Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/700 E. 2021/755 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/700
KARAR NO : 2021/755

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 30/09/2011
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizin 16/05/2019 tarih 2014/794 E. 2019/485 K. sayılı kararı İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2020/1380 E. 2020/2040 K. sayılı kararı ile kaldırılmış olmakla, dosyanın yeniden mahkememizin esas sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … 4. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasındaki alacağı, takip alacaklısı … A.Ş.’den … 4. Noterliğince düzenlenen … tarihli temlikname ile temlik aldığını, temlikten sonra icra dosyasındaki takip yolunun değiştirilerek 12/08/2011 tarihinde davalı borçlu şirkete iflas ödeme emrinin gönderildiğini ve borç ödenmediği gibi herhangi bir itirazında yapılmaması nedeniyle iflas takibinin kesinleştiğini, 12/07/2011 tarihi itibariyle dosya borcunun 92.663,00 TL olduğunu, davalının borcunu ödemek için bugüne kadar herhangi bir girişiminin de olmadığını, yapılan araştırmada borca batık olduğu, hak ve alacakları üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu ve sicildeki adresini de terk ettiğinin tespit edilerek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Müdahil … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin … 3. ASHM’nin … E. sayılı dosyasında verilen kararın 10/03/2005 tarihinde kesinleştiğini ve bu ilam uyarınca davalı şirketten 183.988,00 USD ve 30.939,00 TL alacaklı olunduğunu, borçlu şirketin ilamın icrasına ilişkin alacakların tahsilini önlemek için mal varlığını muvazaalı işlemlerle üçüncü kişilere kaçırıp, gerçek dışı borçlar yaratmak suretiyle pasifini arttırarak aleyhinde danışıklı yapılan takiplere itiraz etmediğini, bu maksatla aynı şekilde daha önce … 2. ATM’nin … E sayılı dosyasında iflas davası ikame ettiğini, ancak mahkeme tarafından davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, aynı tarihlerde müvekkilinin, şirketin o tarihteki müdürleri … ve … aleyhinde .. 1. ATM’nin … E. sayılı dosyasında açtığı sorumluluk davasında, şirketin mal varlığını tasfiye ve muvazaalı işlemlerle üçüncü şahıslara devrettiği ve borçlarını ödeyemez hale getirildiğinin tespit edildiğini, anılan bu kararında Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, huzurdaki bu davada gerçekte mal varlığı bulunan borçlu şirketin gerçek dışı olan ve kolaylıkla ödeyebileceği bir alacak nedeniyle başlatılan danışıklı bir icra takibine bilerek itiraz etmediğini ve bu şekilde kesinleşen takipteki alacağını davacıyla anlaşarak iflas takibine çevirttiğini, alacaklı şirketin yönetim kurulu başkanı ve yetkilisi …’in sahte belgelerle genel kurulda seçilen yönetim kurulunun aldığı kararla davalı şirketin müdürü olarak tayin edildiğini, bu suretle hem alacaklı şirketin paydaşı ve yönetim kurulu başkanı, hem de borçlu şirketin genel müdürü olan …’in cüzi bu alacağı ödeyerek şirketin iflasına engel olmak yerine mal varlığını yetkilisi olmadığı halde düşük bedellerle huzurdaki bu davada davacı olan şirkete devrettiğini, takip konusu alacağın da muvazaalı olduğunu, iflas davasının da muvazaalı açıldığını, yenilenen icra dosyasında 29/07/2011 tarihinde alacağın temlik alınarak 08/08/2011 tarihinde iflas tarihine çevrilerek ödeme emri gönderildiğini ve ödeme emrinin gönderildiği adreste borçluyu temsil eden bir yetkili bulunmadığından ödeme emrine itiraz edilmeyeceği ve borcun ödenmeyeceğinden emin olduğunu ve sonrasında 30/09/2011 tarihinde bu davanın açıldığını ve dava açılmasından kısa bir süre sonra 17/11/2011 tarihinde davalı şirketin genel kurulunun yapıldığını ve bu genel kurulun davacı şirketin merkezinde gerçekleştirildiğini ve bu genel kurulda davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …’in genel müdür tayin edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil … vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava borçlu şirketin B tipi imtiyazlı pay sahibi olduğunu, şirketin yurtdışında mukim, hakim ortağı …’nin şirketin tamamını ele geçirmek maksadıyla müvekkillerine ait payların gerçekte kendisine ait olduğunu ileri sürerek … 2. ATM’nin … E sayılı dosyasında dava açtığını ve mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, takip konusu alacağın ve huzurdaki bu davanın muvazaalı olduğunu, davacının, davalı borçlu şirketin hakim ortağıyla birlikte hareket ettiği ve iflas ödeme emrinin gönderildiği adreste davalı şirketi temsil eden bir yetkilinin olmadığını ve borcun ödenmeyeceğini ve borca itiraz edilmeyeceğini bildiğini, 17/11/2011 tarihinde davalı şirketin genel kurulu yapıldığını ve TTK 370.maddesine göre sahte belgelerle yapılan bu genel kurulda müvekkili dahil hiçbir gerçek pay sahibinin çağrılmadığını ve toplantıya katılmadığını, sahte pay cetveli ve hazirun cetveline göre paydaş gösterilen kişilerin davacı şirketin yönetim kurulu başkanı … tarafından vekaleten temsil edilerek kararlar alındığını ve …’in genel müdür tayin edildiğini, adı geçen genel müdür tarafından davalı şirketin Eser İşletme belgelerin 5.000,00 TL gibi düşük bedelle kendisinin sahibi olduğu davacı şirkete devrettiğini, borçlu şirket aleyhine açılan bu davada borçlu şirketi temsil ederek menfaatlerini savunmadığını, davanın muvazaalı olduğunu belirterek reddine karar verilmesin savunmuştur.
Müdahil … Bankası A.Ş. vekili 19/12/2011 tarihli dilekçesiyle, müvekkili bankanın … Şubesi tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden davalı şirket yararına açılıp kullandırılan kredi hesabı nedeniyle alacaklı olduklarını belirtmiştir.
Davalı hakkında iflas davası açıldığına dair yapılan ilanın usulüne uygun yapılmamış olması sebebi ile; davalının tam ünvanı, ticaret sicil numarası ve adresi belirtilmek suretiyle İİK 158 ve 166. Maddeleri gereği ilan yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 15.04.2021 tarihli duruşma ara kararı gereğince gelecek celse tarihi itibariyle depo emrine esas alacak miktarının hesaplanması için dosyanın finans bilirkişisi …’e tevdiine karar verilmiş ve bilirkişi … tarafından sunulan 12.07.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; ara kararı uyarınca yapılan kapak hesabı sonucunda, bir sonraki duruşma günü 28.10.2021 itibariyle depo edilebilecek toplam alacak miktarının 135.108,69 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde,
Dava, adi iflas yoluyla yapılan takibin kesinleşmesi üzerine İİK 158.maddesine dayalı olarak açılan iflas davasıdır.
Dava, İİK’nın 158. Maddesi uyarınca kesinleşmiş icra takibi nedeniyle borçlunun iflasına ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle ticari merkezinin … adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede ve iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, iflas takibinin kesinleştiğinin İİK’nın 166. maddesinde belirtilen usulle ilan edildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 155. maddesi; “Borçlu iflas yoliyle takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur” hükmünü, aynı Yasa’nın 156/1 maddesi; “Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebilir.” hükmünü düzenlemektedir.
Ayrıca İİK’nın 158. maddesi gereğince; Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.
Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, mahkemece yalnızca takibin gerçekten kesinleşip kesinleşmediğini araştırır, alacaklının gerçekten alacaklı olup olmadığı, borçlunun borçlu olup olmadığı yönündeki savunmaları incelemez.
Diğer taraftan iflası istenen borçlunun diğer alacaklıları süresinde müdahale veya itirazda bulunarak borçlunun iflasını gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek iflas davasının reddini isteyebilirler. Bu durumda mahkemenin yapacağı incelemenin kapsamı konusunda İcra ve İflas Kanunumuzda açıklık bulunmamaktadır. Diğer alacaklılar alacaklı ve borçlunun birlikte hareket ederek iflas kararı almaya çalıştığını, davacı ve davalı arasında gerçek bir borç ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek iflas talebinin reddini isteyebilirler. Bu durumda takip konusu alacağın gerçek olup olmadığı gerektiğinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak saptanmalıdır. (Adnan Değnekli, Türk Hukukunda Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip, 2015 Baskı, sh 88)
Davanın dayanağı takip dosyasının tetkikinden ; davacı tarafından 21/09/2004 tarihinde genel haciz yolu ile takip talebinde 20.735,30 TL ( 20.735.304.601-Eski Türk Lirası ) asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 reeskont faizi yürütülerek tahsilinin talep edildiği, takip konusu alacağı temlik alan davacının İİK 43.maddesi kapsamında takip yolunu değiştirdiği, iflas yolu ile takip için düzenlenen takip talebi ve ödeme emrinde bu kez 20.735,30 TL asıl alacak ile 68.498,07 TL işlemiş faiz alacağının, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %48 faiz yürütülmesi suretiyle tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
İİK’nun 43.maddesi uyarınca takip yolunun, iflas yolu ile takiple değiştirilmesi halinde, takip yolunu değiştirmek isteyen alacaklının başvurusu üzerine icra müdürünün önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun bir ödeme emri düzenleyip borçluya göndermesi gerekmektedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/04/2013 tarih 2013/1941 E. 2013/2626 K. sayılı ilamı; “İİK’nın 43. maddesine göre, iflasa tabi borçlu aleyhine haciz veya iflas yollarından birinin seçilmesi mümkündür. Bu yollardan birini seçen alacaklı, bir defaya mahsus olmak üzere takip yolunu değiştirebilir. Bu imkanı kullanmak isteyen alacaklının takip yolunu değiştirdiğine ilişkin dilekçe vermesi yeterlidir. Başvuruyu alan icra müdürü, önceki takip talebi ve ödeme emrine uygun olarak bir ödeme emri düzenleyip borçlu veya borçlulara göndermelidir. Somut olayda davacı, takip yolunu değiştirmişse de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipteki ödeme emrindeki borç miktarı ile iflas ödeme emrindeki borç miktarı aynı değildir. Bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir. Somut dosyada; ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarlar farklı olup iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrinin İİK’nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı , iflas yoluyla ödeme emrindeki borç miktarı ile haciz yoluyla ödeme emrindeki borç miktarının aynı olmadığı bu sebeple davacının iflas talebinin reddine dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan peşin olarak yatırılan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 40,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilleri Av. …, Av. …, asli müdahil … vekili Av. …, asli müdahil … vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/11/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …