Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/61 E. 2022/421 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/61 Esas
KARAR NO : 2022/421 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında “Malzeme Satış Sözleşmesi” imzalandığını ve sözleşmede belirtilen ürünlerin müvekkili şirket tarafından tedarik edilmesi hususunda mutabık kalındığını, sözleşmenin 5. maddesinde yazılı ürünlerin, davalı şirketin yer aldığı “…” projesi kapsamında tedarik edilerek projenin yürütüldüğü … adresine teslim edildiğini, davalının ürünlerin karşılığı olan ödemeleri yapmadığını, alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine … 33. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası üzerinden 299.529,42 TL’lik icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının 299.529,42 TL’lik borcunun bir kısmını müvekkili şirkete ödediğini ve bakiye 102.555,81 TL’nin ödenmediğini, davalının itirazının haksız ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkili arasında yapılan malzeme satış sözleşmesinden dolayı oluşan borcun tamamının takipten önce ödendiğini, bu nedenle takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.67’de düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında malzeme satış sözleşmesi yapıldığını,
Dava dosyasına celp edilen … 33. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı/ borçlu aleyhine ilamsız yolla, 10/09/2019 tarihinde 6 adet faturaya dayalı olarak, 277.557,80 TL asıl alacak, 21.973,62 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 299.529,42 TL’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %19.50 avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/ borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak iş bu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İhtilaf, davalının takipten önce ödeme yapıp yapmadığı, yaptı ise takip sebebi itibariyle davacının davalıdan alacağı kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Ancak taraflar arasındaki ilişkin kapsamında tahakkuk eden alacak miktarı ile bu alacaktan kaynaklanan borcun ödenip ödenmediği hususlarının tespiti için taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiğinden mahkeme 6100 sayılı HMK m.222 gereği resen taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesine ve taraf ticari defter ve belgelerinin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkeme m.266 gereği resen bilirkişi incelemesi yaptırma yetkisine sahiptir.
Bu kapsamda yeminli mali müşavir bağımsız denetçi …’den alınan 25/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; taraf defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, bu nedenle defterlerin ilgililer lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, taraflar arasında 01/03/2019 tarihli Malzeme Satış Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından 2019 Mart – Mayıs aylarında 5 adet faturaya konu ve toplam bedeli 277.555,85 TL olan malın satıldığı, satış bedelinin 175.000,00 TL’sinin 17/05/2019 tarihinde alınmış olan çekler aracılığıyla tahsil edildiği, bakiye 102.555,85 TL alacağın kaldığı tespit edilmiştir.
Dosya içerisine örneği alınan 10/02/2020 tarih – … seri nolu tahsilat makbuzu ile, davacının bakiye 102.555,85 TL alacağa mahsuben davalıdan 04/07/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL,06/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 20/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 27/06/2020 vade tarihli ve 25.637,00 TL olmak üzere toplam 102.550,85 TL miktarlı alacağı teslim almış olduğu bonolarla tahsil ettiği görülmektedir. Bu kapsamda davacı vekilinin 23/06/2020 tarihli duruşmada bilirkişi tarafından tespit edilen bakiye alacaklarına mahsuben 4 adet senet aldıklarını beyan etmiş olması karşısında 15/12/2021 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile senetlerin ibrazı için davacı vekiline süre verilmiş ve davacı vekili ödenmemiş olan iki adet bonoyu dava dosyasına ibraz etmiş ve iki adet senet mahkememizin … nolu kasasına alınmıştır.
Bu kapsamda bilirkişiden alınan ek rapor ile; davacının dava tarihi olan 24/01/2020 tarihi itibariyle davalıdan 102.555,85 TL alacaklı olduğu ve ancak davacının iş bu davayı ikame ettikten sonra davalıdan 10/02/2020 tanzim tarihli 04/07/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL,06/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 20/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 27/06/2020 vade tarihli ve 25.637,00 TL olmak üzere toplam 102.550,85 TL miktarlı 4 adet bono aldığı, bu senetlerden 20/06/2020 vadeli ve 25.637,00 TL miktarlı bono ile 06/07/2020 vadeli ve 25.638,00 TL miktarlı iki adet bononun ödenmiş olduğu, bu nedenle davacının davalıdan 51.280,81 TL alacağı kaldığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya, takip dosyası ve alınmış olan bilirkişi kök ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki malzeme satış sözleşmesi nedeniyle davacının davalıya mal teslim ettiği ve ancak davalının teslim edilen mal bedeli olan toplam 277.555,85 TL’yi ödememiş olması nedeniyle davacının davalı aleyhine 10/09/2019 tarihinde …. 33. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığı, bu takibin başlatılmasından sonra davacının davalıdan takibe konu asıl alacağa mahsuben 175.000,00 TL değerinde çek ve tanzim tarihleri 10/02/2020 olan 04/07/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 06/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 20/06/2020 vade tarihli ve 25.638,00 TL, 27/06/2020 vade tarihli ve 25.637,00 TL olmak üzere toplam 102.550,85 TL miktarlı 4 adet bono aldığı, çek karşılığının 26/10/2019 tarihinde ödendiği ve ancak davacının kendisine verilen bonoların vadesini beklemeden 24/01/2020 tarihinde bonolara konu asıl alacağa denk gelen 102.155,81 TL için iş bu itirazın iptali davasını açmış olduğu görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2019 tarih 2017/13-662 Esas ve 2019/449 Karara sayılı kararında; “Taraflarca aralarındaki hukuki ilişkiden doğan borcun kambiyo senedi ile ödenmesi kararlaştırıldığında, kambiyo senedinin düzenlenmesi kural olarak borcun yenilendiği anlamına gelmez ve hem asıl borç ilişkisinden doğan borç hem de ona binaen kambiyo senedinden doğan kambiyo borcu mevcudiyetini korur (818 sayılı Borçlar Kanunu, m.114/II; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, m. 133/II). Talep haklarının yarıştığı kabul edilen bu durumda asıl borç ilişkisine dayanarak talepte bulunan alacaklı, kambiyo senedini borçluya geri vermekle yükümlüdür (Poroy, R./Tekinalp,Ü: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 13. Baskı, İstanbul 1998, s.128). Başka bir anlatımla; asıl borç ilişkisine dayanılan hâllerde bu kişinin asıl borç ilişkisi nedeniyle kendisine verilmiş olan kambiyo senedini iade edebilmeli veya senedin iptalini sağlamış olmalıdır (Can, M.: Kıymetli Evrak Hukuk Ders Kitabı, Ankara 2011, s.57).
Somut uyuşmazlıkta da taraflar arasındaki kum, çakıl alımı sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin bir kısmının iki ayrı çek ile ödeneceği kararlaştırılmış, davacı sözleşme bedelinin ödenmesi suretiyle edimini ifa etmelerine rağmen malın teslim edilmediğini ileri sürerek eldeki dava ile alacak iddiasında bulunmuştur. Davalı, davaya cevabında ve aşamalardaki savunmalarında sözleşme bedellerinin ödenmediği yönünde herhangi bir itiraz dile getirmemişken, mahkemece bu hususun sorulması üzerine önce müvekkilinin konuyla ilgili bir bilgisinin olmadığını belirtmiş (06.04.2010 tarihli dilekçe), daha sonra bu çeklerin ödenmediği yönünde savunmada bulunmuştur (27.02.2012 tarihli dilekçe).
Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, temel ilişkiye dayanarak kambiyo senedine bağlanan alacağın ödenmediğini ileri süren davalının, ödeme aracı olarak kararlaştırılan söz konusu çeklerin aslını ibraz veya zayi edildiğini ispat edememiş olması karşısında yerel mahkemece ödenmeme savunmasında ispat yükünün davalı üzerinde olduğu ve bu yönde ispatın sağlanamadığı gerekçesi ile tüm sözleşme bedelinin ödendiği kabul edilerek verilen direnme kararı hukuka uygun ve yerindedir.
Ne var ki, Özel Dairenin alacak miktarının hesaplanması usulüne ilişkin (3) nolu bozma nedenine uyularak tespit olunan miktara ilişkin tarafların temyiz itirazları incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.” şeklindeki içtihadı ile de ortaya konduğu üzere esasen davacı takibe konu alacak nedeniyle yukarıda bahsi geçen çek ve bonoları almakla her ne kadar temel ilişkiden kaynaklanan alacağını korusa da bu alacağını ancak ve ancak çek ve bonolarda öngörülen vade şartına bağlı olarak talep etme hakkına sahiptir. Vadesi geldiğinde ödenmediği takdirde bonoları keşideciye iade etmek koşuluyla ancak temel ilişkiden dolayı takip ve dava hakkını kullanma yetkisine sahiptir. Bu kapsamda esasen takibe konu alacak nedeniyle anılan çek ve bonoları almakla ve de fazlaya ilşikin haklarını daha doğrusu asıl alacağa bağlı feriler bakımından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı için bu çek ve bonoların alınması ile takibe konu borç sona ermiş durumdadır. Bir an için aksi düşünülecek olsa bile davacı her hal ve şartta bonoların vadesi gelmeden yani bonolara konu alacak muaccel hale gelmeden bu alacağı talep ve dava etme hakkına sahip değildir. Oysa somut olay itibariyle davacı bonolara konu alacağını bonoların vadesi gelmeden 24/01/2020 tarihinde dava konusu ettiğinden somut olayımız itibariyle vadesi gelmemiş bir alacağın dava konusu edildiği görülmektedir.
Tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 253,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 173,05‬ TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.692,80 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.18/A gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, tahsilat ve gereği için Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünce ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/04/2022

Katip …

Hakim …

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 253,75 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Bakiye Harç : 173,05‬ TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.490,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Giderleri : 124,00 TL