Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 E. 2020/530 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/656 Esas
KARAR NO : 2020/530

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/02/2016
KARAR TARİHİ : 23/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı … Ltd. Şti’nin Türk Patent Enstitüsü nezdinde marka ve patent iş ve işlemlerinin yerine getirilmesini ve takibini sağlayan ülkemizin en eski sınai mülkiyet firmalarından olduğunu, davacının sadece yurt dışı patent şirketleri ile çalıştığını ve yazışmaların e-mail yolu ile gerçekleştirildiğini, davalının davacı şirkette SGK’lı olarak çalışmakta olduğunu, Türk Patent Enstitüsü nezdinde davacıyı temsil etmek için marka ve patent vekilliği görevini ifa ettiğini, davacı şirketin zaman içerisinde işlerinde azalmalar başladığını, gelirler ve davaların azaldığını, davalı ile yapılan görüşmelerde de bizzat davalı artık müşterilerin şirketin ücretlerini fazla bulduğunu ve bu nedenle şirketle çalışmayı tercih etmediklerini belirttiğini, oysa ki davacı yapılan işlemleri kontrol ettiğinde anladıkları üzere davalının tüm müşteri ve müvekkil kitlesini zamanla kendi uhdesinde bulunan ve marka patent vekilliği hizmeti de verdiği “… Hukuk Bürosu’na aktarmaya başladığını, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra hiçbir izin almadan ve bildirimde bulunmadan haksız ve hukuka aykırı olarak davacının e-maillerine ve dolayısı ile de şirket sırlarına eriştiğini, şirketin bütün yazışmalarını kontrol ettiğini, tüm sırlarını bildiği gibi kendisi dışında başkaca işlem yapılmasını da engellediğini, bu tespitler sonucu davalının iş yerindeki çalışan statüsü gereği …’ın iş akdinin feshedildiğini, aynı zamanda bizzat davalının Türk Patent Enstitüsündeki şirketi temsilen yerine getirdiği marka ve patent vekilliği görevinden istifa ettiğini, ayrıca davacının bizzat çalıştığı müşterilerini kendisine ait “…” adlı internet sitesinde “referans listesi” olarak ifşa ettiğini, yani müvekkilinin müşterilerini kendi müşterileriymişçesine üçüncü şahıslara ifşa ettiğini, haksız rekabet eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle davacı aleyhine gerçekleşen haksız rekabet eyleminin tespiti ile men’ine, masrafları davalıdan alınmak sureti ile hükmün kesinleşmesiyle birlikte ilanına, ileride artırma hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00-TL’lik maddi tazminat bedelinin haksız eylem başlangıç tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacı şirkete ait ticari itibar kaybını ve manevi zararların tazmini için BK49 maddesi yarınca haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte 100.000,00-TL manevi tazminat bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Mart 2013-Eylül 2015 tarihleri arasında sadece TPE nezdindeki işlemlerle sınırlı olmak üzre marka vekilliği ve patent vekilliği görevi yaptığını, bir diğer ifade ile davacı firmanın TPE nezdindeki işlemlerini takip etmek ve yürütmek ile görevli olduğunu, davacı şirketin dava alma ve dava takip etme yetkisi olmadığından rekabet olgusu dışında olduğunu davanın bu yönüyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacı şirkette çalıştığı dönemde davacı şirket bünyesindeki hiçbir şirketin marka patent vekilliğini yürütmediğini, bu hususun TPE kayıtlarından tespit edilebileceğini ve davacının bu yönde sunabileceği hiçbir delil olmadığını, davacı şirketten ayrıldıktan sonra ise davacı ile geçmişte çalışan bazı firmaların, kendisinin marka vekili olması nedeni ile ve çok haklı gerekçeler ile işlemlerini kendisi ile yürütmek istediklerini, davacı şirketin iş yaptığı firmaların yaptıkları işlemlerin durağan işlemler olmadığını, hak kaybı olmaması açısından en az 14 iş günü kapalı kalacağı kesin olmadan davacı firmanın müvekkillerini uyarmasının zorunlu olduğundan bahisle davanın konusunun haksız rekabet olduğunu, … firmasının avukatlık yapamayacağı için dava takip konularında gelir düşmesinden bahsederek bir talepte bulunamayacağını, bunun yasa dışı olduğunu, bu alanda bir rekabet olamayacağı için haksız rekabetin de bulunamayacağını, firmanın marka vekilliği ile ilgili kendisi ile daha sonradan çalışan firmaları gerekçe göstererek tazminat talebinde bulunmasının haksız olduğunu, davanın tümden reddini, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesini ve davacı şirket ve yetkilileri hakkında cezai ve tazmin talep haklarının saklı kalması kaydı ile talep etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 22/10/2020 tarih, 2020/926 Esas – 2020/1952 Karar sayılı İlamı ile İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmiş olmasına karşın, İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunca dosyanın sehven mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosyanın İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 22/10/2020 tarih, 2020/926 Esas – 2020/1952 Karar sayılı İlamı ile İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmiş olmasına karşın, İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosunca dosyanın sehven mahkememize gönderildiği anlaşılmakla, dosyanın İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Esasımızın bu şekilde kapatılmasına,
Mahkememizin kararının esas ve usule yönelik bir karar olmadığından kesinleşmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 24/11/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır