Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/610 E. 2022/167 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/610
KARAR NO : 2022/167

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 13/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı müflisten olan alacaklarının tahsili için … 1. İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile iflas mamasına yapmış oldukları … kayıt nolu alacak kaydı taleplerinin iflas idaresi tarafından reddedildiği, müvekkilinin meşru ve hukuka uygun olarak hisse senedine yapmış olduğu yatırımın yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yapılmış olduğu, somut reel ve gerçek bir alacak olduğu, taleplerinin reddedilmesinin yasal mevzuata aykırı olduğu, iflas idaresi tarafından ret için herhangi bir gerekçe gösterilmediğini talep ve dava etmiştir.
Davalı Müflis … Bankası A.Ş. İflas Dairesi vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; müflis bankanın yönetimine … (…) tarafından el konulmasına, iflasen tasfiyesine karar verilmesine ve alacaklılar sıra cetveline kayıt koşullarına dair açıklamalar yapıldıktan sonra davacının talebinin hisse senetlerine dayandığını, hisse senetlerinin alacak hakkı sağlamadığı, hisse senetlerine dayanarak yapılan alacak kaydı talebinin reddi gerektiğini, İİK 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ise davanın öncelikle usulden reddini, dava süresi içerisinde açılmış ise izah edilen nedenlerle davanın esastan reddini, müvekkili müflis bankanın harçtan muaf olduğunu, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, İİK. 235. maddeye dayalı olarak açılan kayıt kabul davasıdır.
Uyuşmazlık, davacının müflis bankadan hisse senetlerinden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, dava şartlarının mevcut olup olmadığı konularından ibarettir.
Mahkememizin 04/03/2021 tarihli celse 4 nolu ara kararı ile davacının hisse senetlerinden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa iflas tarihi itibariyle miktarı konusunda rapor tanzim edilmesi için dosyanın bir bankacı ve bir … konusunda uzman bilirkişiye tevdine karar verildiği ve bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 13/01/2022 tarihli raporda özetle; davacının sıra cetveline kayıt için talebine dayanak teşkil eden hisse senetlerinin alacak hakkı vermediği, müflis banka sermayesindeki payı oranında temettü veya tasfiye payından hak talep etme imkanı olmakla birlikte talep konusu alacağın temettü alacağı olmadığını, tasfiye payından bir hak talep edilebilmesi için müflis bankanın tasfiyesinin sonuçlanmasını, tasfiye bakiyesi olarak pay sahiplerine dağıtılabilecek bir malvarlığının mevcut olması gerektiğini, müflis bankanın iflasen tasfiyesi devam ediyor olmakla bu aşamada bir tasfiye bakiyesi alacağının var olup olmadığının tespitinin teknik olarak ve hukuken mümkün olmadığını, ayrıca dava konusu talebin bir tasfiye bakiyesi alacağı da olmadığını, tarafların masraf, tazminat, vekalet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin mahkememizin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 379-389. maddelerinde, belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK’nın 480/3. maddesinde ise, “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, anonim şirket ortağı ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nın 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkün olup , TTK’nın 480/3 ve 379. maddeleri uyarınca, ortakların hisse bedelini geri istemeleri mümkün olmadığı gibi, anonim şirketlerin de kendi hisse senetlerini geri alabilmeleri mümkün olmadığından hisse senedi bedelinin iflas masasına kayıt talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, iflas idaresi vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/02/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …