Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/669 E. 2021/108 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/647 Esas
KARAR NO : 2021/81 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/10/2009 tarihinde davacıların destekleri …’nın işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile sürücüsü … olan … plakalı aracın çift taraflı trafik kaza yapması neticesinde davacıların desteği olan …’nın vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle davacı … (desteğin eşi), … (desteğin kızı), … ve …’nın (desteğin oğulları) müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, bu nedenle destek tazminatı miktarlarının tespiti ile poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … için 2.000,00 TL, … için 2.000,00 TL, … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 15.06.2009 tarihinde tanzim edilen … vadeli … poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigorta güvencesine alındığını, dava konusu trafik kazasının davacıların murisi …’nın tam kusuru sonucu meydana gelmesi nedeniyle teminat dışı bulunduğunu, teminat dışı olan bir tazminat nedeniyle müvekkili şirketin mesuliyeti bulunmadığını, söz konusu trafik kazasının davacılar murisinin tam kusuru sonucu meydana geldiği için teminat dışı talep konusunun reddine, her halde haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK m.53’de düzenlenen ölüm nedeniyle yoksun kalınan destek tazminatının tahsili davasıdır.
Davacılar, 20/10/2009 tarihinde destekleri …’nın işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile sürücüsü … olan … plakalı aracın çift taraflı trafik kaza yapması neticesinde desteklerinin vefat ettiğini, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile davalı … tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle davacı … (desteğin eşi), … (desteğin kızı), … ve …’nın (desteğin oğulları) müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını, bu nedenle destek tazminatı miktarlarının tespiti ile poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik … için 2.000,00 TL, … için 2.000,00 TL, … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Destekten yoksunluk tazminatının tahsilatı davalarında hak sahibinin tazminat alacağı, desteğin somut aktif dönem kazancı herhangi bir arttırım ve indirim yapılmaksızın, soyut aktif ve pasif dönem kazancı ise Yargıtay 1994 Ocak ayından beri “her yıl arttır her yıl eksilt = progresif rant tekniği”‘ne göre hesaplanıp (HKG 01/11/1995 tarih, 1995/9-679 E. ve 1995/898 K.) hak sahipleri arasında paylaştırılarak bulunmaktadır. Bu kapsamda olmak üzere davacıların zararının 2918 sayılı yasanın kaza tarihinde yürürlükte olan hükümlerine ve bu yasada hüküm olmaması halinde 6098 sayılı TBK’nın 49 v.d maddelerine göre belirlenmesi gerekir.
Dosya içerisinde örneği bulunan nüfus kayıt örneğinden destek ile davacılar arasında eş, çocuk, anne ve baba sıfatı olduğu için davacılar ile müteveffa arasında desteklik durumunun mevcut olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacıların yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Kusur bilirkişisi İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Yüksek Müh. …, tazminat hesap uzmanı … ve sigorta hukukçusu …’ten alınan 07/09/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu ile; vaki kazada … plakalı araç sürücüsü müteveffa destek …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, diğer sürücü …’ın ise kusursuz olduğu, davacılardan eş …’nın vaki ölüm nedeniyle yoksun kaldığı destek tazminatının asgari ücrete göre 99.215,55 TL, emsal ücrete göre 142.458,86 TL, davacı kız …’nın vaki ölüm nedeniyle yoksun kaldığı destek tazminatının asgari ücrete göre 99.215,55 TL, emsal ücrete göre 25.178,44 TL olduğu, diğer davacı erkek çocuklarının reşit olmuş olmaları nedeniyle destekten yoksun kaldıkları bir tazminat olmadığı, davalı … şirketinin 14/05/2013 tarihinde temerrüde düştüğü, meskur poliçe nedeniyle davalı … şirketinin sorumluluğunun 150.000,00 TL ile sınırlı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 30/12/2015 tarih 2014/951 Esas ve 2015/821 Karar sayılı kararı ile; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Her ne kadar davalı taraf özetle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; dava konusu olayın davalı … tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı davacıların murisinin yönetimindeki aracın dava dışı sürücü … yönetiminde aynı istikamette gitmekte olan … plakalı aracın sol arka kısmına çarpması neticesinde …’ nın vefat etmesinden kaynaklandığı,davacı tarafın Hukuki dayanağının ZMMS poliçesi olduğu,vefat eden kişinin kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu bulunduğu,
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm sebebiyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı;dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı … şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacıların davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri kabul edilmiş olmakla birlikte davacılar … ve …’ ın rüşt yaşını ikmal ettikleri ve vefat eden babalarının desteğine ihtiyaçları olduğunu kanıtlar delil elde edilmediğinden onlar hakkında ki davanın reddine karar verilmiştir.Diğer davacılar için Bilirkişi raporuyla belirlenen tazminat miktarının hesaplanmasının mahkememizce yerinde görüldüğü anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile davacılar … ve …’ nın açmış oldukları davalarının reddine, davacı …’ nın davasının kabulü ile 142.458,86TL Destekten Yoksun Kalma tazminatın 14/05/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,(Diğer davalı …’ ya verilecek bedel ile toplam 150.000.TL. yi geçememek üzere), davacı …’ nın davasının kabulü ile 25.178,44.TL Destekten Yoksun Kalma tazminatının 14/05/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,(Diğer davalı …’ ya verilecek bedel ile toplam 150.000.TL. yi geçememek üzere) karar verilmiştir.
Davalı vekilinin iş bu karar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurması akabinde Yargıtay 17. HD’nin 23/01/2019 tarih 2016/5078 Esas ve 2019/595 Karar sayılı kararı ile; ” Somut olayda, 07.09.2015 tarihli aktüer raporunda asgari ücrete göre ve … ve Nakliyat İş Sendikasına yazılan müzekkere cevabına göre olmak üzere 2 seçenekli hesaplama yapılmış, mahkemece emsal ücret araştırması cevabına göre yapılan hesaplama hükme esas alınmıştır.
Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, SGK’ dan desteğin gelir durumuna ilişkin belgelerin getirtilerek, gelirinin somut delillerle ortaya konulması, gelire ilişkin somut delil yok ise, desteğin kendisine ait kamyonla taşıma işi yaptığı, yerine başkasının çalıştırılarak işin devam ettirilebileceği göz önüne alınarak buna göre değerlendirme yapılması ve belirlenecek gelir durumuna göre hesaplama yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-2918 sayılı KTK’nun 96. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği” hükme bağlanmıştır.
KTK’nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda; davacılar desteği … %100 kusurundan meydana gelen çift taraflı kazada vefat etmiştir. Davalı …, tam kusurlu olan desteğin aracının zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacılar vekili, ıslah dilekçesi ile; bilirkişi incelemesi sonucunda davacı eş …’nın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 142.458,86 TL, kızı …’nın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının 25.178,44 TL olduğunu, alacaklarını dava dilekçesindeki taleplerine ek olarak 142.000,00 TL arttırarak, poliçe kapsamı olan 150.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş, mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda yukarıda yazılı maddi tazminat miktarlarının toplam 150.000,00 TL yi geçmemek üzere kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece bu şekilde oluşturulan hüküm infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine de aykırılık teşkil etmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; hak sahibi durumuna göre raporda hesaplanan toplam tazminat, davalı … şirketinin düzenlediği ZMSS poliçesindeki 150.000,00 TL’lik limiti aştığı için, tüm hak sahiplerinin payları dikkate alınıp tazminatlarının hesaplanması ve tüm hak sahipleri arasında garameten paylaştırma yapılması konularında, ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru değildir.
4- Kabule göre de; davacılar dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL destek tazminatı talebinde bulunmuş, aktüer raporunda davacılardan desteğin eşi Şerife ve kızı Hayriye için hesaplanan tazminat toplamı poliçe limiti 150.000,00 TL nin üzerinde olduğundan davacılar vekili tarafından ıslah dilekçesi ile talep, dava dilekçesindeki alacağa ek olarak 142.000,00 TL artırılarak 150.000,00 TL ye tamamlanmıştır.
Mahkemece kurulan hükümde ise; davacılar … ve …’ın reşit olmaları sebebiyle davalarının reddine karar verilmiş olmasına karşın, davacı … ve … için aktüer raporunda hesaplanan miktarlara poliçe limiti olan 150.000,00 TL yi geçmemek kaydıyla hükmedilmiş olup, … ve … yönünden reddedilen toplam 4.000,00 TL maddi tazminat düşülmemiştir.
O halde mahkemece ıslah ile talep edilen 150.000,00 TL den reddedilen 4.000,00 TL düşülerek kalan miktara hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile H.M.K’nin 26.madde hükmüne aykırı olarak talepten fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma akabinde mahkememizin 2019/647 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada 04/03/2020 tarihli ara kararı ile Yargıtay bozma ilamı usul ve esas bakımından yasaya uygun bulunarak bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozmaya uygun olanak SGK’ya yazı yazılarak müteveffanın kaza tarihindeki prime esas kazancının sorulmasına karar verildikten sonra aktüer hesap bilirkişisi …’tan alınan 04/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile; SGK’ya bildirilen prime esas kazanç nazar alınmak suretiyle yapılan hesaplamada davacı eş …’nın müteveffanın vefatı nedeniyle yoksun kaldığı kazancının 181.909.00 TL ve kızı …’nın ise yoksun kaldığı kazancının 10.384,05 TL olduğu tespit edilmiştir.
Ancak mübrez sigorta poliçesi ile davalı … şirketinin sorumluluğunun 150.000,00 TL ile sınırlı olması nedeniyle davacı vekilinin 08/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesi ile her bir davacı için 2.000,00 TL olmak kaydıyla talep ettiği 8.000,00 TL dışında müdeabbihi 142.000,00 TL arttırmak suretiyle toplam 150.000,00 TL’nin 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olması karşısında taleple bağlılık ilkesi gereği davacı …’nın davasının kabulü ile, 138.115,83 TL’nin 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile bu davacıya verilmesine, davacı …’nın davasının kabulü ile 7.884,17 TL’nin 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile bu davacıya verilmesine, davacılar … ve …’nın davalarının ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli dilekçesi ile Yargıtay denetiminden geçmiş olan hükümle avans faizine hükmedilmiş olmasına rağmen ve bu yönde de herhangi bir bozma olmadığından usulü kazanılmış hak kapsamında kısa karardaki faiz türünün avans faizi olarak düzeltilmesi yönünde talepte bulunmuş olması ve bozma ilamı incelendiğinde Yargıtay denetiminden geçen hükümle avans faizine hükmedilmiş olduğu halde ve bu konuda herhangi bir bozma olmadığı için bu durum usulü kazanılmış hak olmasına rağmen kısa kararda yasal faize hükmedilmiş olması 6100 sayılı HMK m.304 kapsamında maddi hata niteliğinde olduğundan kısa karardaki “yasal” ibaresinin “avans” olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar … ve … yönünden davanın REDDİNE,
2-Davacı …’nın davasının KABULÜ İLE;
138.115,83 TL’nin 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı …’nın davasının kabulü ile 7.884,17 TL’nin 14/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.975,99 TL nispi karar harcının, 27,35 TL peşin harç ve 485,01 TL ıslah harcı toplamı 512,36 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 9.463,63 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar … ve … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.823,80 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılar … ve …’ya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılar … ve …’dan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 1.703,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.614,97 TL yargılama gideri ile 27,35 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı ve 485,01 TL ıslah harcı toplamı 2.151,63 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 15,50 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 0,71 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 27,35 TL
Karar Harcı : 9.975,99 TL
Islah Harcı : 485,01 TL
Noksan Harç : 9.463,63 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.099,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.500,00 TL
Posta Giderleri : 218,50 TL