Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/75 E. 2020/176 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/75
KARAR NO : 2020/176

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 30/01/2020
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 20/10/2017 tarihinde “Danışma ve Yönlendirme Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmeye uygun olarak müvekkili şirketin davalıya ait çeşitli kampüslerde danışma ve yönlendirme hizmetlerini gerçekleştirdiğini, 01.01.2018 tarihinde müvekkili şirket ile davalı üniversite arasında yapılan Ek Protokolün 2. maddesi sözleşmenin 20 maddesinin değiştirilerek sözleşmenin herhangi bir ihbar veya ihtara gerek kalmadan 31.10.2018 tarihinde kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiğini, fakat sözleşmenin davalı üniversite talebi ile sona erdirilmediğini, bu süreç içerisinde davalı üniversite tarafından güvenlik işi ihalesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği davalı üniversite bünyesindeki görevine devam ettiğini, 01.11.2018 tarihinde Securiteam firmasının güvenlik ihalesini kazanamadığının bildirildiğini ve devamında 14.11.2018 tarihinde müvekkili şirketin davalı üniversitedeki görevinin sona erdirildiğini, dolayısıyla müvekkili şirket personellerinin işten çıkışlarının 14.11.2018’de ihbar süresi kullandırmanın mümkün olmadan yapıldığını, sözleşmenin 10.5 maddesinin “Kıdem, senelik izin ve joker personel maliyetleri, resmi ve dini bayram mesaileri … tarafından karşılanacaktır.” şeklinde olduğunu ve bu maddeden ihbar tazminatının müvekkili şirket yükümlülüğünde olmadığının açıkça anlaşıldığını, müvekkili şirket tarafından düzenlenen 14/11/2018 tarih ve … sıra numaralı fatura ile 19.11.2018 tarihinde davalı …’ a elden teslim edildiğini, faturaya davalı üniversite tarafından süresinde yapılan bir itiraz da bulunmadığını, itiraz süresi geçtikten sonra davalının … 60. Noterliğinin … tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile, 14/11/2018 Tarih ve A seri … sıra numaralı 133.422,22 TL. bedelli fatura içeriğine yansıtılan ihbar Tazminatı yansıtma bedeli olan 56.050,91 TL. + KDV fatura tutarına (süresi içinde olmayan ve hukuki dayanağı bulunmayan) itirazlarını gönderdiğini, bu ihtara müvekkili şirket tarafından tarafından … 31. Noterliğinin …tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarnamesi keşide edildiğini, müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmayınca … 3. İcra Müdürlüğü … Esas numaralı icra takibi başlatıldığını ve davalının takibe (kısmi) itiraz ettiğini, uyuşmazlığın çözülebilmesi adına …dosya ve … arabuluculuk numarası ile arabulucuya başvurulduğunu ve 16/04/2019 tarihinde “anlaşmama” tutanağı düzenlendiğini, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı, davalı ile arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlediğini belirttiği faturaya dayalı başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmektedir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, davacı TTK anlamında şirket ise de, davalı üniversite TTK m.16 kapsamında tacir niteliğine haiz olmayan vakıf üniversitesi niteliğindedir.6102 sayılı TTK’nın 4.ve 5.maddesi kapsamında davalı vakıf üniversitesi olması nedeniyle dava ticari dava niteliğinde değildir. 6335 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değişik 6102 sayılı TTK’nın 5.maddesi kapsamında ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, davalının vakıf üniversitesi olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. (Benzer yönde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29998 es., 2019/2550 kr. sayılı, 26/02/2019 tarihli, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2593 es., 2017/13551 kr. Sayılı, 09.10.2017 tarihli, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/3038 es., 2019/2246 kr.sayılı, 19/12/2019 tarihli ve de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/420 es., 2019/976 kr.sayılı ve 31/05/2019 tarihli kararları)
İcra dosyası ve sözleşme sureti de nazara alınarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre uygulanması gereken hükümlerin Türk Ticaret Kanununda düzenlenmediği anlaşılmakla bu dava mutlak ticari dava olarak da kabul edilemez.
Davacının iddiası, davanın konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı ve HMK. 138. maddesinde de dava şartlarıyla ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılmakla iş bu davanın mahkememizin görev alanında bulunmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu kanaatine varılarak, davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
İşbu davaya konu uyuşmazlık bakımından İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan görev – dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2. maddesi uyarınca, harç, masraf ve vekalet ücretinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tensiben karar verildi.11/03/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)