Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/699 E. 2023/680 K. 06.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/699 Esas
KARAR NO : 2023/680

DAVA : Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …A.Ş.’nin 19 Mart 2018 tarihinde yapılan 2017 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan 5 nolu genel kurul kararı ile davalı şirket yönetim kurulunda …, … ve … A.Ş. ile birlikte davacı …’ın bir yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyesi olarak oybirliği ile seçildiğini, 19 Mart 2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı kurul kararı ile yönetim kurulu başkanına aylık 240.000,00TL net ücret, yönetim kurulu başkan yardımcısına aylık 70.000,00TL net ücret, …’a 28.000,00TL net ücret ve … A.Ş. temsilcisi …’ye 50.000,00TL net ücret ödenmesine oybirliği ile karar verildiğini, 19 Mart 2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı kararda ayrıca 2017 yılı performanslarından dolayı davacı ile birlikte … ve …’ye ayrı ayrı 750.000,00TL net prim ödenmesine oybirliği ile karar verildiğini, 19 Mart 2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kurul kararında ise davalı şirketin 2016 ve 2017 yılları kârlarından net 12.910.940,07TL ve emisyon primleri hesabından 26.278.059,93TL olmak üzere toplam net 39.189.000,00TL kâr dağıtımı yapılmasına karar verildiğini, 19 Mart 2018 tarihli genel kurul toplantısında yapılan yönetim kurulu seçiminin akabinde alınan 20 Mart 2018 tarih ve 3 numaralı yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeleri arasında görev taksimi yapıldığını ve …’nin yönetim kurulu başkanlığına, davacının ise yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiğini, davalı Şirketin % 100 pay sahibinin … Anonim Şirketi olduğunu, davacının … Şirketi’nin % 100 iştiraki olan davalı şirketin hem kurucu ortağı hem de halihazırda … Şirketi üzerinden dolaylı pay sahibi olduğunu, davalı Şirket ve onun % 100 payına sahip … Şirketinin …’ne ait … Şirketleri’nden olduğunu, davacının bilgisi olmadan davalı şirketin 3 Ekim 2018 tarihinde TTK 416’ya göre çağrısız yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında bu yönde bir ihtiyaç ya da haklı bir sebep de bulunmamasına rağmen yeniden yönetim kurulu seçimine gidilerek davacının yönetim kurulu üyeliğine son verildiğini, diğer yönetim kurulu üyelerinin yeniden üç yıl süre ile görev yapmak üzere seçilmesinden sadece davacının yönetim kurulundan uzaklaştırılmasının amaçlandığının anlaşıldığını, davacı tarafından davalı şirket ile yönetim kurulu üyelerine hitaben … 37. Noterliği’nden gönderilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede 03 Ekim 2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı ve bu toplantıda alınan kararların “yok hükmünde” olduğu belirtilerek maddi ve manevi tazminat haklarının saklı olduğunun belirtildiğini, TTK madde 364/2 hükmünde anonim şirket yönetim kurulu üyesinin haksız azli sebebiyle tazminat talep edebileceği düzenlemesine yer verildiğini, yerleşik yargı içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davacının yönetim kurulu üyeliği görevinin davalı şirket tarafından yasaya ve usule aykırı bir şekilde geçerli bir sebebe dayanmaksızın sona erdirilmesi karşısında bakiye görev süresi için tahakkuk edecek ücretini de TTK madde 364/2 hükmü gereği tazminat olarak talep edebileceğini, dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını, net 70.000,00TL’den tahakkuk eden toplam ücret alacakları ve 2017 performansından dolayı 750.000,00TL net prim alacağının da halen ödenmediğini, bu alacakların tahsili için başlatılan … 3. İcra Müdürlüğü nezdindeki … Esas sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı icra takibi başlatılmış ise de bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini beyan ederek; davanın kabulü ile maddi ve manevi tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 20 Mart 2018 tarihinde şirket yönetim kurulu başkan yardımcılığına getirilen davacının, yönetim kurulu üyeliğinin haksız ve kötü niyetle sona erdirildiği 3 Ekim 2018 tarihinden itibaren TTK madde 364/2 hükmü gereği bakiye görev süresi için tahakkuk edecek ücreti dikkate alınarak hesaplanması gereken net 350.000,00TL (aylık 70.000,00 TL net ücret üzerinden) tazminat alacağının, bu alacağa temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda yıllık kanuni faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının kendisini başarılı addettiği sürecin huzurdaki dava ile ilgisi bulunmadığını, 2018 mali yılının 2017 mali yılı kadar parlak geçmediğinin görülmesi üzerine tasarruf tedbirlerinin alındığını ve Davacının da bu tedbirler hususunda mutabık olduğunu, davacının, davalı şirketin ekonomik durumunun sorumlularından biri olduğunu, davacının yönetim kurulu üyeliğini gerektiği gibi yapamayacağı ve davalı şirkete gereken zamanı ayıramayacağını, davacının işbirliğine yanaşmayan katı bir tutum çizdiğini, davalı şirketin işlerinin durma noktasına geldiğini, davacının görevini devam ettirmeme iradesi gösterdiğini, davalı şirketin yönetim kurulunun toplanamaması karar alamaması veya kilitlenmesinin önüne geçilmesi için davacının üyeliğine son verildiğini, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu diğer şirketler sebebiyle Davalı Şirketin yönetim kurulu toplantılarına katılma arzusunun da bulunmadığını, davacının yönetiminde olduğu diğer şirketlerden daha yüksek ücretler alması sebebiyle Davalı Şirketteki görevinin kendisi için ikinci planda olduğunu, davacının yönetim kurulundaki görevinden kendi menfaatleri için affedildiğini, TTK uyarınca genel kurulun azil yetkisini kullanırken herhangi bir neden göstermek zorunda olmadığı ve haklı sebebe dayanmayan azil kararının da geçerli olduğunu, davalı Şirketin 3 Ekim 2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 416 hükmü çerçevesinde çağrısız yapıldığını, 3 Ekim 2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında mevcut yönetim üyelerinin görevden alındığı ve daha önce yönetim kurulu üyelerine ödenmesi kararlaştırılan prim ödemesinin tasarruf kapsamında ileri bir tarihe ertelendiğini, davacıya yapılacak prim ödemesinin ertelenmesinin dava ile ilgisinin bulunmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hakkı kabul edilse dahi temerrüt tarihinin dava tarihi olabileceği ve davacının diğer şirketlerdeki görevleri gereği almakta olduğu ücretler ve primler dikkate alınarak indirime gidilmesi gerekeceğini, davalı şirketin tek pay sahibinin … A.Ş. (“…”) olduğu ve bu iki şirket arasında şirketler topluluğu ilişkisinin bulunmadığını, … 6 Ağustos 2019 tarihli genel kurul toplantısın dava ile ilişkisi olmadığını, … karşı açılmış diğer davaların da dava ile bir ilgisinin bulunmadığı ve ihtiyati tedbir talebi bakımından kanunda aranan şartların bulunmadığını beyan ederek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın davacının davalı şirket tarafından haksız olarak görevden alındığı iddiası ile bakiye görev süresi nedeniyle uğranılan zararın tespiti ile tahsili noktalarından kaynaklandığı görülmektedir.
Davacının tazminata konu alacağının 3 Ekim 2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağı ile TTK m.416 kapsamında çağrısız yapılan toplantıda mevcut yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmalarına karar verilmesine dayandığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 01/11/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle, dava dilekçesinin neticei talep kısmında (tedbir talepleri hariç olmak üzere) 350.000,00 TL tazminatın yasal faiz ile birlikte ödenmesini davalı şirket adına vekaleten kabul ettiğini beyan ettiği; davalı vekilinin vekaletnamede kabul yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; Davacı tarafça açılan davanın 01/11/2023 tarihli dilekçe ile davalı vekili tarafından kabul edildiği anlaşılmakla, davacı tarafın davasının kabul nedeniyle kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davasının 6100 Sayılı Kanunun 308.md uyarınca KABUL NEDENİYLE KABULÜNE,
2- 350.000,00 TL tazminatın 03/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 23.908,50 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 5.977,13 TL peşin harçtan mahsubu ile noksan kalan 17.931,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 54.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan toplam 14.982,60 TL yargılama gideri, 54,40 TL başvuru harcı, 5.977,13 TL peşin harç toplamı 21.014,13 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
dair tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere karar verildi. 06/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır