise yasal şartların oluştuğu takdiri ile bir yıllık kesin mühlet kararı verildiği, davacı vekilinin 03.02.2020 havale tarihli dilekçesi ile, çekişmeli alacaklarla ilgili olarak yapılmış olan bilirkişi incelemesi neticesinde 27/01/2020 tarihinde bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğunu ve bilirkişi raporunun akabinde çekişmeli alacakların nisaba dahil edilip edilmeyeceği, dahil edilecek ise hangi oranda dahil edileceği hususunda 28/01/2020 tarihinde karar verildiğini, davacı yararına verilen 1 yıllık kesin mühlet süresinin 22/02/2020 tarihinde dolacağını, 28/01/2020 tarihli ara kararına uygun olarak konkordato komiserince yapılacak alacaklılar toplantısı için 1 yıllık kesin mühletin sona ereceği 22/02/2020 tarihine kadar yeterli zaman bulunmadığını, bu durumun müvekkilinden kaynaklanmadığını ve İİK. 289/5 maddesi gereğince güçlük arz eden bir durum olduğunu belirterek kesin mühletin 6 ay süre ile uzatılmasının talep edildiğini, komiser tarafından sunulun görüşte de alacaklılar toplantısının öncesi işlemlerin tamamlanması ve akabinde alacaklılar toplantısının gerçekleştirilerek nihai raporun hazırlanabilmesi için kesin mühletin 6 ay uzatılmasının talep edildiği anlaşıldığından, davacı … ŞİRKETİ yararına 22/02/2019 tarihinde verilen 1 yıllık kesin mühletin, 21/02/2020 tarihinden itibaren 5 ay uzatılmasına karar verildiği ve komiserlerin görevlerine devam ettiği, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendinde yer alan ”9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla,bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” şeklindeki düzenleme kapsamında kesin mühlet sürecinde, 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatıldığı, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve yukarıda zikredilen Cumhurbaşkanı kararı gereğince 22.03.2020 tarihi ile davacı borçlu yararına verilen 1 yıl kesin mühletin 5 ay uzatım süresinin 21.07.2020 tarihinde dolacağı ancak 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi gereğince bu sürenin 22.03.2020 (dahil) tarihinden 15.06.2020 (dahil) tarihine kadar durdurulduğu, buna göre, durma tarihi olan 22.03.2020 ile durma süresinin son günü olan 15.06.2020 tarihleri (bu tarihler dahil) arasında geçen 86 günlük sürenin mühletin sona ereceği 21.07.2020 tarihinden itibaren eklenmesi gerektiğinden 21.07.2020 tarihinden itibaren 86 günlük sürenin eklenmesi neticesinde 15.10.2020 tarihinde kesin mühletin sona ereceği anlaşılmıştır.
Konkordato komiserince İİK. 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının yapıldığı, toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresinin geçmesinden sonra yine yasa gereği en geç 7 günlük süre içinde nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, Konkordato Komiserinin iltihak süresi sonunda sunduğu 23.07.2020 tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; borçlu şirketin Ocak 2021 tarihinden başlamak üzere 48 ay süresince aylık eşit taksitler halinde 3.590.281,84 TL borcun ödenmesi için ödeme planı sunduğu, alacaklılara ait adi alacaklardan kaynaklanan konkordatoya tabi borcun toplam 33 alacaklı ve bu alacaklıların toplam 2.920.570,06 TL alacak tutarından oluştuğu, şirketin rehinli borcunun bulunmadığı, alacaklılar toplantısına katılarak oy kullanan 3, yedi günlük iltihak süresi içerisinde başvurarak oy kullanan 14 olmak üzere toplam 17 alacaklının konkordato projesine kabul yönünde oy kullandığı, kabul oyu kullanılan alacak tutarının 1.288.483,63 TL olduğu, alacaklı sayısı itibariyle kabul oyu oranının %51,52, alacak tutarı itibariyle kabul oyu oranın %44,12 olduğu, kullanılan kabul oyları itibariyle konkordato projesinin kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanamadığı, şirketin rayiç değer bilançoları üzerinden borca batık olduğu görüşüne yer verildiği tespit edilmiş, bunun üzerine dosyanın mali müşavir bir bilirkişiye yeniden tevdine ve davacı şirketin güncel rayiç değerlere göre borca batık durumda olup olmadığı ve davacı itirazlarına konu çek tutarları da değerlendirilerek tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda rapor tanzim edilmesi istenilmiş, mali müşavir bilirkişi 06.08.2020 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin rapor tarihi itibariyle borca batık durumda olduğu, itiraz dilekçesinde belirtilen ve mükerrer oy kullandığı iddia edilen …Tic. Ltd. Şti’nin 100.000,00 TL bedelli çek tutarı yönünden davacının talebi doğrultusunda komiser tarafından toplam miktardan düşülerek kalan nisap üzerinden oy kullandırıldığı ve mahkemece 28.01.2020 tarihli ara kararda bu konunun kesin olarak karara bağlandığı, mükerrer oy kullanılmasının söz konusu olmadığı, yine davacı yakınları tarafından ödendiği ileri sürülen 05.11.2018 tarihli 100.000,00 TL bedelli, 25.11.2018 tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 31.11.2018 tarihli 78.712,00 TL bedelli çeklerin ödemelerine ilişkin herhangi, bir belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafından alacak bildirimleri sırasında herhangi itirazda bulunulmadığı, bu sebeple itirazın yerinde olmadığı, davacının konkordatoya tabi adi alacaklıların ödenmesine dair teklifin İİK. 302. Maddesinin a ve b fıkralarına göre alacaklı sayısı yönünden %51,52 çoğunluk sağlanmasına rağmen kaydedilmiş olan alacak tutarının yarısını aşan çoğunluğun sağlanamamış olması sebebiyle (%44,12) davacı şirketin teklifinin tasdik şartlarını taşımadığı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu, davacının nisap ve tasdik koşullarına ilişkin itirazlarının bir kez daha değerlendirilmesi için konkordato komiserinden tasdik koşulları hususunda ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, İİK. 304/1 maddesi yollamasıyla İİK. 288. maddesi uyarınca duruşma gününün ilan edilerek konkordato komiseri adına duruşma gününün bildirir davetiye tebliğ edilmiş ve 24.09.2020 tarihli duruşmada tasdik yargılamasına başlanılmıştır.
Konkordato komiserinin tasdik şartlarına ilişkin 10.09.2020 tarihli nihai ek raporunda, konkordato teklifinin alacak miktarı ve alacaklı sayısı yönünden yeterli (İİK. 302/a) çoğunluk sağlanamadığından tasdik şartlarının oluşmadığı yönünde tespite yer verildiği görülmüştür.
Konkordato komiserinin ayrıntılı raporlarında belirttiği üzere tasdik şartlarının sağlanamadığı, konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşıldığı ve davacı şirketin borca batık durumda olduğu anlaşılmaktadır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.12.2020 tarih 2020/2106 E. 2020/2190 K. sayılı kararı doğrultusunda ; davacı şirket açısından mevcut mali tablolar, davacı şirketin mevcut dönen ve duran varlıkları, stoklar, davacı şirketin Kurumlar Vergi Beyannameleri ve bilanço gelir tablosu mali verilerinin, firmanın faal olup olmadığının, mükellefiyetle ilgili güncel genel bilgilerin, beyanname verme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, işyeri adresinde yapılan son işyeri yoklama tutanağının, işyerinin, dükkan, depo, şube gibi işyeri olup olmadığının, muhtasar beyannamede yer alan toplam işçi sayısı ve fiilen davacı şirketin borca batık olup olmadığını tespit etmeye yarayacak tüm aktif ve pasiflerin rayiç değerleri ile ilgili inceleme yapılması, bizzat yerinde görülmek suretiyle güncel fiili batıklığın tespiti ile davacı şirketin borca batık olup olmadığı, batık ise hangi tutarda batık olduğu hususlarının fiili ve güncel olarak tespitinin araştırılması konularında mahkememizce resen seçilen bilirkişiler makine mühendisi …, yeminli mali müşavir … ve mali müşavir … vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor tanzim edilmesine karar verilmiştir.
14.04.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; borçlu şirketin beyannamelerinin elektronik ortamda verilmesi için … 2. İflas Dairesi tarafından atanan Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir tarafından şirketin iflas süreci boyunca KDV beyannameleri ile 2020 yılına ilişkin 3. Dönem kurumlar geçici vergi beyannamelerinin ilgili vergi dairesine verildiğini, borçlu şirketin KDV beyannamelerinin boş olarak verildiğini, iflas sürecindeki şirketin gayri faal olduğu, mevcut durum itibariyle herhangi bir çalışanının bulunmadığını, borçlu şirketin 24.09.2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre varlıklarının 952.894,21 TL, borçlarının 5.103.637,22 TL, özkaynaklarının (-) 4.150.743,01 TL olarak hesaplandığını ve bu kapsamda borçlu şirketin borca batık durumda olduğu, Ticaret Bakanlığının 26.12.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan tebliğ hükümlerine göre borçlu şirket yönünden borca batıklık hesaplamasında 1.151.867,25 TL’nin negatif değer olarak dikkate alınmaması durumunda dahi borçlu şirketin (-) 2.998.875,76 TL özkaynak toplamıyla borca batık durumda olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308. maddesinde, konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlığı ile konkordatonun tasdik edilmemesi halinde mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vereceği ve bu kararın 288’ci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirileceği, borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkemenin borçlunun iflasına karar vereceği belirtilmiştir.
Komiser heyeti görüşü ve bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davacı şirketin borca batık durumda olduğu, İİK 308. maddesi gereği iflas kararı verilebilmesi için doğrudan iflas sebeplerinden birinin mevcut olmasının yeterli olduğu ve davacı şirketin borca batık durumda olduğu anlaşılmakla davacının konkordatonun tasdiki talebinin reddine, davacı … ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) iflasına, iflasın 27.05.2021 saat 16:16 itibariyle açılmasına, iflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 Maddesi çerçevesinde ilan olunmasına ve İİK 288.maddesi gereğince iflas kararının ilgili yerlere bildirilmesine ve ilanına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının konkordatonun tasdiki talebinin reddine,
2- Davacı … ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) İFLASINA,
İflasın 27.05.2021 saat 16:16 itibariyle açılmasına,
Kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve … Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 Maddesi çerçevesinde ilan olunmasına,
İİK. 288.maddesi gereğince iflas kararının ilgili yerlere bildirilmesine ve ilanına,
Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının İstanbul İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Bu dava nedeniyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’den mahsubu ile kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve hazır bulunan alacaklı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/05/2021

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP